kader

[papatya]

selamün aleyküm kader hakkında bir sorum olacaktı..şöyle bir örnekle anlatayım...bir anne oğlunun sevdiği kızı istemiyor.. kızla alakası olmayan nedenlerden dolayı bu işe karşı çıkıyor ve yinede eğer ALLAH yazmışsa ben nekadar da karşı çıkarsam bu iş olur diyor..bunu nasıl anlamak lazım bu doğrumu ..buna kader diyebilirmiyiz

[ferheng]

Ynt: kader

hayir, allah yazmissa olur anlayisi kader degildir. kader daha dogrusu bu anlayis degildir. o zaman hirsizin sucunu hirsiza allah yazdi da oldu, zina edenin sucunu allah yazdi da oldu.... vs dememiz gerekir, ve bu tur kotu eylemlerin hicbirinde sucu insanda degil, hasa summe hasa allahta aramamiz gerekirdi.

[papatya]

Ynt: kader

ben bu önce ki soruma kader hakkında bilgin bir kişiden cvp bekliyorum ...

[Qom_u_ask]

Ynt: kader

(Bilgin biri değilim ve kardeşlerimin yazdıklarını da yetersiz de buluyor değilim. ama madem kardeşimiz daha fazla açıklama istiyor bildiklerimi Rabbimin izniyle yazarım.. )

kader miktar ölçü kural gibi anlamlara gelmektedir. Allah'ın kaderi, Allah'ın dünyanın ve eşyanın işleyiş kuralları kanunları ölçüsü demektir.

yani Allah her varlık için bir yaşama, işleme kuralları koymuştur. bu kurallar tabiri caizse bilgisayardaki donanım parçalarının setupları gibi bir şeydir. bilgisayar parçaları o setuptaki bilgilerin gösterdiği komutlarla kapasiteleri doğrultusunda çalışırlar.

Allah yer yüzüne çekim kanunu koymuştur o bu kanuna göre yukarıdan bırakılan cisimleri yerkürenin merkezi doğrultusunda çeker. suyun kaldırma kuvveti Allah'ın suya yazmış olduğu kader ateşe yakması da ateşe yazdığı kader yani miktar ve ölçü demektir.

bu kadere göre su yukarıdan aşağıya doğru akar. Allah bir ayette Allah kader kelimesini su ve vadilerle nasıl açıklıyor:

"O, gökten su indirdi de dereler kendi ölçülerince dolup aktı ve sel üste çıkan köpüğü aldı götürdü. Süs eşyası veya yararlanılacak bir şey elde etmek için ateşte erittikleri şeylerden de böyle köpük olur. İşte Allah, hak ile batıla böyle misal getirir. Köpüğe gelince sönüp gider. İnsanlara yararlı olan ise yerde kalır. İşte Allah, böyle misaller verir." Ra'd suresi 17

bu ayetin birinci cümlesinde dereler kendi ölçülerince dolup aktı denirken geçen kelime "bi kaderi-hâ" kelimesidir. Yani kapasitesince demektir miktar kelimesinin kökeni de kader kelimesidir. Allah dereleri hangi büyüklükte yarattıysa, dereler yine Allah'ın indirdiği yağmurdan o kadarını içine alır ve suyu yukarıdan aşağı taşırlar. Bu Allah'ın onlara çizdiği kader/miktar/kapasite/kanundur.

Şimdi Allah dünyada insanlara da böyle miktar, kanun, kapasite çizmiş, ölçü koymuştur. Örneğin insanın yaşayabilmesi için yemesi içmesi dinlenebilmesi için uyması vs gerekir. Bu onun kaderidir. sevme sevilme de yine Allah'ın insana çizdiği kader yani kanundur:

"Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de O’nun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır." Rum 21.

şimdi bu sevgi karşı cinslerin birbirlerini sevip evlenmeleri ve dünyada insan neslinin sürmesi için Allah'ın insanlara çizdiği bir kanun, onlara verdiği bir kapasite, bir miktar, ölçüdür. İnsanlar buna göre hareket ederler. Anne babaya da çocuklarını korumak için bir ölçü koymuştur Allah, rahman sıfatı gereği. Sadece insanlara değil tüm hayvanlara bile bunu vermiştir.

