BERCESTE MISRALAR–1
GÖLGE
Mânâya yaklaştıkça maddeden kopuyorum
Bedenimden irkilip gölgemi öpüyorum
ŞAŞKIN ÖRDEK
Binalar yükselirken insanlar alçalıyor
Şaşkın ördek misali ters taraftan dalıyor
DOST
Hayatımın filmini geriye sarıyorum
Mezarlıklar içinde gerçek dost arıyorum
SIRÇA SARAYLAR
Mavera ikliminde sırça saraylar kurdum
Gökyüzünden hilâli tepesine kondurdum
AZRAİL
Rabbin güzel adını her dem düşürme dilden
Dosta kavuşma günü kim korkar Azrail’den!...
M.NİHAT MALKOÇ
BERCESTE MISRALAR-2
CENDERE
Ruhunu ezip büzüp koymuşlar cendereye
Ey kâinatın özü bu gidişin nereye?
HAKK’A VUSLAT
Bembeyaz gelinlikle vuslata ramak kaldı
Dostlar ayrıldı bir bir,bize yalnız Hakk kaldı.
KİLİT
Ruhunun kilidini kır ki pasını döksün
Hissiyat kanatlansın,beklenen şafak söksün.
SESSİZ KALABALIKLAR
Neden telâştasınız,sessiz kalabalıklar?...
Unutmak çare değil,ölüm sizi de yoklar!...
ŞEHİR
Çılgın kalabalıklar beynime sıkar zehir
Dağlara çıkacağım,boğuyor beni şehir
M.NİHAT MALKOÇ
BERCESTE MISRALAR-3
SON NEFES
Ağzımı bağlasalar haktan dem vurur sesim
Allah Allah diyerek tükensin son nefesim
SONSUZLUĞUN SULTANI
Hakikati bulmada akıl gönüle muhtaç
Sonsuzluğun sultanı bize aguşunu aç
BEŞER
Gönlümün bozkırları gül suyunla yeşersin
Büyük görme kendini neticede beşersin
SEN
Sensiz hayat nasıldı?...Hiç düşünemiyorum
Hissiyat alev ateş,yoruma muhtaç yorum
LÂĞIM FARELERİ
Onca lâğım faresi kemiriyor ruhumu
Süsleyip sunduğunuz ideal hayat bu mu?..
M.NİHAT MALKOÇ
BERCESTE MISRALAR-4
PERDE
Son nefes tükenince kapanıverir perde
Dualar sağnak sağnak kabre iner seherde…
DAVET
Maveradan duyulur sılaya davet sesi
Söndürür ateşimi servilerin gölgesi
RUHUN MATEMİ
İçime akıtırım gözlerimin nemini
Sonsuzluğa bıraktım ruhumun matemini
SERMAYE
Asıl sermaye sevgi,sözleri banın aşka
Ömrü nurla yoğurun,hayat olsun bambaşka
VAHA
Dünya mümine çöldür ,ahiret kutlu vaha
Bayram eder ruhumuz kavuşunca Allah’a!...
M.NİHAT MALKOÇ
BERCESTE MISRALAR-5
BEBEK
Boşluğun ortasında ruh kanatsız kelebek
Sözünde duramazsan boşuna doğma bebek
ALNIMDAKİ ÇİZGİLER
Güneşin göbeğinde üşüyor avuçlarım
Alnımda çizgi çizgi işlediğim suçlarım
EN GÜZEL ŞİİRLER
Sözü sığaya çekip sükûtla paklıyorum
En güzel şiirleri içimde saklıyorum
TİTRE!...
Garbın âfâkı puslu, kıbledir mübarek yön
Mâziden al gücünü,titre ve kendine dön!...
FİKİR FAHİŞESİ
Fikir fahişeliği başlıyor beyinlerde
Minberde vaaz eder,hahamdır ayinlerde
M.NİHAT MALKOÇ
BERCESTE MISRALAR-6
MUHAYYİLE
Bu kurşundan sıkleti taşımaz muhayyilem
Günahıma kefaret,haysiyetimdir çilem
AKIL
Bil ki mikro âlemde akıl bedene yüktür
Dindir ruh sancısını de ki “Allah büyüktür”
EVRİM
Evrim koca bir yalan,gece gündüz “Hakk” derim
Hakk’a delil istersen git aynaya bak derim
NEFS
Yürek denizlerinin durulmuyor suları
Kör şeytanın elinde nefs atının yuları
BERAT
Hakikatle savaşmak!...Bu mudur sanatınız?
