Yakubî, Ebuzer'in hâkim güce karşı çıkışını kendi Tarih'inde şöyle kaydeder: Osman'a, Ebuzer'in Mescid-i Nebi'de oturup, insanlar etrafını
sarınca onlara birtakım konuları anlatarak onun (Osman'ın) hakkında dokunaklı ve imalı sözler söylediğini veya mescidin kapısında durarak halka hitaben şöyle dediğini haber verdiler: Ey insanlar! Beni tanıyanlar tanırlar, tanımayanlar da bilsinler ki ben Ebuzer Gıfârî'yim, ben Cündeb b. Cünade-i Rebezî'yim. "Gerçek şu ki, Allah, Adem'i, Nuh'u, İbrahim ailesini, İmran ailesini âlemler üzerine seçti. Onlar birbirlerinden (türeme tek)
bir zürriyetti. Allah işitendir, bilendir."[308] Ey insanlar! Muhammed (s.a.a) Nuh, İbrahim âilesi ve İsmail soyunun seçkinidir ve hidayet edici aile Muhammed'dendir. O, onların yücesinin yücesidir; onlar öyle kişilerdir ki kavimleri arasında fazilet ve üstünlük kazanmışlardır, Bizim aramızda yükselmiş gökyüzü, perdesi çekilmiş Kâbe, kendisine yönelinen kıble, parlak güneş, gökte gezen ay, yol gösteren yıldızlar, yağı her tarafı ışıldatan ve herkese bereketini ulaştıran zeytin ağacı gibidirler. Muhammed, Adem'in ve peygamberlerin kendisiyle üstün kılındıkları şeyin mirasçısıdır ve Ali b. Ebu Talib de Muhammed'in (s.a.a) vasisi ve ilminin mirasçısıdır. Ey peygamberlerinden sonra şaşkın gezen ümmet! Bilin ki, eğer Allah'ın öne geçirdiği kimseyi öne geçirip O'nun geriye bıraktığı kimseyi geride bıraksaydınız, velâyet ve veraseti Resulullah'ın (s.a.a) ailesine bıraksaydınız, şüphesiz başınızın üstünden ve ayağınızın altından yararlanırdınız. Hayır ve bereketler her taraftan size yönelir, Allah dostları zavallı olmaz,
Allah'ın farzlarından bir bölümü yok olup gitmez ve Allah'ın hükmünü uygulamada iki kişi arasında ihtilâf çıkmazdı. Çünkü gerçek bilgi onların yanındadır. Fakat yaptıklarınızı yaptığınız için çirkin amellerinizin sonucunu tadın ki, "Zulmetmekte olanlar, nasıl bir inkılaba uğrayıp evrileceklerini
pek yakında bileceklerdir!"[309] Yakubî bundan sona kendi Tarih'inde şöyle kaydeder: Osman, Ebuzer'in kendisini kötülediğini ve değiştirdiği
Resulullah'ın (s.a.a) sünnetini veya Ebu Bekir'le Ömer'in yönetim tarzını insanlara anlattığını öğrenince onu Şam'da olan Muaviye'nin yanına gönderdi! Ebuzer Şam'da da boş durmadı. Ebuzer, mescitte oturup o sözlerini orada da söylüyor, insanlar da etrafında toplanarak sözlerini dinliyorlardı. Nihayet dinleyicilerinin sayısı çoğaldı ve büyük bir halka oluşturdular... Bunun peşinden Yakubî'nin söyledikleri özetle şöyledir:
Muaviye Osman'a bir mektup yazarak, "Sen Ebuzer'i buraya göndermekle Şam'ı da kendine karşı bozdun!" dedi. Bunun üzerine Osman, Muaviye'ye, "Ebuzer'i havutsuz bir devenin üzerine oturtarak Medine'ye gönder." diye yazdı! Ve böylece Ebuzer, bu uzun yolculuk boyunca bacakları kötü bir duruma düştüğü hâlde Medine'ye geri gönderildi! Osman, Ebuzer'le ilk karşılaşmasında aralarında geçen birtakım tartışmalar sonucu onun Rebeze'ye sürülme fermanını verdi! Kûfe valisi Velid b. Ukbe'yle Resulullah'ın (s.a.a) sahabesi İbn Mes'ud arasında da buna benzer bir sürtüşme medyana gelmiş, bunun üzerine Osman, İbn Mes'ud'u Medine'ye çağırtmış ve onunla ilk karşılaşmalarında sert bir şekilde onuyere vurmalarını emretmiş ve bunun sonucunda da onun ölmesine sebep olmuştur. Osman, Resulullah'ın (s.a.a) sahabesi Ammâr b. Yasir'ede benzeri şekilde davranmıştır!
