Yağmur yağıyor. Sağanak şeklinde yağıyor üzerimize. Her yerimiz yanmış. Yüreğimiz, ruhumuz doya doya içmiş yağmur suyundan, hoşlanmış ve kanmamış hâlâ. Sokaklar, caddeler, evler, ağaçlar, insanlar, çocuklar, gençler, yaşlılar bu yağmurdan ıslanmış.
Yağmur yağıyor hiç dinmek bilmez bir hırsla, kinle, nefretle yağıyor üzerimize, değiyor her yerimize, doluyor zihinlerimize. Kuraklığı yaşatıyor benliğimzde, çöle döndürüyor aklımızı, seraplara hasret düşler üretiyoruz düşüyoruz habire. Düşünce, düşüncelerimiz çamura bulanıyor, kirleniyorlar yağmurdan kanayan toprakta.
Gözyaşları, feryatlar görünmüyor, duyulmuyorlar bu tufanın içinde. Kimileri bereket sanıyor, daha çok yağsın diye dua ediyor, kimi ruhlar üşüyor, titriyor. Su, varlığı varolmann gereği olan su, çokluğuyla kaplıyor cihanı, dolduruyor arzı. Yıkıyor evleri, söndürüyor yanan ocakları, kurutuyor ağaçları. Meyvesi baharın müjdecisi ağaçları kökünden savurmak için sel oluyor akıyor.
Bir gemi... Tüm bu tufanın içinde bir gemi yol alıyor. Yükseldikçe sular, yağdıkça yağmur, dimdik ayakta hiç sarsılmadan ilerliyor.
Bir gemi... kimileri alay ediyor. Kimileri rahmetten(!) kaçılırmı diyor, kimileri batsın diye dua ediyor, kimileri seviyor, beğeniyor övüyor ama binmiyor.
Bu yağmur yakarken her yeri, arttırırken yeryüzündeki çığlıkları, ruhsuz bırakırken bedenleri, sustururken dilleri, kör ederken gözleri, şerri ile ıslatırken zihinleri, şecere-i tayyibe'den mamul bu gemi yol alıyor.
Binmeyen boğuluyor sevse de. Binmeyen kayboluyor selde, çıksa da bahaneler dağının tepesine. Sevmeyen ya zaten ümitsiz kurtulmaktan bu tufandan ya da haberi yok bu zülüm yağmurunda ıslandığından.
binen emanda ta baştan. binen değerini bilmekte, ilerlesin diye bu yağmurda, durmasın batmasın diye gayret sarfetmekte hiçbir kınayıcının kınamasından korkmadan. ve seslenmekte "bu yağmur yutacak sizi, boğacak ümidinizi, yakacak dareyninizi, geç olmadan gelin" diye. ama ne çare "ölülere işittiremezsin, arkasını dönüp giden sağıra duyuramazsın"
her yağmurun sonu vardır elbet dağılır bulutlar. yaşam yeniden başlar sağ kalanlarla, sağ olduklarının bilincinde olanlarla. "binenin kurtulduğu" bu geminin sakinleri dağılır yeryüzüne kurarlar yeni bir yaşam. Zaten bu değil midir ilahi vaad ve beklenilen zaman.
Yağmur yağıyor hiç dinmek bilmez bir hırsla, kinle, nefretle yağıyor üzerimize, değiyor her yerimize, doluyor zihinlerimize. Kuraklığı yaşatıyor benliğimzde, çöle döndürüyor aklımızı, seraplara hasret düşler üretiyoruz düşüyoruz habire. Düşünce, düşüncelerimiz çamura bulanıyor, kirleniyorlar yağmurdan kanayan toprakta.
Gözyaşları, feryatlar görünmüyor, duyulmuyorlar bu tufanın içinde. Kimileri bereket sanıyor, daha çok yağsın diye dua ediyor, kimi ruhlar üşüyor, titriyor. Su, varlığı varolmann gereği olan su, çokluğuyla kaplıyor cihanı, dolduruyor arzı. Yıkıyor evleri, söndürüyor yanan ocakları, kurutuyor ağaçları. Meyvesi baharın müjdecisi ağaçları kökünden savurmak için sel oluyor akıyor.
Bir gemi... Tüm bu tufanın içinde bir gemi yol alıyor. Yükseldikçe sular, yağdıkça yağmur, dimdik ayakta hiç sarsılmadan ilerliyor.
Bir gemi... kimileri alay ediyor. Kimileri rahmetten(!) kaçılırmı diyor, kimileri batsın diye dua ediyor, kimileri seviyor, beğeniyor övüyor ama binmiyor.
Bu yağmur yakarken her yeri, arttırırken yeryüzündeki çığlıkları, ruhsuz bırakırken bedenleri, sustururken dilleri, kör ederken gözleri, şerri ile ıslatırken zihinleri, şecere-i tayyibe'den mamul bu gemi yol alıyor.
Binmeyen boğuluyor sevse de. Binmeyen kayboluyor selde, çıksa da bahaneler dağının tepesine. Sevmeyen ya zaten ümitsiz kurtulmaktan bu tufandan ya da haberi yok bu zülüm yağmurunda ıslandığından.
binen emanda ta baştan. binen değerini bilmekte, ilerlesin diye bu yağmurda, durmasın batmasın diye gayret sarfetmekte hiçbir kınayıcının kınamasından korkmadan. ve seslenmekte "bu yağmur yutacak sizi, boğacak ümidinizi, yakacak dareyninizi, geç olmadan gelin" diye. ama ne çare "ölülere işittiremezsin, arkasını dönüp giden sağıra duyuramazsın"
her yağmurun sonu vardır elbet dağılır bulutlar. yaşam yeniden başlar sağ kalanlarla, sağ olduklarının bilincinde olanlarla. "binenin kurtulduğu" bu geminin sakinleri dağılır yeryüzüne kurarlar yeni bir yaşam. Zaten bu değil midir ilahi vaad ve beklenilen zaman.
Yorum