Rûz-i mahşerde soldan verilir beratınız
M.NİHAT MALKOÇ
BERCESTE MISRALAR-7
AHLÂK-SIZ
Kanunlar ahlâksızı getiremez hizaya
Kovarsın vilâyetten döner gelir kazaya
SAADET
Derdim saadetimdir,bal eyledim çileyi
Ömür sayfalarımdan siliverdim hileyi
SANCI
Zordur fikir sancısı,ateşi ruhu sarar
İçi karanlık olan güneşte kusur arar
GÖNÜL TOKLUĞU
Bunca büyük nimeti sana veren Mevlâ’dır
Bil ki gönül tokluğu,para puldan evlâdır
SIR
Kadının sakladığı en büyük sır yaşıdır
Kocaya çetin ceviz,ana sabır taşıdır
M.NİHAT MALKOÇ
BERCESTE MISRALAR-8
AYET
Doksan dokuz ismine gök ayet,yaprak ayet
Nasip eyle Allah’ım kalbimize hidayet!...
ASİLER
Alır mı ateşimi soğuk kabir taşları
Asilerin berzahta öne eğik başları
MANEVİYAT
İnsanoğlu gücünü maneviyattan alır
Sevgi çıksa sineden hayvanî yönü kalır
HAYIR
Sağ elin verdiğini bilmeyecek sol elin
Ya sus sonsuza kadar ya hak söylesin dilin
FELEK
Fırsatı kaza eder,feleğe kahpe dersin
Başın pamuk tarlası bin çeşit herze yersin
M.NİHAT MALKOÇ
BERCESTE MISRALAR-9
KUSUR
Nurdan yaratılmadık,olmaz kusursuz beşer
Hata yapmayım diye her dem hataya düşer
BALÇIK
Balçıktan yaratıldık,çamurlaşabiliriz
Çilelerle pişmezsek hamurlaşabiliriz.
ŞÂİRLER ÇEŞMESİ
Şâirler çeşmesinin kurudu olukları
Söz pınarı akmıyor,kesildi solukları
MÜSLÜMAN-TÜRK
Yegâne iftiharım Müslüman-Türk doğmaktır
Mum misali eriyip karanlığı boğmaktır
GÜNEŞ
Güneş olduğu yerde zulmet nura dokunmaz
Ateş böceklerinin esamisi okunmaz
M.NİHAT MALKOÇ
BERCESTE MISRALAR-10
ŞEYTANIN EVİ
Dünyanın saltanatı saman alevi gibi
Hakk’ı anmayan yürek şeytanın evi gibi
MİMSİZ MEDENİYET
Tarihî mirasımız yedi ceddine yeter
Mimsiz medeniyetler taundan daha beter
BİR GÜN
Azrail’in elinden bade içersin bir gün
Musallanın üstünden sen de geçersin bir gün
HAYAT
Lütfun başımın tacı, kahrın da hoş Allah’ım
Uğrunda yaşanmayan hayat bomboş Allah’ım
UYANMAK
Kabrine akıtırsın gözlerinin yaşını
Uyanırsın perdeye değdirince başını
M.NİHAT MALKOÇ
BERCESTE MISRALAR-11
VEFA
Babanın mirasıyla sürerler her gün sefa
Bozacıda bulursun bizde arama vefa
YARIN
Yarın diye bir gün yok, anın kıymetini bil
Nerde bir garip görsen gözünün yaşını sil
ZELZELE
Ev secdeye giderken gökleri tutar âhı
Yer sarsılmadan evvel hatırlamaz Allah’ı…
KAVURMA
Zekâttan anladığı malı mülkü savurma
Kurban onun gözünde bir senelik kavurma….
DÜŞMEK
Yüksekte olmayanlar korkmaz yere düşmekten
Kalp zikirle can bulur, kararır gülüşmekten
M.NİHAT MALKOÇ
BERCESTE MISRALAR-12
KAYIP NESİL
Avrupa’yı yurt bilir, ne din ne iman tanır
Konuşamaz Türkçe’yi, Türklüğünden utanır
KATRAN
Vicdanlar seçilmiyor, katran karası gibi
Memleketin ahvali yürek yarası gibi
HASRET
Hakikati görecek bir çift göze hasretiz
Tarihin süzgecinden geçmiş öze hasretiz
GÜLMEK
Dünya intihan yeri, sefaya gelmedik biz
Ağlayanla ağladık, gülenle gülmedik biz
TARİH
Bülbüller susturulmuş, damda baykuş ötüyor
Bin yıllık Türk tarihi gözlerimde tütüyor
M.NİHAT MALKOÇ
BERCESTE MISRALAR-13
AKLAR
Hayra alâmet midir şakaklarında aklar?
Her bir ak saç mâziden bin bir hatıra saklar
NAĞMELER
Nağmeler buruk şimdi, kırık dökük saz kaldı
Gök kubbede hoş sedâ, yürekte niyaz kaldı.
TÜRK’ÜN MAYASI
Cümle âlem içinde Türk’ün asil mayası
Tarihine yansımış terbiyesi, hayası.
