“Allah yedi kat göğü ve yerden de onların bir mislini yaratmış; emri aralarından nazil olmaktadır.” (65-12), “Emri Sema dan Arz a Nazil olarak tedbir eder.” (32-5)
Sema katlarının aslında boyut olması ve bunu da uzayın mekansal derinliğine doğru değil de, atom-altı ışınsal boyutlara uzanması, bu katların (holografik olarak düzenlenmiş) dalgasal yapılar olduğu anlamına gelir. Zaman kavramının geçerli olmadığı ve her boyutun da zaman biriminin “An” olması nedeniyle geçmiş- şimdi ve geleceğe ait tüm bilgiler bu katlarda mevcut olmakla birlikte, ilgili oluşumlar bu öz boyutlardan maddesel boyutumuza, bu sema katlarından yansıyarak ya da bu sema katlarından ayrı ayrı yoğunlaşarak belirmektedir. Yani, madde evrenimizdeki daha doğrusu yer semalarındaki tüm oluşumlar, o anda veya yeni oluşmakta olan oluşumlar değil, daha öz boyutlarda belirlenmiş (programlanmış) olanların çeşitli boyutlardan, sema katlarından kademe, kademe yoğunlaşmak suretiyle açığa çıkmasıdır. Elbette bu yoğunlaşma, bizim enerji-parçacık boyutundan beş duyu boyutuna doğru olan yoğunlaşması gibi de değildir. Bu tarz bir oluşum bizim maddesel boyut için geçerlidir. Daha çok bunu, Holografik nitelikli Salt Enerji denizindeki frekansların kendi içindeki yine dalgasal kademeleri şeklinde düşünmeliyiz. Keza Cinler de bulundukları ışınsal boyuttan, bu boyutlara zumlama yaparak her şeyin kayıtlı bulunduğu bilgi havuzundan geleceğe ait haberleri almaya, çalmaya çalışmaktadır. Birtakım insanların, rüyalarında yükselmeleri (bu boyutları deşifre etmeleri) nispetinde geçmişe ve geleceğe dair bazı bilgiler edinmesi sanki o boyutlarda, ortamlarda yaşıyormuşçasına bulunmaları ya da algılamalarının sebebi budur. Bu Sema katlarına (Enfüsi boyutlara) ne kadar zumlama yapılırsa, daha derin boyutlara yöneldikçe de yatay genişlemenin yani, Afaki boyutların kapsamı da bir o kadar artmaktadır.
Sema katlarının aslında boyut olması ve bunu da uzayın mekansal derinliğine doğru değil de, atom-altı ışınsal boyutlara uzanması, bu katların (holografik olarak düzenlenmiş) dalgasal yapılar olduğu anlamına gelir. Zaman kavramının geçerli olmadığı ve her boyutun da zaman biriminin “An” olması nedeniyle geçmiş- şimdi ve geleceğe ait tüm bilgiler bu katlarda mevcut olmakla birlikte, ilgili oluşumlar bu öz boyutlardan maddesel boyutumuza, bu sema katlarından yansıyarak ya da bu sema katlarından ayrı ayrı yoğunlaşarak belirmektedir. Yani, madde evrenimizdeki daha doğrusu yer semalarındaki tüm oluşumlar, o anda veya yeni oluşmakta olan oluşumlar değil, daha öz boyutlarda belirlenmiş (programlanmış) olanların çeşitli boyutlardan, sema katlarından kademe, kademe yoğunlaşmak suretiyle açığa çıkmasıdır. Elbette bu yoğunlaşma, bizim enerji-parçacık boyutundan beş duyu boyutuna doğru olan yoğunlaşması gibi de değildir. Bu tarz bir oluşum bizim maddesel boyut için geçerlidir. Daha çok bunu, Holografik nitelikli Salt Enerji denizindeki frekansların kendi içindeki yine dalgasal kademeleri şeklinde düşünmeliyiz. Keza Cinler de bulundukları ışınsal boyuttan, bu boyutlara zumlama yaparak her şeyin kayıtlı bulunduğu bilgi havuzundan geleceğe ait haberleri almaya, çalmaya çalışmaktadır. Birtakım insanların, rüyalarında yükselmeleri (bu boyutları deşifre etmeleri) nispetinde geçmişe ve geleceğe dair bazı bilgiler edinmesi sanki o boyutlarda, ortamlarda yaşıyormuşçasına bulunmaları ya da algılamalarının sebebi budur. Bu Sema katlarına (Enfüsi boyutlara) ne kadar zumlama yapılırsa, daha derin boyutlara yöneldikçe de yatay genişlemenin yani, Afaki boyutların kapsamı da bir o kadar artmaktadır.
Yorum