Ey can güneşi!
Allah onları muratlarına erdirecek, gönüllerini şâdedecek… [Muhammed, 5]
Hûda davet eder elhamdülillah
Bu can dosta gider elhamdülillah
Hakîkat şehrine çün rıhlet oldu
Gönül durmaz iver elhamdülillah.
Çeşm-i ibretle nazar kıl, bu dünya bir misafirhanedir
Bir mukim adem bulunmaz, ne acib kâşânedir
Bir kefendir akıbet sermayesi şah u geda
Pes buna mağrur olan, mecnun değil, ya nedir?
Şu aldanış yurdu olan dünyaya bugün pek bir mest geldik erenlerim. Neyleyelim aşk insanı yok eder, var eder. Gönülsüz bırakır, elsiz, ayaksız bir hale sokar. Aşk meyhanesinin sakîsi, şarap sunar, mest eder, insanı kendinden alır…
Dokunma kalbime zîrâ çok incedir kırılır
O tıpkı mâbede benzer ki o orda hıçkırılır
Ey can; sen güzelliğin tesiri ile, canlar canına ulaştın, ey beden; sen de eridin, yok oldun, bedenlikten çıktın can oldun... Bütün güzelleri, güzellikleri yaratan büyük yaratıcıyı, o eşsiz, benzersiz, tek olan azîz varlığı bulmak istiyorsan gönül evine gir, gönülde oturmayı adet edin; çünkü o göklere, yerlere sığmadı, geldi gönle girdi. Güzellerden, güzelliklerden duyulan manevî zevki, gönülde ara, dışarıda arama. Şunu bil ki, o lezzetli ölümsüzlük şarabını da, ancak gönül evinde inzivaya çekilmiş kişiye sunarlar. Sus, susma zevkine var, susma hünerini elde et, edebiyat yapma, hünerlerle dolu lafları bırak! Bırak da, imanını, inancını gönlünde sakla! Çünkü gönül, aynı zamanda iman yurdudur. [Hz. Pir Mevlana]
Derd ü mihnettir, beladır adı aşk,
Bir marazdır, iptiladır adı aşk,
Andadır raz-ı adem, sırr-ı vücud,
Hiçtir, yoktur, bekadır, adı aşk
Aşk, gönül şehrini her zaman yağma eder durur da aşık onun için dağınık, sözler söyler. Bu kusurumuzu da affede görün. Bu haftalık azımızı çoğa sayın erenlerim…
Bir dost tavsiyesi ve bir niyaz boyu sürecek nefesimiz kaldı; Fiiline şehvet, yalan karıştırma, neticeyi tedbirinden bekleyerek çalışma!
Senden onu dilerim ki bir dileğim olmasın Ya Rab!
Madem mest-i müdam unvanlı âşıkların ezelî sarhoşluğunun nârâsıdır aşkolsun; Vakitler ve ömürler Aşk olsun efendim, huuu
Muhabbet-i Ehli beyt-i Mustafa üzerlerimize sâyebân,
Vakt-i şerif, sebeb-i gufran, aleme bayram olan Cuma,
ömür ve şahsiyetlerimiz, ahir ve akibet,
zahir ve batınlarımız hayrola,
Aşk ola, aşk ile dola, Aşkullah,
Muhabbettullah, Marifetullah,
Şevkullah ve Zikrullah gönüllere nakşola erenler
Umalım ki Mevlam söylediklerimizi önce bize duyursun,
sonra ihtiyacı olanlara tesir buyursun. . .
Sözü çok olanın, yalanı dahi çok olur imiş;
Yüksek müsaadelerinizle
Mevlam ateş-i aşkınızı ziyâde eylesin
Gam ve telaş sizlerden uzak olsun da
huzur bulasınız efendim
Yorum