Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

NÜBÜVVET-İ AMME VE İMAMET

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    #61
    Ynt: NÜBÜVVET-İ AMME VE İMAMET

    İmam Sadık (a.s):

    “Hicretten sonra mütaarrib olan kimse bu işi (Ehl-i Beyt’in velayetini) tanıdıktan sonra onu terkeden kimsedir.”

    * Mean’il Ahbar, 265

    Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
    Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

    Yorum


      #62
      Ynt: NÜBÜVVET-İ AMME VE İMAMET

      “Kim İslam’dan başka bir dine yönelirse, onunki kabul edilmeyecektir. O ahirette de kaybedenlerdendir.”

      * Al-i İmran, 85

      Ebu Basir, İmam Sadık’a (a.s) şöyle dedi:

      “Fedan olayım! Bana aziz ve celil olan Allah’ın kullarına farz kıldığı, insanların tanımak zorunda olduğu ve kendisinden başka hiç bir dinin kabul görmeyeceği dini tanıt.”

      İmam (a.s) şöyle buyurdu:

      “Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed’in (s.a.a) Allah’ın Resulü olduğuna şahadet etmek, namaz kılmak, zekat vermek, imkanı olanların haccetmesi, Ramazan ayının orucunu tutmak.”Sonra bir müddet sustuktan sonra iki defa şöyle buyurdu: “...ve velayet.”

      * el-Kafi, 2/22/11

      Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
      Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

      Yorum


        #63
        Ynt: NÜBÜVVET-İ AMME VE İMAMET

        İmam Bakır (a.s):

        “Allah’a yemin olsun ki bizde Allah’tan bir beraat yoktur. Biz ve Allah arasında akrabalık söz konusu değildir. Allah üzerinde bir hüccetimiz de yoktur. Allah’a sadece itaat ile yaklaşırız. O halde sizden her kim Allah’a itaat ederse velayetimiz ona fayda verir. Sizden her kim Allah’a isyan ederse velayetimiz ona hiçbir fayda vermez. Yazıklar olsun size, aldanmayın! Yazıklar olsun size, aldanmayın!”

        Vesail’uş-Şia, 11/185/4


        Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
        Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

        Yorum


          #64
          Ynt: NÜBÜVVET-İ AMME VE İMAMET

          İmam Sadık (a.s):

          “Ey Ebu Basir! Gaybeti halinde zuhurunu bekleyen ve zuhur ettiğinde de kendisine itaat eden Kaim’imizin Şiilerine ne mutlu! Onlar Allah’ın dostlarıdır, onlara ne bir korku vardır ve ne de onlar hüzünlenirler.”
          bak. el-İman, 198. Bölüm; et-Takva, 1863. Bölüm

          * Nur’us-Sakaleyn, 2/309/94

          Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
          Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

          Yorum


            #65
            Ynt: NÜBÜVVET-İ AMME VE İMAMET

            “Biz, memlekette güçsüz bırakılanlara (mustazaflara) iyilikte bulunmak onları önderler kılmak, onları varis yapmak istiyorduk.”

            * Kasas, 5

            İmam Ali (a.s) :

            Allah-u Teala’nın, “Zayıf bırakılanlara (mustazaflara) ihsanda bulunmak istedik” ayeti hakkında şöyle buyurmuştur:

            “O mustazaflar, Al-i Muhammed'dir. Allah onların çabasından sonra Mehdi’lerini gönderir, onları aziz kılar ve düşmanlarını zelil eder.”

            * Nur’us Sakaleyn, 4/110


            Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
            Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

            Yorum


              #66
              Ynt: NÜBÜVVET-İ AMME VE İMAMET

              “O günde bütün insanları imamlarıyla berâber çağırırız.”

              * İsra, 71

              İmam Sadık (a.s):

              “Kıyamet günü olunca aziz ve celil olan Allah nezdinden şöyle bir ses gelir: “Herkes dünyada uyduğu imamının ardısıra götürüldüğü yere gitmelidir.” Bu sırada, “Nitekim, kendilerine uyulanlar, azabı görünce uyanlardan uzaklaşacaklar.”

