Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

AYET VE HADİSLERDE İMAMET

Daraltma
Bu sabit bir konudur.
X
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Ynt: AYET VE HADİSLERDE İMAMET


    İmam’ın Gaybetinde Dine Sarılmanın Zorluğu


    1. Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Şüphesiz sizler ashabımsınız. Kardeşlerim ise ahir zamanda gelecek olan bir topluluktur. Onlar beni görmediği halde bana iman edecektir. Onlar için dininde baki/sabit kalmak karanlık bir gecede, elleriyle deve dikeni parçalamaktan veya yakıcı bir kor parçası avuçlamaktan daha zor olacaktır. Onlar karanlıkların kandilleridir. Allah onları her türlü bulanık ve zifiri karanlıkları andıran fitnelerden korumuştur.”[1]

    2. Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Sizden sonra bir kavim gelecektir. Onlardan her birinin sizden elli kişinin sevabı olacaktır.”Ashab, “Ya Resulullah! Biz Bedir, Uhud ve Huneyn’de seninle birlikte bulunanlarız. Kur’an bizim aramızda nazil olmuştur. Bu nasıl olur?”deyince Resulullah şöyle buyurdu: “Sizler onların katlandıklarına katlanamaz ve onların sabrettiği gibi sabredemezsiniz.”[2]

    3. İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Şüphesiz bu işin sahibinin dinine sarılanın, elleriyle deve dikenini parçalayan kimseye benzediği bir gaybeti olacaktır.”İmam bir müddet sustuktan sonra şöyle buyurdu: “Şüphesiz bu işin sahibinin bir gaybet dönemi olacaktır. O halde kul Allah’ından korkmalı ve dinine sarılmalıdır.”[3]

    4. İmam Zeyn’ul Abidin (a.s) şöyle buyurmuştur: “Her kim Kaim’imizin gaybetinde velayetimiz üzere sabit kalırsa Allah ona Bedir ve Uhud şehitleri gibi bin şehidin ecrini verir.”[4]

    5. Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Beni hakla müjdeleyici olarak gönderene andolsun ki gaybeti döneminde sözünde duranlar, simyadan daha az bulunur (değerli) şeydirler.”[5]

    bak. ed-Din, 1321. Bölüm

    --------------------------------------------------------------------------------
    [1] a. g. e. s. 124/8
    [2] a. g. e. s. 130/26
    [3] Gaybetu li’n-Nu’mani, 11/169 Bazı nüshalarda ise şöyle yer almıştır: “Gaybeti zamanında sakınmalıdır.”
    [4] el-Bihar, 52/125/13
    [5] Kemal’ud Din, 1/288/7
    "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

    Yorum


      Ynt: AYET VE HADİSLERDE İMAMET

      Kaim’in (a.s) Gaybetinde Dua


      1. Abdullah b. Sinan şöyle diyor: “Ben ve babam, Ebi Abdillah’ın (a.s) yanına vardık. Bizlere şöyle buyurdu: “İçinde hidayet imamı ve görülen bir nişanenin olmadığı bir duruma düşerseniz haliniz ne olur? Bu şaşkınlıktan sadece Garik duasını okuyanlar kurtulabilir.”Babam şöyle dedi: “Allah’a yemin olsun ki bu beladır. Sana feda olalım, o zamanda ne yapmamız gerekir?”İmam şöyle buyurdu: “O zaman gelince ve imamı göremeyince sizlere iş açıklanıncaya kadar elinizde olanlara (dinden bildiklerinize) sarılın.”[1]

      2. İmam Sadık (a.s) İbn-i Sinan için şöyle buyurmuştur: “Yakında bir şüpheye düşecek, görülen nişaneden ve hidayet imamından mahrum kalacaksınız. Bu durumdan sadece Garik duasını okuyan kurtulacaktır.”Ben, “Garik duası nasıldır?”diye sorunca şöyle buyurdu: “Şöyle dersin: “Ey Allah! Ey Rahman! Ey Rahim! Ey kalpleri değiştiren! Kalbimi dinin üzere sabit kıl.”Ben, “Ey kalpleri ve gözleri değiştiren! Kalbimi dininin üzere sabit kıl.”deyince şöyle buyurdu: “Aziz ve celil olan Allah kalpleri ve gözleri değiştirendir. Ama sen benim dediğim şekilde de; “Ey kalpleri değiştiren! Kalbimi dinin üzere sabit kıl.”[2]

