Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Kilise yönetiminin yarattigi facialar

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Kilise yönetiminin yarattigi facialar

    Hristiyanlik dini, birey ve toplumlarin sosyal, siyasi vb. cesitli konulardaki ihtiyaclarini giderebilecek belli ve saglam hüküm ve prensiplere sahip olmadigi ve bu konuda pek fakir ve yetersiz bulundugundan, hristiyanligin ruhbaniyet teskilati sosyal, siyasi ve yönetim konularina karismiyordu.

    Altinci yüzyila kadar durum bu minvaldeydi; ama Fransa Krali, egemenligi altindaki topraklarin bir kismini 756'da Papa'ya birakinca hristiyan din adamlarinin saltanat ve egemenlik dönemi baslamis oldu. kilisenin maddi durumu cok güclü hale gelince ister istemez nüfuz sahalari, egemenlik ve iktidari paylasamama yüzünden hristiyan din adamlariyla iktidar sahipleri arasinda ciddi sürtüsme ve catismalar bas gösterdi ve cok gecmeden avrupa'da mutlak otoriteyi ele gecirebilmek icin papalarla imparatorlar arasinda savaslar basladi...

    Diger taraftan hristiyan halk kiliseyi Hz. isa'nin (a.s) ruhaniyetinin merkezi olarak gördügünden var gücüyle kiliseyi desteklemedeydi, bu da her gecen gün kilisenin gücünü ve nüfuzunu artiriyordu. böylece kilise cok gecmeden bütün avrupanin rakipsiz tek otorite merkezi haline geldi ve avrupa kilise tarafindan idare edilir oldu.

    Hristiyanlikta kanli mezhep catismalari baslayincaya kadar her hristiyan sehre bir piskopos hükmetmedeydi; bir kac sehrin birlesmesiyle olusan eyaleti ise "halife" yönetiyordu. hristiyanlik dünyasinin en tepesinda bulunan "papa" mutlak otoriteydi ve baspiskoposlarla halifeleri tayin veya azletme yetkisini tasiyordu. cok gecmeden konstantin halifeleri papadan ayrilarak bagimsiz bir patrikhane olusturmaya karar verdiler.


    Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

    #2
    Ynt: Kilise yönetiminin yarattigi facialar

    Papayla Konstantin -bizans- halifeleri arasinda defalarca bas gösteren siddetli catisma ve nizalardan sonra 1052'de bu iki grup tamamen birbirinden ayrildi ve hristiyanlik ikiye bölünmüs oldu: dogu avrupa konstantin'e, yani bizansa baglandi ve bu bögenin hristiyanlari "ortodoks" adini aldi, Polonyadan baslayip ispanyaya kadar uzanan bölge ise Papaya bagliligini sürdürdü ve bu gruptakilere de "katolik" denildi. birbirine tamamen zit görüslere inanan bu iki mezhep, sürekli yekdigerini tekfir etti.

    16. yy'in baslarinda Avrupa'da "protestanlik" mezhebi cikti ortaya, bu mezhebin kurucusu olan "luter"le ona inananlar, papanin cennet satma ve günah cikarma gibi uygulamalarina siddetle karsi cikti, protestanlar kiliseyi temizlemek ve gömüldügü kusur ve ahlaksizlik batagindan kurtarmak istiyorlardi.

    Luter'in papaya karsi ayaklanmasi ve papazlik prensiplerini gecersiz ve batil ilan etmesi avrupada epey taraftar kazandi ve böylece basit bir din olan hristiyanlik yekdigerine zit olan üc kola ayrilmis oldu.

    Katolik avrupada papanin mutlak otoritesine ragmen 12. ve 13. yy'da hristiyanlar arasinda bidatler artmaya basladi; papanin sapma olarak gördügü inanc ve düsüncelerin ortaya cikip giderek yayilmaya baslamasi, basta bizzat papa olmak üzere bütün katolikleri tedirgin ediyordu. bu tür mezhep ve inanclari önlemek amaciyla 1215'te papanin özel bir emriyle Fransa, italya, ispanya, almanya, polonya ve diger hristiyan ülkelerin bütün sehirlerinde "engizisyon mahkemeleri " kuruldu. papanin görüslerine aykiri fikir ve inanc tasiyanlar bu mahkemelerde yargilandi.


    Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

    Yorum


      #3
      Ynt: Kilise yönetiminin yarattigi facialar

      Bu lanet olasi mahkeme ve teskilat, korkunc gücü ve nüfuzuyla harekete gecip düsünce ve inanc hürriyetini silindir gibi ezdi, kamuoyu tamamen sindirilmis, korkunc bir hafakan ortami olusturulmustu. kilisenin inanclarina aykiri fikir ve inanci oldugu zannedilen insanlara akil almaz cehennemi iskenceler uygulaniyor, daragaclari ve giyotinler ard arda can aliyordu. hatta bazen ölüler bile yargilaniyor, cürümüs kemikler mahkemeye cikariliyordu. Will dorandt "medeniyet tarihi" adli eserinde söyle yaziyor:

      "Engizisyon mahkemelerinin özel bir isleyis ve yargi usulü vardi. bir sehirde engizisyon mahkemesi kurulmadan önce kiliselerden bütün halka "iman" cagrisinda bulunulur ve bilip tanidiklari dinsiz, kafir, mülhit ve bidatcileri kiliseye tanitmalari istenir, insanlar en yakin akrabalarini, arkadas ve komsularini ihbar edip ispiyonlamaya tesvik edilirdi"

      "ispiyoncularin kimliginin gizli tutulacagi ve kilisenin himayesi altina alinacagi taahhüt edilir, bir mülhit veya zanliyi bilip de haber vermeyen veya onu koruyanlar da dinsizlikle suclanip en agir cezalara carptilirdi"

      "ölüler bile dinsizlikle suclanabiliyor, bu durumda ceset veya kemikleri mezardan cikarilarak özel bir törenle engizisyon mahkemelerinde yargilaniyor, mal varliklarina el konuluyor, mirascilari mirastan mahrum birakiliyor, bir ölünün dinsiz oldugunu ihbar edip sahadette bulunanlar o ölünün mal varliginin yüzde 30 ila 50'sine sahip oluyordu"

      "cesitli zaman ve mekanlarda uygulanan iskence ve verilen ceza usulleri de farkli ve vahsiceydi. bazen suyluyu elleri arkadan bagli olarak asiyor, bazen kipirdayamayacak sekilde bagladiktan sonra bogazina su damlatarak boguyor, kimi zamanda ellerini, kollarini ve ayaklarini baglayip asarak ipin kemiklerine kadar islemesini sagliyorlardi.! (medeniyet tarihi, Will Dorant. c. 18. s. 351)


      Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

      Yorum


        #4
        Ynt: Kilise yönetiminin yarattigi facialar

        kilise bütün avrupada tek otorite haline gelmisti artik. almanya ve fransa da 10'dan fazla kral ve aristokrat tekfire ugradi, bu yüzden kimileri tahttan devrildi, kimileri de tövbelerini ilan etmek zorunda kaldilar. almanya imparatoru dördüncü henry, papanin fermanini ciddiye almadigi icin papa 7. Gregor tarafindan 1075'te tekfire ugrayarak imparatorluktan azladildi. henry, tövbecilerin giysisini giyerek papaya gitti, papa onu üc gün beklettikten sonra huzuruna cikarip tövbesini kabul etti. (Albert male tarihi c.3 s.247)

        1140'da da kral 7. Lui, papa ikinci inocente'nin tekfirine ugradi, 1205'te ingiltere krali Jan'la papa 3. inocente arasinda anlasmazlik cikti, kral jan papazlara saldirdi ve papa onu tekfir etti. cok gecmeden jan su fermani cikardi:

        "gaipten bir ses gelerek ingiltere ve irlandanin bize hz. isayla onun havarileri ve velinimetimiz papa inocenteyle onun katolik haleflerinin emaneti oldugunu bildirdi. bu nedenle bundan böyle söz konusu ülkeleri papayla mukaddes pederler adina ve onlarin vekili olarak idare edecegiz. rum papazlarina her yil iki taksitte olmak üzere, bin ingiliiz gümüs lirasi ödemeye karar vermis bulunuyoruz. biz veya bizden sonra gelecek olanlardan biri bu el yazi fermanina muhalefet edecek olursa egemenlik hakkini yitirmis olacak ve tahttan indirilecektir" (sosyal gelismeler tarihi c.2 s.141)

        Marsel Kash söyle yaziyor:
        "ortacagin bu zaman diliminde tam 5 milyon insan sirf papa gibi düsünmedigi ve onunla ayni fikirleri paylasmadigi icin ya idam edildi, ya ölünceye kadar yeraltindaki karanlik ve havasiz zindanlarda tutuldular. 1481-1499 yillari arasinda yani 18 yil zarfinda engizisyon mahkemelerinin emriyle 1020 kisi diri diri yakildi, 6860 kisi lime lime edildi ve 97023 kisi iskenceyle öldürüldü" (age. c.2 s.143)


        Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

        Yorum


          #5
          Ynt: Kilise yönetiminin yarattigi facialar

          Keza, ortacag avrupasinda 350 bini askin bilim adami engizisyon mahkemeleri tarafindan diri diri yakildi (20. yy. ansiklopedisi c.6 s.598)

          ünlü fransiz yazar ve sair Victor Hugo, kilise yetkilileriyle engizisyon mahkemelerini söyle elestirir:
          "kilisenin tarihteki yasam seyri, insanoglunun ilerlemesinde etkili olmayip tarih sayfalarinin gerisinde yeralmistir. kilise, sirf, yildizlarin bulunduklari noktadan yere düsmeyeceklerini söyledigi icin Pornili'yi kirbaclayan zihniyettir. bu dünyadan baska daha nice sayiya gelmez dünyalar oldugunu söyleyip varlik aleminin sirlarini ima yoluyla anlatmaya calistigi icin Campland'i 27 kez hapis ve iskenceye mahkum eden zihniyettir, bu zihniyet, kanin damarlarda hareket halinde oldugunu ve hareketsiz kanin, damarlarin ölümü anlamina geldigini ispatladigi icin Harwey'e iskence etmis, tevratla incildekinin aksine, yeryüzünün dönmekte oldugunu söyledigi icin Galile'yi hapse tikmistir"

          "kilise zihniyeti saint Poul'un tevratla incilde varligina hic deginmedigi bir beldeyi bulup ortaya cikardigi icin Kristof Colomb'u zindana atmistir. cünkü kilise nazarinda yeryüzünün döndügünü ve gökyüzü kanunlarini kesfetmek dinsizliktir, daha önce adindan bahsedilmeyen yeni bir beldeyi kesfetmek imansizliktir ve acikca kiliseye savas acmak demektir!.. din kurallari adina Monti'yi, din ve ahlak adina Muller'i tekfir eden zihniyettir bu." (düsünce özgürlügü tarihi s.147)

          kilise, müslümanlara karsi da bu güc ve nüfuzunu kullandi ve beytulmukaddesi kurtarma bahanesiyle hacli seferleri düzenleeyip vahsi katliamlarda bulundu. 1095'ta baslayip 1270'e kadar süren hacli seferleri 8 büyük savastan sonra ardinda bir kan seli birakarak son buldu.


          Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

          Yorum


            #6
            Ynt: Kilise yönetiminin yarattigi facialar

            Katolik kilisesi dünyanın döndüğünü inatla reddetmiş ta 1992 yılına kadar bu inadını sürdürmüş, 1992 yılında dünyanın döndüğünü kabul etmiştir.
            Beşşar Esad bir İslam Kahramanıdır.
            Suriye İmtihanında İran İslam Cumhuriyetinin yanında yer almayanlar amerikan Emperyalizmi ve İsrail Siyonizminin yanındadırlar. Ve İslamın karşısındadırlar.

            Yorum


              #7
              Ynt: Kilise yönetiminin yarattigi facialar

              tesekkür ederim ufukalp kardesim, bu kadarla bitse yine iyi


              Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

              Yorum


                #8
                Ynt: Kilise yönetiminin yarattigi facialar

                papayla diger hristiyan din adamlarinin kin, nefret ve cahilane taassuplari bu savaslari tetikleyen ana neden olmustur. akla gelmedik bizans oyunlariyla avrupa halkini müslümanlara karsi kiskirttilar. hacli savaslari baslamadan önce papa 2. Urbin, önde gelen papazlarla piskoposlarin da katildigi bir kongrede bütün islam alemine karsi savas ilan etti, bütün papazlarla piskoposlari, hristiyan halki müslümanlara karsi tahrik etmekle görevlendirdi, kendisi de Fransa da bütün cevresini savas icin kiskirtti.

                bir milyonu askin askerden olusan ilk büyük hacli ordusu, Beytulmukaddes'i ele gecirmek amaciyla harekete gecti. bütün bir avrupanin asya'ya dogru sel gibi akmasi dmek olan bu barbarlar ordusu önlerine cikan her yeri atese verdi, yakip yikti, eline gecirdigi her seyi yagmaladi, kadin-cocuk demeden rastladigi herkesi vahsice kilictan gecirdi, denize döktü, lime lime dogradi, asker-sivil, kadin erkek, genc-ihtiyar, ayrimi yapmadan tam üc yil boyunca bu barbarlar sürüsü oluk gibi kan akittiktan sonra Beytulmukaddesi ele gecirdi...bu sirada, baslangictaki bir milyon haclidan sadece 20 bini kalmisti. hristiyan dünyasi ic savaslar, veba vb. salgin hastaliklar, yollari üzeirndeki müslüman ve diger kabile ve asiretlerin direnisi sonucu bir milyondan fazla ölü vererek Beytulmukaddese girmistir.


                Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                Yorum


                  #9
                  Ynt: Kilise yönetiminin yarattigi facialar

                  Hristiyanlik adina bu vahsiler sürüsünün isledigi canilikleri, bizzat ünlü fransiz tarihci Gustav Lebon'dan aktariyoruz:

                  "hacli askerlerinin bu svaslar boyunca sergiledigi inanilmaz vahsilik, cinayet ve katliamlar, onlari yeryüzünün en sefil, en asagilik ve en cani mahluklari olarak tarihe kaydetmistir. bu caniler güruhunun kendi dinlerinden olanlarla düsmanlarina karsi tavirlari ayniydi; asker, sivil, ciftci, kadin, erkek ve cocuk onlar icin farksizdi, kim olursa olsun gözlerini kirpmadan öldürüyor, ellerine gecen her seyi tam bir eskiyalikla yagmalayip talan ediyor, her tarafi yakip yikmaktan zevk aliyordu"

                  "bu olaylara bizzat sahit olan rahip Robert'in anlattiklarindan bir kesit aktaralim:

                  "hristiyan ordumuz bütün yollari, dört yollari tutmus, hatta evlerin damlarini bile kontole almisti, yirtici aslan gibi her seye saldiriyor, bebekleri parcaliyor, cocuk-kadin, genc-ihtiyar demeden herkesi acimasizca kilictan geciriyor ve bütün bunlardan zevk aliyorlardi. zaman kaybetmemek icin birkac kisiyi birden ayni anda birtek ipte sallandiriyordu, askerler bulduklari her seyi kapiyor, ölülerin karnini parcalayip altin ve mücevher ariyorlardi. hacli komutanlarindan "buamun" sarayin avlusunda toplanan halki siraya dizdirdi, kadinlari, erkekleri, ve cocuklari hemen orada kilictan gecirip, sadece gencleri sag birakti ve onlari zincire vurdurup, köle olarak satmak üzere antakya'ya esir pazarina gönderdi" (islam ve arap medeniyeti s.407)

                  Bu hunhar ve cani ordunun gaddar komutani Godfro Adobiyen, papaya gönderdigi raporda söyle yaziyor:
                  " Beytulmukaddes'te ele geciridigmiz müslümanlara ne yaptigimizi söyle özetleyeyim: askerlerimiz süleyman mabedi ve revakta kan gölü olusturdular; kan, atlarin dizine kadar ulasiyordu" (albert Male tarihi c.3 s.226)


                  Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                  Yorum


                    #10
                    Ynt: Kilise yönetiminin yarattigi facialar

                    hristiyanlarin hacli savaslari boyunca müslümanlara reva gördükleri ve ortacag engizisyonlarinin bilim adamlariyla düsünürlere avrupada yaptiklarinin kücük örnekleridir bunlar.

                    Engizisyon mahkemelerinin bu inanilmaz baski, iskence ve cinayetleri, sonunda avrupanin düsünür ve bilim adamlarini galeyana getirdi, bu karanlik hafakan, zulüm ve iskence cenderesinden kurtulabilmek icin kiliseye karsi yogun bir savas baslattilar.

                    kiliseyle bilim adamlari arasindaki bu mücadele giderek siddetlendi, kilisenin bilim adamlariyla düsünürlere uyguladigi bütün baski, yildirma ve yogun sansüre ragmen pozitif bilimlerde günden güne yeni ilerlemeler kaydedildi ve sonunda kilise iktidari geri adim atmak zorunda kaldi. böylece meydan bilim adamlariyla hür düsünce sahiplerine kaldi.

                    hristiyan papazlarin masum halka uyguladigi bu yüz kizartici mantiksiz siddet ve barbarca baskilar bircok bilim adaminin din ve dindarliktan büsbütün sogumasina ve bütün dinleri inkar edip "dinin cehalet ve evhamdan yana ve bilimle düsünceye karsi oldugu" zannina kapilmasina sebep oldu.

                    böylece, olan oldu ve onca yüz kizartici cinayetle onca facia, engizisyon mahkemelerinin din adina isledigi onca yozluk ve gaddarlik bütün semavi dinlerin temeline cok agir bir mütalaa ve bilgisi bulunmayan kimselerde bütün dinlere karsi yogun bir nefret ve dindarliga karsi da tam bir kötümserlik olustu.


