Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

BERCESTE MISRALAR-M.NİHAT MALKOÇ

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    BERCESTE MISRALAR-M.NİHAT MALKOÇ

    BERCESTE MISRALAR–1


    GÖLGE

    Mânâya yaklaştıkça maddeden kopuyorum
    Bedenimden irkilip gölgemi öpüyorum



    ŞAŞKIN ÖRDEK

    Binalar yükselirken insanlar alçalıyor
    Şaşkın ördek misali ters taraftan dalıyor



    DOST

    Hayatımın filmini geriye sarıyorum
    Mezarlıklar içinde gerçek dost arıyorum



    SIRÇA SARAYLAR

    Mavera ikliminde sırça saraylar kurdum
    Gökyüzünden hilâli tepesine kondurdum



    AZRAİL

    Rabbin güzel adını her dem düşürme dilden
    Dosta kavuşma günü kim korkar Azrail’den!...


    M.NİHAT MALKOÇ








    BERCESTE MISRALAR-2


    CENDERE

    Ruhunu ezip büzüp koymuşlar cendereye
    Ey kâinatın özü bu gidişin nereye?



    HAKK’A VUSLAT

    Bembeyaz gelinlikle vuslata ramak kaldı
    Dostlar ayrıldı bir bir,bize yalnız Hakk kaldı.



    KİLİT

    Ruhunun kilidini kır ki pasını döksün
    Hissiyat kanatlansın,beklenen şafak söksün.



    SESSİZ KALABALIKLAR

    Neden telâştasınız,sessiz kalabalıklar?...
    Unutmak çare değil,ölüm sizi de yoklar!...



    ŞEHİR

    Çılgın kalabalıklar beynime sıkar zehir
    Dağlara çıkacağım,boğuyor beni şehir


    M.NİHAT MALKOÇ






    BERCESTE MISRALAR-3


    SON NEFES

    Ağzımı bağlasalar haktan dem vurur sesim
    Allah Allah diyerek tükensin son nefesim



    SONSUZLUĞUN SULTANI

    Hakikati bulmada akıl gönüle muhtaç
    Sonsuzluğun sultanı bize aguşunu aç



    BEŞER

    Gönlümün bozkırları gül suyunla yeşersin
    Büyük görme kendini neticede beşersin



    SEN

    Sensiz hayat nasıldı?...Hiç düşünemiyorum
    Hissiyat alev ateş,yoruma muhtaç yorum



    LÂĞIM FARELERİ

    Onca lâğım faresi kemiriyor ruhumu
    Süsleyip sunduğunuz ideal hayat bu mu?..


    M.NİHAT MALKOÇ







    BERCESTE MISRALAR-4


    PERDE

    Son nefes tükenince kapanıverir perde
    Dualar sağnak sağnak kabre iner seherde…



    DAVET

    Maveradan duyulur sılaya davet sesi
    Söndürür ateşimi servilerin gölgesi



    RUHUN MATEMİ

    İçime akıtırım gözlerimin nemini
    Sonsuzluğa bıraktım ruhumun matemini



    SERMAYE

    Asıl sermaye sevgi,sözleri banın aşka
    Ömrü nurla yoğurun,hayat olsun bambaşka



    VAHA

    Dünya mümine çöldür ,ahiret kutlu vaha
    Bayram eder ruhumuz kavuşunca Allah’a!...


    M.NİHAT MALKOÇ






    BERCESTE MISRALAR-5


    BEBEK

    Boşluğun ortasında ruh kanatsız kelebek
    Sözünde duramazsan boşuna doğma bebek



    ALNIMDAKİ ÇİZGİLER

    Güneşin göbeğinde üşüyor avuçlarım
    Alnımda çizgi çizgi işlediğim suçlarım



    EN GÜZEL ŞİİRLER

    Sözü sığaya çekip sükûtla paklıyorum
    En güzel şiirleri içimde saklıyorum



    TİTRE!...

    Garbın âfâkı puslu, kıbledir mübarek yön
    Mâziden al gücünü,titre ve kendine dön!...