      --------------------------------------
      [1] Gaybetu li’n-Nu’mani, 159/4
      [2] el-Bihar, 52/149/73
      "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

      Yorum


        Ynt: AYET VE HADİSLERDE İMAMET


        Kaim’in Kıyamından Önce Kıyam Etmenin Hükmü (1)


        1. İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Nefsim elinde olan Allah’a andolsun ki benim veya gayrim için bir hak talep etmek veya bizden bir zulmü gidermek için Bedir’de Muhammed ile birlikte olan grup (melekler) kıyam edinceye kadar, kıyam eden her topluluk mutlaka bir belaya maruz kalır. (O melekler ki) öldürülenleri için diyet verilmez, yaraları tedaviye ihtiyaç duymaz ve toprağa düşmüş bedenleri tabuta konmaz.”[1]

        2. İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: “Bil ki şüphesiz bir zulmü gidermek veya dini aziz kılmak için Bedir’de Peygamber (s.a.a) ile birlikte bulunan topluluk kıyam edinceye kadar kıyam eden her topluluk mutlaka ölüm ve belaya maruz kalır. Onlar ki ölüleri gömülmez, yere düşenleri kaldırılmaz, yaralıları tedavi görmez.”Ben (ravi), “Onlar kimlerdir?”diye sorunca, “Melekler”diye buyurdu.”[2]

        3. İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: “Kaim’in kıyamından önce biz Ehl-i Beyt’ten kıyam eden kimsenin misali, (yuvasından) dışarı uçan, bir deliğe düşen ve çocukların oyuncağı haline gelen kuş yavrusu misalidir.”[3]

        4. İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Kaim’imiz kıyam edinceye kadar bir zulmü gidermek veya bir hakkı canlandırmak için Biz Ehl-i Beyt’ten kıyam etmiş veya edecek herkes, mutlaka belaya maruz kalır. Onun kıyamı bizim rahatsızlıklarımızı arttırır.”[4]

        5. İmam Rıza (a.s) şöyle buyurmuştur: “Allah nezdinde en değerli olanınız en takvalı olanınız ve takiyye ile en çok amel edeninizdir.”Kendisine, “Ey İbn-i Resulillah! Ne zamana kadar?”diye sorulunca şöyle buyurdu: “O belirli güne kadar ve o gün Kaim’imizin kıyam ettiği gündür. Kaim’imiz kıyam edinceye kadar takiyyeyi terk eden kimse bizden değildir.”[5]

        Vesail’uş Şia, 11/35, 13. Bölüm

        Mustedrek’ul Vesail, 11/34, 12. Bölüm

        Hukm’ul Huruc, Bi’s Seyf Kable Kıyam’il Kaim (a.s)

        --------------------------------------------------------------------------------
        [1] Şerh-u Nehc’il Belağa-i İbn-i Ebi’l Hadid, 6/382
        [2] el-Gaybetu li’n Nu’mani, 195/2
        [3] el-Bihar, 52/139/48
        [4] Sahifet’us Seccadiye, 11
        [5] İ’lam’ul Vera, 408
        "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

        Yorum


          Ynt: AYET VE HADİSLERDE İMAMET

          Kaim’in Kıyamından Önce Kıyam Etmenin Hükmü (2)


          1. İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Muhammed’in (s.a.a) Ehl-i Beyt’inden biri kıyam edinceye kadar ben ve taraftarlarım hayır üzere olacağız. Şüphesiz Muhammed’in (s.a.a) Ehl-i Beyt’inden birisinin kıyam etmesini ve böylece ailesinin nafakasını bizzat üstlenmeyi severdim.”[1]

