Tüm insanların ortak bir anneden geldiğinin kanıtı: (irdelenirse tüm canlıların ortak bir atadan geldiğinin yalan olduğu kanıtlanır, çünkü eğer tüm insanlık ortak bir atadan geldiyse tüm canlıların dişilerinin ortak bir mitokondri DNA'sına sahip olmaları gerekiyor.)
Alıntı:
EKİM 1987'de Chicago'da Amerika Antropoloji Enstitüsü'nde Rebecca Cann, aylardır süren araştırmasını Havva Hipotezi diye özetliyordu. Rebecca Cann, yakınlarda keşfedilen bir biyolojik gerçekten yola çıkarak, hücrenin küçük bir organcığı olan mitokondri DNA'sının, hücre çekirdeğindeki DNA'dan farklı olduğunu tespit etmişti. Çekirdekteki DNA, nesiller boyu yeni yeni kombinezonlara girerken, mitokondri DNA'sı hiç kombinezonlara girmeden, aynen aktarılıyordu. Yani, bir annenin mitokondri DNA'sı, çekirdek DNA'sı gibi babanın DNA'sına karışmıyor; kendi çocuklarına aynen geçiyordu. Onun kızları da kendi kızlarına, onlar da kendi kızlarına... mitokondri DNA'sını olduğu gibi aktarmaktaydı.
O halde, şu andaki kız çocuklarının mitokondri DNA'larına bakılarak, neden Hz. Havva'ya kadar gidilmesindi? Ve Rebecca Cann, doğuma hazırlanan 147 hamile kadının doğum dan sonra rahimden atılan plasentalarını aldı. Kimi Asyalı, kimi Orta Doğulu, kimi Afrikalı, kimi Avrupalı olan bu kadın ların plasenta dokularından elde ettiği mitokondri DNA'larını birbirine kıyasladı. Aynı sıralarda, Emory Üniversitesi'nden bir grup genetikçi, dört ayrı kıtadan toplam 700 insanın ka nını bir araya toplayıp, kan hücrelerinin mitokondri DNA'la rını incelemeye koyuldular.
Havva Hipotezini keşfeden Rebecca Cann
Sonra, her iki araştırmanın sonuçları birleştirildi. Görüldü ki, ayrı kıtalarda yaşayan farklı ırk mensubu insanların mitokondri DNA'ları arasında hemen hemen hiç fark bulunmuyor; DNA'ların hepsi, gele gele tek bir kadında noktalanıyordu. Araştırmaları baştan sona izleyen Allan Wilsan'a göre, "Hepimizin ortak bir annesi olmalıydı."
Ünlü paleontolog Stephen Jay Gould da Havva Hipotezi için şöyle diyor:
"Kalıbımı basarım, müthiş bir buluş bu. Çünkü, hepimizi, şimdiye kadar fark etmediğimiz yakınlıkta, birer biyolojik kardeş yapıyor."
California Üniversitesi biyologları da bu durumu; "Aynı ailenin çocukları gibi" diye tamamlıyor. Evrimci bir paleontolog ise;
"DNA'lardan elde edilen bu yeni bilgiler öylesine hassas, öylesine gerçek ki, bizim anlattıklarımızın hepsi, bir anda kocakarı hikayesine dönüverdi" diyordu.1
Havva Hipotezi Kritiği
Alıntı:
EKİM 1987'de Chicago'da Amerika Antropoloji Enstitüsü'nde Rebecca Cann, aylardır süren araştırmasını Havva Hipotezi diye özetliyordu. Rebecca Cann, yakınlarda keşfedilen bir biyolojik gerçekten yola çıkarak, hücrenin küçük bir organcığı olan mitokondri DNA'sının, hücre çekirdeğindeki DNA'dan farklı olduğunu tespit etmişti. Çekirdekteki DNA, nesiller boyu yeni yeni kombinezonlara girerken, mitokondri DNA'sı hiç kombinezonlara girmeden, aynen aktarılıyordu. Yani, bir annenin mitokondri DNA'sı, çekirdek DNA'sı gibi babanın DNA'sına karışmıyor; kendi çocuklarına aynen geçiyordu. Onun kızları da kendi kızlarına, onlar da kendi kızlarına... mitokondri DNA'sını olduğu gibi aktarmaktaydı.
O halde, şu andaki kız çocuklarının mitokondri DNA'larına bakılarak, neden Hz. Havva'ya kadar gidilmesindi? Ve Rebecca Cann, doğuma hazırlanan 147 hamile kadının doğum dan sonra rahimden atılan plasentalarını aldı. Kimi Asyalı, kimi Orta Doğulu, kimi Afrikalı, kimi Avrupalı olan bu kadın ların plasenta dokularından elde ettiği mitokondri DNA'larını birbirine kıyasladı. Aynı sıralarda, Emory Üniversitesi'nden bir grup genetikçi, dört ayrı kıtadan toplam 700 insanın ka nını bir araya toplayıp, kan hücrelerinin mitokondri DNA'la rını incelemeye koyuldular.
Havva Hipotezini keşfeden Rebecca Cann
Sonra, her iki araştırmanın sonuçları birleştirildi. Görüldü ki, ayrı kıtalarda yaşayan farklı ırk mensubu insanların mitokondri DNA'ları arasında hemen hemen hiç fark bulunmuyor; DNA'ların hepsi, gele gele tek bir kadında noktalanıyordu. Araştırmaları baştan sona izleyen Allan Wilsan'a göre, "Hepimizin ortak bir annesi olmalıydı."
Ünlü paleontolog Stephen Jay Gould da Havva Hipotezi için şöyle diyor:
"Kalıbımı basarım, müthiş bir buluş bu. Çünkü, hepimizi, şimdiye kadar fark etmediğimiz yakınlıkta, birer biyolojik kardeş yapıyor."
California Üniversitesi biyologları da bu durumu; "Aynı ailenin çocukları gibi" diye tamamlıyor. Evrimci bir paleontolog ise;
"DNA'lardan elde edilen bu yeni bilgiler öylesine hassas, öylesine gerçek ki, bizim anlattıklarımızın hepsi, bir anda kocakarı hikayesine dönüverdi" diyordu.1
Havva Hipotezi Kritiği
Yorum