                    Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                    Yorum


                      #11
                      Ynt: Kilise yönetiminin yarattigi facialar

                      kilisenin servet ve güc ugruna masum halka reva gördügü siddet ve baskilar Rusya'da da co kyogun tepkilere yol acti ve bu ülkede komünizmin basarili olmasinda en büyük rolü oynadi. ortami müsait bulan ateistlerle komünistler dine karsi cok yogun bir savas baslattilar ve dini; "sermayedar kapitalistlerin, isci sinifini daha iyi sömürebilmek icin kullandiklari bir arac" gibi göstererek din karsiti propagandalarini artirdilar

                      Fredof, bu gelismeyi söyle anlatir:
                      "rusya da kilise demek, tasinir ve tasinmaz servetinin haddi hesabi olmayan basli basina dev bir carlik demekti...kilisenin gayri menkulleri milyonlarca hektara ulasiyordu, bankalardaki hesaplarinda yüz milyonlarca altin rubleye varan bir meblag vardi; ormanlar, ciftlikler ve otlaklar genis oranda kilisenin emrindeydi; ticaret, sanayi, zanaat, balicilik vb. dallardan astronomik gelirler elde ediliyordu"

                      "Rusyanin en büyük feodali, en büyük sermaye sahibi ve en büyük bankacisi olan kilise, bunca servet ve varligina ragmen ciftcilerle köylüleri acimasizca sömürüyor, iscilerin biraz olsun daha rahat bir is ortami icin attiklari her adima gaddarca karsi cikiyordu. böylece kilisenin adamlarini rahip kiligina bürünmüs kölelik yandaslari olarak adlandiran iscilerle ciftciler arasinda kilise ve rahiplere karsi hakli bir nefret duygusu olusmus oldu" (SSCB'de din s.7)


                      Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                      Yorum


                        #12
                        Ynt: Kilise yönetiminin yarattigi facialar

                        Evet, bir zamanlarin bu ölcüde gerici ve kör tutucu olan ve kendi efradinca "irtica" ve "yobaz"ligin mazhari olarak adlandirilan ve keza; birkac sayfada özetlemeye calistigimiz engizisyon mantigiyla gercekten kendine has bir "parlak tarih"e (!) sahip bulunan hristiyanlik, sergiledigi onca bilim düsmanligina ragmen bugün temellerini saglama alabilmek icin bilim ve teknolojinin bütün imkanlarini hizmete almis durumdadir.

                        sirf Katolik kilisesinin dört binden fazla misyonerlik heyeti oldugunu bugün kac müslüman bilir sahi?! gayet sistemli ve teskilatli sekilde calisan bu misyoner gruplar dünyanin dört bir yanina dagilmis durumdadirlar; yeterince maddi imkanlarla donanmis olarak Kongo'dan Tibet'e, hatta afrikanin vahsi kabilelerine varincaya kadar dünyanin en ücra köselerine gitmekte ve sistemli bir sekilde hristiyanligi propaganda etmektedirler.

                        sirf ingiltere kraliyet kilisesinin misyoner faaliyetlere ayirdigi yillik bütce 900 milyon dolara yakin bir rakamdir! sirf bu rakami bile biz müslümanlarin islami teblige ayirdigimiz bütcenin tamamiyla kiyaslamamiz halinde fevkalade teessüfe kapilacagimiz ortadadir.

                        bugüne kadar incil binden fazla lehce ve dile cevrildi. 1937'de sirf üc incil yayincisinin amerikada basip yayinladigi incil sayisi 24 milyon nüshadir.

                        vatikan'da günlük olarak yayinlanan oserfatory Romano gazetesi kilisenin yayinidir aslinda; günlük 300 bin tiraj basan bu gazeteye ilaveten Vatikanin tiraji milyonlara varan elliye yakin yayini vardir.

                        hristiyanlik merkezleri tarafindan acilan ilkokul, ortaokul, lise, üniversite, klinik ve hastane sayisi 32 bini asmaktadir.