Ancak Allah'ın koymuş olduğu bu kader miktar kural kapasite dışında bir de bütün bunlara zıt olarak insana musallat olan şeytan vardır ki o da Allah'ın koyduğu bu kaderi bozmak insana başka ölçüler fısıldamakla meşguldür. İnsanlar bazen doğalarına zıt olan bu fitne ve vesveselerin etkisinde kalarak yaratılışı fıtratı ve kaderi bozarlar.

yani aşağı akan su var ya onu yukarı akıtmaya çalışırlar. düzeni bozarlar. Ve çoğu zaman tembel ve ve şeytana kanmış insanlar, kendileri için hayırlı olanın ne olduğunu iyice düşünüp araştırıp bulma zahmetine katlanmazlar işi oluruna bırakırlar. buna da kadere teslim olduk diyerek bir kılıf bulurlar.

karşı cinsler kendileri için kimin hayırlı kimin şer olduğunu araştırmalı, anne babalar çocuklarına bu konuda güzel ahlak ve öğütle yardımcı olmalılar. bir evlilik hayırlıysa onu tercih etmeli ona yardımcı olmalı ve Allah'ın çizdiği kaderi miktarı kanunu ölçüyü iradeleriyle tercih etmeliler.

Ancak şeytan bazı zamanlarda insanlara etki ediyor. çocuklar, evlenme niyeti olmaksızın ve evleneceklerinde geçinip geçinemeyeceklerini düşünmeden karşı cinsle konuşmaya arkadaşlığa başlıyorlar, ve çoğu zaman da nefislerini tatmin etmeleri için şeytan onlara yaptıklarını süslüyor güzel gösteriyor. bir süre devam ettikten sonra bu ilişki evlilikle değil hüsranla bitiyor. sonra da insanlarda güven duygusu kaybolup neslin sağlıklı şekilde devamını sağlayan ve Allah'ın kutsal olarak yarattığı sevgi anlamsız ve işlevsiz kalıyor.

Anne çocuğuna eğer bir kişi hayırlı değilse bunu nedenleriyle çok doğru şekilde açıklamalıdır. kader deyip geçiştirmek olayı geçici olarak halletse de uzun vadede telafisi zor yeniliklerle karşılaşmaya neden olabilir. Çocuklarsa anne ve babalarını anlamanın ve onların tecrübelerinden istifade için onları doğru şekilde konuşturmanın yollarını aramalılardır.

Hadisi şeriflerde dini ve ahlaki olarak güvenilir ve sosyal olarak da denk kimseleri evlendirmeyen anne babalara iyi gözle bakılmamaktadır. Ancak evlenmek için anne baba izninin olması en önemli fıkhi kural olarak Ehlibeyt mektebinde yerini almıştır ki bu kaderdir. Yani Allah'ın evlilik konusunda çocuklara koyduğu bir kanundur. bu kanuna göre hareket etmek onların menfaatine olacaktır.

konuyla ilgili olmasa da kader konusunun daha iyi anlaşılması için bir noktaya daha dikkat çekmek isteriz..

ölüm zamanı olan ecel yine kaderdir. Yani Allah kişiye bir yaşama kapasitesi koymuş ve o süre sonunda insanın vücudu artık yaşamaya dayanamamaktadır.

ve yine hadislerde de şia inancında da beda vardır. ki bu da Allah'ın çizdiği kaderin değişmesidir. bedaya yani kaderin değişmesine neden olabilen davranışların arasında, sadaka vermek ve dua etmek sayılmıştır.

yani sadaka verenin ömrü uzar. yine dua eden de normalde olmayacak işleri olur. kaderde o işlerin öyle olması planlanmamıştır ama o işler kaderin değişmesi dediğimiz beda ile değişir.

bu noktayı şöyle izah etmek gerekir:

bir insan bir kaza geçirdi ve ölmesi gerekiyor öldü. yaşı 20. Halbu ki Allah bu insanın vücudunu daha 70 yaşına kadar dayanabilecek şekilde yaratmıştı. trafik kazasında Allah'ın yaşamı sona erdirmek için insan vücuduna koyduğu kader/miktar/ölçü/yasa gerçeleşti ve o öldü.

