Düsünüyorum da..

Yahu dostlar düsünüyorum da;
Hayat da herkes yine basladigi noktaya dönmenin hayalini yasiyor..
Bir yerde okumustum nerede oldugunu simdi tam hatirlamiyorum ama beni cok etkilemisti..
Hikaye söyle:

Cok zengin bir adam deniz kiyisinda balik tutan bir gence ne yaptigini sorar.
Genc : Balik tutuyorum diye cevap verir.

Zengin adam ise Yazik yahu diye cikisir gence..
Bak ne kadar gencsin Hayat seni bekliyor git büyük sehirlere calis cabala firma sahibi ol Zengin ol..
Sonra benim gibi ihtiyarlayinca emekliye ayrilir gelir deniz kiyisinda balik tutarsin..
Rahatina bakarsin..



Genc Yasli adama söyle bir bakar ve ekler:

Ben Zaten balik tutuyorum..
Sonunda yine balik tutup mutlu olacaksam eger bu kadar eziyet niye ?..

Düsündüm de..

Gercekten öyle degil mi ?..
Bu kadar maceradan sonra Gel yine balik tut.

Bu nasil bir döngü Ya Rabbi ?..

[mirzehan]

Ynt: Düsünüyorum da..

dünyanın çarkı böyle üstad. Çalışacan çabalıycan ekmek peşinde koşarken , birilerinin ekmek kazanmasına da vesile olacan. Hani toplumsal canlılarız ya o yüzden
Ama o balıkçı kasabasının hayalini bende kuruyorum. Balık turmuycam ben senin tuttuklarından ızgara yapacam

[gulistan_2]

Ynt: Düsünüyorum da..

iste meseleyi cözmüssünüz bile
biriniz tutuyorsunuz baligi
biriniz izgara hizmeti veriyorsunuz
bizde gecerken ugrayip balik yiyoruz
alan memnun satan memnun

göktürk abim
söylediklerin hirs ve tamah icin, acgözlükük ve büyümek büyümek büyümek icin olursa evet cok hakli bir kissa
ama insanlar sürekli hedefler belirleyip, yaptiklari isleri daha güzel, daha büyük, ve fakat daha faydali hale dönüstürme cabasinda da olmalilar...

yukaridaki kissayi birde bu yönden degerlendirirsem, derim ki o genc hakkinda: "madem zaten balik tutuyorsun, neden bugün tut, bugün pisir, bugün ye yerine, baskalarininda faydalanabilecegi bir boyuta tasimiyorsun bu ugrasini!?

[mirzehan]

Ynt: Düsünüyorum da..

ya örnek olacağız işte o gence bacım
göktürk abi tutacak
bende pişirip yiyecem
yetişirseniz sizede ikram ederiz yani göktürk abinin balık tumadaki marifetine bağlı
saatte kaç olta sallıyor kaç balık çekiyor, onun balık tutma hızı benim balık yeme hızımdan fazla ise yaşadınız

[gulistan_2]

Ynt: Düsünüyorum da..

abime bak
bende saniyorum, göktürk abi tutacak, sen ondan alip izgara yapip satacaksin, bizde müsteri olacagiz
sen baliklari hangi hizla yiyecegini bile hesab etmissin

[mirzehan]

Ynt: Düsünüyorum da..

yok ablacım satamak yok
ben hep düşünüyorumda
aslında herkes boğaz tokluğuna çalışıyor
çok kazananda az kazananda karınını doyuruyor , diğer giderler lüks

ee balık tuttuk yedik doyduk, parayı napacaz ki
satmak yok .
ara sıra ekmekle takas ederiz belki fırıncı amcadan.

Ynt: Düsünüyorum da..

Iste Balik tutmadaki mutlulugu yakaladik..

Hizliyimdir balikcilikta ha ..
iki saatde 3 kilo balik yakalarim yani..

[gulistan_2]

Ynt: Düsünüyorum da..

ok tamam
dünyaya acilmistim ben bir an
yani yukaridaki su sözler üzerine

"Çalışacan çabalıycan ekmek peşinde koşarken , birilerinin ekmek kazanmasına da vesile olacan. " bina etmistim düsüncelerimi ama olsun,
böyle de güzel

Ynt: Düsünüyorum da..

Gülistan bacim;

Dediklerini vallahi hep yaptim.

Amma velakin dödüm dolastim yine Balik tutma noktasina geldim )
Benim demek istedigim bu..

Yani hayatin boyunca harcadigin enerji tükenmeye yüz tutunca yine basa dönüyor insan..
Ne kadar zengin olursan ol
Ne kadar iyi amellerin olursa olsun.
Ne kadar büyük bir isim yapmis olursan ol..
Dönecegin yer özlemini duydugun sey senin gencliginde huzur icinde yaptigin isten ibaret..

" Balik tutma " bir örnek..
Kimisi de koyun güder
Bir baskasi cicek yetistirir.

Bilmem anlatabiliyor muyum ?..

Ynt: Düsünüyorum da..

Ve'l hasil-i kelam :
Pil bitiyor!.. Huzur ariyoruz vesselam.. )

Ynt: Düsünüyorum da..

Bence sadece balığı tutup karnını doyurmakla olmuyor insanın geçindirmesi gereken bir ailesi varsa her zaman onlara daha rahat bir yaşam sağlamak için çalışmalı çabalamalı.Ailesi olmasa bile kendisi içinde bir miktar para kazanıp giyim vs gibi ihtiyaçlarını kazanması lazım.Bu devirde parası olmuyana değer vermiyolar. Tabikide dünyaya kapılıp o hırslada kendini çok yıpratmamalı..

