Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Satanizm ve Satanistler

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    #31
    Ynt: Satanizm ve Satanistler

    A.S. LaVey, yüksek tahsilini tamamlayamadan okuldan ayrılmış ve Clyde Beatty Sirki’ne bir “kafes oğlanı” göreviyle katılmıştır. Büyük kedilerle meşgul olduğu için bir de hediye almış ve yardımcı antrenör olmuştur. Daha sonra söylediğine göre o, bu sirkte aslanlarla ilgilenirken gizli güç ve büyüyü öğrenmiştir. Bundan böyle, esrarlı (gizemli) şeylerle de ilgilenmeye başlamıştır. Ayrıca LaVey, tekin olmayan (perili ve hortlakların gezindiği) evleri de incelemiştir. 18 yaşında da sirkten ayrılmış, bir karnavala büyücü yardımcısı ve bir kalliope 241 çalıcısı olarak katılmıştır.
    LaVey 1948’de Marilyn Monroe ile tanışmış ve onun akompanisti (pianoda eşlik eden kimse) olarak piano çalmaya başlamıştır. LaVey’in çaldığı müziği işitenlerin halihazırda, onun “okkült (esrarlı)” müziği orkestraya uyarlama, düzenleme ve icradaki büyüsel/müzikal maharetlerine âşina oldukları söylenmektedir. LaVey’in; problem yaratan durumunun üç buutlu bir yansıması olarak, ruhi anormalliklere sahip ve pek çok yönden korkunç derecede aldatıcı bir kimse olduğu belirtilmiştir.
    Aynı zamanda fevkalade bencil birisi olarak o, pek çok kimsenin bir araya getirilemez gördüğü bazı özellikleri kendisinde toplamıştır. LaVey, ilk eşi Carole ile 1951’de evlenmiştir. Bu evlilik sonucunda onların, Karla adında bir kız çocukları olmuştur. LaVey, San Fransisko Şehir Koleji’nde kriminoloji incelemiş ve San Fransisko Polis Şubesi ile birlikte bir suç fotoğrafçısı olarak üç yıl çalışmıştır. Görmüş olduğu şiddetten nefret ederek o görevden ayrılmış ve tekrar gece kulüplerinde ve tiyatrolarda org çalmaya başlamıştır. Ayrıca, esrarlı (okkült) konularda bazı grupların oluşmasına da önayak olmuştur. Bu sınıflar arasından
    bir büyü halkası çıkarmıştır. Bu büyü halkası, LaVey’in tasarlamış olduğu veya Templier Şövalyeleri, Hellfire Kulüp, The Hermetic Order of the Golden Dawn ve Aleister Crowley hakkında bilgi veren tarihi kaynaklardan yararlanarak yeniden ihya ettiği âyinleri icra etmek üzere biraraya gelmişlerdir. LaVey, âyinlerin dramatik etki yapma sanatını öğrenmiş, bundan açıkça zevk almış; al renkli çizgileri olan bir pelerin giyinmiş ve kafataslarını ve diğer acayip objeleri biraraya toplamıştır. Büyü halkası mensupları, aralarına kadın oyuncu Jayne Mansfield ve film yapımcısı Kenneth Anger’i de almışlardır.

    LaVey, 1960’da, ilk eşi Carole’u boşamış ve kendisinin Cuma gecesi okkült toplantılarında bir teşrifatçı olarak çalışan, 17 yaşındaki Dianne ile evlenmiştir. Bu evlilikten de, Zeena adında bir kızları dünyaya gelmiştir. LaVey, 1960’tan 1966’ya kadar, kendi seçkin Satanist düşüncesini geliştirmiştir. O, Şeytan’ı, yeryüzünün işlerini idare eden, tabiatta gizlenmiş karanlık bir güç olarak görmüştür. Yine o, insanın gerçek tabiatının bir şehvet düşkünlüğü, gurur, hedonizm ve inatçılık gibi, medeniyetin gelişmesine imkan veren özelliklerden ibaret olduğunu ileri sürmüştür. Ona göre beşer tabiatı (beden) inkar edilmemeli, kutsanmalıdır. Bir kimsenin ihtiyaç duyduğu başarının elde edilmesi yolunda ayak direyenler lanetlenmelidir.
    LaVey, 30 Nisan 1966’da, büyü ve büyücülük ilminde en önemli festival olarak bilinen Walpurgisnacht’ta, büyücülerin geleneğine uygun olarak başını traş ettirmiş ve Şeytan’ın Kilisesi’ni kurduğunu ilan etmiştir. O, Şeytan’a ibadet karşılığında “kilise” terimini kullanmanın etkileyici değerini anlamış ve insanların âyin, merasim ve depdebeli törenlere karşı tabii olarak meyilli olduklarını kurnazca kabul ve itiraf etmiştir.
    Yine o, hepsi geniş medya takibine maruz kalan Satanik vaftizleri, evlenme merasimlerini ve cenaze törenlerini icra etmiştir. Fakat bütün bunları Şeytan adına yapmıştır. LaVey, Satanist âyinlerinde, kısmen bir
    leopar derisiyle örtülü, çıplak bir kadını bir sunak (altar) olarak kullanmıştır. Eşi Dianne, kilise’nin başrahibesi olmuştur. LaVey, Dianne’den doğan kızı Zeena’yı vaftiz etmiştir. Dolayısıyla Zeena, Satanizm’de vaftiz edilen ilk kişidir. İlk eşinden doğan Karla da, Satanizm hakkında üniversite ve kolejlerde konferanslar vermeye başlamıştır.

