[b]Adı Üveys'di... Yemen'in Karan kabilesinde yaşamını sürdürüyordu. Tertemiz ve saf bir yüreği vardı, aynı zamanda da sürekli olarak etrafında gelişen ve oluşan olaylara karşı belirgin bir merak duyar ve elinden geldiğince her şeyi öğrenmeye çalışırdı. İslam dininin yüce emirleriyle hala tanışmamasına rağmen, asil olan insani değerlere karşı tamamen saygılıydı ve bu çerçevedeki en aşikar özelliği de annesine karşı sergilediği derin saygı ve hürmetti.
Üveys yaşlı annesine içinde beslediği ihsan ile vefayı her zaman duygu dolu davranışlarıyla birlikte gösteriyordu ve annesinin onun terbiyeli biçimde büyüyüp gelişmesi için çektiği tüm acılar ile çilelerin bilincinde olmasından ötürü annesinin bütün ihtiyaçlarını ve isteklerini gidermek için sürekli çalışıyor ve onun yanında yaşamını sürdürüyordu. Üveys için annesinin rızası her şeyden daha önemliydi.
Üveys bir Peygamberin Mekke şehrinden Medine'ye doğru hicret etmekte olduğu ve bazılarının onu desteklediklerin haberini duymuştu. Kendince yaptı araştırmalar ve değerlendirmeler sonucunda, o peygamberin Yüce Allah tarafından gönderildiği neticesine varmıştı, zira o peygamberin söyledikleri tamamıyla akla ve mantığa ve de yüce insani değerlere dayalı sözlerdi. Onun iman getirdiği ve sabırsızca görmeyi arzu ettiği kişi, İslam Peygamberi hz. Muhammed -sav- idi.
Günün birinde Üveys annesinin yanına giderek saygılı bir biçimde şu sözleri söyledi:
"...Anne, son ilahi peygamber olan kişiyi görebilme şevki ve arzusu tüm ruhumu kaplamıştır ve yüreğim sabırsızlıkla onu ziyaret etmek için çarpıyor. Bilirsin ki senin oğlun şimdiye dek iyiliği izlemekten ve doğruyu takip etmekten başka bir şey düşünmemiştir, şimdi Allah'ın Resulünü yakından görmeyi istiyorum, bu nedenle de sizden bana birkaç günlüğüne Medine'ye gitmem ve görmeye can attığım peygambere kavuşabilmem için müsaade etmenizi rica ediyorum.
Üveys'in annesi, oğlundaki bu şevk ve vasıfsız isteği görünce, oldukça etkilenmiş ve şöyle demişti:
"Oğul sana Medine'ye gitmen ve Peygamberi görmen için izin veriyorum, ancak senden bir ricam var, o da, habibine kavuştuktan sonra orada fazla kalmaman ve çabucak Yemen'e geri dönmendir..."
Üveys mutlulukla annesinin önerisini kabul etti ve Peygamber efendimizi görebilmek için Yemen'den Medine'ye doğru yola koyuldu. Yolculuğun zorluğu ve tüm çileleri, Peygamberi görebilme aşkı yanında sönük kaldığından, Üveys günler süren tüm zorluklara aldırmadan göğüs gererek nihayet Medine'ye vardı.
Üveys bir an evvel Peygamberi görmek için onun izini bulma gayesiyle şehir içerisinde heyecanla sağa sola koşuşturup duruyordu. Üveys kendisinin Peygamberi görmesine yardımcı olmaları için birkaç kişiye danışmayı ve yardım almayı denedi. Derken, fazlasıyla üzülmesine neden olacak bir haberle karşılaştı. Onlar, Peygamberin birkaç günlüğüne şehir dışına çıktığını söylediler, o da, büyük bir hayal kırıklığı içerisinde yere yığılıp ağlamaya başladı.
Üveys'in ahvalini gören birkaç kişi, Peygamberin dönüşüne kadar kendisinin şehirde onlara misafir olmasını teklif ettiler, fakat Üveys yaşlı bir annesi olduğunu ve oğlunun bir an evvel Yemen'e geri dönüşünü sabırsızlıkla beklediğini anlattı onlara. Dolaysıyla Üveys, annesine verdiği sözü yerine getirmek için, vakit kaybetmeden Yemen'e geri dönmeye karar verdi ve Peygamberin yarenleri ve yakınlarına şöyle seslendi:
"... Sizlerden ricam, Peygamber geri döndüğünde benim selamımı kendisine iletmenizdir..."
Peygamber efendimiz aradan geçen birkaç gün sonunda Medine'ye geri döndü ve Üveys ile ilgili olayları duyduğunda, onun bu davranışını överek şunları söylediler:
"Üveys gitti, fakat kendisinden geriye güzel bir pırıltıyı bizim evde bırakarak, cennetin hoş ve huzur verici meltemini Yemen tarafından esmesine neden oldu. Ey Üveys, seni görmeye ben de çok isterim. Her kim Üveysi görürse benim selamımı ona iletsin."
Böylece Üveys-i Karani, annesine karşı davranışındaki ihlasdan dolayı İslam peygamberi hz. Muhammed'in -sav- kalbinde yer edindi ve İslam tarihine göre Üveys peygamber efendimizi görmeye muvaffak olmamasına rağmen, annesine karşı gösterdiği vefa ve sergilediği saygıdan ötürü , adı tarihin altın sayfalarında ölümsüzleşti.