          2. İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Sakın, “Zeyd kıyam etti”demeyin. Şüphesiz Zeyd alim ve doğru biriydi. O sizleri kendine davet etmedi, sizleri Muhammed’in Ehl-i Beyt’inden hoşnut olmaya davet etti. Eğer galip gelseydi şüphesiz sizleri davet ettiği şeye vefalı kalırdı. O toplu bir kudreti yok etmek için kıyam etti.”[2]

          Bak, es-Sevr, 475. Konu

          el-İmamet (1); 157 ve 158. Bölümler

          ------------------------------------
          [1] Mustetrefat’ul Esrar, 4/48
          [2] el-Kafi, 8/264/381
          "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

          Yorum


            Ynt: AYET VE HADİSLERDE İMAMET

            Kurtuluşu Beklemek


            1. İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Kurtuluş beklentisi içinde olun, Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Zira aziz ve celil olan Allah nezdinde en sevimli amel, kurtuluş beklentisi içinde olmaktır.”[1]

            2. İmam Zeyn’ul Abidin (a.s) şöyle buyurmuştur: “Kurtuluş beklentisi içinde olmak en büyük kurtuluştandır.”[2]

            3. İmam Kazım (a.s) şöyle buyurmuştur: “Kurtuluş beklentisi içinde olmak da kurtuluştandır.”[3]

            4. Resulullah (s.a.a)şöyle buyurmuştur: “Sabırla kurtuluş beklentisi içinde olmak ibadettir.”[4]

            5. İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Takva, iffet, doğruluk...Ve sabırla kurtuluş beklentisi içinde olmak imamların dinindendir.”[5]

            bak. 449. Konu, el-Kunut; el-Bela, 413. Bölüm

            --------------------------------------
            [1] el-Bihar, 52/123/7
            [2] a. g. e. s. 122/4
            [3] Gaybetu li’n-Nu’mani, 459/471
            [4] Deavat’ur-Ravendi, 41/101
            [5] el-Bihar, 52/122/1
            "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

            Yorum


              Ynt: AYET VE HADİSLERDE İMAMET

              Kurtuluş Beklentisi İçinde Olmak En Üstün İbadettir


              1. Resulullah (s.a.a)şöyle buyurmuştur: “Ümmetimin en faziletli ameli, aziz ve celil olan Allah için kurtuluş beklentisi içinde olmaktır.”[1]

              2. Resulullah (s.a.a)şöyle buyurmuştur: “Ümmetimin en faziletli ameli, aziz ve celil olan Allah’tan kurtuluş beklentisi içinde olmaktır.”[2]

              3. Resulullah (s.a.a)şöyle buyurmuştur: “En faziletli ibadet, kurtuluş beklentisi içinde olmaktır.”[3]

              4. İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Müminin en faziletli ibadeti, Allah’tan kurtuluş beklentisi içinde olmaktır.”[4]

              Bak, 449, el-Kunut

              ------------------------------
              [1] a. g. e. 52/122/2
              [2] a. g. e. s. 128/21
              [3] a. g. e. s. 125/11
              [4] el-Mehasin, 1/453/1044
              "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

              Yorum


                Ynt: AYET VE HADİSLERDE İMAMET

                Mehdi’nin (a.s) Zuhurunu Bekleyenin Makamı


                1. İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “On ikinci imamı bekleyen kimse, eline kılıcını almış, Resulullah’ı (s.a.a) savunan kimse gibidir.”[1]

                2. İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Bu işin beklentisi içinde olduğu halde ölen kimse, Kaim ile çadırında bulunan kimse gibidir. Hayır, hatta Resulullah’ın (s.a.a) yanı başında (düşmana karşı) kılıç sallayan kimse gibidir.”[2]

                -----------------------------
                [1] el-Bihar, 52/129/24
                [2] a. g. e. s. 146/69
                "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