    A.S.LaVey, kendi mensuplarına, kurum karşıtlığını, kendi isteklerine düşkünlüğü ve intikam almanın kişiye vereceği bütün haz çeşitlerini tavsiye etmiştir. Ona göre düşmanlardan nefret edilmeli ve onlar mahvedilmelidir. Seks yüceltilmiştir. O, hayat yükünden kaçıp kafasını dinlemek isteyen kimselerin kullandığını ve tabii yükselişleri başarmak için zorunlu olmadığını söyleyerek, uyuşturucu madde kullanımına karşı çıkmıştır. Aynı zamanda LaVey, kriminal faaliyetlerde kara büyü’nün kullanımına da taraftar olmamıştır. O, Black Mass’ı, modası geçmiş olduğuna inandığı için, âyinlerinin içine dahil etmemiştir.
    Şeytan’ın Kilisesi sun’i yer altı odalarında organize edilmiştir. “Baphomet” adı verilen bir keçi kafasını ihtiva eden ve tılsım olarak kullanılan ters çevrilmiş beş köşeli yıldız, aynı zamanda birer sembol olarak seçilmiştir. LaVey, âyinler için büyüsel dil olarak Enoch’un (İdris) dilini 242 kullanmış ve Crowly tarafından kullanılmış olan Enoch’a ait anahtarları benimsemiştir



    241 Çoğunlukla sirklerde kullanılan ve buharla çalınan org
    242 İdris’in dili, Satanik âyinde kullanılan büyüsel dildir. Bu dilin, dilbilgisi kaidelerine uygun bir
    ses ve söz dizimi kurallarına ait bir temelle Sanskritçe’den daha eski olduğu söylenmektedir.
    İdris’in dilinin bazı sesler yönünden Arapça’ya ve diğer bazıları yönünden de İbranice ve Latince’ye benzediği kaydedilmektedir. Bu dilin ilk defa 1659’da, meşhur 16. yy. kahini ve Saray astroloğu John Dee’nin biyoğrafisinde basılı olarak ortaya çıktığı ifade edilmektedir. Bkz.
    LaVey, Satanic Bible, s. 156.


    Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

    Yorum


      #32
      Ynt: Satanizm ve Satanistler

      Şeytan’ın Kilisesi, uluslararası bir taraftar topluluğunu cezbetmiştir.
      Taraftarların pek çoğu orta sınıftan olmakla beraber, onların arasına ökkültistler, heyecan arayanlar, meraklılar, ırkçılar ve politik yoldan hak arayanlar vb.leri de dahil edilmiştir. Kilise’nin zirvesinde yaklaşık 25.000 üyenin bulunduğu söylenmiştir. Ancak, yıllar sonra, önceki üyeler bu rakamların abartılmış olduğunu belirtmişlerdir. Taraftarlar arasında, aynı zamanda aktif bir üye olan Jayne Mansfield gibi ünlüler de vardı.
      Mansfield’in LaVey ile ilişkisi, Mansfield’in avukatı ve dostu olan Sam Brody’yi ciddi şekilde rahatsız etmişti. Aslında Brody, basına dedi kodu yansıyacağından ve Mansfield’in bundan olumsuz yönde etkileneceğinden korkmuştu. Brody 1967’de, LaVey’i, hakkında, kendisini bir sahtekar olarak yaftalayacak hikayeler yayınlamakla tehdit ederek korkutmaya teşebbüs etmişti. LaVey, kısa süre sonra küçük bir araba kazasına maruz kalan avukat hakkında yapmış olduğu bir beddua ile ona cevap vermiş ve aynı zamanda Brody ile ilişkisini sertleştirmesi için Mansfield’i de uyarmıştı.
      LaVey, rivayete göre Haziran 1967’de, Brody’nin bir başka araba kazası yapacağı ve eğer Jayne de onunla beraber olursa, onun da zarar görebileceği önsezisine sahip olduğunu söylemiştir. Jayne bu uyarıya aldırış etmemiştir. Nitekim Brody 29 Haziran’da bir kamyonla çarpıştığında Mansfield da onunla beraberdi. Hem Mansfield hem de Brody öldürülmüşlerdi. Üstelik Mansfield, boynu vurularak öldürülmüştü. Film yönetmeni Romen Polanski, LaVey’i, İra Levin’in 1968’de terkedilen, Şeytan’a tapanlar, “Rosemarys baby” adındaki film çevirisi için kiralamıştı. LaVey, Şeytan’ı tasvir etmiş ve Polanski’ye Satanik âyinin
      detayları hakkında bilgi vermiştir
      . LaVey, organize faaliyetlerinin çoğunu kilise mensupları dışındakiler üzerine çevirmiş ve kitaplar yazmaya başlamıştır. İşte bu tür faaliyetlerin bir sonucu olarak “The Satanic Bible (Şeytan’ın Kutsal Kitabı)
      1969’da yayınlanmış, onu 1972’de “The Satanic Rituals (Satanist Âyinler)” takip etmiştir. Üçüncü kitabı “The Compleat Witch” ise Avrupa’da basılmıştır.
      LaVey’in kurmuş olduğu Şeytan’ın Kilisesi 1975’te, yeni bir Satanik organizasyon olan “Temple of Set (Set Mabedi)”i oluşturmak üzere ayrılanlar tarafından, ciddi bir üye kaybına maruz bırakılmıştır. Ondan önce, Şeytan’ın Kilisesi 1970’lerin ortasında, gizli bir topluluk olarak yeniden organize edilmiş ve sun’i yer altı odalarına dağıtılmışlardır. Merkez San Fransisko’da kalmıştır. Bundan sonra LaVey, uzun süre aktif olamamıştır. 243


