Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Boyutlar ve Maddeleşmeler -8

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Boyutlar ve Maddeleşmeler -8

    Hatta ufocular, biraz daha ileri giderek Musevilik, Hıristiyanlık ve Müslümanlık içindeki dinsel metinlerde de uzaylılara ait ifadelerin yer aldığını iddia etmektedirler. Şimdi de, tanrının uzay araçlarıyla varlığı yönettiği safsatasına dayanak aradıkları ve en çok bel bağladıkları (konunun anlaşılması açısından içlerinden seçtiğimiz) bazı ifadeleri görüp hemen ardından bunun açıklamasını yapalım:
    “...İnsanoğlunun bulutlar üzerinde kudretle...gelmesi...”, (1)
    “ İsa (as)’ın İlahi kimliğini seslendiren, nurlu bir bulutun olması”, (2)
    “ Bulutun, İsa(as)’ı alıp götürmesi...”, (3)
    “... Bulutla giyinmiş, yüzü güneş gibi parlayan bir meleğin ayaklarının da ateş direği gibi olması...”, (4)
    “...Üzerinize bulutlarla gölge yaptık...”, (5)
    “ O gün gök beyaz bulutlarla yarılır ve melekler bölük bölük indirilir”, (6)
    “Eğer gökten bir parça düşer görseler, bu derler, birbiri üstüne yığılmış bir buluttur” (7)
    “...Kasırgada, ateşten atların götürdüğü İlya...”, (8)
    “ Zekariya Peygamberin birbirinin aynısı dört göksel savaş arabasını görmesi ve arabaların tunçtan dağlar arasından inmesi, meleklerin arabacılara dünyayı devriye gezmesi için emir vermesi”, (9)
    “...Mısırdan çıkan İsrail oğullarına, karanlıkta ateş direği gibi parlayan bir bulutun yol göstermesi”, (10)
    “Rabbin izzetinin Sina dağı üzerinde durması... (ve Musa (as) ın konuştuğu varlığın güya uzaylılar olması)...”, (11)
    “...Musa (as)’ ın, on emri alması için çıktığı Sina Dağını örten bulutun, ateş gibi yanması...”, (12)
    “İşaya Peygamberin, Rabbin, hızla giden bir buluta bindiğini görmesi...” (13)
    “ ...Gökteki bulutların İdris (as)’ ı çağırması ve etrafı ateşlerle çevrili, içindeki her şeyin ise kristal yapılmış olan bir mekâna, gezegene götürülmesi, orayı gezmesi ve dahi başka başka şeyler görmesi...” (14)
    ve en çok bahsettikleri Hezekiel Peygamberin “iç içe geçmiş tekerleğin havada döne döne hareket ettiğini” görmesi ve aynı kişinin “ortasında ateş gibi parlayan buluttaki madeni ve gözlerinden ateşler çıkaran (çeşitli insan ve hayvan karışımı suretlere bürünmüş garip hareket ve davranışlarda bulunan acayip kafalı, vücutlu, bacaklı) melekleri, hatta tanrıyı bile gökyüzünde tahtına oturmuş olarak kendi suretindeki kullarını izlerken...”görmesi. (15)


    Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

    #2
    Ynt: Boyutlar ve Maddeleşmeler -8

    Aslında bu iddiaların, birden fazla cevapları bulunmaktadır. Dikkât edilecek olursa, Kuran’dan alınan ayetlerdeki bulutların, rüzgârların, tamamıyla ilgisi olmayan zorlamalı tevillerle çarpıtılarak gerçekte böyle bir şey olmamasına rağmen, ufo oldukları lanse edilmektedir. Yine uzaylılarla ilgili olarak İncil’in, kanonik bölüm ve bilhassa dışında yer alan kısımlardaki ifadelere baktığımızda, birçoğunun sembolik anlatımlar, soyut açıklamalar olması dolayısıyla konuyla yakından uzaktan bir ilgisinin bulunmadığı görülmekte, zaten bu da İncil’in kendi içinde bile açıkça belirtilmektedir. Bunlardan bir kısmının da, ya Hz. İsa (as) tarafından oluşturulmuş mucizeler veya algıladığı vizyonlar olduklarıdır ki, biz buna ilgili yazımızda değinmiştik. Ayrıca bunlar, işin temel düşüncesinden, bütününden yoksunsanız her tarafa rahatlıkla çekebileceğiniz türden ifadeler olup bu kitapların geri kalan kısımlarında da bu türden şeyleri çağrıştıracak ya da çağrıştırmamasına karşın yine bu anlamlarda yorumlanabilecek benzer bir yığın cümle bulabilirsiniz. Keza, aynı şekilde eski Ahit yani, Tevrat’a baktığımızda da ufo oldukları iddia edilen anlatımlardan bir kısmının, gerçekten mucize ya da Resul ve Nebilerin kendi gördükleri birtakım vizyonlar iken bunlardan bir kısmında da tamamen mecazi ifadeler olduğu görülmektedir.


    Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

    Yorum


      #3
      Ynt: Boyutlar ve Maddeleşmeler -8

      Zaten dikkât edilecek olursa melekler, havada görünen her şey hemen, ifadelerin tümü göz ardı edilerek, hiçbir kanıt ve temeli olmayan uzaylılara monte edilmektedir. Mesela, onlara göre Hz. Adem ile Hz. Havva’yı cennetten (yani uzaydaki bir mekândan) dünyaya getirip bırakanlar ya da ışınlayanlar, Hz. Muhammed (s.a.v)’e altı yüz kanadıyla görünüp ufku kaplayan Cebrail (as), Hz. Lut (as)’ ın yanına gelen ve şehri altına üstüne geçiren melekler, Hz. İsmail (as)’ a dünyaya ait olmayan Hacerül Esvet taşını veren melek hep uzaylılar olup, yine Hz. Muhammed (s.a.v)’ in çocukken, başı üzerinde gölgelik yapmak için dolaşan ya da Hz. İbrahim (as)’ın Kabe’yi inşa ettiği müddetçe tepesinde bulunan bulut da tıpkı, Hz. İdris (as) ile Hz. İsa (as)’ ın göğe çekildiği yeri bildiğimiz gök zannedip ötelere götürdükleri gibi, hep ufolarmış.


      Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

      Yorum


        #4
        Ynt: Boyutlar ve Maddeleşmeler -8

        Ancak göz ardı edilmemesi gereken can alıcı çok önemli bir nokta da, gerek Hint-Tibet metinlerinde, gerekse dünyanın çeşitli kültürlerindeki mitlerde, gerekse de Tevrat’ın, İncil’in sadece birkaç yerinde geçen bir üstte de belirttiğimiz bu türden ifadelerden bazılarının ise, mucize ve sembolik anlatımların ötesinde, (bilhassa kutsal kitaplar için Peygamberlerden hemen ya da yıllar sonraki dönemlerde) cinlerin yine, çeşitli kimlik ve adlarla çeşitli algı ve vizyon oyunlarıyla insanları kandırıp bu türden ifadeleri çarpıtması ve hatta bunların bile zaman içinde saptırılması sonucu, her türlü görsel, yazılı metinlere, sanat eserlerine ve kutsal kitaplara geçmiş olmasıdır ki, bu da kutsal kitapların tahrif edilmesinden başka bir şey değildir. Zaten, Kitapların tahrifi de yine çeşitli oyunlarla Cinler aracılığıyla olmaktadır. Keza İnci’lin de, Hz. İsa (as)’ ın semaya yükselişinden 60 ile 110 yıl arasında havarilerin isimlerine atfen yazılması ve bu yazılanlarda onun birçok doğru olan rivayetlerinin yanında, bırakın Hz. İsa (as)’ ı anlamalarını, bunu kaleme alan kişilerin (ki Kanonik bölüm dışındaki bölümleri bunlar oluşturur) kendi ruhsal deneyimlerinin, yorumlarının da bu kitaplarda ek olarak yer almaları ve hatta bunların birçoğunun da semboller biçiminde anlatılmaları ufo ve benzeri komplo teorilerini de beraberinde getirmektedir. Gökteki babanın ona inanmaları halinde günahlarını yükleneceği oğluna iman eden yüz milyonlarca insanın, benzer söylemlerle ortaya çıkacak olan Mesihi Deccale iman edecek olmalarına da hiç şaşmamak gerekir.


        Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

        Yorum


          #5
          Ynt: Boyutlar ve Maddeleşmeler -8

          Bunu destekleyici güzel bir örnek verirsek, yine Tevrat’ın Genesis (Yaratılış)-6 bölümünde geçen “tanrı oğullarının, insan kızlarıyla evlenmesi ve çocuk doğurması...” denilen olay ile, bir önceki makalemizde bahsettiğimiz diğer kültürlerdeki olaylar (bir çoğu o dönemde birbirlerinden habersizdi, gerçi olmasa da fark etmezdi) hep benzer şeyler olup bunların da Cin kökenli oldukları kolaylıkla anlaşılmaktadır. Hatta bırakın eski dönemlerdeki olayların birbirleriyle benzerliğini, günümüzdeki (yazı dizimizin başından beri değindiğimiz) karşılaşmalar, kaçırılmalar ve bunun sonucundaki uzay ya da yıldızlara yolculuklar, başka üstün varlıklarla tanışmalar, uygarlıklarda gezintiler, öğütler, ahlaki ve dinsel öğretiler, uzaylıların, uzaylı tanrıların tecavüzleri, Kuran ve Hadisleri çarpıtmalar...vs de görüldüğü üzere tamamıyla aynıdır.


          Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

          Yorum


            #6
            Ynt: Boyutlar ve Maddeleşmeler -8

            Cinler, çağlar öncesindeki ilkel diyebileceğimiz insan vehimleri üzerinde de oldukça büyük etkilerde bulunarak büründükleri çeşitli (bilhassa hayvan) suret ve kılıklarla onları istedikleri doğrultuda yönlendirebiliyor, onlar için büyük fitne haline geliyorlardı. Bugün modern bilim adamlarınca (ki bunların önde gelenlerinden ikisi Prof. Dr. Stanislav Groff ve Stanley Krippner’dir) belirtildiği üzere, bu insanların da algı ötesi boyutlara girdikleri, o boyutlardan etkilenip elde ettikleri bilgilerle hayatlarını yönlendirdikleri artık bilinmekte olup bunlar, mağara duvarlarına yaptıkları resimlerinden okunabilmektedir. Öyle ki, bu insanların rahatlıkla transa girebilmek için akustiği çok iyi olan mağaraları seçtikleri, algı değişikliği yaratan birtakım uyuşturucu otlar kullandıkları (ya da yönlendirildikleri, kullandırıldıkları) da bilinmektedir.
            Kısacası, eski insanlara, toplumlara kendi anlayışlarına, şartlanmalarına, kültürlerine, bilgi düzeylerine göre çeşitli varlık suretleri, ateşten at arabaları, ejderha kafalı uçan gemiler, çeşitli taşıtlar, bazen de geleceğe yatırım için uçan daireler şeklinde ve bunlarla gezen yine çeşitli tanrısal varlık suretleri biçiminde vizyonlar gösterirken, günümüz insanına da çağımızın bilgi ve anlayış seviyesinde, popüler konuları istikametinde modern astronotlar, üstün vasıflı uzaylılar, uzaylı tanrılar şeklinde görünmektedirler. Şekiller farklı, tarzlar hep aynı. Kültürden kültüre değişimi en iyi belgeleyen olaya bir örnek verirsek, 1896 yılında Amerika’nın batısındaki insanların, o dönemde popüler olan jule Verne’ nin romanında anlatılanlara benzer dev zeplin ve balonlardan...oluşan hava taşıtlarını görmeleridir. Hatta, yine o dönemlerde yere inen zeplinden dışarı çıkarak onlarla çeşitli türden karşılaşmalarda da bulunup, insanları aynı şekillerde zeplinlerle kaçırmışlardır. Bunu daha iyi anlamak için, 20’ li, 30’ lu yılların filmlerine bakmak yeterli. Çünkü, bu filmlerde geleceğin dünyası, o döneme ait gökdelenler arasında havada uçan yarasa tipli pervaneli uçaklar, zeplin taksiler, çeşitli biçimlerdeki balonlar...şeklinde hayal edilmekteydi.


            Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

            Yorum


              #7
              Ynt: Boyutlar ve Maddeleşmeler -8

              Resul ve Nebiler tarafından anlatılan Mecazları, sembolik ifadeleri gerçekmiş gibi, insanlara algılatan, kişinin ve varlığın özünde olanı da hep ötelerde aratan, gösteren cinlerin ya da uzaylıların bu yalanlarını çürüten en büyük delillerden birkaçı ise sırasıyla, gerçekte Tanrı ve Tanrılık kavramının olmayışı, meleklerin gökten değil, kişinin özünden gelmesi (meleklerin kanatlarının olmasının, Cebrail (as)’ın ufku kaplamasının...vs ne anlama geldiğine Enerji- Melek başlıklı yazıda oldukça değinmiştik), Hz. Adem ile Hz. Havva (as)’ ın cennetten inişinin mekansal bir ortamdan olmayıp yeryüzünde doğup yaşarken cennet yaşantısı olarak tarif edilen, bilincin sınırsız yaşamından maddesel, beş duyu değerler dünyasına şuursal anlamda boyutsal inmesi, Hz. İdris (as) ile Hz. İsa (as)’ ın bildiğimiz anlamda bedenen ve de mekansal bir uzaya değil, hem Ruh hem de Bilinç anlamında boyutsal olarak göğe (semaya) alınması, eğer bunlar Hz. Muhammed (s.a.v)’ in miracı gibi görünüyorsa bu ifadelerden anlaşıldığı gibi, miracın yeryüzünde ya da efal (çokluk) boyutunda geçen bir şey olmadığı, kavimleri helak eden meleklerin, maddenin özü olması dolayısıyla bu kavimlerin doğal afetlerle yok olması ve insan beyinlerini etkilemeleriyle maddesel görünmeleri, Zebur, Tevrat ve İnci’lin içinde birtakım doğruları barındırmış olsa da, belli bir kısmının bozunuma uğramaları ve hükümlerinin artık geçersiz oluşu, “Kuran ve İnsan ikiz kardeştir” hükmünce, evrensel sistem ve düzeni okuyup Kuran’ı yaşayan Keşif ve Fetih sahibi evliyanın bu ifadeleri hiç böyle yorumlamamaları ve böyle bir şeyi kabul etmemeleri,...vs dir.

              Bunların yanında, geçmişteki bazı söylemlerin de eski toplumların güç yetiremediği ve nedenlerini bilemedikleri tüm tabiat olaylarına, olgularına yaratıcı diye tapınmaları, atmosfere girerek ateş çıkaran meteorları, ışın topları...vb doğal fenomenlere de bu gözle bakarak onları tanrı olarak görmeleri sonucu oluştuğunu yine, eski medeniyetlerde (ki Tevrat’ta da vardır) gök gürültüsünü, şimşekleri, yıldırımları ateş saçan bulutlar şeklinde nitelendirip bunlara tanrıların öfkesi, tanrıların kavga edişi şeklinde inanmalarını da belirtmek gerekir.


              Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

              Yorum


                #8
                Ynt: Boyutlar ve Maddeleşmeler -8

                Bugün maalesef bazı âlimler, hadis ve ayetlere rağmen, cinlerin etkilerini basit vesveseler düzeyinde gösterip, güçlerini hafife alarak bu varlıkları, neredeyse bize hiç dokunmayan, tamamen soyut canlılarmış gibi yok saymakta, buna neden olarak da İslam’da onlar hakkında yeterli ve detaylı bilgilerin bulunmadığını dile getirecek kadar da cahilliklerini sergilemektedirler. Bazı ilim sahipleri de şaşılacak düzeyde (kendilerine yakışmayacak bir biçimde), açıklayacak ilim ve basirete sahip olamamanın hırçınlığı ile cinlerin yapılarının nelerden meydana geldiğinin aslında hiç de önemli olmadığını açıkça belirtmektedirler. Elbette hiç önem vermedikleri bu yapılar ve dolayısıyla onların yer aldığı olaylar içinde kendilerini bulduklarında imanlarının onları ne kadar koruyacağını yaşayarak göreceklerdir, Kuran ve Resulullah açıklamalarına göre. Kaldı ki, evrenin çeşitli katmanlarında yaşayan birçok varlık türünde olduğu gibi, insan türünün imtihanı da cinler aracılığıyla gerçekleşmektedir. Yani, cinler insanlar için birer imtihan aracıdır. O halde, “cinlerin yapılarını ve haliyle insanları etkileme sistemini bilmenin ne yararı var?” diye bir soru soracak olursak, bunun cevabı onları tamamen inkar etmek ya da belli yönlerini bilip diğer yönlerini bilmemek veya kabul etmemek, bu varlıklara karşı belli tedbirlerin alınmaması, onlara karşı beyindeki belli devrelerin harekete geçmemesi, dolayısıyla bizdeki gerekli ilgili güçlerin, kuvvelerin, melekelerin ortaya çıkmaması demek olacaktır ki bu da, aynı zamanda o varlıkların etki alanlarının daha da genişleyeceği anlamına gelir. Yani, onlara iman etmek kişiyi iman dairesi içinde tutmasına karşın, yeterince korunmamak, korunulmayan noktalarda insanı çeşitli azaplara, sonucunda da kendi hakikatini tanıyamama cezasını getirir. Çünkü cinlerin iki tür etkisine karşın iki tür korunma sistemi bulunmaktadır. Birincisi enerji yönlü ikincisi de, bilgi ve bilinç yönlüdür. Bunlardan sadece biri tam anlamıyla koruma oluşturmaz. Tıpkı şeytana karşı onca besmele çekip, korunma dualarını okuyup çeşitli ibadetler yapmamıza rağmen gerek ibadetler sırasında, gerekse de yaşamımızda onların her türlü vesvesesine, dünyaya dönük ilhamlarına karşı koyamadığımız ya da fark edelim veya etmeyelim yine de onların çeşitli oyunlarına gelmemiz gibi. Üstelik bu durum, hac sırasında Kabe gibi bir yerde bile oluşabilmektedir. Enerji yönlü yani, dua, zikir...(ruh gücü) ile korunma, onların birçok yönlü fiziksel etkilerine karşı bir korunma sağlarken, onların en çok kullandıkları yöne karşı, bilgi ve bilinç yönlü korunma yani, çeşitli bilinç seviyesindeki insanlara, nasıl bir yapıyla, nasıl bir sistem ve düzenle ne tür ve ne şekillerde vehim, vesvese, kötü düşünceler, çeşitli türden yönlendirmeler, dünya değerlerine dönük fikirler ilka edip, blokajlar oluşturduğunu ve kişinin bunları nasıl fark edip o fikirlere, kayıtlanmalara karşı nasıl alternatif bir düşünce ve davranış sergilemesi gerektiğini öğrenmesi, bilmesidir. Bir şeye karşı tedbir almak için önce o şeyin ne olduğunu bilmek gerekmez mi?. Alınan tedbir, bilinmeyen ve görülmeyen (ki bu onların en büyük silahıdır) bir şeye değil de, bilinen ya da görünen bir şeye karşı değil midir?.


                Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                Yorum


                  #9
                  Ynt: Boyutlar ve Maddeleşmeler -8

                  Tek dünya ve evren imparatorluğu için (ki sonsuz evrende ne ifade ediyorsa)Tanrılarıyla birlikte yeryüzünde maddesel olarak açıkça görünecek uzaylılara yani, cinlere karşı da tek silah, enerji yönlü olanın ötesinde yine bilgi ve Bilinç yönlü olan korunma türüdür. Yani, her ikisi de olmalıdır.

                  Bu yazı dizimizin de sonuna geldik. Şimdilik, bu makalemizle birlikte bu konuya bir nokta koysak da, elbette anlattıklarımız burada bitmedi. Belki de yeni başlıyor, yıldızlar ötesinden kendince ilahi mesajlar da çeşitli kanallar vasıtasıyla her an akmaya devam ediyor kah sıradan bir insana, kah mevki sahibi birtakım insanlara, hayallerin efendisinin, eski çağlarda olduğundan daha da görkemli göksel şölenle (ilk defa) yeryüzüne gelmekte olduğunu, haberdar etmek için...


                  Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                  Yorum


                    #10
                    Ynt: Boyutlar ve Maddeleşmeler -8

                    Evrendeki Bilinmeyenler- Jenny Randles / Geleceğe ait Kitle Rüyaları- Dr. Chet B. Snow, Dr. Helen Wambach )
                    1. (Matta-24-30), (Luka 24-4/5),/ 2. (Matta 17-5) /3. (Resullerin İşleri 1-9/10)/4. (vahiy 10/1) /5. Kur’ an (2-57) Ayrıca bkz.(2-210), (7-160)/ 6. Kur’ an(25-25)/ 7. Kur’ an (26:52/44) / 8. (Krallar II, 2/11-12)/ 9. (Zekarya 6/1-7)/ 10. (exodus (çıkış) 13/21-22) / 11. (exodus (çıkış) 24/16) / 12. exodus (çıkış) 24/ 15-17/13. (İşaya 19/1) /14. İdris’ in Kitabı /15. Hezekiel 1/16-18)

                    Kenan Keskin


                    Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                    Yorum

                    YUKARI ÇIK
                    Çalışıyor...
                    X