                Yorum


                  Ynt: AYET VE HADİSLERDE İMAMET

                  İnsanların Umutlarını Kaybettikleri bir Dönemde Kaim’in (a.s) Zuhuru


                  1. İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Şüphesiz ki bu iş sizlere ancak ümitsizlikten sonra gelecektir. Hayır, Allah’a andolsun ki (iyileriniz kötülerinizden) ayırt edilene kadar (gelmeyecektir. )”[1]

                  2. İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Hayır Allah’a andolsun ki tümüyle ümitsizliğe düşmedikçe yolunu gözetlediğiniz kimse gelmeyecektir.”[2]

                  3. İmam Rıza (a.s) şöyle buyurmuştur: “Şüphesiz kurtuluş ümitsizlikten sonra gelir.”[3]

                  ---------------------------
                  [1] a. g. e. s. 111/20
                  [2] el-Gaybetu li’t-Tusi, 336/281
                  [3] el-Bihar, 52/110/17
                  "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

                  Yorum


                    Ynt: AYET VE HADİSLERDE İMAMET

                    (Hz. Mehdi’nin Zuhuru İçin) Vakit Tayin Edenler Yalancıdır


                    1. İmam Bakır (a.s), kendisine, “Bu iş için belli bir zaman var mıdır?”diye soran Fuzeyl’e şöyle buyurmuştur: “Vakit tayin edenler yalan söylemektedir, vakit tayin edenler yalan söylemektedir, vakit tayin edenler yalan söylemektedir.”[1]

                    2. İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Vakit tayin edenler yalan söylemektedir. Biz geçmişte vakit tayin etmedik, gelecekte de vakit tayin etmeyeceğiz.”[2]

                    3. İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “İnsanlardan sana herhangi bir vakit tayin edenleri çekinmeksizin yalanla. Biz hiç kimse için vakit tayin etmeyiz.”[3]

                    el-Bihar, 52/101, 21. Bölüm

                    -------------------------------------------
                    [1] el-Gaybetu li’t-Tusi, 426/411
                    [2] a. g. e. h. 412
                    [3] a. g. e. h. 414
                    "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

                    Yorum


                      Ynt: AYET VE HADİSLERDE İMAMET

                      Gaybetin Sebebi


                      1. İmam Sadık (a.s), gaybetin sebebi sorulunca şöyle buyurmuştur: “Sizlere söylemeye iznimizin olmadığı bir sebepten dolayıdır. Ben (ravi), “O halde gaybetin hikmet ve faydası nedir?”diye sorunca şöyle buyurdu: “Gaybetinin hikmeti, ondan önceki ilahi hüccetlerin gaybet hikmetidir. Hikmeti zuhurundan sonra belli olur. Gaybet Allah’ın işlerinden bir iş, sırlarından bir sır, gizliliklerinden bir gizliliktir. Aziz ve celil olan Allah’ın tüm işlerinde hikmet sahibi olduğunu bilirsek, her ne kadar hikmeti gizli olsa da, tüm işlerinin hikmet üzere olduğunu da onaylarız.”[1]

                      2. İmam Mehdi (a.s) şöyle buyurmuştur: “Gaybetin ortaya çıkış sebebine gelince...Şüphesiz aziz ve celil olan Allah Teala şöyle buyurmaktadır: “Ey iman edenler! Size açıklanınca hoşunuza gitmeyecek şeyleri sormayın.”Babalarımdan hepsinin de boynunda zamanındaki tağuta (mecburi) bir biat vardı. Ama ben kıyam ettiğim zaman boynumda tağutlardan hiçbirine biat olmayacaktır.”[2]

                      3. İmam Rıza (a.s) şöyle buyurmuştur: “Taraftarlarımın, evlatlarımdan üçüncüsünü kaybettiklerinde rahatlık peşinde koşturduklarını, ama bulamadıklarını görür gibiyim.”Ben (ravi), “Neden ey İbn-i Resulillah?”diye sorunca şöyle buyurdu: “Zira imamları kendilerinden gizli olacaktır.”Ben, “Neden”diye sorunca şöyle buyurdu: “Kılıcı ile kıyam ettiği zaman boynunda hiç kimse için biat olmasın diye”[3]