      Şeytan’ın Kilisesi’nin bir devamı veya bir kolu şeklinde ortaya çıkan Temple of Set de San Fransisko’da kurulmuş ve 1980’lerin ortalarına doğru yüzlerce üyesi olmuştur. Başlıca kurucuları arasında Micheal A. Aquino, Lilith Sinclair (Aquino’nun eşi) ve ABD Başkanlarından Gerold Ford’un eşi Betty Ford (ancak ilk first leydi değil) da vardı.Temple of Set, Mısır Tanrısı Set’e (aynı zamanda Seth olarak da bilinir) bağlı başlangıç türünden, kendilerini tanıtmak isteyen bir topluluktu. Bu topluluğun üyeleri Set’i kötü olarak değil, fakat sadece Şeytan’ın prototipi olarak kabul ediyorlardı. Temple topluluğuna göre Set, tekamülün (evrim) bir sonraki seviyesi için üstün zekalı insanlar yaratmak üzere bin yıldan fazla bir zamandan beri insan genetiğini değiştirmiştir. Kısaca belirtmek gerekirse, yirminci yüzyılda üç büyük safha vuku bulmuştur: Birincisi 1904’te, ki o zaman Crowley, “kanun kitabı”nı almıştır. İkincisi 1966’da gerçekleşmiştir. O zaman da Şeytan’ın Kilisesi kurulmuştur. Üçüncüsü de 1975’te meydana gelmiştir. O tarihte de Temple of Set oluşturulmuştur. Temple of Set’in kurucularından olan Aquino, yazılarında, yalnız “seçilmişler”in veya Temple of Set’in hayatta kalabileceğini bildiren bir vahiy kehanetinde bulunmuştur. ABD Ordusu’nda ihtiyaten saklandığı söylenen ve bir yarbay olan Aquino, II. Dünya Savaşı esnasında Nazi putperest âyinleri uygulamalarına ilgi duymuş, fakat Nazi politikasına sempati duymadığını ifade etmiştir.
      Şüphesiz yirminci yüzyılda ortaya çıkan ve özellikle 1970’lerde oluşturulan çok sayıda Satanik grup 1980’lerde feshedilmiştir. Bununla beraber, Satanik faaliyetler Atlantiğin her iki tarafında da yaygın olarak kalmıştır. Bazı uzmanlar, 1980’lerden itibaren yeniden canlanmakta olduklarını belirtmişlerdir. Pek çok organizasyonlarının büyük bir gizlilik içerisinde sürdürülmüş olmasından dolayı Satanizm’in, nerelere ve ne kadar yayılmış olduğunu tahmin etmenin mümkün olmadığı söylenmektedir. Bunun yanında, Satanizm’in, bir nesilden diğerine geçerek geldiğine dair küçük “âile gelenekleri” delil olarak gösterilmiştir. Bazı Satanistler Neo-Nazi organizasyonları veya seks büyü teşkilatları ile irtibatlandırılmışlardır. Yine bazı Satanik grupların da uyuşturucu maddeye, fuhuşa, pornoğrafi ticaretine bulaşmış oldukları ve taşınmaz mal holdinglerine sahip bulundukları ileri sürülmüştür. Ayrıca üyeleri arasında beyaz-yakalı profesyonellerin bulunduğu da söylenmiştir.
      Yirminci yüzyılın ikinci yarısında ortaya çıkan ve Satanizm’in tarihçesi ve bazı Satanik grupların iç yüzünü yansıtması bakımından kayda değer bir husus da, Michelle Smith ve Lawrence Pazder tarafından “Michelle Remembers (1980)” adı altında anlatılanlardır. Özellikle bu anlatılanların baş kahramanı durumunda olan Michelle Smith, 1954-55’lerde beş yaşında bir çocukken, Victoria, British Columbia’da Satanik âyinlerde yaşamış olduğu dehşeti nakletmiştir. Bayan Smith’i annesi, Satanistler’e teslim etmiş; onlar da onu, âyinlerde canlı bir işaret değneği (gösterge) olarak kullanmışlardır. Smith, hayvanların ve küçük çocukların âyin esnasında öldürülüşüne şahit olmuş, mezarlara konan tabutlara kapatılmış ve o tabutların içine hayvanlar atılmıştır. Smith, aynı zamanda kült üyelerinin, boynuzları olan bir beyaz erkek heykeline güya can verme teşebbüslerini seyretmiştir. Yine o, kendisine hile ile haç üzerinde def-i hâcet yaptırdıklarını ve Hıristiyan Tanrısı’nı inkar etmesini istediklerini söylemiştir. Smith, âyinler esnasında Şeytan’ı bir ateşten çıkarken gördüğünü; ayrıca kamçısı, yani yılana benzer kuyruğu ile onun boynuna çarpan ve canını acıtan bir insan-hayvan’ı seyrettiği örnekleri tasvir etmiştir. Bu insan-hayvan’ın parmak uçlarından çıkan ateş
      o insan-hayvan’ın ağzını doldurmuştur. Yine Smith’in anlattıklarına göre onun pençeye benzer elleri, buhar çıkaran burun delikleri ve acayip ayak tırnakları vardı. Ayrıca şekli sürekli değişiyordu ve o, Smith’e, ateşten farklı olarak görünmüştü. Smith bu hâtıralarından, psikiyatrik tedavi ile ancak 28 yaşında kurtulabildiğini söylemiştir





      243 LaVey’in hayatı hakkında geniş bilgi için bkz. LaVey, Satanic Bible, s. 9-18


      Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

      Yorum


        #33
        Ynt: Satanizm ve Satanistler

        Bu son dönem Satanik grupları arasında ve belki de hepsinin en tehlikelisi sayılabilecek küçük Satanik gruplardan da söz edilmiştir. Kendilerine Satanistler adını veren bu küçük Satanik grup üyelerinin âyinsel öldürmeyi ve hayvan kötürüm etmeyi tatbik ettikleri bildirilmiştir. Yine bu tür grupların çocukları ve evsiz kimseleri zorla kaçırdıkları ve onları
        kurban olarak
        kullandıkları söylenmiştir. Önceki Satanik grup üyelerinden bazıları da, yine bu çerçevede, canlı kurbanların yüreklerinin çıkarıldığı korkunç âyinleri kaydetmişlerdir. Diğerleri de, kurbanların, öldürülmeden önce cinsi tecavüze uğratıldıklarını; sonra kanlarının içildiğini ve etlerinin de yenildiğini yazmışlardır. Hatta bazı dönemlerde bazı kadınlardan, “en büyük” ve “ideal” insan kurbanı için sık sık çocuk doğurmaları istenmiş ve bu bilfiil tatbik edilmiştir. Nitekim daha önce bu maksatla kendisine çocuk doğurtturulanlardan bazısı, çocuklarının derilerinin kendi gözleri önünde canlı canlı yüzüldüğünü, etlerinin yenildiğini, yakıldıklarını, betondan yapılmış bir yere atıldıklarını ve parça parça edildiklerini ve sonra da Okyanus’a atıldıklarını seyretmek zorunda bırakıldıklarını anlatmışlardır. Hatta âyinde kullanılan bazı âletlerin de o çocukların kemiklerinden yapılmış olduğu belirtilmiştir.