SAĞIRLAR
Sağırlar meclisinde sözün ne kıymeti var?
Dünya kâfire geniş, iman ehli için dar
DOST-DÜŞMAN
Mâziye sünger çekip kalbinden attı beni
Düşmanlarım kayırdı, dostlarım(!) sattı beni
M.NİHAT MALKOÇ
BERCESTE MISRALAR-14
SEMA
Semayı kudretinle boşlukta tutan sensin
Zamanı çepeçevre sarıp kuşatan sensin
ÇOCUK OLMAK
Sımsıcak bir kucakta çocuk olmak isterim
Çağdaş Firavunları saç baş yolmak isterim
KİMSE
Cihanda Hakk’tan gayri dost adına yok kimsem
Dünyada gülemedim, ahrette gülebilsem
İÇİMDE
Garbın kirli suları dalgalanır içimde
Yamalı bohça gibi hepsi başka biçimde
BAHTİYARLIK
Hakk’a çevir yüzünü, bitmez dünyanın işi
Bahtiyarlık odur ki ölmeden ölür kişi
M.NİHAT MALKOÇ
BERCESTE MISRALAR-15
KANAYAN GÜL
Ölüm bile güzeldir şâirlerin dilinde
Kanayan bir gül olur sevdam yârin elinde
YOLCULUK
O büyük yolculukta ağlayacak yok kimsem
Başım arşa değerdi ölmeden ölebilsem
ÖKSÜZ
Tenhada öksüz ağlar,süzülür gözünden yaş
Vicdan kömür karası, yürekler kesilmiş taş
KEPENK
İsrafil indirince dünyanın kepengini
Arasat’ta haşrolur hem fakir, hem zengini
VADE
Doğum ölüme gebe, tükenir bir gün vade
Can bedenden çıkınca neye yarar irade?
M.NİHAT MALKOÇ
BERCESTE MISRALAR-16
MÜMİNLER
Müminlerin kabrine melekler saf saf iner
Hakk’a kavuşunca ruh gözünün yaşı diner
AHESTE
Gözler ufka kilitli, yürekte yanık beste
Ömür arabasını sür aheste aheste
VAHDANİYET
Kabir çağırır seni, duyulur gaipten ses
Vahdaniyete delil aldığımız her nefes
İNKÂR
Dinleseler kalbimi, nabzım çarpar “Hakk” diye
Kör bir inat uğruna Mevlâ’yı inkâr niye?
KADİR
Aklın kadrini bilip şükretseydik Allah’a
Düzleşirdi yokuşlar, olurdu çöller vaha
M.NİHAT MALKOÇ
BERCESTE MISRALAR-17
TEBLİĞ
Tebliğ ateşten gömlek, iman kurşundan ağır
Kalp gaflet uykusunda, bağır ha babam bağır!...
ATALARIMIZ
Haysiyetle yaşadı, şanlı atalarımız
Düşmana rüsvâ etti bizi hatalarımız
YANGIN
Hakikat yükü ağır, kesilmiş omuzları
Yüreğimdeki yangın eritir mi buzları?
FEN
Evrime gönül verdin, kâle almadın feni
Aklın başına gelir kuşanınca kefeni
DÜNYALIK
Dünyalıkta gözüm yok,cümlesini teperim
Bir kez Allah diyenin gözlerinden öperim
M.NİHAT MALKOÇ
BERCESTE MISRALAR-18
SÛR
Can çekişir kâinat, üfler İsrafil Sûr’u
Zâlimin nefesiyle sönmez hakikat nûru
SATIRLAR
Nurdan çehreler görür, Allah’ı hatırlarım
Hakikat davasına adanmış satırlarım
ARASAT
Eser bir deli rüzgâr, savurur ahir zaman
Arasat meydanında Hakk’tan dilerim aman
SON PİŞMANLIK
Kaçarsın aydınlıktan, karanlığa dalarsın
Son pişmanlık kâr etmez, saçlarını yolarsın
KERVANSARAY
Gönül iman tarlası, kul ektiğini biçer
Dünya bir kervansaray, her konan kervan göçer
M.NİHAT MALKOÇ
BERCESTE MISRALAR-19
ÇAĞRI
Hasret ruhu kemirir, dünya yabancı diyar
Elinde kırmızı gül vuslata çağırır yâr
DİLEK
Semâ ruhuma çadır, dolunay gölgem olsun
Üstümde dalgalanan bayrağım, ülkem olsun
CAM KIRIKLARI
Gönül yıkık, perişan, yâr can evinden attı
Kalbin cam kırıkları yüreğimi kanattı
OYUNCAK
Kazandıkça hırslandın, dolaştın kucak kucak
Mal mülk nefse teselli, çoluk çocuk oyuncak
TOPRAK
Çağırınca Azrail sarılırım boynuna
Toprak ruha sığınak, gireceğiz koynuna
M.NİHAT MALKOÇ
BERCESTE MISRALAR-20
SÖZ HANÇERİ
Her bahtı karalının gözyaşını silerim
Söz denilen hançeri hoşgörüyle bilerim
RAHMET
Rahmandır yüce Allah, gece gün rahmet saçar
Bir kapıyı kapatır, öbür kapıyı açar
KIYAS
Elin Avrupa’sında yükselir kâşâneler
Ülkemde gözlerimi yaşartır virâneler
KİR
Suyu bulandırdılar, oluklardan akar kir
Âlemin özü insan, nasıl görürsün hâkir
KEFEN BİÇENLER
Baş tacı ediliyor, Türk’e kefen biçenler
Dünyayı yönetiyor iştahla kan içenler
M.NİHAT MALKOÇ
BERCESTE MISRALAR-21
YARA
Müminin yarasına merhem olmuyor çağlar
On dört asırdan beri göz yaş döker, kan ağlar
GÖÇ
Ölüm vuslattır yâre, ölüm düğün gecesi
Evvel göçmediğine pişman olur nicesi
ÂDEM
İblisle sıkı fıkı, içli dışlısın her dem
Bilir misin cennetten niçin kovuldu Âdem?