aynı insanın yanında biri daha vardı diyelim ki. ve o da 20 yaşında ve o da taşıtın ön tarafına değil arka tarafına bindi. çünkü sadaka vermişti ve ömrü uzun olması gerekiyordu. normal şartlarda o da ön tarafa binebilecekken içine bir his geldi taşıtın arkasına bindi ve kazadan yarayla kurtuldu. işte bu insanın ömrü uzamış oldu. Eğer o sadaka vermemiş olsaydı içinde ön tarafa oturma hissi doğacak ve o da ölecekti. ya da dua etti evinden çıkarken Allah'ım Ehlibeytin hatırına beni kazalardan belalardan koru dedi. aynı şekilde o yine kazada kesin bitecek olan ömrünü uzatmış oldu..

bunu su ve dere örneğine uyarlayacak olursak su normalde aşağı inmesi gerekirken, siz yer çekimi yasasını delip etksiz hale getirecek ve suyun güneş doğrultusunda çekileceği başka bir yasa uyguluyorsunuz böylece su aşağı değil yukarı akıyor. mesela su motoru kullanmak gibi.. işte dua ya da sadaka suyu tersine akıtan motor misali insanın kaderini işleyiş tarzını miktarını kapasitesini artırmaktadır.

insanın ölümüne mikroplar da neden olabilmektedir. Eğer insan dua etse sadaka verse o sadaka sayesinde Allah onun malını temizleyecek mikropların onun bedenine girmesini engelleyecek böylece o kişinin 70 yılda mikropların etkisiyle ölecek bedenini 90 yıl yaşatabilecektir.

işte sadakanın duanın kaderi değiştirmesi yani beda bu şekilde olmaktadır..

umarım faydalı olmuştur?..

[Fedai]

Ynt: kader

[quote author=papatya link=topic=21636.msg131460#msg131460 date=1316028706]
ben bu önce ki soruma kader hakkında bilgin bir kişiden cvp bekliyorum ...
[/quote]

Aleykum Selam, hoşgeldiniz üyeliğinizin daimi ve hayrlara vesile olması dileğiyle..
evvela burada kimse bilginlik taslayamaz eğer taslarsa kibir sayılır ki oda büyük günahlardandır ve herkesde bunun bilincindedir, konuya gelince ;

Evlenecek insanın önünde çok sayıda seçenekler vardır. Nasıl birisini istemek sizin elinizde. Tercihinize göre Cenab-ı Hak da yaratır. Allah’ın bilmesi böyle bir tercihte bulunmanızı zorlamaz.

Gayri müslim birisiyle evlenmede islam’ın getirdiği ölçü şöyle: Müslüman bir erkek Ehl-i kitap olan Musevi ve Hristiyan bir kadınla evlenebilirken, Ehl-i kitap olmayan gayri müslim bir kadınla evlenemez.

Bunun yanında, Müslüman bir kadının Ehl-i kitap da olsa gayri müslim bir erkekle evlenmesine izin vermiyor.

Kaderi ikiye ayırabiliriz: ızdırari kader, ihtiyari kader.

"Izdırari kader"de bizim hiçbir tesirimiz yok. O, tamamen irademiz dışında yazılmış. Dünyaya geleceğimiz yer, annemiz, babamız, şeklimiz, kabiliyetlerimiz ızdırari kaderimizin konusu. Bunlara kendimiz karar veremeyiz. Bu nevi kaderimizden dolayı mesuliyetimiz de yok.

İkinci kısım ihtiyari kader ise, irademize bağlıdır. Biz neye karar vereceksek ve ne yapacaksak, Allah ezeli ilmiyle bilmiş, öyle takdir etmiştir. Sizin sorduğunuz soru da bu alanda müzakere edilmektedir. Yani siz bir aday tipi belirliyorsunuz ve arıyorsunuz. Allah da sizin istediğiniz vasıflara sahip birkaç kişiyi önünüze çıkarıyor. Siz de bunlardan birini iradenizle beğenip kabul ediyorsunuz. Alah’ın alacağınız eşin kim olduğunu ezelde bilmesi kader, fakat sizin iradenizle seçmeniz cüz’i irade dediğimiz insanın mesuliyet sınırlarıdır. Velhasıl hayırlı eş için hem dini ölçülere göre araştırmak hem de dua etmek bizim görevimizdir.



ve'esselamu aleykum!!