    FİKİR FAHİŞESİ

    Fikir fahişeliği başlıyor beyinlerde
    Minberde vaaz eder,hahamdır ayinlerde


    M.NİHAT MALKOÇ






    BERCESTE MISRALAR-6


    MUHAYYİLE

    Bu kurşundan sıkleti taşımaz muhayyilem
    Günahıma kefaret,haysiyetimdir çilem



    AKIL

    Bil ki mikro âlemde akıl bedene yüktür
    Dindir ruh sancısını de ki “Allah büyüktür”



    EVRİM

    Evrim koca bir yalan,gece gündüz “Hakk” derim
    Hakk’a delil istersen git aynaya bak derim



    NEFS

    Yürek denizlerinin durulmuyor suları
    Kör şeytanın elinde nefs atının yuları



    BERAT

    Hakikatle savaşmak!...Bu mudur sanatınız?
    Rûz-i mahşerde soldan verilir beratınız

    M.NİHAT MALKOÇ





    BERCESTE MISRALAR-7


    AHLÂK-SIZ

    Kanunlar ahlâksızı getiremez hizaya
    Kovarsın vilâyetten döner gelir kazaya



    SAADET

    Derdim saadetimdir,bal eyledim çileyi
    Ömür sayfalarımdan siliverdim hileyi



    SANCI

    Zordur fikir sancısı,ateşi ruhu sarar
    İçi karanlık olan güneşte kusur arar



    GÖNÜL TOKLUĞU

    Bunca büyük nimeti sana veren Mevlâ’dır
    Bil ki gönül tokluğu,para puldan evlâdır



    SIR

    Kadının sakladığı en büyük sır yaşıdır
    Kocaya çetin ceviz,ana sabır taşıdır


    M.NİHAT MALKOÇ




    BERCESTE MISRALAR-8


    AYET

    Doksan dokuz ismine gök ayet,yaprak ayet
    Nasip eyle Allah’ım kalbimize hidayet!...



    ASİLER

    Alır mı ateşimi soğuk kabir taşları
    Asilerin berzahta öne eğik başları



    MANEVİYAT

    İnsanoğlu gücünü maneviyattan alır
    Sevgi çıksa sineden hayvanî yönü kalır



    HAYIR

    Sağ elin verdiğini bilmeyecek sol elin
    Ya sus sonsuza kadar ya hak söylesin dilin



    FELEK

    Fırsatı kaza eder,feleğe kahpe dersin
    Başın pamuk tarlası bin çeşit herze yersin


    M.NİHAT MALKOÇ





    BERCESTE MISRALAR-9


    KUSUR

    Nurdan yaratılmadık,olmaz kusursuz beşer
    Hata yapmayım diye her dem hataya düşer



    BALÇIK

    Balçıktan yaratıldık,çamurlaşabiliriz
    Çilelerle pişmezsek hamurlaşabiliriz.



    ŞÂİRLER ÇEŞMESİ

    Şâirler çeşmesinin kurudu olukları
    Söz pınarı akmıyor,kesildi solukları



    MÜSLÜMAN-TÜRK

    Yegâne iftiharım Müslüman-Türk doğmaktır
    Mum misali eriyip karanlığı boğmaktır



    GÜNEŞ

    Güneş olduğu yerde zulmet nura dokunmaz
    Ateş böceklerinin esamisi okunmaz


    M.NİHAT MALKOÇ






    BERCESTE MISRALAR-10


    ŞEYTANIN EVİ

    Dünyanın saltanatı saman alevi gibi
    Hakk’ı anmayan yürek şeytanın evi gibi



    MİMSİZ MEDENİYET

    Tarihî mirasımız yedi ceddine yeter
    Mimsiz medeniyetler taundan daha beter



    BİR GÜN

    Azrail’in elinden bade içersin bir gün
    Musallanın üstünden sen de geçersin bir gün



    HAYAT

    Lütfun başımın tacı, kahrın da hoş Allah’ım
    Uğrunda yaşanmayan hayat bomboş Allah’ım



    UYANMAK

    Kabrine akıtırsın gözlerinin yaşını
    Uyanırsın perdeye değdirince başını


    M.NİHAT MALKOÇ




    BERCESTE MISRALAR-11


    VEFA

    Babanın mirasıyla sürerler her gün sefa
    Bozacıda bulursun bizde arama vefa



    YARIN

    Yarın diye bir gün yok, anın kıymetini bil
    Nerde bir garip görsen gözünün yaşını sil



    ZELZELE

    Ev secdeye giderken gökleri tutar âhı
    Yer sarsılmadan evvel hatırlamaz Allah’ı…



    KAVURMA

    Zekâttan anladığı malı mülkü savurma
    Kurban onun gözünde bir senelik kavurma….