                      4. Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “O çocuğun (Hz. Mehdi’nin) gizlenmesi gerekir.”Birisi, “Neden ya Resulullah?”diye sorunca şöyle buyurdu: “Öldürülmesinden korkulur.”[4]

                      5. İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Kaim (a.s) Allah’ın emanetleri (yani kafirlerin sulbündeki müminler) çıkıncaya kadar ebedi olarak zuhur etmez. Onlar çıkınca Kaim onlara galip olan Allah düşmanlarına üstün gelir ve onları öldürür.”[5]

                      6. İbrahim Kerhi şöyle diyor: “Ebi Abdillah’a şöyle sordum: (veya ona birisi şöyle sordu: ) “Ali (a.s), Allah’ın dininde güçlü değil miydi?”O, “Evet”diye buyurunca, “O halde topluluğa galip geldiği halde neden onları ortadan kaldırmadı? Onu bu işten alıkoyan ne idi?”Ebi Abdillah (a.s) şöyle buyurdu: “Aziz ve celil olan Allah’ın kitabındaki şu ayet vardır: “Eğer iman edenlerle küfredenler birbirinden ayrılmış olsalardı, küfredenleri can yakıcı bir azaba uğratırdık.”Şüphesiz aziz ve celil olan Allah’ın kafir ve münafıklar topluluğunun sulplerine mümin kulları için bıraktığı emanetler vardır. Ali (a.s), babalarını sadece bu emanetler (sulplerinden) çıksın diye öldürmedi. Emanetler dışarı çıkınca, onlara galip geldi ve onları öldürdü. Biz Ehl-i Beyt’in Kaim’i de aziz ve celil olan Allah’ın emanetleri zahir oluncaya kadar zuhur etmez. Zuhur edince onlara (Allah’ın düşmanlarına) galip gelir ve onları öldürür.”[6]

                      7. İmam Kazım (a.s) şöyle buyurmuştur: “Sizin aranızda Bedir ehli sayısınca (gerçek mümin) olsaydı, Kaim’imiz kıyam ederdi.”[7]

                      8. İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Bu iş, “Biz hükümet kursaydık adaletle hükmederdik”denmemesi için insanlardan her grup diğerleri üzerine bir hakimiyet kurduktan sonra ortaya çıkar. (Ama hepsinin yalanı ortaya çıktıktan) Sonra Kaim hak ve adalet üzere kıyam eder.”[8]

                      -------------------------------------
                      [1] Kemal’ud Din, 482/11
                      [2] el-Bihar, 52/92/7
                      [3] a. g. e. s. 96/14
                      [4] a. g. e. s. 1/90 Bu sebeb bir çok rivayetlerde zikr edilmiştir. Şu hadislere bakınız: 5, 10, 16, 18, 20, 22 ve s. 146/70
                      [5] İlel’uş-Şerayi’, 147/2
                      [6] Nur’us Sakaleyn, 5/70/59
                      [7] Mişkat’ul Envar, 63
                      [8] Gaybetu li’n-Nu’mani, 274/53
                      "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

                      Yorum


                        Ynt: AYET VE HADİSLERDE İMAMET

                        Gaybet Döneminde İnsanların İmam’dan Faydalanması


                        1. Resulullah (s.a.a), “Taraftarları gaybet zamanında Kaim’den (a.s) istifade eder mi?”diye sorulunca şöyle buyurmuştur: “Evet, beni nübüvvet ile gönderene yemin olsun ki taraftarları kendisinden istifade ederler. Bulutlar içine gizlenen güneşten istifade ettikleri gibi gaybetinde de velayet nuruyla aydınlanırlar.”[1]