[papatya]

Ynt: kader

aleyküm sellam ...cevaplarınız için ALLAH razı olsun....oldukça tatmin edici lakin bazı soru işaretleri halen var diyebilirim..şöyleki insan her şeyiyle en azından manevi olarak ilahi rıza doğrultusunda eş seçimini değerlendirir her yönüyle uygun ama birileri buna engel olup bozulması için ellerinden geleni yapar vede başarırlar bu sonucada kaderdir derler...böylesi hayırlıydı ki böyle oldu derler ve adınada kader denir kendilerince....

[papatya]

Ynt: kader

ve günümüzde böylesi bir kader anlayışı mevcut vebunu benimseyende şia mensubu....anlam veremediğim insanın kendi iradesiyle verdiği kararı nasıl olurda ALLAH öyle diledide böyle oldu denmesi....

[Qom_u_ask]

Ynt: kader

bazı şeyleri birbirinden iyi ayırt etmemiz lazım. Şia ile şiiyi birbirine karıştırmamak gerekir. Şia bu mektebin adıdır. İslamın bozulmadan günümüze gelmiş şeklidir şia. Bir inanç ve yaşam sistemidir. Şii ise bu sisteme inanıp onu uygulayan kimselerdir.

bir sisteme uyduğunu söyleyenlerin bu söylediklerini ayet gibi doğru göremeyiz. ayette demiyor mu ki siz hiç inandık demekle bırakılacağınızı mı sanıyorsunuz, deneneceksiniz, doğrular yalancılardan ayrılacak.

şiiyim diyen herkes şii olamaz. İmam a.s. hakiki şiilerin sayısının kendi döneminde 17 kadar olduğunu bildirmiştir bir hadisinde. halbu ki o zaman şiilerin 100binlerce olduğu sanılırdı..

ve şiiyim diyenlerin yanlışlarından sistem sorunlu olmaz. İslam her şeyi doğru olarak yasalaştırmış ama insanlar buna tam uymuyorlarsa bundan İslamın ne suçu var.

dediklerinin kader olduğu doğrudur. Ancak bir şeyin kadar olması ve bu şeyin kötü olup Allah'a isnad edilmesi doğru değildir.

kaderin miktar işleyiş kuralları kanunları olduğunu söyledik. her olayın bir olma yasaları, tabiat kanunları vardır. bunlara kader diyoruz. eşyanın işleyiş yasaları yani.

evlilik olayı eş seçimi nasıl olur? sevgi nasıl doğar, anne baba bir evliliğe nasıl razı olur, çocuklarına hangi niteliklerde bir eş seçerler bunların hepsinde bir işleyiş yasaları vardır. yüzlerce yasa devreye girer burada. Her birini Allah koymuştur.

Mesela insan ihtiyacı olanı seçer. bu Allah'ın insan için koyduğu bir yasadır. Bu yasa insanın bir çok alanında devreye girer. bu yasa kötü değildir. Ama insanlar bunu iyi ya da kötüye kullanabilirler.

doğru yorumlarlar iyiye kullanmış olurlar kötüye yorumlarlar...

Allah doğal yasalar (tabiat kanunları) yanında bir de şer'i yasalar koymuştur. Bunlar da bir ölçü bir kaderdir. İnsanlar bunlara uymakla yükümlüdür.

eş seçiminde ergen olmuş evlinecek adaylarının olduğu gibi çocuklarına eş seçiminde de anne babanın da sorumlulukları vardır. zaafları vardır şeytanın sokulduğu yerler vardır.

insanlar izah edemedikleri, nefislerine uymayan, irdelediklerinde sağlıklı cevap veremeyecekleri, vicdanlarına tam açıklayamadıkları durumlarda sorumlulukları üzerinden atmak isterler. Ve buna kader diyerek sorumlulukları bir kadere atarlar. Böylece ya çevreyi ya da Allah'ı sorumlu tutarlar..

ya da insanların kadere boyun eğmeleri (!) inancından yararlanmak isterler. bunun çok nedeni olabilir.

Ancak kanunların öyle işlemesinde kanunları koyanın suçu yoktur.

Çünkü kanunlar tek başlarına kötü ve suçlu değillerdir.

