Paranormal fenomenleri açıklama denemelerinin bir kısmı Kuantum fiziğinden üretilmiştir. Bunların bir bölümü gözlem teorileridir ki, hayrete düşürücü bir iddiayı ortaya koyuyorlar; bizlerin her an psikokinezi uyguladığı düşüncesini.
Duyular Dışı Algılama (DDA) nasıl işliyor? Bu sorunun cevabını verebilmek için birçok teori oluşturuldu. Bunlardan bir kısmı, hayal sınırlarının da ötesindeydi. Yetmişli yılların ortalarından beri, gün ışığına çıkarılan modellerin içinde en çok hayret uyandıran teoriler Obzervasyon Teorileridir.(Gözlem Bilimsel İnceleme Teorileri)
DDA'nın ardında yatan fiziksel olgulara açıklama getirebilmek amacıyla şu temel sanıdan yola çıkıyorlar; para normal olgular, temel olarak Kuantum olgularına dayanmaktadır.
Bu atılım ilk olarak iki fizikçi, Helmut Schmidt ve Evan Harris Walker tarafından geliştirildi. Schmidt'in teorisi başlangıçta matematiksel bir DDA modeli olarak formüle edilmişti. Bu ilk etapta sınırlı bir derecede fiziksel görüşler içeriyordu ve fizyolojiyi ya da hassasiyet sahiplerinin psikolojisini tamamen gözden kaçırıyordu. Buna karşın Walker ise, kendi obzervasyon teorisinde her iki bileşeni dikkate alıyordu. Saklı değişkenler için o da bir rol tavsiye ediyor,büyük bir olasılıkla bunların temellerinde de Kuantum reaksiyonları bulunuyor. DDA ve psikokineziyi ortaya koyan kapsamlı bir teori oluşturmaya çalışıyor. Böylece şuur ve Kuantum fiziğinin garip dünyasına yeni ve değişken bir bakış açısından bakıyor.Walker'in teorisi bir Kuantum modelidir. Onu kaba hatlarıyla kavrayabilmek için,Kuantum fiziğinin en azından temel çizgilerini anlamak bir zorunluluktur. Günlük hayatımızdan tanıdığımız nesnelerin çoğu, "normal" büyüklükte algılanmaktadır. Oysa bunlar, milyonlarca atomdan oluşmuştur ve nesne içerisindeki bu atomların davranışı temelde daha küçük olan elektron ve nötronların dengesiz aktivitesine benzemektedir.
Duyular Dışı Algılama (DDA) nasıl işliyor? Bu sorunun cevabını verebilmek için birçok teori oluşturuldu. Bunlardan bir kısmı, hayal sınırlarının da ötesindeydi. Yetmişli yılların ortalarından beri, gün ışığına çıkarılan modellerin içinde en çok hayret uyandıran teoriler Obzervasyon Teorileridir.(Gözlem Bilimsel İnceleme Teorileri)
DDA'nın ardında yatan fiziksel olgulara açıklama getirebilmek amacıyla şu temel sanıdan yola çıkıyorlar; para normal olgular, temel olarak Kuantum olgularına dayanmaktadır.
Bu atılım ilk olarak iki fizikçi, Helmut Schmidt ve Evan Harris Walker tarafından geliştirildi. Schmidt'in teorisi başlangıçta matematiksel bir DDA modeli olarak formüle edilmişti. Bu ilk etapta sınırlı bir derecede fiziksel görüşler içeriyordu ve fizyolojiyi ya da hassasiyet sahiplerinin psikolojisini tamamen gözden kaçırıyordu. Buna karşın Walker ise, kendi obzervasyon teorisinde her iki bileşeni dikkate alıyordu. Saklı değişkenler için o da bir rol tavsiye ediyor,büyük bir olasılıkla bunların temellerinde de Kuantum reaksiyonları bulunuyor. DDA ve psikokineziyi ortaya koyan kapsamlı bir teori oluşturmaya çalışıyor. Böylece şuur ve Kuantum fiziğinin garip dünyasına yeni ve değişken bir bakış açısından bakıyor.Walker'in teorisi bir Kuantum modelidir. Onu kaba hatlarıyla kavrayabilmek için,Kuantum fiziğinin en azından temel çizgilerini anlamak bir zorunluluktur. Günlük hayatımızdan tanıdığımız nesnelerin çoğu, "normal" büyüklükte algılanmaktadır. Oysa bunlar, milyonlarca atomdan oluşmuştur ve nesne içerisindeki bu atomların davranışı temelde daha küçük olan elektron ve nötronların dengesiz aktivitesine benzemektedir.
Yorum