        Bazı Satanist gruplar tarafından gerçekleştirilen benzer ve tüyler ürpertici bir hâdise de, bu olayları bizzat yaşayan bir çocuk tarafından anlatılmıştır. 1985’te, Bakersfield, Kaliforniya’da, on yaşında bir erkek çocuk, kendisinin ve diğer 24 çocuğun, yaklaşık 40 civarında yetişkin tarafından kötü bir kilise’ye götürüldüklerini ve o yetişkin kimselerin, Şeytan’a dua okurken çocukların elbiselerini çıkardıklarını söylemiştir. Ayrıca bu çocuklar, yaşayan bir bebeğe çeşitli yerlerinden bıçak saplamaya zorlanmışlar; neticede çocuk öldürülmüş ve parçalanmıştır. Sonra da, o bebeğin kanını içmeye mecbur bırakılmışlardır. Daha sonra, o on yaşındaki çocuk, yetişkinlerin diğer çocuklara tecavüz ettiklerini söylemiştir. Benzer durumlar Kaliforniya’nın her tarafında anlatılagelmiştir.
        1987 yılında Alberta Royal tarafından, Kanada’lı Atlı Polis’in, çözüme kavuşturulamamış çocuk kaçırma olaylarıyla Satanizm’in ilişkilendirilmesi gerektiğini iddia ettiği yolunda bir rapor yayınlanmıştır. Aynı zamanda Satanistler’in, bazı mezarlık tecavüzleri ve soygunlardan sorumlu olduklarına da hükmedilmiştir. Yine Satanizm, bazı sıkıcı hevi metal rok gruplarıyla ve 13-19 yaşlar arası intihar ve öldürme olaylarıyla da irtibatlandırılmıştır. Ayrıca 13-19 yaşları arasındaki bazı problemli gençlerin; kendilerini güçsüz veya âileleri, dünya ve Hıristiyan Tanrısı tarafından tamamen terkedilmiş olarak hissettiklerinde açıkça Satanizm’e yöneldikleri tespit edilmiştir. Onların, Şeytan’a sadakatlarını kanıtlamak üzere, kendilerini şiddet fiillerini icra etmeye teşvik eden veya onlardan bunu isteyen gruplara katıldıkları tespit edilmiştir. Bu tür gençler arasında uyuşturucu kulanımı da yaygındır. Âyinsel şiddetin güya kendilerine bir güç duygusu verdiğini belirtmişlerdir.


        Yazar Maury Terry, “Ultimate Evil (En Büyük Kötü, 1987)” isimli eserinde, 1970’lerin sonlarında New York civarında terör estiren ve “Sam’ın Oğlu”nu öldürmekle suçlanan David Berkowitz’in, Westchester Country’de etkisini gösteren ve “Son of Sam” cinayetlerini planlayan Satanik bir grubun üyesi olduğunu iddia etmiştir. Terry, bu grubun, ülkenin her tarafına yayılmış bir şebekeye bağlı olduğunu, ana merkezinin Los Angeles yakınında bulunduğunu ve Charles Manson’un bu grupla ilgilenmiş olabileceğini ifade etmiştir. Rivayete göre bu grup, İngiltere’deki Satanik bir grubun uzantısı veya koludur. Neo-pagan Büyücüler’in ve neo-paganların, yanlış olarak Satanik faaliyetlerden sorumlu tutulmuş oldukları söylenmektedir. Pek çok organizasyon, medyadaki eğitim proğramları ve bazı polis teşkilatı mensupları bu tür suçları önlemek için halkla ilişkilerini sürdürmek durumunda kalmışlardır.
        Her şeye rağmen Satanik grupların tamamını aynı kategoride değerlendirmemek gerektiğini; mesela, Şeytan’ın Kilisesi ve Temple of Set gibi Satanik dinî organizasyonların, kendi gruplarının şiddete dayalı kanlı kurbanlarına göz yummadıkları, dolayısıyla onların hiçbir şekilde bu tür suçlarla irtibatlandırılmamaları gerektiği belirtilmiştir. Yine bu meyanda, Aquino’ya göre Temple of Set, “makul kişisel çıkarı” ve bir kimsenin kendi aklî ve ahlakî kararlarına karşı sorumluluk taşımasını vurgulamıştır. 244
        Söz bu noktaya gelmişken hemen belirtelim ki son dönem veya günümüz Satanist anlayışları ortaçağ veya 19. asır Satanist anlayışından oldukça farklı hale getirilmiştir. Dolayısıyla bizim buraya kadar vermiş olduğumuz bilgiler sadece bir tarihçe, bir arka plan niteliğinde olup 20. asır ve günümüz Satanist anlayışları, belli başlı Satanist gruplar, onların temel düşünceleri, inançları, takip ettikleri yol veya yollar, ibadet ve âyinleri, kiliseleri, cemaatleri, kutsal metinleri, söylemleri, kuralları, kendilerine isnad edilen cinayet ve suçlar, sahip oldukları dünya görüşleri vs. bundan sonraki bölümlerde bütün teferruatıyla ve olabildiğince
        doğru bir şekilde ele alınıp incelenecektir.