TOY
Toy yürekler aldanır, yalan söze tez kanar
Nemrut’un ateşinde nice İbrahim yanar
SİDRETÜ’L MÜNTEHÂ
Sidretü’l Müntehâ’ya yükseliyor nidâmız
İstikbâlde muhakkak gür çıkacak sedâmız
M.NİHAT MALKOÇ
BERCESTE MISRALAR-22
BALMUMU
Mülkün sahibi Allah, semaya açık eller
Erimeye mahkûmdur balmumundan heykeller
KARANLIK
Yürek coğrafyasına kör karanlık çöküyor
Kellem ağaç misali yaprağını döküyor
ATEŞTEN GÖMLEK
Giymiş ateşten gömlek mümin yangın yaşıyor
Çağın ağır yükünü omuzunda taşıyor
UÇURUM
Şeytanın şer düzeni ağır aksak yürüyor
Yular nefsin elinde, uçuruma sürüyor
DENİZ OLMAK
Marifeti görmemek mâhir olanı üzer
Sen yeter ki deniz ol, elbet bir gemi yüzer
M.NİHAT MALKOÇ
BERCESTE MISRALAR-23
ÖMÜR
Ömür dediğin ne ki!... Uzun soluklu adım…
Muhasebe yapmadan geçiverdi hayatım
FETİH
Gülümsedi İstanbul, dağdan aşırdık gemi
Dindi sonsuza kadar yüreğimin matemi
ERGENEKON
Beşikte altın nesil, düğündür Ergenekon
Külümüzden doğarız, başlangıçtır bize son
CUMHURİYET
Dolaşır kan misali damarımda hürriyet
İnsanca yaşamanın adıdır Cumhuriyet
ATA
Gerçekten daha gerçek, hayâl değil Atatürk
Yaşıyor her zerrede muhâl değil Atatürk
M.NİHAT MALKOÇ
BERCESTE MISRALAR-24
OSMANLI’YA DAİR
Sükût eyledi zaman, boynu bükük hâneler
Yas tutuyor tarihler, ağlıyor efsaneler
SİNAN
Can üfledi ruhundan,konuşturdu taşları
Süngüdür minareler, arşa değer başları
KANDİLLER
Gönüller nur çeşmesi, Hakk’a niyazda diller
Zamanı çepeçevre kuşatıyor kandiller
ENTEL ER(KEK)LER
Saçlar omuz aşağı, kulakta bir çift küpe
Her gün diskoda, barda; ahlâk vuruyor dibe
SAÇLAR
Zaman tel tel boyuyor saçlarımı beyaza
Bırakıverdim gayri düşlerimi ayaza
M.NİHAT MALKOÇ
BERCESTE MISRALAR-25
BEDDUA
Milletime kefen biçen, sonsuza dek gülmez olsun
Sırt çevirsin cümle âlem, gözyaşını silmez olsun
SERDENGEÇTİ
Vatan için serdengeçti, içti ecel şerbetini
Gökte melekler gıptayla seyreyledi heybetini
SOY
Toplama insancıklardan sürü olsa da boy olmaz
Aslını inkâr edende hem asalet, hem soy olmaz
TERAZİ
Katreler sele karışır, gün gelir aşar bendini
Her geleni tartar amma terazi tartmaz kendini
ARSIZ
Milliyeti beynelmilel(!), hem delişmen, hem arsızdır
Kork sükûta bürünenden, havlayan it zararsızdır.