    DÜŞMEK

    Yüksekte olmayanlar korkmaz yere düşmekten
    Kalp zikirle can bulur, kararır gülüşmekten


    M.NİHAT MALKOÇ





    BERCESTE MISRALAR-12


    KAYIP NESİL

    Avrupa’yı yurt bilir, ne din ne iman tanır
    Konuşamaz Türkçe’yi, Türklüğünden utanır


    KATRAN

    Vicdanlar seçilmiyor, katran karası gibi
    Memleketin ahvali yürek yarası gibi


    HASRET

    Hakikati görecek bir çift göze hasretiz
    Tarihin süzgecinden geçmiş öze hasretiz


    GÜLMEK

    Dünya intihan yeri, sefaya gelmedik biz
    Ağlayanla ağladık, gülenle gülmedik biz


    TARİH

    Bülbüller susturulmuş, damda baykuş ötüyor
    Bin yıllık Türk tarihi gözlerimde tütüyor


    M.NİHAT MALKOÇ




    BERCESTE MISRALAR-13


    AKLAR

    Hayra alâmet midir şakaklarında aklar?
    Her bir ak saç mâziden bin bir hatıra saklar



    NAĞMELER

    Nağmeler buruk şimdi, kırık dökük saz kaldı
    Gök kubbede hoş sedâ, yürekte niyaz kaldı.



    TÜRK’ÜN MAYASI

    Cümle âlem içinde Türk’ün asil mayası
    Tarihine yansımış terbiyesi, hayası.



    SAĞIRLAR

    Sağırlar meclisinde sözün ne kıymeti var?
    Dünya kâfire geniş, iman ehli için dar



    DOST-DÜŞMAN

    Mâziye sünger çekip kalbinden attı beni
    Düşmanlarım kayırdı, dostlarım(!) sattı beni


    M.NİHAT MALKOÇ







    BERCESTE MISRALAR-14


    SEMA

    Semayı kudretinle boşlukta tutan sensin
    Zamanı çepeçevre sarıp kuşatan sensin


    ÇOCUK OLMAK

    Sımsıcak bir kucakta çocuk olmak isterim
    Çağdaş Firavunları saç baş yolmak isterim


    KİMSE

    Cihanda Hakk’tan gayri dost adına yok kimsem
    Dünyada gülemedim, ahrette gülebilsem


    İÇİMDE

    Garbın kirli suları dalgalanır içimde
    Yamalı bohça gibi hepsi başka biçimde


    BAHTİYARLIK

    Hakk’a çevir yüzünü, bitmez dünyanın işi
    Bahtiyarlık odur ki ölmeden ölür kişi


    M.NİHAT MALKOÇ











    BERCESTE MISRALAR-15


    KANAYAN GÜL

    Ölüm bile güzeldir şâirlerin dilinde
    Kanayan bir gül olur sevdam yârin elinde



    YOLCULUK

    O büyük yolculukta ağlayacak yok kimsem
    Başım arşa değerdi ölmeden ölebilsem


    ÖKSÜZ

    Tenhada öksüz ağlar,süzülür gözünden yaş
    Vicdan kömür karası, yürekler kesilmiş taş


    KEPENK

    İsrafil indirince dünyanın kepengini
    Arasat’ta haşrolur hem fakir, hem zengini


    VADE

    Doğum ölüme gebe, tükenir bir gün vade
    Can bedenden çıkınca neye yarar irade?


    M.NİHAT MALKOÇ





    BERCESTE MISRALAR-16


    MÜMİNLER

    Müminlerin kabrine melekler saf saf iner
    Hakk’a kavuşunca ruh gözünün yaşı diner



    AHESTE

    Gözler ufka kilitli, yürekte yanık beste
    Ömür arabasını sür aheste aheste



    VAHDANİYET

    Kabir çağırır seni, duyulur gaipten ses
    Vahdaniyete delil aldığımız her nefes



    İNKÂR

    Dinleseler kalbimi, nabzım çarpar “Hakk” diye
    Kör bir inat uğruna Mevlâ’yı inkâr niye?