        Ancak, yukarıdaki ifadelerden, son dönem veya günümüz Satanizm anlayışının 19. asır Satanist anlayışı ile hiçbir ilişkisinin bulunmadığı gibi bir anlam da çıkarılmamalıdır. Aslında günümüz Satanizm’inin, 19. asır “Okkült Uyanışı”ndan kalma olduğu söylenmektedir. Daha doğrusu günümüz Satanizm’inin; Okkültizm’in yeniden canlandırılması, önceki asırlarda büyücü kadınlara ve sihirbazlara atfedilen uygulamaların bir taklidi ile Satanizm’in yapay (terkibi) bir “canlandırılışını” içerdiği ifade edilmektedir. 245
        Şu halde günümüz Satanizm’i; Geleneksel Satanizm, LaVeyan Satanizm veya Modern Satanizm, Left Hand Path, Sinister Path, Order of Nine Angels (ONA), Temple of Set vb. gruplara ayrılmıştır. Günümüz Satanist gruplarının ve düşüncelerinin daha iyi anlaşılabilmesi için bu grupları, görüş ve düşüncelerini teker teker ele alıp incelemek gerekmektedir. Bu anlamda önce Geleneksel Satanizm’den başlamak uygun olacaktır


        244 Satanizm’in tarihçesi hakkında vermiş olduğumuz bu bilgilerin önemli bir kısmı İnternet, http:
        //www. Satanism. Net / den alınmıştır


        245 Hinnells, DR, 286.


        Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

        Yorum


          #34
          Ynt: Satanizm ve Satanistler

          BELLİ BAŞLI SATANİST GRUPLAR
          Her ne kadar yukarıda pek çok Satanist grubun adından söz edilmişse de, bu bölümde iki önemli Satanist ekol olan “Geleneksel Satanizm” ve “Modern Satanizm” üzerinde durulacaktır.

          GELENEKSEL SATANİZM
          Geleneksel Satanizm’le ilgili olarak vereceğimiz bilgileri İnternet, http: // www. Satanism. net / adresinden temin etmiş bulunuyoruz. Bu bilgiler, Geleneksel Satanizm’in önde gelen bir mensubuna aittir. Tarafımızdan hiçbir ekleme veya çıkarma yapılmaksızın aynen verilecektir.
          Ayrıca elimizde konu ile ilgili başka dökümanlar da bulunmaktadır. Dolayısıyla bu bilgiler, başka kaynaklarla da karşılaştırılarak, en doğru bir biçimde verilmeye çalışılmıştır. Bu noktada şu hususun bilinmesi, bu konunun daha iyi anlaşılmasına yardımcı olacaktır: Her şeyden önce Geleneksel Satanizm; Hıristiyanlığın Şeytan anlayışını, Hıristiyan ahlak ve felsefesini, Hıristiyanlığın hayat ve dünya görüşünü baz alan ve fakat tamamen Hıristiyanlık karşıtı bir görüş ve düşünceye sahip bulunan bir grubun temsil ettiği Satanist anlayıştır. Yani Geleneksel Satanizm, Hıristiyanlığın Şeytan anlayışını, inanç esaslarını, bazı ibadet ve âyinlerini esas alarak onların üzerine bina edilen, fakat tamamen Hıristiyanlığın karşısında yer alan bir anlayışı temsil etmektedir. Dolayısıyla, Geleneksel Satanizm’in daha iyi anlaşılabilmesi için, Hıristiyanlığın Şeytan’a bakışına burada yer vermek gerekecektir.
          Hıristiyanlık’ta Şeytan anlayışını ortaya koyabilmek için öncelikle, Hıristiyanlığın kutsal metinlerinin başında gelen Yeni Ahid’e, yani İncil ler’e ve diğer kutsal metinlere göz atmak gerekecektir. Aslında Yeni Ahid’in, Yahudiler’in kutsal kitabı olan Eski Ahid’de ortaya konan Şeytan anlayışını genel hatlarıyla benimsemiş olduğu söylenmektedir. 246
          Yeni Ahid’de, Şeytan’ı ifade etmek üzere, Yunanca karşılık olarak “Satanas” kelimesi kullanılmıştır. Ancak Satanas, İngilizce çevirilerde genellikle “Satan (Şeytan)” şeklinde göze çarpmaktadır. 247
          İlk dönem Hıristiyan yazarları genellikle Satan kelimesini Yunanca’ya muayyen bir takı, yani “the” takısı ile çevirmişlerdir. Böyle yapmakla da Şeytan’ın, Tanrı’nın düşmanı (adversary) olduğunu çok özel bir anlamda belirtmek istemişlerdir. Yani Şeytan’ın, “Tanrı’nın düşmanı” olduğunu vurgulamak için hemen daima “the adversary (düşman)” ifadesini kullanmış ve bununla da, Tanrı’nın düşmanı deyince Şeytan’ın akla gelmesini sağlamışlardır. Şu halde, böyle bir kullanımla, Şeytan’ın en önemli özelliği olan “Tanrı düşmanlığı” veya “Tanrı’ya muhalefeti, başkaldırısı” ön plana çıkarılmıştır. 248
          Kitab-ı Mukaddes’in Yunanca çevirilerinde Şeytan karşılığında kullanılan kelimelerden birisi de Yunanca “diabolos”tur. Diabolos, “iftiracı bir suçlayıcı” anlamına gelmektedir. Yine Yeni Ahid’de, belki de Şeytan’dan daha fazla kullanılan diğer bir kelime de “İblis”in karşılığı olan “devil” dir. Ayrıca “devil” de “diabolos” tan gelmektedir. Bu kelime ile de, Şeytan’ın “iftiracılık” veya “suç isnad edicilik” vasfı ortaya çıkmaktadır. Bu durumda Şeytan’ın bir özelliği de, insanlara iftira yapmak veya suç isnad etmektir. 249
          Çünkü, Kitab-ı Mukaddes’teki genel anlatıma göre Şeytan’ın görevi, insan fiillerini veya şahısları, görevli bir me’mur gibi âmire veya krala, düşmanca bir tutum içerisinde rapor edebilmek için insanların kusurlarını arayıp bulmak üzere yeryüzünde dolaşmaktır. Böylece Şeytan’ın fonksiyonu, iyi olan herşeyi desteklemek üzere yeryüzünü kontrol eden “Tanrı bakışlarının (nazar)” aksini yapmaktır. Aynı zamanda Şeytan, insanların mutlak iyiliği konusunda alaycı bir tutum
          sergilemekte, yani insanların mutlak manada iyi olduklarına inanmamaktadır. Bundan dolayı, güya ona, Tanrı’nın yetki ve kontrolü dahilinde ve Tanrı’nın koymuş olduğu sınırlar içerisinde insanları ve fiillerini kontrol etme izni verilmiştir. 250