              * el-Bihar, 8/10/3

              Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
              Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

              Yorum


                #67
                Ynt: NÜBÜVVET-İ AMME VE İMAMET

                İmam Sadık (a.s):

                “Kaim (a.s) Allah’ın emanetleri (yani kafirlerin sulbündeki müminler) çıkıncaya kadar ebedi olarak zuhur etmez. Onlar çıkınca Kaim onlara galip olan Allah düşmanlarına üstün gelir ve onları öldürür.”

                * İlel’uş-Şerayi’, 147/2


                İmam Bakır (a.s):

                “Eğer insanlar Kaim’in kıyam edince ne yapacağını bilseler birçoğu onu görmek bile istemez. Öyle ki bir çoğu şöyle diyecektir: “Bu Al-i Muhammed’den değildir. Eğer Al-i Muhammed’den olsaydı merhamet ederdi.”

                *Gaybet’un-Nu’mani, 233/18



                Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                Yorum


                  #68
                  Ynt: NÜBÜVVET-İ AMME VE İMAMET

                  Fatıma (a.s):

                  “Allah Resulü (s.a.a) Hüseyin’i (a.s) doğurduğumda yanıma geldi. Hüseyin’i sarı bir bez içinde ona verdim. Peygamber (s.a.a) o bezi attı, beyaz biz bez aldı ve Hüseyin’i o bezin içine koydu. Sonra şöyle buyurdu: “Ey Fatıma! Al bunu, şüphesiz o imam oğlu imamdır, kendi soyundan olan iyi imamlardan dokuz imamın babasıdır. Dokuzuncusu ise onların Kaim olanıdır.”

                  * Kifayet’ul Eser, 194

                  Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                  Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                  Yorum


                    #69
                    Ynt: NÜBÜVVET-İ AMME VE İMAMET

                    Resulullah (s.a.a):

                    “Doğuda bir halk kıyam edecek ve Mehdi’nin (a.s) hakimiyetine zemin hazırlayacaklardır.”

                    * Kenz’ul-Ummal, 38657

                    Abdullah:

                    “Biz Resulullah’ın (s.a.a) yanında otururken Kureyş’ten bir kaç genç oradan geçti. Peygamber’in rengi değişti. Biz, “Ya Resulullah! Biz sürekli yüzünüzde rahatsız edici bir hal görmekteyiz” deyince şöyle buyurdu: “Allah biz Ehl-i Beyt’e dünya yerine ahireti seçmiştir Şüphesiz Ehl-i Beyt’im benden sonra belaya uğrayacak, sürülecek ve dağılacaktır. Sonunda buradan -eliyle doğu tarafına işaret etti- beraberinde siyah bayraklar olan bir topluluk gelecektir. Onlar hakkı isteyecek, ama verilmeyecektir. Hakkı isteyecekler yine verilmeyecektir. Sonunda onu savaşacaklar ve sabredeceklerdir. Bu defa kendilerine istedikleri verilecek, ama kabul etmeyeceklerdir. Sonunda Ehl-i Beyt’imden birisine vereceklerdir. O da yeryüzünü zulüm ve haksızlıkla dolduğu gibi adalet ve insafla dolduracaktır. Sizden her kim onlara ulaşırsa karlar üzerinde sürünerek de olsa kendilerine katılsın.”

                    * et-Teşrifu bi’l-Minen, 314/445

                    Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                    Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                    Yorum


                      #70
                      Ynt: NÜBÜVVET-İ AMME VE İMAMET

                      İmam Sadık (a.s):

                      “Bir zaman gelecek ki Kum ve ehli tüm yaratıklara hüccet olacaktır. Bu Kaim’imizin (a.s) gaybetinden zuhuruna kadar ki dönemdir. Eğer böyle olmasaydı yeryüzü, ehlini dibine geçirirdi. Şüphesiz melekler Kum ve ehlinden belaları defetmiştir. Zorbaları ezip geçen (Allah), Kum’a kötü niyetle yönelen tüm zorbaları, ezip geçecektir.”