    KADİR

    Aklın kadrini bilip şükretseydik Allah’a
    Düzleşirdi yokuşlar, olurdu çöller vaha


    M.NİHAT MALKOÇ





    BERCESTE MISRALAR-17


    TEBLİĞ

    Tebliğ ateşten gömlek, iman kurşundan ağır
    Kalp gaflet uykusunda, bağır ha babam bağır!...



    ATALARIMIZ

    Haysiyetle yaşadı, şanlı atalarımız
    Düşmana rüsvâ etti bizi hatalarımız



    YANGIN

    Hakikat yükü ağır, kesilmiş omuzları
    Yüreğimdeki yangın eritir mi buzları?



    FEN

    Evrime gönül verdin, kâle almadın feni
    Aklın başına gelir kuşanınca kefeni



    DÜNYALIK

    Dünyalıkta gözüm yok,cümlesini teperim
    Bir kez Allah diyenin gözlerinden öperim


    M.NİHAT MALKOÇ





    BERCESTE MISRALAR-18


    SÛR

    Can çekişir kâinat, üfler İsrafil Sûr’u
    Zâlimin nefesiyle sönmez hakikat nûru



    SATIRLAR

    Nurdan çehreler görür, Allah’ı hatırlarım
    Hakikat davasına adanmış satırlarım



    ARASAT

    Eser bir deli rüzgâr, savurur ahir zaman
    Arasat meydanında Hakk’tan dilerim aman



    SON PİŞMANLIK

    Kaçarsın aydınlıktan, karanlığa dalarsın
    Son pişmanlık kâr etmez, saçlarını yolarsın


    KERVANSARAY

    Gönül iman tarlası, kul ektiğini biçer
    Dünya bir kervansaray, her konan kervan göçer


    M.NİHAT MALKOÇ





    BERCESTE MISRALAR-19


    ÇAĞRI

    Hasret ruhu kemirir, dünya yabancı diyar
    Elinde kırmızı gül vuslata çağırır yâr


    DİLEK

    Semâ ruhuma çadır, dolunay gölgem olsun
    Üstümde dalgalanan bayrağım, ülkem olsun


    CAM KIRIKLARI

    Gönül yıkık, perişan, yâr can evinden attı
    Kalbin cam kırıkları yüreğimi kanattı


    OYUNCAK

    Kazandıkça hırslandın, dolaştın kucak kucak
    Mal mülk nefse teselli, çoluk çocuk oyuncak


    TOPRAK

    Çağırınca Azrail sarılırım boynuna
    Toprak ruha sığınak, gireceğiz koynuna


    M.NİHAT MALKOÇ




    BERCESTE MISRALAR-20


    SÖZ HANÇERİ

    Her bahtı karalının gözyaşını silerim
    Söz denilen hançeri hoşgörüyle bilerim


    RAHMET

    Rahmandır yüce Allah, gece gün rahmet saçar
    Bir kapıyı kapatır, öbür kapıyı açar


    KIYAS

    Elin Avrupa’sında yükselir kâşâneler
    Ülkemde gözlerimi yaşartır virâneler


    KİR

    Suyu bulandırdılar, oluklardan akar kir
    Âlemin özü insan, nasıl görürsün hâkir


    KEFEN BİÇENLER

    Baş tacı ediliyor, Türk’e kefen biçenler
    Dünyayı yönetiyor iştahla kan içenler


    M.NİHAT MALKOÇ





    BERCESTE MISRALAR-21


    YARA

    Müminin yarasına merhem olmuyor çağlar
    On dört asırdan beri göz yaş döker, kan ağlar


    GÖÇ

    Ölüm vuslattır yâre, ölüm düğün gecesi
    Evvel göçmediğine pişman olur nicesi


    ÂDEM

    İblisle sıkı fıkı, içli dışlısın her dem
    Bilir misin cennetten niçin kovuldu Âdem?