          246 Bkz. Gordon, “Satan”, DRE, 398.
          247 The New Encyclopedia Britannica (TNEB), “Satan”, X, 465.
          248 TNEB, “Satan”, X, 465.
          249 Barnett, W. F., “Satan”, New Catholic Encyclopedia (NCE), XII, 1094.
          250 TNEB, “Satan”, X, 465; EB, XIX, 1084-1085

          (devam edecek)


          Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

          Yorum


            #35
            Ynt: Satanizm ve Satanistler

            Yine benim bam telimi titreten bir konu... Ne yazık ki, telefonlayım.
            [move]Dünyadan adalet bekleme. Adalet sahibine zulmetmiş olursun.[/move]

            Yorum


              #36
              Ynt: Satanizm ve Satanistler

              [color=rgb(255, 0, 0)]Kitab-ı Mukaddes[/color]’in [color=rgb(255, 0, 0)]Yunanca[/color] çevirilerinde [color=rgb(255, 0, 0)]Şeytan[/color] karşılığında kullanılan kelimelerden birisi de [color=rgb(255, 0, 0)]Yunanca “diabolos”[/color]tur. [color=rgb(255, 0, 0)]Diabolos[/color], [color=rgb(255, 0, 0)]“iftiracı bir suçlayıcı”[/color] anlamına gelmektedir. Yine [color=rgb(255, 0, 0)]Yeni Ahid[/color]’de, belki de [color=rgb(255, 0, 0)]Şeytan[/color]’dan daha fazla kullanılan diğer bir kelime de[color=rgb(255, 0, 0)]“İblis”[/color]in karşılığı olan [color=rgb(255, 0, 0)]“devil”[/color] dir. Ayrıca [color=rgb(255, 0, 0)]“devil”[/color] de [color=rgb(255, 0, 0)]“diabolos”[/color] tan gelmektedir. Bu kelime ile de, [color=rgb(255, 0, 0)]Şeytan[/color]’ın “iftiracılık” veya “suç isnad edicilik” vasfı ortaya çıkmaktadır. Bu durumda Şeytan’ın bir özelliği de, insanlara iftira yapmak veya suç isnad etmektir.

              Diabolos-İblis. Ses yakınlığı ilginç, Bu nazarla batılı dillere özellikle latinceye bakılırsa daha pek çok ortak kelime bulunabilir demek.
              Beşşar Esad bir İslam Kahramanıdır.
              Suriye İmtihanında İran İslam Cumhuriyetinin yanında yer almayanlar amerikan Emperyalizmi ve İsrail Siyonizminin yanındadırlar. Ve İslamın karşısındadırlar.

              Yorum


                #37
                Ynt: Satanizm ve Satanistler

                hic süphem yok bundan

                ama asil sinirlerimi bozan birsey var, o da yukarida okudugumuz, satanizmin cirkin ve sadist halleri, özellikle cocuklara yapilanlar ki bunlar buzdaginin yalnizca görünen kismi, ateist gerizekalilarinin gelip, birde insanlik onuruna en aykiri olan islamdir diyerek islam ile savasmaya kalkismalaridir, satanizmle savassalar ya madem o kadar akillilar, bakicam bakicam, bunlarin icabina bakicam, söyledikleri her sözü parca pincik edip kafalarina firlaticam


                Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                Yorum


                  #38
                  Ynt: Satanizm ve Satanistler

                  Yukarıda belirtilen kelimelerin dışında Şeytan’a veya İblis’e, Yeni Ahid’de, Beelzebub; 251Beliar veya Belial252 da denilmiştir. Şeytan’ın kendine özgü diğer isim veya ünvanları ise; “kötü birisi (şerir)”, 253ithamcı”, 254hasım255 ve “düşman256 idi. Luka, 10/17’de o; İsa’ya ve onun talebelerine boyun eğdirilen cinlerin (şeytanların) lideri olarak tavsif edilmiştir. Luka, 10/18’de de; İsa’nın, Şeytan’ı, gökten yıldırım düşer gibi düşerken gördüğü belirtilmiştir. Aynı zamanda o; İsa’yı günaha teşvik eden (iğvacı), kâtil, yalancı; kâtil ve yalancıların babası sayılıyordu. 257 Ayrıca o, İsa’nın kendisini yendiği güçlü şahsiyet, 258 İsa’nın Haç üzerinde kurban edilmesi ile bertaraf edilmesi gereken dünya prensi 259 ve Yahuda İskariyot’u, İsa’yı ele vermek üzere, kışkırtan birisi 260 olarak da biliniyordu. 261
                  Yeni Ahid’de genellikle Şeytan’dan; kötü ruhların prensi, Tanrı’nın ve İsa’nın -bir ışık meleği şeklini alan ve zamanla kökleşmiş düşmanı diye de bahsedilmiştir. Onun, bir insanın bedenine girerek, o beden vasıtasıyla, insan gibi hareket edebileceği veya insanın hareketlerini yönlendirebileceği de kaydedilmiştir. Hatta buradan hareketle bazı kimselere, fiil ve davranışlarından dolayı “Şeytan” dahi denilebilmiştir. Yine Yeni Ahid’de belirtildiğine göre Şeytan, kendisine tâbi olan ikinci derecede şeytanlarla birlikte insanların bedenlerini -onlara acı vererek veya onları hasta yaparak etki altına alabilir. 262