M.NİHAT MALKOÇ
GÖLGE
Mânâya yaklaştıkça maddeden kopuyorum
Bedenimden irkilip gölgemi öpüyorum
ŞAŞKIN ÖRDEK
Binalar yükselirken insanlar alçalıyor
Şaşkın ördek misali ters taraftan dalıyor
DOST
Hayatımın filmini geriye sarıyorum
Mezarlıklar içinde gerçek dost arıyorum
SIRÇA SARAYLAR
Mavera ikliminde sırça saraylar kurdum
Gökyüzünden hilâli tepesine kondurdum
AZRAİL
Rabbin güzel adını her dem düşürme dilden
Dosta kavuşma günü kim korkar Azrail’den!...
M.NİHAT MALKOÇ
BERCESTE MISRALAR-2
CENDERE
Ruhunu ezip büzüp koymuşlar cendereye
Ey kâinatın özü bu gidişin nereye?
HAKK’A VUSLAT
Bembeyaz gelinlikle vuslata ramak kaldı
Dostlar ayrıldı bir bir,bize yalnız Hakk kaldı.
KİLİT
Ruhunun kilidini kır ki pasını döksün
Hissiyat kanatlansın,beklenen şafak söksün.
SESSİZ KALABALIKLAR
Neden telâştasınız,sessiz kalabalıklar?...
Unutmak çare değil,ölüm sizi de yoklar!...
ŞEHİR
Çılgın kalabalıklar beynime sıkar zehir
Dağlara çıkacağım,boğuyor beni şehir
M.NİHAT MALKOÇ
BERCESTE MISRALAR-3
SON NEFES
Ağzımı bağlasalar haktan dem vurur sesim
Allah Allah diyerek tükensin son nefesim
SONSUZLUĞUN SULTANI
Hakikati bulmada akıl gönüle muhtaç
Sonsuzluğun sultanı bize aguşunu aç
BEŞER
Gönlümün bozkırları gül suyunla yeşersin
Büyük görme kendini neticede beşersin
SEN
Sensiz hayat nasıldı?...Hiç düşünemiyorum
Hissiyat alev ateş,yoruma muhtaç yorum
LÂĞIM FARELERİ
Onca lâğım faresi kemiriyor ruhumu
Süsleyip sunduğunuz ideal hayat bu mu?..
M.NİHAT MALKOÇ
BERCESTE MISRALAR-4
PERDE
Son nefes tükenince kapanıverir perde
Dualar sağnak sağnak kabre iner seherde…
DAVET
Maveradan duyulur sılaya davet sesi
Söndürür ateşimi servilerin gölgesi
RUHUN MATEMİ
İçime akıtırım gözlerimin nemini
Sonsuzluğa bıraktım ruhumun matemini
SERMAYE
Asıl sermaye sevgi,sözleri banın aşka
Ömrü nurla yoğurun,hayat olsun bambaşka
VAHA
Dünya mümine çöldür ,ahiret kutlu vaha
Bayram eder ruhumuz kavuşunca Allah’a!...
M.NİHAT MALKOÇ
BERCESTE MISRALAR-5
BEBEK
Boşluğun ortasında ruh kanatsız kelebek
Sözünde duramazsan boşuna doğma bebek
ALNIMDAKİ ÇİZGİLER
Güneşin göbeğinde üşüyor avuçlarım
Alnımda çizgi çizgi işlediğim suçlarım
EN GÜZEL ŞİİRLER
Sözü sığaya çekip sükûtla paklıyorum
En güzel şiirleri içimde saklıyorum
TİTRE!...
Garbın âfâkı puslu, kıbledir mübarek yön
Mâziden al gücünü,titre ve kendine dön!...
FİKİR FAHİŞESİ
Fikir fahişeliği başlıyor beyinlerde
Minberde vaaz eder,hahamdır ayinlerde
M.NİHAT MALKOÇ
BERCESTE MISRALAR-6
MUHAYYİLE
Bu kurşundan sıkleti taşımaz muhayyilem
Günahıma kefaret,haysiyetimdir çilem
AKIL
Bil ki mikro âlemde akıl bedene yüktür
Dindir ruh sancısını de ki “Allah büyüktür”
EVRİM
Evrim koca bir yalan,gece gündüz “Hakk” derim
Hakk’a delil istersen git aynaya bak derim
NEFS
Yürek denizlerinin durulmuyor suları
Kör şeytanın elinde nefs atının yuları
BERAT
Hakikatle savaşmak!...Bu mudur sanatınız?