    TOY

    Toy yürekler aldanır, yalan söze tez kanar
    Nemrut’un ateşinde nice İbrahim yanar


    SİDRETÜ’L MÜNTEHÂ

    Sidretü’l Müntehâ’ya yükseliyor nidâmız
    İstikbâlde muhakkak gür çıkacak sedâmız


    M.NİHAT MALKOÇ





    BERCESTE MISRALAR-22


    BALMUMU

    Mülkün sahibi Allah, semaya açık eller
    Erimeye mahkûmdur balmumundan heykeller


    KARANLIK

    Yürek coğrafyasına kör karanlık çöküyor
    Kellem ağaç misali yaprağını döküyor


    ATEŞTEN GÖMLEK

    Giymiş ateşten gömlek mümin yangın yaşıyor
    Çağın ağır yükünü omuzunda taşıyor


    UÇURUM

    Şeytanın şer düzeni ağır aksak yürüyor
    Yular nefsin elinde, uçuruma sürüyor


    DENİZ OLMAK

    Marifeti görmemek mâhir olanı üzer
    Sen yeter ki deniz ol, elbet bir gemi yüzer


    M.NİHAT MALKOÇ





    BERCESTE MISRALAR-23


    ÖMÜR

    Ömür dediğin ne ki!... Uzun soluklu adım…
    Muhasebe yapmadan geçiverdi hayatım


    FETİH

    Gülümsedi İstanbul, dağdan aşırdık gemi
    Dindi sonsuza kadar yüreğimin matemi


    ERGENEKON

    Beşikte altın nesil, düğündür Ergenekon
    Külümüzden doğarız, başlangıçtır bize son


    CUMHURİYET

    Dolaşır kan misali damarımda hürriyet
    İnsanca yaşamanın adıdır Cumhuriyet


    ATA

    Gerçekten daha gerçek, hayâl değil Atatürk
    Yaşıyor her zerrede muhâl değil Atatürk


    M.NİHAT MALKOÇ









    BERCESTE MISRALAR-24


    OSMANLI’YA DAİR

    Sükût eyledi zaman, boynu bükük hâneler
    Yas tutuyor tarihler, ağlıyor efsaneler


    SİNAN

    Can üfledi ruhundan,konuşturdu taşları
    Süngüdür minareler, arşa değer başları


    KANDİLLER

    Gönüller nur çeşmesi, Hakk’a niyazda diller
    Zamanı çepeçevre kuşatıyor kandiller


    ENTEL ER(KEK)LER

    Saçlar omuz aşağı, kulakta bir çift küpe
    Her gün diskoda, barda; ahlâk vuruyor dibe


    SAÇLAR

    Zaman tel tel boyuyor saçlarımı beyaza
    Bırakıverdim gayri düşlerimi ayaza


    M.NİHAT MALKOÇ








    BERCESTE MISRALAR-25


    BEDDUA

    Milletime kefen biçen, sonsuza dek gülmez olsun
    Sırt çevirsin cümle âlem, gözyaşını silmez olsun


    SERDENGEÇTİ

    Vatan için serdengeçti, içti ecel şerbetini
    Gökte melekler gıptayla seyreyledi heybetini


    SOY

    Toplama insancıklardan sürü olsa da boy olmaz
    Aslını inkâr edende hem asalet, hem soy olmaz


    TERAZİ

    Katreler sele karışır, gün gelir aşar bendini
    Her geleni tartar amma terazi tartmaz kendini


    ARSIZ

    Milliyeti beynelmilel(!), hem delişmen, hem arsızdır
    Kork sükûta bürünenden, havlayan it zararsızdır.


    M.NİHAT MALKOÇ






































































    #2
    Ynt: BERCESTE MISRALAR-M.NİHAT MALKOÇ

    BERCESTE MISRALAR-26


    KÖKSÜZ

    Kıraç toprak üstünde çınar yaşar mı köksüz?
    Garbın vicdanı sağır, medeniyeti öksüz


    MİLLET

    Yaşla çizilmiş hudut, kanla sulanmış toprak
    Neler yapmış bu millet dön de mâziye bir bak


    UMUT

    Umuttur azığımız, neşe eyledik gamı
    Apaydınlık sabahlar takip eder akşamı


    AÇ-TOK

    Kıyamet kopar elbet, açın önünde yerken
    Kan ağlar boş mideler, tok insanlar gülerken


    HAYSİYET

    Taç eyle haysiyeti, başın dimdik, alnın ak
    Revan ol meleklere, yaşa İblisten uzak


    M.NİHAT MALKOÇ




    BERCESTE MISRALAR-27

    BENGİSU

    Dünyanın ahvâlini almıyor muhayyilem
    Bengisu olur sabır, katmerleşirken çilem


    KUCAK

    Mânânın sultanıyım, madde bana oyuncak
    Uykuya dalmak için açılır nurdan kucak


    IRAKLI ÇOCUKLAR İÇİN….