                        2. Süleyman b. Mehran A’meş, İmam Sadık’dan (a.s) şöyle nakletmiştir: “Yeryüzü kıyamete kadar Allah’ın hüccetinden boş kalmaz. Öyle olsaydı Allah’a ibadet edilmezdi.”Süleyman şöyle diyor: “İmam Sadık’a (a.s), “İnsanlar gaip ve gizli imamdan nasıl istifade edebilir?”diye sorunca şöyle buyurdu: “Bulutlar gizlendiği halde güneşten istifade ettikleri gibi.”[2]

                        3. İmam Mehdi (a.s) şöyle buyurmuştur: “İnsanların benden gaybetim döneminde istifade etmeleri, bulutların arkasında gözlerden uzak kalan güneşten istifade etmeleri gibidir. Şüphesiz ki yıldızlar gök ehli için bir güven vesilesi olduğu gibi ben de yer ehli için bir güvenim.”[3]

                        --------------------------------------------------------------------------------
                        [1] el-Bihar, 52/93/8
                        [2] Emali es-Seduk-Seduk, 157/15
                        [3] el-Bihar, 52/92/7
                        "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

                        Yorum


                          Ynt: AYET VE HADİSLERDE İMAMET

                          Zuhur’un Alametleri


                          1. İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Hatip helak olunca, zamanın imamı gözlerden gizlenince, bazı kalpler sevinç, bazı kalpler ise hüzünle dolunca, temenni edenler helak olur, dağılanlar dağılır, müminler baki kalır. Onların sayısı çok azdır, üç yüz veya daha fazla. Bedir’de Peygamberle birlikte (düşmanlara karşı) cihad ettiği halde öldürülmeyen ve ölmeyen bir grup (melekler) bu müminlerle birlikte cihad eder.”[1]

                          2. İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Allah’a andolsun, Allah’a andolsun ki Allah’a (korkudan) sadece parmak ve kaş hareketlerinizle işaret etmedikçe, yeryüzünde sadece ayaklarınızı bastığınız yerden başka bir yere sahip olmadığınız bir duruma gelmedikçe ve silahlarınızın yeri sırtlarınız olmadıkça beklediğiniz kimseyi asla göremezsiniz. O gün bana sadece Allah, melekleriyle ve kalbine iman yazdığı kimselerle yardım eder.”[2]

                          3. İmam Mehdi (a.s), “Bu iş (zuhur) ne zaman olacak ey efendim?”diye soran Ali bin. Mehziyar’a şöyle buyurmuştur: “Sizinle Mekke yolu arasına engel girdiği zaman.”[3]

                          4. İmam Mehdi (a.s), Semuri’ye yazdığı mektupta şöyle buyurmuştur: “Dinle, Allah senin hakkında kardeşlerine en güzel mükafatı versin. Sen altı güne kadar öleceksin, işlerini düzene koy ve ölümünden sonra yerine geçmesi için hiç kimseye vasiyette bulunma, zira artık tam gaybet zamanı başlamıştır. Allah izin vermedikçe zuhur olmayacaktır. O ise uzun günler geçtikten, kalpler katılaştıktan ve yeryüzü zulüm ve haksızlıkla dolduktan sonradır.”[4]

                          5. İmam Kazım (a.s) şöyle buyurmuştur: “Her ne zaman o çirkin yüzlü Bedevi’yi kalabalık bir ordu içinde görecek olursan kendin ve mümin taraftarların hakkında kurtuluş beklentisi içinde ol. Her ne zaman güneş tutulursa gözlerini gökyüzüne çevir ve aziz ve celil olan Allah’ın suçlulara ne yaptığına bir bak.”[5]

                          6. İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Aziz ve celil olan Allah müminler için Kaim’in kıyamı hususunda bir takım nişaneler kılmıştır.”Muhammed bin Müslim şöyle diyor: “Ben, “Allah beni sana feda etsin, o nişaneler nedir?”diye sorunca şöyle buyurdu: “Bu aziz ve celil olan Allah’ın, “Sizleri imtihan edeceğiz”ayetinde belirtilmiştir. Yani müminler Kaim kıyam etmeden önce korku, açlık; mal, nefis ve ürün eksikliği hususunda imtihan edilecektir. O halde sabredenleri müjdele.”[6]