Rûz-i mahşerde soldan verilir beratınız
M.NİHAT MALKOÇ
BERCESTE MISRALAR-7
AHLÂK-SIZ
Kanunlar ahlâksızı getiremez hizaya
Kovarsın vilâyetten döner gelir kazaya
SAADET
Derdim saadetimdir,bal eyledim çileyi
Ömür sayfalarımdan siliverdim hileyi
SANCI
Zordur fikir sancısı,ateşi ruhu sarar
İçi karanlık olan güneşte kusur arar
GÖNÜL TOKLUĞU
Bunca büyük nimeti sana veren Mevlâ’dır
Bil ki gönül tokluğu,para puldan evlâdır
SIR
Kadının sakladığı en büyük sır yaşıdır
Kocaya çetin ceviz,ana sabır taşıdır
M.NİHAT MALKOÇ
BERCESTE MISRALAR-8
AYET
Doksan dokuz ismine gök ayet,yaprak ayet
Nasip eyle Allah’ım kalbimize hidayet!...
ASİLER
Alır mı ateşimi soğuk kabir taşları
Asilerin berzahta öne eğik başları
MANEVİYAT
İnsanoğlu gücünü maneviyattan alır
Sevgi çıksa sineden hayvanî yönü kalır
HAYIR
Sağ elin verdiğini bilmeyecek sol elin
Ya sus sonsuza kadar ya hak söylesin dilin
FELEK
Fırsatı kaza eder,feleğe kahpe dersin
Başın pamuk tarlası bin çeşit herze yersin
M.NİHAT MALKOÇ
BERCESTE MISRALAR-9
KUSUR
Nurdan yaratılmadık,olmaz kusursuz beşer
Hata yapmayım diye her dem hataya düşer
BALÇIK
Balçıktan yaratıldık,çamurlaşabiliriz
Çilelerle pişmezsek hamurlaşabiliriz.
ŞÂİRLER ÇEŞMESİ
Şâirler çeşmesinin kurudu olukları
Söz pınarı akmıyor,kesildi solukları
MÜSLÜMAN-TÜRK
Yegâne iftiharım Müslüman-Türk doğmaktır
Mum misali eriyip karanlığı boğmaktır
GÜNEŞ
Güneş olduğu yerde zulmet nura dokunmaz
Ateş böceklerinin esamisi okunmaz
M.NİHAT MALKOÇ
BERCESTE MISRALAR-10
ŞEYTANIN EVİ
Dünyanın saltanatı saman alevi gibi
Hakk’ı anmayan yürek şeytanın evi gibi
MİMSİZ MEDENİYET
Tarihî mirasımız yedi ceddine yeter
Mimsiz medeniyetler taundan daha beter
BİR GÜN
Azrail’in elinden bade içersin bir gün
Musallanın üstünden sen de geçersin bir gün
HAYAT
Lütfun başımın tacı, kahrın da hoş Allah’ım
Uğrunda yaşanmayan hayat bomboş Allah’ım
UYANMAK
Kabrine akıtırsın gözlerinin yaşını
Uyanırsın perdeye değdirince başını
M.NİHAT MALKOÇ
BERCESTE MISRALAR-11
VEFA
Babanın mirasıyla sürerler her gün sefa
Bozacıda bulursun bizde arama vefa
YARIN
Yarın diye bir gün yok, anın kıymetini bil
Nerde bir garip görsen gözünün yaşını sil
ZELZELE
Ev secdeye giderken gökleri tutar âhı
Yer sarsılmadan evvel hatırlamaz Allah’ı…
KAVURMA
Zekâttan anladığı malı mülkü savurma
Kurban onun gözünde bir senelik kavurma….
DÜŞMEK
Yüksekte olmayanlar korkmaz yere düşmekten
Kalp zikirle can bulur, kararır gülüşmekten
M.NİHAT MALKOÇ
BERCESTE MISRALAR-12
KAYIP NESİL
Avrupa’yı yurt bilir, ne din ne iman tanır
Konuşamaz Türkçe’yi, Türklüğünden utanır
KATRAN
Vicdanlar seçilmiyor, katran karası gibi
Memleketin ahvali yürek yarası gibi
HASRET
Hakikati görecek bir çift göze hasretiz
Tarihin süzgecinden geçmiş öze hasretiz
GÜLMEK
Dünya intihan yeri, sefaya gelmedik biz
Ağlayanla ağladık, gülenle gülmedik biz
TARİH
Bülbüller susturulmuş, damda baykuş ötüyor
Bin yıllık Türk tarihi gözlerimde tütüyor
M.NİHAT MALKOÇ
BERCESTE MISRALAR-13
AKLAR
Hayra alâmet midir şakaklarında aklar?
Her bir ak saç mâziden bin bir hatıra saklar
NAĞMELER
Nağmeler buruk şimdi, kırık dökük saz kaldı
Gök kubbede hoş sedâ, yürekte niyaz kaldı.
TÜRK’ÜN MAYASI
Cümle âlem içinde Türk’ün asil mayası
Tarihine yansımış terbiyesi, hayası.