örneğin bıçağın kesmesi kader, yani onun için çizilmiş kural, yasa, miktardır.

bu yasayı siz doktor olup ameliyatta kullanır can kurtarır iyiye kullanmış olursunuz. aynı kuralı biri de adam öldürmek için kulanır çeker bıçağı öldürmek amacıyla çeker ve bu kaderi/yasayı kötüye kullanır..

anne baba vicdanlarına zıt düşen tercihlerini kader diyerek başkasına atarlar böylece sorumluluklarını üzerinden atmak isterler. çocuklar bazen anne babanın tercihlerine isyan ederek onlar beni anlamıyor benim ihtiyaçlarımı bilmiyorlar diyerek bu kez sevdiğine bağlandığını ve onun kendi kaderi olduğunu başka türlü davranıp başkasıyla evlenip mutlu olamayacağını düşünür. Böylece o da anne babaya isyanın, kaderinden kaynaklandığını düşünür böylece sorumluluğu üzerinden atıp vicdanını susturmaya çalışır..

[Sebzivar]

Ynt: kader

İmam Ali (as) bir duvarın dibinde ashabıyla oturmuş kader hakkında konuşuyormuş. İmam (as) o anda duvarın üzerlerine devrileceyini anlamış ve kalkmış ve duvar çökmüş. Yanında bulunan ashaptan bazıları demişki " Ya Ali (as) kendin kaderden konuşuyorsun ama kaderden de kaçıyorsun " İmam Ali (as)'da demişki " Ben kaderden deyil, kaza'dan, bela'dan Kader'e doğru kaçtım. (Kaynak veremeyeceğim çünkü çok sevdiğim bir Alim'den dinlemiştim.)

[Qom_u_ask]

Ynt: kader

evt çok güzel örnek..

[Sebzivar]

Ynt: kader

[quote author=Qom_u_aşk link=topic=21636.msg131719#msg131719 date=1316336094]
evt çok güzel örnek..
[/quote]

Eyvallah hocam.

[gulistan_2]

Ynt: kader

kasitli bir sekilde birileri bir ise engel oldugu zaman iki sonuc cikar herhalde
1. o is kisi icin hayirli degildir, Allah böylelikle o serrin kulundan defedilmesine müsade etmistir, engel olanin hükmü kasti ve niyetiyle orantili olarak ayrica bir konudur

2. o is kisi icin hayirlidir, ancak büyük bir imtihan icerisindedir, belki daha hayirlisi sabrin sonu olarak dönecektir

ücüncü bir alternatif ise belki o kisinin bu hayri hak etmemis olmasidir

hikmeti belki tam olarak anlamaya muvaffak olamayabiliriz ancak genis kapsamli olaylari bir kavram altinda incelemeye calisirsak, bazi kavramlarda celiskiye düser cevap bulamayiz (aklima ilk etapta gelenler bunlardi, yetkin kisi olmadigim aciktir)

Ynt: kader

[quote author=Sebzivar link=topic=21636.msg131718#msg131718 date=1316335433]
İmam Ali (as) bir duvarın dibinde ashabıyla oturmuş kader hakkında konuşuyormuş. İmam (as) o anda duvarın üzerlerine devrileceyini anlamış ve kalkmış ve duvar çökmüş. Yanında bulunan ashaptan bazıları demişki " Ya Ali (as) kendin kaderden konuşuyorsun ama kaderden de kaçıyorsun " İmam Ali (as)'da demişki " Ben kaderden deyil, kaza'dan, bela'dan Kader'e doğru kaçtım. (Kaynak veremeyeceğim çünkü çok sevdiğim bir Alim'den dinlemiştim.)
[/quote]

hocam yanılmıyorsam Şehid Mutahharinin r.a. "İslam ve kader" isimli kitabında geçiyordu.

[Sebzivar]

Ynt: kader

[quote author=hatt-ı imam link=topic=21636.msg131770#msg131770 date=1316365656]
hocam yanılmıyorsam Şehid Mutahharinin r.a. "İslam ve kader" isimli kitabında geçiyordu.
[/quote]

Doğrudur hatt-ı imam kardeşim. Teşekkür ederim.

[papatya]

Ynt: kader

esselamün aleyküm cvplarınız için tşk ederim ALLAH razı olsun selametle... vessellam