    Hilâlin gölgesinde kanar tomurcuk güller
    Sözler boğazda düğüm, kavrulur, yanar diller


    GÖZLER

    Kabuk özden habersiz, beyhûde bakar gözler
    Öze değse nazarın yaş olur akar gözler


    YOLLAR

    Gölgemi sonsuzluğa alır götürür yollar
    Boğazıma sarılır, ruhumu sıkar kollar


    M.NİHAT MALKOÇ






    BERCESTE MISRALAR-28


    SITMA

    Parça bütüne hasret, bütün parçayı arar
    Boşluğa düşse gölgem sıtma nöbeti sarar


    ÇARMIH

    İsa’nın çarmıhına gerdim duygularımı
    Öğle vakti güneşe serdim duygularımı


    BOHÇA

    Yürek gözüyle yanar, kuytularda ağlarım
    Her gece hüzünlenir, his bohçamı bağlarım


    ZINCİRLİKUYU

    Güneş batıdan doğsa değişmez idi huyu
    Acayip değiştirdi onu Zincirlikuyu


    BATAK

    Dünya çile tezgâhı, mezar kuş tüyü yatak
    Camış olduğu yerde elbet bulunur batak


    M.NİHAT MALKOÇ






    BERCESTE MISRALAR–29


    YAŞAMAK

    Akıl tene ağır yük, gününü yaşar ahmak
    İster gül, ister ağla bunun adı yaşamak



    HAYAT DEDİĞİN

    Biraz kör, biraz sağır yaşıyoruz öylece
    Sabah uykuya yatıp kalkıyoruz her gece



    GÜLLERİ DERMEK

    Hayat yokluk içinde varlığı görebilmek
    Zakkumlar arasından gülleri derebilmek



    ADIMIZ VE SANATIMIZ

    Zamanın göbeğine yazdırdık adımızı
    Yaratanın emrine verdik sanatımızı



    HEYHAT!...

    Hakikatten habersiz geçiyor günler heyhat!...
    Allah’a kul olmakla mânâ kazanır hayat


    M.NİHAT MALKOÇ






    BERCESTE MISRALAR–30


    KİRDEN ARINMAK

    Servilerin altında ruhum arınır kirden
    Hakk’a sevdalananlar korkmaz Münker-Nekir’den


    HASRET

    Hicran sarıp sarmalar tenhalara savurur
    Hasret düşer yüreğe, sıcağında kavurur


    SABAH

    Payidar olmaz zulüm, garibanın âhı var
    Karanlık gecelerin nur yüzlü sabahı var


    LÂNET

    Şeytana lânet okur, çeker de derinden âh
    Nefsi düşman bilenin dostu Hazreti Allah


    BAKIŞLARINDA ÖLÜM

    Suretim hayat bulur gözbebeğinde gülüm
    Sonsuza akar durur bakışlarında ölüm


    M.NİHAT MALKOÇ




    BERCESTE MISRALAR–31



    DÜNYA

    Aydınlık ufaklardan koğuyor beni dünya
    Nefes alamıyorum boğuyor beni dünya



    ECNEBİ

    Her şey satılır oldu, ahlaksızlık diz boyu
    Tahkikat yapmaya gör ecnebi çıkar soyu



    ELEM

    Yaşamak buysa eğer, yerim yok bu âlemde
    Bedenim bayram eder, ruhum her gün elemde



    BEYHUDE

    Sırtımda öküz gibi dünyayı taşıyorum
    Elin rahatı için, beyhude yaşıyorum



    PARAGÖZ

    Dost beni para bildi, dost görmedim parayı
    Paragöz ahbaplarla açıverdim arayı



    M. Nihat MALKOÇ





    BERCESTE MISRALAR–32


    AVRUPA

    Attırmasın Avrupa kafamızın taşını
    Billâh kanla çizeriz gönül haritasını


    ERKENEKON

    Kaydını tuttu tarih, çıktık Ergenekon’dan
    Sarp dağları aşarak zirveye vardık sondan