SAĞIRLAR
Sağırlar meclisinde sözün ne kıymeti var?
Dünya kâfire geniş, iman ehli için dar
DOST-DÜŞMAN
Mâziye sünger çekip kalbinden attı beni
Düşmanlarım kayırdı, dostlarım(!) sattı beni
M.NİHAT MALKOÇ
BERCESTE MISRALAR-14
SEMA
Semayı kudretinle boşlukta tutan sensin
Zamanı çepeçevre sarıp kuşatan sensin
ÇOCUK OLMAK
Sımsıcak bir kucakta çocuk olmak isterim
Çağdaş Firavunları saç baş yolmak isterim
KİMSE
Cihanda Hakk’tan gayri dost adına yok kimsem
Dünyada gülemedim, ahrette gülebilsem
İÇİMDE
Garbın kirli suları dalgalanır içimde
Yamalı bohça gibi hepsi başka biçimde
BAHTİYARLIK
Hakk’a çevir yüzünü, bitmez dünyanın işi
Bahtiyarlık odur ki ölmeden ölür kişi
M.NİHAT MALKOÇ
BERCESTE MISRALAR-15
KANAYAN GÜL
Ölüm bile güzeldir şâirlerin dilinde
Kanayan bir gül olur sevdam yârin elinde
YOLCULUK
O büyük yolculukta ağlayacak yok kimsem
Başım arşa değerdi ölmeden ölebilsem
ÖKSÜZ
Tenhada öksüz ağlar,süzülür gözünden yaş
Vicdan kömür karası, yürekler kesilmiş taş
KEPENK
İsrafil indirince dünyanın kepengini
Arasat’ta haşrolur hem fakir, hem zengini
VADE
Doğum ölüme gebe, tükenir bir gün vade
Can bedenden çıkınca neye yarar irade?
M.NİHAT MALKOÇ
BERCESTE MISRALAR-16
MÜMİNLER
Müminlerin kabrine melekler saf saf iner
Hakk’a kavuşunca ruh gözünün yaşı diner
AHESTE
Gözler ufka kilitli, yürekte yanık beste
Ömür arabasını sür aheste aheste
VAHDANİYET
Kabir çağırır seni, duyulur gaipten ses
Vahdaniyete delil aldığımız her nefes
İNKÂR
Dinleseler kalbimi, nabzım çarpar “Hakk” diye
Kör bir inat uğruna Mevlâ’yı inkâr niye?
KADİR
Aklın kadrini bilip şükretseydik Allah’a
Düzleşirdi yokuşlar, olurdu çöller vaha
M.NİHAT MALKOÇ
BERCESTE MISRALAR-17
TEBLİĞ
Tebliğ ateşten gömlek, iman kurşundan ağır
Kalp gaflet uykusunda, bağır ha babam bağır!...
ATALARIMIZ
Haysiyetle yaşadı, şanlı atalarımız
Düşmana rüsvâ etti bizi hatalarımız
YANGIN
Hakikat yükü ağır, kesilmiş omuzları
Yüreğimdeki yangın eritir mi buzları?
FEN
Evrime gönül verdin, kâle almadın feni
Aklın başına gelir kuşanınca kefeni
DÜNYALIK
Dünyalıkta gözüm yok,cümlesini teperim
Bir kez Allah diyenin gözlerinden öperim
M.NİHAT MALKOÇ
BERCESTE MISRALAR-18
SÛR
Can çekişir kâinat, üfler İsrafil Sûr’u
Zâlimin nefesiyle sönmez hakikat nûru
SATIRLAR
Nurdan çehreler görür, Allah’ı hatırlarım
Hakikat davasına adanmış satırlarım
ARASAT
Eser bir deli rüzgâr, savurur ahir zaman
Arasat meydanında Hakk’tan dilerim aman
SON PİŞMANLIK
Kaçarsın aydınlıktan, karanlığa dalarsın
Son pişmanlık kâr etmez, saçlarını yolarsın
KERVANSARAY
Gönül iman tarlası, kul ektiğini biçer
Dünya bir kervansaray, her konan kervan göçer
M.NİHAT MALKOÇ
BERCESTE MISRALAR-19
ÇAĞRI
Hasret ruhu kemirir, dünya yabancı diyar
Elinde kırmızı gül vuslata çağırır yâr
DİLEK
Semâ ruhuma çadır, dolunay gölgem olsun
Üstümde dalgalanan bayrağım, ülkem olsun
CAM KIRIKLARI
Gönül yıkık, perişan, yâr can evinden attı
Kalbin cam kırıkları yüreğimi kanattı
OYUNCAK
Kazandıkça hırslandın, dolaştın kucak kucak
Mal mülk nefse teselli, çoluk çocuk oyuncak
TOPRAK
Çağırınca Azrail sarılırım boynuna
Toprak ruha sığınak, gireceğiz koynuna
M.NİHAT MALKOÇ
BERCESTE MISRALAR-20
SÖZ HANÇERİ
Her bahtı karalının gözyaşını silerim
Söz denilen hançeri hoşgörüyle bilerim
RAHMET
Rahmandır yüce Allah, gece gün rahmet saçar
Bir kapıyı kapatır, öbür kapıyı açar
KIYAS
Elin Avrupa’sında yükselir kâşâneler
Ülkemde gözlerimi yaşartır virâneler
KİR
Suyu bulandırdılar, oluklardan akar kir
Âlemin özü insan, nasıl görürsün hâkir
KEFEN BİÇENLER
Baş tacı ediliyor, Türk’e kefen biçenler
Dünyayı yönetiyor iştahla kan içenler
M.NİHAT MALKOÇ
BERCESTE MISRALAR-21
YARA
Müminin yarasına merhem olmuyor çağlar
On dört asırdan beri göz yaş döker, kan ağlar
GÖÇ
Ölüm vuslattır yâre, ölüm düğün gecesi
Evvel göçmediğine pişman olur nicesi
ÂDEM
İblisle sıkı fıkı, içli dışlısın her dem
Bilir misin cennetten niçin kovuldu Âdem?