Ekoller kitabından...
sarınca onlara birtakım konuları anlatarak onun (Osman'ın) hakkında dokunaklı ve imalı sözler söylediğini veya mescidin kapısında durarak halka hitaben şöyle dediğini haber verdiler: Ey insanlar! Beni tanıyanlar tanırlar, tanımayanlar da bilsinler ki ben Ebuzer Gıfârî'yim, ben Cündeb b. Cünade-i Rebezî'yim. "Gerçek şu ki, Allah, Adem'i, Nuh'u, İbrahim ailesini, İmran ailesini âlemler üzerine seçti. Onlar birbirlerinden (türeme tek)
bir zürriyetti. Allah işitendir, bilendir."[308] Ey insanlar! Muhammed (s.a.a) Nuh, İbrahim âilesi ve İsmail soyunun seçkinidir ve hidayet edici aile Muhammed'dendir. O, onların yücesinin yücesidir; onlar öyle kişilerdir ki kavimleri arasında fazilet ve üstünlük kazanmışlardır, Bizim aramızda yükselmiş gökyüzü, perdesi çekilmiş Kâbe, kendisine yönelinen kıble, parlak güneş, gökte gezen ay, yol gösteren yıldızlar, yağı her tarafı ışıldatan ve herkese bereketini ulaştıran zeytin ağacı gibidirler. Muhammed, Adem'in ve peygamberlerin kendisiyle üstün kılındıkları şeyin mirasçısıdır ve Ali b. Ebu Talib de Muhammed'in (s.a.a) vasisi ve ilminin mirasçısıdır. Ey peygamberlerinden sonra şaşkın gezen ümmet! Bilin ki, eğer Allah'ın öne geçirdiği kimseyi öne geçirip O'nun geriye bıraktığı kimseyi geride bıraksaydınız, velâyet ve veraseti Resulullah'ın (s.a.a) ailesine bıraksaydınız, şüphesiz başınızın üstünden ve ayağınızın altından yararlanırdınız. Hayır ve bereketler her taraftan size yönelir, Allah dostları zavallı olmaz,
Allah'ın farzlarından bir bölümü yok olup gitmez ve Allah'ın hükmünü uygulamada iki kişi arasında ihtilâf çıkmazdı. Çünkü gerçek bilgi onların yanındadır. Fakat yaptıklarınızı yaptığınız için çirkin amellerinizin sonucunu tadın ki, "Zulmetmekte olanlar, nasıl bir inkılaba uğrayıp evrileceklerini
pek yakında bileceklerdir!"[309] Yakubî bundan sona kendi Tarih'inde şöyle kaydeder: Osman, Ebuzer'in kendisini kötülediğini ve değiştirdiği
Resulullah'ın (s.a.a) sünnetini veya Ebu Bekir'le Ömer'in yönetim tarzını insanlara anlattığını öğrenince onu Şam'da olan Muaviye'nin yanına gönderdi! Ebuzer Şam'da da boş durmadı. Ebuzer, mescitte oturup o sözlerini orada da söylüyor, insanlar da etrafında toplanarak sözlerini dinliyorlardı. Nihayet dinleyicilerinin sayısı çoğaldı ve büyük bir halka oluşturdular... Bunun peşinden Yakubî'nin söyledikleri özetle şöyledir:
Muaviye Osman'a bir mektup yazarak, "Sen Ebuzer'i buraya göndermekle Şam'ı da kendine karşı bozdun!" dedi. Bunun üzerine Osman, Muaviye'ye, "Ebuzer'i havutsuz bir devenin üzerine oturtarak Medine'ye gönder." diye yazdı! Ve böylece Ebuzer, bu uzun yolculuk boyunca bacakları kötü bir duruma düştüğü hâlde Medine'ye geri gönderildi! Osman, Ebuzer'le ilk karşılaşmasında aralarında geçen birtakım tartışmalar sonucu onun Rebeze'ye sürülme fermanını verdi! Kûfe valisi Velid b. Ukbe'yle Resulullah'ın (s.a.a) sahabesi İbn Mes'ud arasında da buna benzer bir sürtüşme medyana gelmiş, bunun üzerine Osman, İbn Mes'ud'u Medine'ye çağırtmış ve onunla ilk karşılaşmalarında sert bir şekilde onuyere vurmalarını emretmiş ve bunun sonucunda da onun ölmesine sebep olmuştur. Osman, Resulullah'ın (s.a.a) sahabesi Ammâr b. Yasir'ede benzeri şekilde davranmıştır!
Ekoller kitabından...
Yorum