                  Dünyevi özellikler açısından Şeytan; Tanrı’nın Krallığı’na muhalif bir krallığın şahsi reisi, 263bu dünyanın prensi”, 264 insanlığın baş tahrikçisi ve hastalığın, özellikle şeytanlara, cinlere ait tasallut ve tasarrufun ve ölümün başlıca sebebidir. 265
                  Ancak, Yeni Ahid’deki anlayışa göre Şeytan, Tanrı’ya muhalefet etmiş olmasına rağmen, yine de O’nun hükmü altındadır. Hatta bazı durumlarda Tanrı’nın kurtuluş amacına yardımcı bile olur. 266 Aynı şekilde Şeytan’ın gücü de zamanla sınırlıdır. 267


                  Vahiy kitabındaki anlatımlara göre, yeniden dirilen İsa gökten, hükmetmek üzere yeryüzüne döndüğü sırada Şeytan, bin yıllığına bir zincire bağlanmış olacaktır. Daha sonra serbest bırakılacak, fakat hemen akabinde de son yenilgi ile yüzyüze gelecek ve ebedi cezaya çarptırılacaktır. 268
                  Daha doğrusu Şeytan’ın, halihazırda gökte kararlaştırılmış bulunan son yenilgisi, İsa’nın gökteki makamından yeryüzüne dönüşü ile birlikte gerçekleşecektir. 269 Ancak, cezaya çarptırılacak olan sadece Şeytan değil, aynı zamanda onun kötü ruhları, yani ona tâbi olan diğer şeytanlar da ebedi ateşe mahkum edileceklerdir. 270
                  Bu sebeple kötülüğün şahsi, insanüstü bir güç tarafından temsili fikri, Yeni Ahid düşüncesinin daimi ve tam bir parçası haline gelmiştir. Mesela İsa’nın, “Şeytan” terimini, Tanrı’nın, İsa’nın Haç üzerinde ölümü ile gerçekleştirmeyi planladığı şeye karşı gelen Petrus için kullanışı, bir engel veya mânia olarak daha eski bir şeytan anlayışına bir atıfta bulunma olarak değerlendirilmiştir. 271



                  251 Matta, 5/37.
                  252 II. Korintoslular, 6/15.
                  253 Matta, 5/37.
                  254 Yuhanna’nın Vahyi, 12/10.
                  255 I. Petrus, 5/8.
                  256 Matta, 13/39.
                  257 Yuhanna, 8/44.
                  258 Matta, 12/29.
                  259 Yuhanna, 12/31; 14/30; 16/11.
                  260 Yuhanna, 13/2, 27.
                  261 Barnett, “Satan”, NCE, XII, 1094.
                  262 Bkz. II. Korintoslular, 11/14; TNEB, “Satan”, X, 465.
                  263 Matta, 12/24-26.
                  264 Yuhanna, 14/30.
                  265 Luka, 13/16; Yuhanna, 8/44.
                  266 I. Korintoslular, 5/15; II. Korintoslular, 12/7.
                  267 Gordon, “Satan”, DRE, 398.
                  268 TNEB, “Satan”, X, 465.
                  269 II. Selaniklilere, 2/1-12.
                  270 Matta, 25/41.
                  271 Sayılar, 22/22


                  Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                  Yorum


                    #39
                    Ynt: Satanizm ve Satanistler

                    Şeytan konusunda Kur'andan bilgi edinmek daha isabetli olur diyorum. Kur'an-i Kerimin bu konudaki en değerli açıklamada bulunduğu surelerinden birisi Nas suresi. Şimdi Nas suresinin son 2 ayetine bir göz atalım.
                    [move]Dünyadan adalet bekleme. Adalet sahibine zulmetmiş olursun.[/move]

                    Yorum


                      #40
                      Ynt: Satanizm ve Satanistler

                      ﺍﻟ‎َّﺬ‎ِﻱ‎ ﻳﻮ‎َُﺳﻮ‎ِْﺱ‎ُ ﻓ‎ِﻲ‎ ﺻﺪ‎ُُﻭﺭ‎ِ ﺍﻟﻨ‎ّﺎﺱ‎َ

                      ﻣِﻦَ ﺍﻟْﺠِﻨَّﺔِ ﻭَ ﺍﻟﻨَّﺎﺱ
                      [move]Dünyadan adalet bekleme. Adalet sahibine zulmetmiş olursun.[/move]

                      Yorum


                        #41
                        Ynt: Satanizm ve Satanistler

                        Yukarıdaki yazıyı yönetici arkadaşların düzenleyeceğini umudederek devam ediyorum. Zira 'editleme süreniz doldu diye düzenleme yapamayız' gibi pek anlam veremediğim bir teknik sebepten dolayı düzenlemem yarım kaldı. Neyse, konumuza dönelim.
                        [move]Dünyadan adalet bekleme. Adalet sahibine zulmetmiş olursun.[/move]

                        Yorum


                          #42
                          Ynt: Satanizm ve Satanistler

                          kardes, konuya ilginiz ve arastirmalarinizi bizimle paylasma isteginizden dolayi tesekkür ederim
                          ama bu hususta ayri bir baslik acsaniz
                          bu konuyu henüz tamamlamadim ve oldukca uzun olacak
                          veya konu tamam olduktan sonra aktarsaniz tamamlayici bilgi olarak


                          Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                          Yorum


                            #43
                            Ynt: Satanizm ve Satanistler

                            Tamam.
                            [move]Dünyadan adalet bekleme. Adalet sahibine zulmetmiş olursun.[/move]

                            Yorum


                              #44
                              Ynt: Satanizm ve Satanistler

                              Allah razi olsun


                              Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                              Yorum