                      * el-Bihar, 60/213/22

                      Bihar’ul-Envar’da şöyle yer almıştır:

                      “Ashabımızdan bazısı şöyle demiştir: “Ebu Abdillah’ın (İmam Sadık’ın -a.s-) huzurunda oturmuştuk, bizlere şu ayeti okudu: “Bu ikiden birincisinin vakti gelince, üzerinize pek güçlü olan kullarımızı salacağız. Onlar memleketlerinizde her köşeyi kontrollerine alacaklar. Bu, yerine gelecek bir vaattir.” ( İsra suresi , 5 ) Biz, “Sana feda olalım, o kimdir?” deyince üç defa şöyle buyurdu: “Vallahi onlar Kum ehlidir.”

                      * el-Bihar, 60/216/40

                      Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                      Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                      Yorum


                        #71
                        Ynt: NÜBÜVVET-İ AMME VE İMAMET

                        İmam Sadık (a.s):

                        “Al-i Muhammed’in (s.a.a) Kaim’i kıyam edince, insanlar arasında Davud’un hükmüyle hükmeder, hiçbir delile ihtiyaç duymaz. Allah-u Teala bu hükmü ona ilham eder ve o ilmiyle hüküm verir.”

                        * el-Bihar, 14/14/23


                        Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                        Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                        Yorum


                          #72
                          Ynt: NÜBÜVVET-İ AMME VE İMAMET

                          İmam Sadık (a.s):

                          sıratın anlamı hakkında şöyle buyurmuştur:

                          “Sırat aziz ve celil olan Allah’ı tanıma yoludur ve bu yol iki çeşittir: Bir sırat dünyadadır ve bir sırat ahirettedir. Dünya sıratı itaatı farz olan imamdır.
                          Herkim dünyada onu tanır ve yol göstericiliğine uyarsa cehennem üzerine kurulu bir köprü olan sırattan geçer.”


                          * el-Bihar, 24/11/3


                          Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                          Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                          Yorum


                            #73
                            Ynt: NÜBÜVVET-İ AMME VE İMAMET

                            İmam Ali (a.s):

                            “Bilin ki şüphesiz Al-i Muhammed’in (s.a.a) misali gökteki yıldızların misalidir. Bir yıldız batınca diğeri ortaya çıkar. Adeta Allah’ın nimetleri, aranızda kemale ermiş ve sizlere arzu ettiğiniz şeyler verilmiştir.”


                            * Şerh-u Nehc’il Belağa-i İbn-i Ebi’l Hadid, s.84


                            Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                            Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                            Yorum


                              #74
                              Ynt: NÜBÜVVET-İ AMME VE İMAMET

                              İmam Bakır (a.s):

                              “Allah’ın en büyük ismi yetmiş üç harftir. Asef bunlardan sadece bir harfi bildi ve onu dile getirdi. Bu sebeple Asef ile Belkıs’ın tahtı arasında varolan her şey ortadan kalktı ve Asef elini uzatarak tahtı aldı, sonra yeryüzü eski haline geldi ve bütün bunlar göz açıp kapatıncaya kadar oldu. Allah’ın en büyük isminin yetmiş iki harfi bizim yanımızdadır. Bir harfi ise Allah Tebarek ve Teala’nın nezdindedir. Onu kendi gayp ilmine mahsus kılmıştır.”

                              * el-Bihar, 14/113/5


                              Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                              Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                              Yorum


                                #75
                                Ynt: NÜBÜVVET-İ AMME VE İMAMET

                                İmam Mehdi (a.s) :

                                Sa’d bin Abdullah Kumi’nin kendisine, “insanların kendi başlarına neden bir imam seçemeyeceğini” sorması üzerine şöyle buyurmuştur:

                                “O imam iyi midir, yoksa kötü mü?” (Sa’d diyor ki “İyidir” deyince İmam şöyle buyurdu: “Acaba onlardan birinin iyi ve kötü hakkındaki görüşünün ne olduğunu bilmemesi ve neticede kötü bir insanı seçmesi mümkün müdür?” Ben, “Evet” deyince de şöyle buyurdu: “İşte bu yüzden!.”

                                * Nur’us Sakaleyn, 2/76/283

                                Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                                Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                                Yorum

                                YUKARI ÇIK
                                Çalışıyor...
                                X