Bismillahirrahmanirrahim,
Her ne kadar hikaye gibi görünsede İmam Caferi Sadık'dan (a.s) aktarılan bir olayı paylaşmak istedim.Bir hata yaparsam kusura bakmayın,aklımda kalanı ile yazmaya çalışıcam.
Allah-u Teala,Azrail'e (a.s) şöyle bir soru sormuş,gerçi cevabını biliyor ama ikrar etmesini istiyor:
Bugüne kadar o kadar can aldın,hiç canını aldıklarının içinde onlara acıdığın oldumu ?
Azrail (a.s): Allah'ım bu olay 2 defa oldu ve canlarını alırken onlara çok acıdım.
Allah-u Teala birincisini anlatmasını istemiş.
Azrail (a.s): İlk olayda,bir fırtınada gemi batmak üzereydi.Emir verdin gemidekilerin hepsini canını al,sadece bebeğin canını alma.Gittim canlarını almaya.Sıra bebeğin anasına geldi.Bebek anasının memesini emiyordu ve ben anasının canını alırken,
bebeğin bu haline,yetim kalmasına çok üzüldüm.
Allah-u Teala ikinci olayı anlatmasını istemiş.
Azrail (a.s):Bir zamanlar şidat adında bir padişah vardı.Bu o kadar çok zengindi ki,malının mülkünün haddi hesabı yokdu.
Bu şidat ismindeki padişah bir gün kendi devrindeki peygamberin yanına gidip bir soru sormuş.
Eğer ben Allah'a iman etsem ne olur,karşılığında ne verir bana ?
Peygamber ise şöyle cevap vermiş:
Senin bir sürü altının,elmasın yakutun ve bütün değerli taşlardan olan servetin var.Eğer Allah'a iman etsen,seni cennetine alır,
bu saymış olduğumuz değerli şeyleri senin ayağına serer ve bunlardan saraylar evler yapar,demiş.
Padişah ise gururuna yenik düşerek,ne var bunda bende servetim ile altından ve değerli taşlardan şehir kurarım demiş.
Ve hakikaten tam 500 sene bu şehri kurmakla uğraşmış ve duvarları altından,gümüşten,değerli taşlardan oluşan,bugünkü ırak ve suriye arasında bir yerde bu kenti yaptırmış.Tam da yaptırdığı bu şehri görmeye gittiğinde emir verdin ki bunun canını al.
ve ben canını aldım .500 sene uğraştı bu şehri yaptırdı ama göremeden öldü.bu padişahın durumuna çok üzüldüm demiş Azrail (a.s).
Allah-u Teala , Azraile buyurdu:
Sen bilirmisin ki gemide canını almadığın ve çok üzüldüğün bebek bu padişah idi.Biz onu yetim haliyle büyüttük.servet sahibi olmasını sağladık ,zenginlik verdik ve onu sınadık.Gururuna yenik düşüp bu hale geldi.
Her ne kadar hikaye gibi görünsede İmam Caferi Sadık'dan (a.s) aktarılan bir olayı paylaşmak istedim.Bir hata yaparsam kusura bakmayın,aklımda kalanı ile yazmaya çalışıcam.
Allah-u Teala,Azrail'e (a.s) şöyle bir soru sormuş,gerçi cevabını biliyor ama ikrar etmesini istiyor:
Bugüne kadar o kadar can aldın,hiç canını aldıklarının içinde onlara acıdığın oldumu ?
Azrail (a.s): Allah'ım bu olay 2 defa oldu ve canlarını alırken onlara çok acıdım.
Allah-u Teala birincisini anlatmasını istemiş.
Azrail (a.s): İlk olayda,bir fırtınada gemi batmak üzereydi.Emir verdin gemidekilerin hepsini canını al,sadece bebeğin canını alma.Gittim canlarını almaya.Sıra bebeğin anasına geldi.Bebek anasının memesini emiyordu ve ben anasının canını alırken,
bebeğin bu haline,yetim kalmasına çok üzüldüm.
Allah-u Teala ikinci olayı anlatmasını istemiş.
Azrail (a.s):Bir zamanlar şidat adında bir padişah vardı.Bu o kadar çok zengindi ki,malının mülkünün haddi hesabı yokdu.
Bu şidat ismindeki padişah bir gün kendi devrindeki peygamberin yanına gidip bir soru sormuş.
Eğer ben Allah'a iman etsem ne olur,karşılığında ne verir bana ?
Peygamber ise şöyle cevap vermiş:
Senin bir sürü altının,elmasın yakutun ve bütün değerli taşlardan olan servetin var.Eğer Allah'a iman etsen,seni cennetine alır,
bu saymış olduğumuz değerli şeyleri senin ayağına serer ve bunlardan saraylar evler yapar,demiş.
Padişah ise gururuna yenik düşerek,ne var bunda bende servetim ile altından ve değerli taşlardan şehir kurarım demiş.
Ve hakikaten tam 500 sene bu şehri kurmakla uğraşmış ve duvarları altından,gümüşten,değerli taşlardan oluşan,bugünkü ırak ve suriye arasında bir yerde bu kenti yaptırmış.Tam da yaptırdığı bu şehri görmeye gittiğinde emir verdin ki bunun canını al.
ve ben canını aldım .500 sene uğraştı bu şehri yaptırdı ama göremeden öldü.bu padişahın durumuna çok üzüldüm demiş Azrail (a.s).
Allah-u Teala , Azraile buyurdu:
Sen bilirmisin ki gemide canını almadığın ve çok üzüldüğün bebek bu padişah idi.Biz onu yetim haliyle büyüttük.servet sahibi olmasını sağladık ,zenginlik verdik ve onu sınadık.Gururuna yenik düşüp bu hale geldi.