                        Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                        Yorum


                          #13
                          Ynt: Kilise yönetiminin yarattigi facialar

                          Vatikan'in dini yayinlar yaptigi bir cok güclü vericisi vardir. bunlardan biri vatikandan, biri Adis Ababa'dan dünyanin dört bir yanina yönelik hristiyanlik propagandasi yapmaktadir. hristiyanlik cagimizda üc yöntemle propagandada bulunaktadir. incillerin tercüme edilmesi, kilise ve manastir yapilmasi ve dünyanin dört bir yanina misyonerler gönderilmesi.

                          Protestan hristiyanlarin da yogun propaganda calismalari vardir. Readers Agest gazetesindeki su yazi ilginctir:
                          "kiliselerin eskiden topladiklari Titin denilen zekat veya ösür vergisi geleneginin tekrar hayata gecirilmesi amerika protestan kiliselerinin hem maddi, hem manevi acidan canlanmasini saglamistir"

                          "1950'den sonra en az on merkezde bu faaliyetler baslatildi ve cok ilginc neticeler alindi. bircok cemiyetlerde yapilan faaliyetler 2-3 kat artti, kilise ve manastir hizmeti veren yüzlerce bina insa edildi, yurtici ve yurt disina gönderilen misyonerler takviye edildi. hepsinden önemlisi, cemiyet azalarinin da bu tür hristiyan geleneklerini canlandirmanin ne kadar sevindirici ve önemli gelismelere yol actigini fark etmis olmasidir"

                          Hristiyanlik teskilati ne yahudiden, ne budistten, ne de hindudan cekinir, cünkü bu ücü belli bir kavmin dini olmakla sinirlandigindan, hristiyanliga nüfuz edebilecek imkan ve güce sahip degildir. hristiyanligin korktugu tek din, dost düsman herkesin takdirini kazanan ve canli, cihansümul ve kapsamliligi herkece bilinen yüce islam dinidir.


                          Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                          Yorum


                            #14
                            Ynt: Kilise yönetiminin yarattigi facialar

                            papanin vatikanda tertiplenen baspiskoposlar konseyinin acilisinda yaptigi konusmada: "afrikada hristiyanlik ve batiyi tehdit eden güc, komünizm'den ziyade, islam dinidir" dedigi bilinmektedir (bes kitadan gelen baspiskoposlarla papazlarin katildigi bu uluslararasi kongre her yüzyilda bir tertiplenir ve hristiyan dünyasinin problemleri bu kongrede masaya yatirilir.
                            bu kongrenin son toplantisi papanin saltanat merkezi olan vatikanda, dünya kiliselerinin liderlerinden mütesekkil 7 bin baspiskoposun katilimiyla gerceklesti. bir yil süren ve 2'ser aylik üc dönemde gerceklesen bu kongrenin masrafi, bizzat kilise makamlarinin resmi aciklamalarina göre 650 milyon italyan lireti)

                            müslümanlarin teblig calismalari hristiyanlarinkine oranla sifir denilecek kadar zayif oldugu halde yüce islam dininin hak ve fitrata dayali yapisindan kaynaklanan realitesi ve yapici cekiciligi nedeniyle bilhassa afrika kitasinda hizla yayildigi bilinmektedir. islam dini, cilekes siyahlar icin en güzel siginak ve mükemmel bir dayanaktir, kilise de bu tehlikeyi görmezden gelmemektedir tabii.


                            Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                            Yorum


                              #15
                              Ynt: Kilise yönetiminin yarattigi facialar

                              Belcikali iki arastima kurumunun raporlarina göre: "20. yy'in baslarinda Kongo'nun belli bir bölgesinde yasayan müslümanlarin sayisi dört bini asmiyorken bugün kongonun Manima, Koyovo ve Stanleywill sehirlerinde bu rakam 236 bine ulasmis durumdadir"

                              Pariste yayinlanan Peru dergisi, Afrika müslümanlari konusunda arastirma yapan avrupa sarkiyatcilarindan Morsel Karder'den iktibasla söyle diyor:
                              "bir zamanlar afrikada sehzadelerle sultanlarin dini olan islam, simdi halk kitlelerinin dinidir artik; coskun bir sel gibi köpürüp duran bu kitleler, daha insanca ve huzurlu bir hayat kurmak istemektedir simdi...afrika da süphe götürmez bir gercek var, o da sudur: islam, kuzey afrikadan güney afrikaya dogru hizla ilerlemektedir; inkar edilemez istatistik ve gercekler, bunu onaylamaktadir."


                              Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                              Yorum

                              YUKARI ÇIK
                              Çalışıyor...
                              X