A. Halit Aslantürk
Son zamanlarda batıda, bilhassa Amerika’da önemli bir mevzu bilim çevrelerini
meşgul etmektedir: Batılı bilim adamları arasında giderek yaygınlaşan ve kimi
zaman skandal derecesine varan bilim sahtekârlıkları zinciri. Birçok itibarlı
dergi ve gazete tarafından sebepleri, mahiyeti ve muhtemel çözüm teklifleriyle
üzerinde bir hayli yazılıp çizilen bu mevzu hakkında, bazı dergilerden
derlemeye çalıştığımız notları burada sizlere aktarmak istiyoruz.
Önce şunu söyleyelim: Aslında bilim sahtekârlığı konusu Batı’nın yabancı olduğu ve yeni
karşılaştığı bir hadise değildir. Böyle bir şeyi doğurup sinesinde
besleyebilecek mahiyette olan Batı’da bu tip teşebbüslere öteden beri
rastlıyoruz. Aralarında Isaac Newton, George Mendel gibi oldukça ünlü ve
“güvenilir” bilim adamlarının da bulunduğu birçok Batılı araştırmacı; rakamları
yuvarlatma, hataları görmemezlikten gelme, sonuçları teorilere uydurma gibi
muhtelif yollarla bilim haysiyetini yerle bir eden çalışmalarda bulunmuşlardır.
Mesela “fiziğin kurucusu” lakabıyla tanınan Isaac Newton’un, ünlü bir bilim
adamı Wilhelm Leibniz ile aralarındaki rekabet sebebiyle, kendi teorisini
(Evrensel çekim kanunu) Leibniz’in çalışmalarından daha popüler hale getirmek
için datalarla (bilgi) oynadığını tarih bizlere naklediyor. Bir başka ünlü
isim, halen modern gen teorisinin kurucusu gözüyle bakılan George Mendel,
araştırmalarının sonuçlarını önceden belirlediği teorilere uydurmaya
çalışmıştır.
Son zamanlarda batıda, bilhassa Amerika’da önemli bir mevzu bilim çevrelerini
meşgul etmektedir: Batılı bilim adamları arasında giderek yaygınlaşan ve kimi
zaman skandal derecesine varan bilim sahtekârlıkları zinciri. Birçok itibarlı
dergi ve gazete tarafından sebepleri, mahiyeti ve muhtemel çözüm teklifleriyle
üzerinde bir hayli yazılıp çizilen bu mevzu hakkında, bazı dergilerden
derlemeye çalıştığımız notları burada sizlere aktarmak istiyoruz.
Önce şunu söyleyelim: Aslında bilim sahtekârlığı konusu Batı’nın yabancı olduğu ve yeni
karşılaştığı bir hadise değildir. Böyle bir şeyi doğurup sinesinde
besleyebilecek mahiyette olan Batı’da bu tip teşebbüslere öteden beri
rastlıyoruz. Aralarında Isaac Newton, George Mendel gibi oldukça ünlü ve
“güvenilir” bilim adamlarının da bulunduğu birçok Batılı araştırmacı; rakamları
yuvarlatma, hataları görmemezlikten gelme, sonuçları teorilere uydurma gibi
muhtelif yollarla bilim haysiyetini yerle bir eden çalışmalarda bulunmuşlardır.
Mesela “fiziğin kurucusu” lakabıyla tanınan Isaac Newton’un, ünlü bir bilim
adamı Wilhelm Leibniz ile aralarındaki rekabet sebebiyle, kendi teorisini
(Evrensel çekim kanunu) Leibniz’in çalışmalarından daha popüler hale getirmek
için datalarla (bilgi) oynadığını tarih bizlere naklediyor. Bir başka ünlü
isim, halen modern gen teorisinin kurucusu gözüyle bakılan George Mendel,
araştırmalarının sonuçlarını önceden belirlediği teorilere uydurmaya
çalışmıştır.
Yorum