                          7. İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “İnsanların üçte biri öldürülmedikçe, üçte biri ölmedikçe ve üçte biri baki kalmadıkça Mehdi (a.s) kıyam etmez.”[7]

                          8. İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “İnsanların üçte ikisi ortadan kalkmadıkça bu iş gerçekleşmez.”Biz (Muhammed bin Müslim ve Ebu Basir), “İnsanların üçte ikisi gidince geriye kim kalır?”diye sorunca şöyle buyurdu: “Geriye kalan üçte birinden biri olmak istemez misiniz?”[8]

                          -----------------------------------
                          [1] a. g. e. 52/137/42
                          [2] Şerh-u Nehc’il Belağa-i İbn-i Ebi’l Hadid, 6/382
                          [3] Nur’us Sakaleyn, 5/461/4
                          [4] el-Bihar, 52/151/1
                          [5] a. g. e. 78/332/7
                          [6] Nur’us Sakaleyn, 1/314/239
                          [7] Kenz’ul Ummal, 39663
                          [8] el-Bihar, 52/113/27
                          "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

                          Yorum


                            Ynt: AYET VE HADİSLERDE İMAMET

                            Zuhur Zamanı (1)


                            1. İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Münadi gökten, “Şüphesiz hak Al-i Muhammed’dedir, diye nida edince Mehdi insanların diline düşer, sevgisini yudumlarlar. Dillerinde onun zikrinden başka birinin zikri olmaz.”[1]

                            2. İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: “İşimiz gerçekleşip Mehdimiz (a.s) gelince taraftarlarımız aslandan daha cesur ve mızrağın ucundan daha keskin olur. Düşmanımızı ayakları ile çiğner yüzüne tokat vurur. İşte o zaman Allah’ın rahmeti ve genişliği insanlara nazil olur.”[2]

                            3. İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Bir münadi gökten, “Şüphesiz hak Al-i Muhammed’dedir.”diye nida edince Mehdi insanların diline düşer, sevgisini yudumlarlar. Dillerinde onun zikrinden başka birinin zikri olmaz.”[3]

                            ----------------------------
                            [1] Kenz’ul Ummal, 39665
                            [2] el-Bihar, 2/190/22
                            [3] et-Teşrifu bi’l-Minen 129/136
                            "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

                            Yorum


                              Ynt: AYET VE HADİSLERDE İMAMET

                              Zuhur Zamanı (2)


                              1. İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Şüphesiz Kaim’imiz kıyam edince aziz ve celil olan Allah taraftarlarımızın kulaklarını ve gözlerini öyle bir güçlü kılar ki kendileri ile Kaim arasında hiçbir aracı kalmaz (bulundukları yerden direkt irtibata geçerler. ) O bulunduğu yerden konuşur; onlar ise duyarlar ve onu bizzat görürler.”[1]

                              ------------------------------------
                              [1] el-Kafi, 8/241/329
                              "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

                              Yorum


                                Ynt: AYET VE HADİSLERDE İMAMET

                                Hz. Mehdi ile Birlikte Kıyam Edenler


                                [size=13pt] 1. İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Araplardan az bir grup da Kaim (a.s) ile birlikte kıyam eder.”Kendisine, “Ama Araplardan büyük bir bölümü kendilerini onun taraftarları kabul etmektedirler.”diye sorunca şöyle buyurdu: “İnsanlar ayıklanmalı, birbirinden ayrılmalı ve elenmelidir. Elekten bir çoğu elenecektir.”[1]

                                2. İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Kaim (a.s) kıyam edince ailesinden olduğu sanılanlar bu işten ayrılır; güneş ve aya tapanlara benzetilenler ona katılır.”[2]

                                ------------------------------------
                                [1] el-Gaybetu li’n Nu’mani, 204/6
                                [2] a. g. e. s. 317/1
                                "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

                                Yorum

                                YUKARI ÇIK
                                Çalışıyor...
                                X