    KAYI BOYU

    Osmanlı’nın mimarı şanlı Kayı boyumuz
    Üç kıtaya nam saldı haysiyetli soyumuz


    TANRI DAĞI

    Dede Korkut’u alıp çıktık Tanrı dağına
    Ecnebiler girmesin Türk’ün irfan bağına


    BEDEL

    Cennete bedel oldu; kanlarımız, etimiz
    Kırdı zincirlerini kahraman milletimiz

    M. Nihat MALKOÇ






    BERCESTE MISRALAR–33


    GEMİLER

    Yola çıkmış gemiler, cümle şarkılar susmuş
    Rintler köşebaşında kafatasını kusmuş


    BOŞLUK

    Tenim asılı kaldı gecenin boşluğunda
    Buz kesti hissiyatım güneşin loşluğunda


    ZAFER

    Zaferlerin omzunda göğe değer başımız
    Her şehide ağlasak sel olur gözyaşımız


    KİN

    Hainlere saplanır nefretimiz, kinimiz
    Yürek tarlalarında çürüdü ekinimiz


    ÇERİ

    Gönül kalelerinde pusatlanmış çeriyiz
    Hakk’a nazar eyleyen hakikatin feriyiz

    M.Nihat MALKOÇ




    BERCESTE MISRALAR–34


    GÜNEŞ DOĞACAK

    Tepelerin ardından güneş doğacak bir gün
    Aydınlık karanlığı elbet boğacak bir gün


    SÖZÜM KALMADI

    Dünya nimetlerinde billâh gözüm kalmadı
    Söylenmedik kelime, bir çift sözüm kalmadı


    SABIR SARMAŞIKLARI

    Benliğimi kuşatır sabır sarmaşıkları
    Kayslar’ı Mecnun eder Leyla’nın âşıkları


    BEKLENEN FATİH

    Geçmişten izler taşır yüzündeki gölgeler
    Fatih’ini bekliyor bütün esir ülkeler


    CEDDİN RÜYASI

    Ceddimin rüyasını görür serhat boyları
    Ne kıtalar aşmıştı Türk’ün şanlı soyları


    M.NİHAT MALKOÇ




    BERCESTE MISRALAR–35

    HIÇKIRIK

    Hasret kurşundan ağır, yürek fanusu kırık
    Düğümlenir boğazda hüzne banmış hıçkırık

    GÜLÜŞLER

    Çocuk hayallerimin yorganı olur düşler
    Mahkûm kaldı albümde düne dair gülüşler

    ZEMBEREK

    Dönüş acılarımız kuşatırken yüreği
    Ömür denen saatin boşalır zembereği

    BAKIŞLAR

    Öfkenin buz dağları erir bakışlarında
    Canlanır koca mazi gergef nakışlarında

    CEMRELER

    Yakar hatıraları can evinde yangınlar
    Geciktikçe cemreler üşür gönülde bahar


    M.NİHAT MALKOÇ



    BERCESTE MISRALAR–36


    BÜYÜK SINAV

    Hazır mısın ey insan o en büyük sınava?
    Ameller geçer akçe Cennet değil bedava

    ECEL

    Yılların yorgunluğu saçının her telinde
    Büyük sırlar saklıdır varlığın ecelinde

    AYNA

    İbret nazarıyla bak bir kez olsun aynaya
    Ebed yolculuğunda insanlık kaldı yaya

    SATRANÇ

    Herkes şaha oynuyor bu satranç tahtasında
    Âhlara gömülüyor yürek kendi yasında

    HÜRRİYET

    Demokratlar kırıyor hürriyetin belini
    Hüküm giymiş düşünce, bülbül yutmuş dilini

    M.NİHAT MALKOÇ



    BERCESTE MISRALAR–37


    KÂİNAT KİTABI

    Vehmin ve korkuların faydası yok ecele
    Kâinat kitabını gece gündüz hecele

    GELECEK

    Açılsın gül yüzünde masumiyet çiçeği
    Ahmak sırtında taşır kurşundan geleceği

    UMUT TACİRLERİ

    Sermayesi tükenmez umut tacirlerinin
    Farkında mıdır insan sonsuz ruh cevherinin?