                                #45
                                Ynt: Satanizm ve Satanistler

                                İlk Hıristiyan yazarları arasında Şeytan’ın şahsiyeti; kötülüğün mahiyeti, kurtuluşun anlamı ve İsa’nın, insanlığı ezeli günahından kurtarmak için kendini Haç üzerinde keffaret olarak verme fiilinin amacı ve faydası tartışmalarında daha geniş bir rol oynamıştır. Bu tür inanç ve tartışmaların arkasında; binlerce yıl boyunca ve Hıristiyanlığın Roma dünyasında yerleşmesinden sonra Şeytan’ın, Âdem’in Adn Cenneti’ndekigünahı yüzünden insanların ruhlarına sahip olma gibi bir hakkı elde ettiği ve bu insanların ancak İsa’nın, Çarmıh’a gerildiği yerde dökülen kanının fidyesi ile kurtulabilecekleri düşüncesi vardır. 272
                                Dolayısıyla bu anlayışa göre İsa, Şeytan’ı ve onun tüm kötülüklerini ortadan kaldırmak için gelmiştir. Her ne kadar Şeytan’ın kötü fiilleri son yargıya kadar devam edecek olsa da, 273Şeytan’ın kötülüklerini yoketme yetkisi ve gücü prensip olarak İsa’ya verilmiştir. 274
                                Yine ilk ve ortaçağlara ait kilise yazarları; mutlak kudret sahibi, tam tedbirli ve sevgi dolu bir Tanrı tarafından yaratılan ve desteklenen bir dünyada Şeytan gibi rûhî bir varlığın mevcudiyetine inançla ortaya çıkarılan problemleri uzun uzadıya tartışmışlardır. Tabiatüstü bir varlığa inanca karşı 18. yy. isyanının etkisi altında liberal Hıristiyan teolojisi,
                                Kitab-ı Mukaddes’in Şeytan hakkındaki üslubunu lafzi olarak ele almanın bir “düşünme tablosu”, insanın dışında ve ondan ayrı olan, fakat insan sahasını derin bir şekilde etkileyen kötülüğün bu dünyadaki hakikat ve miktarını ifade etmek üzere girişilen mitolojik bir teşebbüs olarak kabul etmeye meyletmiştir.275
                                Hıristiyan teologlar, zaman içerisinde, Şeytan’ın dinden dönmüş bir melek olduğu teorisini de geliştirmişlerdir. Bu düşünce, Milton’un “Yitik Cennet”i sayesinde daha iyi bilinir hale gelmiştir. 276
                                Tertullian da Şeytan’a, “Tanrı’nın taklitçisi” adını vermiştir. Yine Şeytan, kibirlenmesi ve Tanrı’nın iyi işlerini kıskanması yüzünden, Tanrı’nın huzurundan kovulmuş olan güçlü bir melek veya baş melek olarak da düşünülmüştür. 277
                                Şeytan’a Hıristiyan gelenek ve sanatında da geniş yer verilmiştir.
                                Dolayısıyla Kilise Babaları, Şeytan’a düşman, iftiracı ve kötü birisi gibi sıfatları isnad etmek suretiyle Yeni Ahid’deki anlatımları ve Şeytan anlayışını aynen benimsemiş veya tekrarlamışlardır. Mesela vaftiz olmak isteyen kimse, geleneksel vaftiz âyininde Şeytan’ı reddetmek zorundadır. Yine Hıristiyanlık’ta kutlanan Ekmek-Şarap Âyini ile Şeytan’ın gücünün kırıldığına inanılmıştır. Çünkü, Hıristiyan teolojisinde İsa, tam bir fidye ödemek suretiyle, insanları Şeytan’ın güç ve tasallutundan kurtarmıştır.
                                Şeytan, yaklaşık 6. asır civarında Hıristiyan sanatında, minyatür ve renkli duvar resimlerinde (fresklerde) genellikle meleğe benzer bir figür şeklinde gösterilmeye çalışılmıştır. Bununla beraber, ortaçağ sanatında Şeytan çirkin ve dehşet verici bir canavar olarak tasvir edilmiştir. Ayrıca, ahlak oyunlarında o, genellikle insanları aldatan birisi ve İsa’nın düşmanı olarak takdim edilmiştir. Yine o, kendisini gizlemesine, yani belli etmemesine rağmen, gökten düşünün bir sonucu olarak, kendisini tasvir edenler tarafından daima topal veya topallıyor olarak tanıtılmıştır. Halk arasındaki “topal şeytan” kullanımı belki de buradan geliyor olabilir. 278
                                Yine Şeytan, sanat ve edebiyatta bazan acayip bir hayvan, bazan siyah bir erkek, bazan da çabuk etki altında kalabilen erkekleri günaha sevketmek üzere câzibelerini açan bir kadın olarak da tasvir edilmiştir.
                                Halk tasavvurunda ise Şeytan’ın boynuzları, tırnakları ve kuyruğu vardır.
                                Böyle bir düşüncenin de, Yunan tanrısı Pan’dan 279 çıkarıldığı tahmin edilmektedir. Keza halk telakkisine göre Şeytan, yiyip yutabileceği kimseyi aramak üzere dünyayı devamlı dolaşır



                                272 Pike, ERR, 338 vd.
                                273 Romalılara, 16/20; I. Korintoslular, 15/24 vd.
                                274 Luka, 10/18; Yuhanna, 12/31; Gordon, “Satan”, DRE, 398
                                275 TNEB, “Satan”, X, 465.
                                276 Gordon, “Satan”, DRE, 398.
                                277 Pike, ERR, 339
                                278 Barnett, “Satan”, NCE, XII, 1094.
                                279 Pan; dağlık Arkadia’da küçükbaş hayvanların, çobanların tanrısıdır. Keçi ayaklı Pan, Hermes’in oğludur. Tanrıların çoğunlukla insan kılığında değil de hayvan kılığında düşünüldüğü ilk
                                zamanlarda Pan da keçi kafalıydı; sonradan bu keçi kafasından sadece boynuzlar ve sakal alı-
                                narak, yüzü insan yüzü olmuştur. Geniş bilgi için bkz. Necatigil, Behçet, 100 Soruda Mitologya, İstanbul, 1978, s. 47; Erhat, age, s. 299-300


                                Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                                Yorum

                                YUKARI ÇIK
                                Çalışıyor...
                                X