TOY
Toy yürekler aldanır, yalan söze tez kanar
Nemrut’un ateşinde nice İbrahim yanar
SİDRETÜ’L MÜNTEHÂ
Sidretü’l Müntehâ’ya yükseliyor nidâmız
İstikbâlde muhakkak gür çıkacak sedâmız
M.NİHAT MALKOÇ
BERCESTE MISRALAR-22
BALMUMU
Mülkün sahibi Allah, semaya açık eller
Erimeye mahkûmdur balmumundan heykeller
KARANLIK
Yürek coğrafyasına kör karanlık çöküyor
Kellem ağaç misali yaprağını döküyor
ATEŞTEN GÖMLEK
Giymiş ateşten gömlek mümin yangın yaşıyor
Çağın ağır yükünü omuzunda taşıyor
UÇURUM
Şeytanın şer düzeni ağır aksak yürüyor
Yular nefsin elinde, uçuruma sürüyor
DENİZ OLMAK
Marifeti görmemek mâhir olanı üzer
Sen yeter ki deniz ol, elbet bir gemi yüzer
M.NİHAT MALKOÇ
BERCESTE MISRALAR-23
ÖMÜR
Ömür dediğin ne ki!... Uzun soluklu adım…
Muhasebe yapmadan geçiverdi hayatım
FETİH
Gülümsedi İstanbul, dağdan aşırdık gemi
Dindi sonsuza kadar yüreğimin matemi
ERGENEKON
Beşikte altın nesil, düğündür Ergenekon
Külümüzden doğarız, başlangıçtır bize son
CUMHURİYET
Dolaşır kan misali damarımda hürriyet
İnsanca yaşamanın adıdır Cumhuriyet
ATA
Gerçekten daha gerçek, hayâl değil Atatürk
Yaşıyor her zerrede muhâl değil Atatürk
M.NİHAT MALKOÇ
BERCESTE MISRALAR-24
OSMANLI’YA DAİR
Sükût eyledi zaman, boynu bükük hâneler
Yas tutuyor tarihler, ağlıyor efsaneler
SİNAN
Can üfledi ruhundan,konuşturdu taşları
Süngüdür minareler, arşa değer başları
KANDİLLER
Gönüller nur çeşmesi, Hakk’a niyazda diller
Zamanı çepeçevre kuşatıyor kandiller
ENTEL ER(KEK)LER
Saçlar omuz aşağı, kulakta bir çift küpe
Her gün diskoda, barda; ahlâk vuruyor dibe
SAÇLAR
Zaman tel tel boyuyor saçlarımı beyaza
Bırakıverdim gayri düşlerimi ayaza
M.NİHAT MALKOÇ
BERCESTE MISRALAR-25
BEDDUA
Milletime kefen biçen, sonsuza dek gülmez olsun
Sırt çevirsin cümle âlem, gözyaşını silmez olsun
SERDENGEÇTİ
Vatan için serdengeçti, içti ecel şerbetini
Gökte melekler gıptayla seyreyledi heybetini
SOY
Toplama insancıklardan sürü olsa da boy olmaz
Aslını inkâr edende hem asalet, hem soy olmaz
TERAZİ
Katreler sele karışır, gün gelir aşar bendini
Her geleni tartar amma terazi tartmaz kendini
ARSIZ
Milliyeti beynelmilel(!), hem delişmen, hem arsızdır
Kork sükûta bürünenden, havlayan it zararsızdır.
M.NİHAT MALKOÇ
Yorum