Arzu Çetinkaya
"YARADAN RABBİNİN ADIYLA OKU"
Bismillahirrahmanirrahim
Yaradan Rabbinin adıyla oku. Oku, Rabbin en büyük kerem sahibidir. O ki kalemle (yazmayı) öğretti. İnsana bilmediğini öğretti.” Alâk: 1,3,4,5
"Iqra! "yani " Oku! "
Kuran-ı Kerim’de geçen Resul´e karşı ilk hitap, ilk emir.
İlk emrin oku olması İslam dininin okumaya, dolaylı olarak ilme vermiş olduğu ehemmiyetin en bariz örneğidir.
Avusturya’ya ilk geldiğim zaman en çok dikkatimi çeken unsurlardan birisi de, Avrupalıların okumaya vermiş olduğu önemdi. Geçen yine bir tren yolculuğunda etrafı şöyle bir incelemem benim o ilk dönemlerimdeki şaşkınlığı tekrar aklıma getirdi.Yanımda oturan yaşlı bayanın elinde filozofi üzerine bir kitap, karşımdaki genç bayan bir roman okuyor, yan koltuktaki küçük çocuk elindeki bulmacayı çözmekle meşgulken, annesi elindeki gazeteyi okuyor.Ben hayranlıkla onları izlerken, arka koltuktan bir müzik sesi duyuyorum.
Arkamı dönüyorum.Bir Türk genci kulaklarında mp3 kulaklığı , gözler kapalı kendinden geçmiş bir vaziyette sallanıyor.Gülsem mi ağlasam mı diye düşünüyorum kendi kendime..
Ne acıdır ki Türkiye’yi bilmem ama Avrupa’da yetişen gençliğin en az % 95‘nin hal vaziyeti böyle. Ben senelerdir otobüste, trende yolculuk yaparım şimdiye kadar bir kere olsun kitap ya da gazete okuyan bir Türk gencine rastlayamadım malesef..
Ne yazıktır ki bizler Türk toplumu olarak okuma özürlü bir milletiz.
Oysa bizim dinimiz ilme, okumaya bu kadar çok önem verirken, bizleri hadislerle, ayetlerle bu derecede teşvik ederken, Avrupalılar Müslüman olmadıkları halde ilimde de bilimde de bizleri geçmişlerdir ..
Hz Muhammed (s.a.a)birçok hadis-i şerifinde ilmin önemini dile getirmislerdir.
"İlim öğrenmek kadın, erkek herkese farzdır."
"İlim Çin'de bile olsa gidiniz."
"Beşikten mezara kadar ilim öğreniniz"....... gibi
Birçok sorunun nedenini çocuklukta aramak gerektiği gibi okuma tembelliğinin nedeni de ta çocuk yaşlara dayanır.
Bizlerin aileleri genelde kırsal kesimden gelen hatta bir çoğu okuma yazma bilmeyen insanlardır.Onların da bizleri küçükken kitap okumaya teşvik etmemeleri affedilebilir.
Lakin ikinci kuşak ebeveynler için bu özür asla söz konusu değildir. İkinci kuşak ebeveynlerin kesinlikle çocuklarını 0 yaştan başlayarak okumaya teşvik etmeleri gerekmektedir.
Çocuğa küçük yaşlarda özel zaman ayırıp öykü, masal kitapları okuyarak daha bebekken okuma alışkanlığının temeli atılmalıdır.Hatta son senelerde çocuğa anne karnında bile kitap okunması gerektiğinin tezini savunanlar bile vardır.
Bunun yanında çocuğu okumaya teşvik ederek onu motive etmemiz gerekir.Mesela kitap okuduğu ya da dinlediği zaman onu ödüllendirmeli okuduktan sonra okunan kitap hakkında konuşmalı, ondan okuduklarını cümlelere dökmesini isteyerek, hem konuşma yeteneğini geliştirip, hem de okuduklarını tekrarlayarak bilginlerinin kalıcı olmasını sağlamalıyız.
Bunun yanında anne baba olarak yapmamız gereken en önemli şeylerden birisi de her türlü çocuk eğitimiyle ilgili meselelerde olduğu gibi, okuma alışkanlığını da aşılarken de onlara iyi model olmamızdır. Unutmayalım ki çocuklar bizim aynadaki yansımalarımızdır.Bizler ne yaparsak onlar da bizi taklit ederler.Bizler iyi bir okuyucu olursak inşallah çocuklarımız da bizleri bu konuda örnek alacaklardır.
"Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum"
Hz. Ali (r.a)
İlim ilim bilmektir
İlim kendin bilmektir
Sen kendini bilmezsen
bu nice okumaktır…
(Yunus emre)
"YARADAN RABBİNİN ADIYLA OKU"
Bismillahirrahmanirrahim
Yaradan Rabbinin adıyla oku. Oku, Rabbin en büyük kerem sahibidir. O ki kalemle (yazmayı) öğretti. İnsana bilmediğini öğretti.” Alâk: 1,3,4,5
"Iqra! "yani " Oku! "
Kuran-ı Kerim’de geçen Resul´e karşı ilk hitap, ilk emir.
İlk emrin oku olması İslam dininin okumaya, dolaylı olarak ilme vermiş olduğu ehemmiyetin en bariz örneğidir.
Avusturya’ya ilk geldiğim zaman en çok dikkatimi çeken unsurlardan birisi de, Avrupalıların okumaya vermiş olduğu önemdi. Geçen yine bir tren yolculuğunda etrafı şöyle bir incelemem benim o ilk dönemlerimdeki şaşkınlığı tekrar aklıma getirdi.Yanımda oturan yaşlı bayanın elinde filozofi üzerine bir kitap, karşımdaki genç bayan bir roman okuyor, yan koltuktaki küçük çocuk elindeki bulmacayı çözmekle meşgulken, annesi elindeki gazeteyi okuyor.Ben hayranlıkla onları izlerken, arka koltuktan bir müzik sesi duyuyorum.
Arkamı dönüyorum.Bir Türk genci kulaklarında mp3 kulaklığı , gözler kapalı kendinden geçmiş bir vaziyette sallanıyor.Gülsem mi ağlasam mı diye düşünüyorum kendi kendime..
Ne acıdır ki Türkiye’yi bilmem ama Avrupa’da yetişen gençliğin en az % 95‘nin hal vaziyeti böyle. Ben senelerdir otobüste, trende yolculuk yaparım şimdiye kadar bir kere olsun kitap ya da gazete okuyan bir Türk gencine rastlayamadım malesef..
Ne yazıktır ki bizler Türk toplumu olarak okuma özürlü bir milletiz.
Oysa bizim dinimiz ilme, okumaya bu kadar çok önem verirken, bizleri hadislerle, ayetlerle bu derecede teşvik ederken, Avrupalılar Müslüman olmadıkları halde ilimde de bilimde de bizleri geçmişlerdir ..
Hz Muhammed (s.a.a)birçok hadis-i şerifinde ilmin önemini dile getirmislerdir.
"İlim öğrenmek kadın, erkek herkese farzdır."
"İlim Çin'de bile olsa gidiniz."
"Beşikten mezara kadar ilim öğreniniz"....... gibi
Birçok sorunun nedenini çocuklukta aramak gerektiği gibi okuma tembelliğinin nedeni de ta çocuk yaşlara dayanır.
Bizlerin aileleri genelde kırsal kesimden gelen hatta bir çoğu okuma yazma bilmeyen insanlardır.Onların da bizleri küçükken kitap okumaya teşvik etmemeleri affedilebilir.
Lakin ikinci kuşak ebeveynler için bu özür asla söz konusu değildir. İkinci kuşak ebeveynlerin kesinlikle çocuklarını 0 yaştan başlayarak okumaya teşvik etmeleri gerekmektedir.
Çocuğa küçük yaşlarda özel zaman ayırıp öykü, masal kitapları okuyarak daha bebekken okuma alışkanlığının temeli atılmalıdır.Hatta son senelerde çocuğa anne karnında bile kitap okunması gerektiğinin tezini savunanlar bile vardır.
Bunun yanında çocuğu okumaya teşvik ederek onu motive etmemiz gerekir.Mesela kitap okuduğu ya da dinlediği zaman onu ödüllendirmeli okuduktan sonra okunan kitap hakkında konuşmalı, ondan okuduklarını cümlelere dökmesini isteyerek, hem konuşma yeteneğini geliştirip, hem de okuduklarını tekrarlayarak bilginlerinin kalıcı olmasını sağlamalıyız.
Bunun yanında anne baba olarak yapmamız gereken en önemli şeylerden birisi de her türlü çocuk eğitimiyle ilgili meselelerde olduğu gibi, okuma alışkanlığını da aşılarken de onlara iyi model olmamızdır. Unutmayalım ki çocuklar bizim aynadaki yansımalarımızdır.Bizler ne yaparsak onlar da bizi taklit ederler.Bizler iyi bir okuyucu olursak inşallah çocuklarımız da bizleri bu konuda örnek alacaklardır.
"Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum"
Hz. Ali (r.a)
İlim ilim bilmektir
İlim kendin bilmektir
Sen kendini bilmezsen
bu nice okumaktır…
(Yunus emre)
Yorum