Yüce İslam Peygamberi hz. Muhammed'in -sav- bir hadisi şerifi şöyle:
" Anneyle babası'nın memnuniyetini sağlayabilen kimse, Allah'ı memnun etmiştir, ve ebeveynlerinin öfkesini uyandıran ise, Allah'ı öfkelendirmiştir".
Üveys yaşlı annesine içinde beslediği ihsan ile vefayı her zaman duygu dolu davranışlarıyla birlikte gösteriyordu ve annesinin onun terbiyeli biçimde büyüyüp gelişmesi için çektiği tüm acılar ile çilelerin bilincinde olmasından ötürü annesinin bütün ihtiyaçlarını ve isteklerini gidermek için sürekli çalışıyor ve onun yanında yaşamını sürdürüyordu. Üveys için annesinin rızası her şeyden daha önemliydi.
Üveys bir Peygamberin Mekke şehrinden Medine'ye doğru hicret etmekte olduğu ve bazılarının onu desteklediklerin haberini duymuştu. Kendince yaptı araştırmalar ve değerlendirmeler sonucunda, o peygamberin Yüce Allah tarafından gönderildiği neticesine varmıştı, zira o peygamberin söyledikleri tamamıyla akla ve mantığa ve de yüce insani değerlere dayalı sözlerdi. Onun iman getirdiği ve sabırsızca görmeyi arzu ettiği kişi, İslam Peygamberi hz. Muhammed -sav- idi.
Günün birinde Üveys annesinin yanına giderek saygılı bir biçimde şu sözleri söyledi:
"...Anne, son ilahi peygamber olan kişiyi görebilme şevki ve arzusu tüm ruhumu kaplamıştır ve yüreğim sabırsızlıkla onu ziyaret etmek için çarpıyor. Bilirsin ki senin oğlun şimdiye dek iyiliği izlemekten ve doğruyu takip etmekten başka bir şey düşünmemiştir, şimdi Allah'ın Resulünü yakından görmeyi istiyorum, bu nedenle de sizden bana birkaç günlüğüne Medine'ye gitmem ve görmeye can attığım peygambere kavuşabilmem için müsaade etmenizi rica ediyorum.
Üveys'in annesi, oğlundaki bu şevk ve vasıfsız isteği görünce, oldukça etkilenmiş ve şöyle demişti:
"Oğul sana Medine'ye gitmen ve Peygamberi görmen için izin veriyorum, ancak senden bir ricam var, o da, habibine kavuştuktan sonra orada fazla kalmaman ve çabucak Yemen'e geri dönmendir..."
Üveys mutlulukla annesinin önerisini kabul etti ve Peygamber efendimizi görebilmek için Yemen'den Medine'ye doğru yola koyuldu. Yolculuğun zorluğu ve tüm çileleri, Peygamberi görebilme aşkı yanında sönük kaldığından, Üveys günler süren tüm zorluklara aldırmadan göğüs gererek nihayet Medine'ye vardı.
Üveys bir an evvel Peygamberi görmek için onun izini bulma gayesiyle şehir içerisinde heyecanla sağa sola koşuşturup duruyordu. Üveys kendisinin Peygamberi görmesine yardımcı olmaları için birkaç kişiye danışmayı ve yardım almayı denedi. Derken, fazlasıyla üzülmesine neden olacak bir haberle karşılaştı. Onlar, Peygamberin birkaç günlüğüne şehir dışına çıktığını söylediler, o da, büyük bir hayal kırıklığı içerisinde yere yığılıp ağlamaya başladı.
Üveys'in ahvalini gören birkaç kişi, Peygamberin dönüşüne kadar kendisinin şehirde onlara misafir olmasını teklif ettiler, fakat Üveys yaşlı bir annesi olduğunu ve oğlunun bir an evvel Yemen'e geri dönüşünü sabırsızlıkla beklediğini anlattı onlara. Dolaysıyla Üveys, annesine verdiği sözü yerine getirmek için, vakit kaybetmeden Yemen'e geri dönmeye karar verdi ve Peygamberin yarenleri ve yakınlarına şöyle seslendi:
"... Sizlerden ricam, Peygamber geri döndüğünde benim selamımı kendisine iletmenizdir..."
Peygamber efendimiz aradan geçen birkaç gün sonunda Medine'ye geri döndü ve Üveys ile ilgili olayları duyduğunda, onun bu davranışını överek şunları söylediler:
"Üveys gitti, fakat kendisinden geriye güzel bir pırıltıyı bizim evde bırakarak, cennetin hoş ve huzur verici meltemini Yemen tarafından esmesine neden oldu. Ey Üveys, seni görmeye ben de çok isterim. Her kim Üveysi görürse benim selamımı ona iletsin."
Böylece Üveys-i Karani, annesine karşı davranışındaki ihlasdan dolayı İslam peygamberi hz. Muhammed'in -sav- kalbinde yer edindi ve İslam tarihine göre Üveys peygamber efendimizi görmeye muvaffak olmamasına rağmen, annesine karşı gösterdiği vefa ve sergilediği saygıdan ötürü , adı tarihin altın sayfalarında ölümsüzleşti.
Yüce İslam Peygamberi hz. Muhammed'in -sav- bir hadisi şerifi şöyle:
" Anneyle babası'nın memnuniyetini sağlayabilen kimse, Allah'ı memnun etmiştir, ve ebeveynlerinin öfkesini uyandıran ise, Allah'ı öfkelendirmiştir".
Yorum