Şaşırılacak Bir Sabır
Hz. Peygamber (s.a.a)’in Ebu Talha isminde ashabından birinin çok sevdiği bir oğlu vardı.
Tesadüfen ağır bir şekilde hastalandı. Çocuğun annesi, çocuğunun ölümünün yaklaştığını anlayınca, bir bahaneyle Ebu Talha’yı Resulullah (s.a.a)’in yanına gönderdi. Ebu Talha evden çıktıktan sonra çok geçmeksizin çocuk öldü. Çocuğun annesi Ümmü Selim, oğlunun cesedini bir parçaya büküp odanın bir kenarına bıraktı; aile fertlerine de çocuğun ölümünü Ebu Talha’ya söylememelerini tavsiye etti. Daha sonra güzel bir yemek hazırladı ve kendisini süsleyerek kocasını karşılamaya hazırlandı.
Ebu Talha eve geldiğinde; “Çocuğumun durumu nasıldır?” diye sordu.
Kadın cevaben; “İstirahat etmektedir” dedi.
Daha sonra Ebu Talha; “Yemek var mı yiyelim?” dedi.
Ümmü Selim, hemen kalkarak bir yemek getirdi. Yemek yedikten sonra, kendisini Ebu Talha’nın ihtiyarına bırakıp onunla çiftleşti. Bu esnada ona şöyle dedi: “Ebu Talha! Eğer bir kimseden bir emanet bizim yanımızda olursa, onu da sahibine geri çevirmiş olursak rahatsız mı olursun?”
Ebu Talha; “Subhanellah! Neden rahatsız olayım; oysa vazifemiz budur.” dedi.
Kadın; “Öyleyse sözüme kulak ver; oğlun yanımızda Allah’ın bir emaneti idi, bugün emanet sahibi onu geri aldı” dedi.
Ebu Talha’da bir değişiklik olmaksızın hanımına: “Ben, çocuğun annesi olan senden sabırlı olmaya daha layığım.” diyerek yerinden hareket edip hamama gitti, gusül ettikten sonra da iki rekat namaz kıldı. Daha sonra Resulullah (s.a.a)’in huzuruna vararak hanımının hikayesini O Hazrete anlattı.
Hz. Peygamber (s.a.a) şöyle dua etti: “Allah Teala gelecek çocuklarınızla size bereket versin.”
Daha sonra; “Hamd olsun Allah’a ki, benim ümmetim arasında, Beniisrailli kadın gibi sabırlı bir kadın vardır” buyurdular.
Hz. Peygamber’den; “O kadının sabrı nasıl idi? sorduklarında Hazret şöyle buyurdular:
“Beniisrail’de, iki oğlu olan bir kadın vardı; kocası misafirler için yemek hazırlamasını emretti. Yemek hazırlandığında konuklar geldiler. Çocuklar oynarken aniden her ikisi de kuyuya düştüler. Kadın, konukların rahatsız olmaması için (ses çıkarmadan) çocukların cenazesini kuyudan dışarı çıkararak onları bir parçaya sarıp evin bir köşesine bıraktı. Misafirler gittikten sonra kendisini bezeyip eşi için hazır oldu. Bir yatakta yattıktan sonra kocası ; “Çocuklar nerededir?” diye sordu.
Kadın; “Diğer odadadırlar” dedi.
Adam çocuklara seslendi, aniden o iki çocuk dirilerek babalarına doğru koştular. Kadın bu manzarayı görünce şöyle dedi:
“Subhanellah! Allah’a and olsun ki, bu iki çocuk ölmüşlerdi; Allah Teala, benim sabır ve tahammülümden dolayı onları diriltti.”
Bihar, c. 82, s. 150.
Hz. Peygamber (s.a.a)’in Ebu Talha isminde ashabından birinin çok sevdiği bir oğlu vardı.
Tesadüfen ağır bir şekilde hastalandı. Çocuğun annesi, çocuğunun ölümünün yaklaştığını anlayınca, bir bahaneyle Ebu Talha’yı Resulullah (s.a.a)’in yanına gönderdi. Ebu Talha evden çıktıktan sonra çok geçmeksizin çocuk öldü. Çocuğun annesi Ümmü Selim, oğlunun cesedini bir parçaya büküp odanın bir kenarına bıraktı; aile fertlerine de çocuğun ölümünü Ebu Talha’ya söylememelerini tavsiye etti. Daha sonra güzel bir yemek hazırladı ve kendisini süsleyerek kocasını karşılamaya hazırlandı.
Ebu Talha eve geldiğinde; “Çocuğumun durumu nasıldır?” diye sordu.
Kadın cevaben; “İstirahat etmektedir” dedi.
Daha sonra Ebu Talha; “Yemek var mı yiyelim?” dedi.
Ümmü Selim, hemen kalkarak bir yemek getirdi. Yemek yedikten sonra, kendisini Ebu Talha’nın ihtiyarına bırakıp onunla çiftleşti. Bu esnada ona şöyle dedi: “Ebu Talha! Eğer bir kimseden bir emanet bizim yanımızda olursa, onu da sahibine geri çevirmiş olursak rahatsız mı olursun?”
Ebu Talha; “Subhanellah! Neden rahatsız olayım; oysa vazifemiz budur.” dedi.
Kadın; “Öyleyse sözüme kulak ver; oğlun yanımızda Allah’ın bir emaneti idi, bugün emanet sahibi onu geri aldı” dedi.
Ebu Talha’da bir değişiklik olmaksızın hanımına: “Ben, çocuğun annesi olan senden sabırlı olmaya daha layığım.” diyerek yerinden hareket edip hamama gitti, gusül ettikten sonra da iki rekat namaz kıldı. Daha sonra Resulullah (s.a.a)’in huzuruna vararak hanımının hikayesini O Hazrete anlattı.
Hz. Peygamber (s.a.a) şöyle dua etti: “Allah Teala gelecek çocuklarınızla size bereket versin.”
Daha sonra; “Hamd olsun Allah’a ki, benim ümmetim arasında, Beniisrailli kadın gibi sabırlı bir kadın vardır” buyurdular.
Hz. Peygamber’den; “O kadının sabrı nasıl idi? sorduklarında Hazret şöyle buyurdular:
“Beniisrail’de, iki oğlu olan bir kadın vardı; kocası misafirler için yemek hazırlamasını emretti. Yemek hazırlandığında konuklar geldiler. Çocuklar oynarken aniden her ikisi de kuyuya düştüler. Kadın, konukların rahatsız olmaması için (ses çıkarmadan) çocukların cenazesini kuyudan dışarı çıkararak onları bir parçaya sarıp evin bir köşesine bıraktı. Misafirler gittikten sonra kendisini bezeyip eşi için hazır oldu. Bir yatakta yattıktan sonra kocası ; “Çocuklar nerededir?” diye sordu.
Kadın; “Diğer odadadırlar” dedi.
Adam çocuklara seslendi, aniden o iki çocuk dirilerek babalarına doğru koştular. Kadın bu manzarayı görünce şöyle dedi:
“Subhanellah! Allah’a and olsun ki, bu iki çocuk ölmüşlerdi; Allah Teala, benim sabır ve tahammülümden dolayı onları diriltti.”
Bihar, c. 82, s. 150.
Yorum