Ynt: Düsünüyorum da..

[quote author=betül-ü azra link=topic=3909.msg22914#msg22914 date=1241161329]
Bence sadece balığı tutup karnını doyurmakla olmuyor insanın geçindirmesi gereken bir ailesi varsa her zaman onlara daha rahat bir yaşam sağlamak için çalışmalı çabalamalı.Ailesi olmasa bile kendisi içinde bir miktar para kazanıp giyim vs gibi ihtiyaçlarını kazanması lazım.Bu devirde parası olmuyana değer vermiyolar. Tabikide dünyaya kapılıp o hırslada kendini çok yıpratmamalı..
[/quote]


Yemyeşil adada obur bir öküz yalnız başına yaşardı. Akşama kadar adada ne kadar ot varsa yer, doyar, semirdikçe semirir. Gece olduğunda da; "yarın ne yiyeceğim" diye dertlenir, üzüntüden kıla döner... Sabah olup, etraf görünecek kadar ışıyınca, geçen süre içinde her tarafın yeniden yeşerdiğini, otların boyu aşacak duruma geldiğini fark eder, sevinç ve büyük bir iştaha ile saldırır otlara, akşama kadar otlar, yenmemiş tek kök dahi bırakmaz, yağlanır, tavlanır, gücü kuvveti yerine gelir... Yenecek hiç bir şeyin kalmadığını fark ettiğinde de, zaten akşam olmuş olur, açlık korkusu, ertesi güne yiyeceğinin olmadığı düşüncesi perişan eder, bu korkuyla titremeye başlar, zayıflar... Bu öküz yıllardır böyledir.
Bidayetten beri yeşilliği otlar, çimenlikte yayılır, ertesi gün hep dolu bulur etrafı, rızkında azalma olmaz. "Bu korku nedir, gönlümü yakıp, yandıran bu gam nedir?..." diye düşünmez! İşte nefis; o öküzdür, çayırlarla dolu ada ise; Dünyadır.
Tabiat; ekmek korkusuyla zayıflar durur, "gelecek zamanlarda ne yiyeceğim, yarının rızkını nasıl ve nerede elde edeceğim?.." kaygısına düşer!... Halbuki; yıllardır yedin, yiyeceğinde hiç bir eksilme olmadı. Artık biraz da gelecek düşüncesini bırak ta, geçmişe bak. Yediğin rızıkları hatırla, geleceği düşünüp sızlanma...

Mesnevi:5.Cild-Sayfa:234-235

Ynt: Düsünüyorum da..

Hz. Mevlana şöyle seslenir:

"Sen cihanın hazinesisin, cihan bir yarım arpaya değmez. Sen cihanın temelisin, cihan senin yüzünden taptazedir. Diyelim ki âlemi meşale ve ışık kaplamış; çakmaksız ve taşsız olduktan sonra o, iğreti bir rüzgârdan başka nedir?"
Yüce Hüdavendigar "Mümin müminin aynasıdır" hadisini açıklarken şöyle konuşur:
"Tanrı'nın adlarından biri de el-mümin'dir. İman eden kula da mümin denir. Mümin müminin aynasıdır demek, Tanrı onda, o aynada tecelli etti demektir." O halde Hakk'ı insanda görmek gerekir. Bunu yapmayan, görmesini bilmiyor demektir.

Yine Mevlana şöyle seslenir:

"Murat sensin. Neden oraya buraya koşuyorsun? O, sen demektir. Ama sen, sakın ben deme, hep sen diye söyle. Göz dürüst görürse, sen O olursun. O da sen olur."
"Ey Tanrı kitabının örneği insanoğlu! Ey şahlık güzelliğinin aynası mutlu varlık. Her şey sensin. Âlemde ne varsa senden dışarı değil. Sen ne ararsan kendinde ara, çünkü her varlık sende."
İnsanın bu şerefi bedava değildir. Bu şerefin beraberinde getirdiği sorumluluk ve ıstırap da büyüktür. İnsanın şerefi gibi, sorumluluğu ve ıstırabı da varlığın en büyük sorumluluk ve ıstırabıdır.

Mevlana'nın kavgası eşyaya boyun eğen insanı, eşyayı boyun eğdiren bir yaratıcı benlik haline getirmek içindir.

[gulistan_2]

Ynt: Düsünüyorum da..

abi;
haklisin, ne is yaparsan yap, ister kendin icin, ister baskalarini düsünerek yap
ister az olsun ister cok, ister basarili ol, ister basarisiz

huzurlu olabilmek icin, tesadüfi degil, bilincli olarak birseyler yapmis olmak gerekiyor
sanirim birde, en önemli hatamiz, yaptigimiz is adina tevekkülümüzü yeterli seviyede tutmuyoruz
buda bizim neredeyse bütün enerjimizi sömürüyor, tamahkar degilsek bile, aslinda tamahkarca hareket ettigimizi görüyoruz...

birde bitisleri hep basa dönüs olarak görmeye meyilliyiz
belki birseyin bitisi, cikilan yolculukta yalnizca biniti degistirmekten ibarettir
yol bitmedigine göre, dualarimizda olduguna göre, demekki ilahi irade bizi bir yerlere yürütüyordur