    RUHUN DİNAMİKLERİ

    Teni ayakta tutar ruhun dinamikleri
    Rahman, gün gelir toplar dağılan kemikleri

    AYNA

    İflas eder aynacı körlerin çarşısında
    Duramaz buz dağları güneşin karşısında

    M.NİHAT MALKOÇ





    BERCESTE MISRALAR–38


    UMUTLAR

    Rüzgârın nefesiyle parçalanır bulutlar
    Kaf Dağı’nın ardında bizi bekler umutlar


    ÖZ

    Ölüm niçin kıskanır hayatın gül yüzünü?
    Karanlıklardan kopar, Hakk’a döndür özünü


    SEHER DUASI

    Okunur mu salâsı canlı cenazelerin?
    Mukaddes duaları arşa değer seherin


    EFKÂR

    Şanlı ölümsüzlüğü bir de ölümde ara
    Kadehler merhem olmaz yürekteki efkâra


    SIRAT

    Hakkın gül suretini görmek olunca murat
    Kim demiş kıldan ince?...Ovadan geniş Sırat…

    M.NİHAT MALKOÇ




    BERCESTE MISRALAR–39


    BATI

    Hakikatin tahtını yerle bir etti yalan
    Felâha erişemez kıblesi Batı olan


    BARUT

    Ateşin kucağında barut uyutulur mu?
    Rızkımıza düşmeyen lokmalar yutulur mu?


    GÖNÜL YAPISI

    Alacakaranlıkta rüzgâr açar kapımı
    Nurdan tuğlalar ile ördüm gönül yapımı


    AĞILAR

    Hıyanet toplarıyla bu kale düşmeyecek
    Gönül ocağımızda ağılar pişmeyecek


    SURETLER VE SİRETLER

    Gölgeler büyüdükçe küçülüyor suretler
    Göğüs kafeslerinden arşa değer sîretler


    M.NİHAT MALKOÇ





    BERCESTE MISRALAR–40

    ALLAH’A SIĞINMAK

    Fenadan kurtularak sığınıver Allah’a
    O zaman bütün çöller gönülde olur vaha

    SÜVEYDANIN KİRİ

    Mümin el ele verir birbirini tamamlar
    Süveydanın kirini temizlemez hamamlar

    RAHMANÎ FİKİR

    Gönlümüzde dolaşan rahmani fikir olsun
    Rabbin güzel esması dudakta zikir olsun

    YOLLAR KAPANINCA

    Kapanıverir bir gün günaha giden yollar
    Başlar sonsuz bir uyku, kuvvetten düşer kollar

    ÖLÜM ATI

    Şeytanı dost eyledik, dört yanımız isyan, şer
    Ölüm atına binip nereye gider beşer?

    M.Nihat MALKOÇ





    BERCESTE MISRALAR–41


    İDAM SEHPASI

    Arındırır kandiller kalpteki kiri, pası
    İman en büyük servet, küfür idam sehpası


    EZAN

    Hakikate çatanın içinde kaynar kazan
    Munisleştirir ruhu günde beş vakit ezan


    İSLAM GÜNEŞİ

    İnancımız odur ki iman küfrü boğacak
    İslamiyet güneşi ufuklardan doğacak


    SOYUMUZ BİZİM

    İman ile renklenmiş, hoştur huyumuz bizim
    Rahmet oluklarından akar suyumuz bizim


    NİYET

    Toprak olunca bir gün kanın, kemiğin, etin
    Seni ateşten ancak kurtarır saf niyetin


    M.NİHAT MALKOÇ


















    Yorum


      #3
      Ynt: BERCESTE MISRALAR-M.NİHAT MALKOÇ

      Allah razı olsun kardeşim güzel mısralar.. da bunları keşke çok mesajla yazsaydınız. yani tek mesajda çok uzun ve okumak zor oluyor.. eğer değiştirme imkanınız varsa bunları bir kaç mesaja bölün yoksa yönetici arkadaşlar bu mesajları bölebilirlerse güzel olur inşaAllah..

      Bu arada sitemize hoş geldiniz sizi tanımak isteriz..Tabi siteyi nasıl bulduğunuz hakkında görüşlerinizi de merak ediyorum..

      Yorum

      YUKARI ÇIK
      Çalışıyor...
      X