öyküsü, tarihin meshur ve saf öykülerinden biri olan Ammar b. el-Esk Hemedaninin kizi sevde, hem sosyal zekadan yararlaniyor, hem de siyaset meydanina katilmayi kendi görevi addediyordu.
O, kesinlikle kendi basinin caresine bakma, kendi nefsi icin calisma düsüncesine sahip olmadigi gibi, emevilerin egemen zümresinden gönlünde bir korku olusturmadan kendi problemi cözülmüsse, bununla yetinme ve "ben amacima ulastim, yüküm baglandi, dolayisiyla yolda kalan diger kimselerle ne isim var, onlardan bana ne" deme düsüncesine de sahip olmamistir.
Bu öykünün asli genis olarak tarih kitaplarinda nakledilmistir. fakat gerek sosyal ve gerekse siyasal alana katilmada, erkegin payi oldugu gibi kadinin da payi bulundugunun anlasilmasi icin biz burada öyküyü özet olarak vermekteyiz.
sahislar etrafinda propaganda, cok etkilidir. Ebu Zerr'in, mücadele yönünden dünya capinda üne kavusmasinin sirrini, O'nun sözlü ve pratik mücadeleleriin, kitaplara gecirilmesi, konferanslarda gündeme getirilmesi, bircok kez film haline getirilmesi ve teblig olarak sunulmasinda aramak gerekir.
Savas meydanina ilk olarak ve mükemmel bir sekilde cikan, savasci gücleri cesaretlendirmek icin kuran ayetlerinden ve Allah Resulunün hadislerinden yardim isteyen, Ebu Zerr benzeri kadinlar da vardi.
onlarin davet ve kilavuzlugu kuran-i kerimin mihveri üzereydi. onlar, kuran ayetlerinden yeterli ölcüde haberdardirlar. ayetleri yerinde ve zamaninda okuyorlardi; onlardan bir delil olarak yararlaniyorlardi. yalnizca güclü olduklarinda degil, yanisira zayif olduklarinda da kuranla zihinsel birliktelikleri, ayetlerden yararlanabilmelerine neden oluyordu. cesaret söz konusu oldugunda da onlar, Malik Ester gibi avunma yapiyorlardi.
sayet Ebu zervari kadinlarin, islamin siyasal meydanlari ve savaslarinda yaptiklari isler, defalarca söylenmis, propaganda -bildiri filmi haline getirilmis, defalarca kitaplarda islenmis ve kitap haline getirilmis olsaydi, o zaman kadinlarin sadr-i islamda askeri hususlarda Ebu Zerr ve Malik Ester gibi ön saflarda yer aldiklari belirginlesirdi.
ilk dönem islam kadinlarinin bolluk ve darlikta yaptiklari bu tür faaliyetlerden hatirda kalanlar coktur. biz bu bölümde, kadinlarin düsünsel dehasini, siyasal meydanlarda bulunmalarini ve islami savunma calismalarini izah etmek bakimindan bazi örneklere isaret edecegiz.
tarihte nakledildigine göre, kadinin biri nebiy-i ekremin huzuruna gelmis, söyleyeceklerini söylemis ve (istedigi) sonucu almistir. ayni sekilde bir kadinda peygamberin araliksiz halifesi olan ve O'nun cani konumunda bulunan (binlerce selam ve kerem o ikisinin üzerine olsun) Emirü'l-Mü'minin'in huzuruna gelmis ve o da sonuc almistir.
O, kesinlikle kendi basinin caresine bakma, kendi nefsi icin calisma düsüncesine sahip olmadigi gibi, emevilerin egemen zümresinden gönlünde bir korku olusturmadan kendi problemi cözülmüsse, bununla yetinme ve "ben amacima ulastim, yüküm baglandi, dolayisiyla yolda kalan diger kimselerle ne isim var, onlardan bana ne" deme düsüncesine de sahip olmamistir.
Bu öykünün asli genis olarak tarih kitaplarinda nakledilmistir. fakat gerek sosyal ve gerekse siyasal alana katilmada, erkegin payi oldugu gibi kadinin da payi bulundugunun anlasilmasi icin biz burada öyküyü özet olarak vermekteyiz.
sahislar etrafinda propaganda, cok etkilidir. Ebu Zerr'in, mücadele yönünden dünya capinda üne kavusmasinin sirrini, O'nun sözlü ve pratik mücadeleleriin, kitaplara gecirilmesi, konferanslarda gündeme getirilmesi, bircok kez film haline getirilmesi ve teblig olarak sunulmasinda aramak gerekir.
Savas meydanina ilk olarak ve mükemmel bir sekilde cikan, savasci gücleri cesaretlendirmek icin kuran ayetlerinden ve Allah Resulunün hadislerinden yardim isteyen, Ebu Zerr benzeri kadinlar da vardi.
onlarin davet ve kilavuzlugu kuran-i kerimin mihveri üzereydi. onlar, kuran ayetlerinden yeterli ölcüde haberdardirlar. ayetleri yerinde ve zamaninda okuyorlardi; onlardan bir delil olarak yararlaniyorlardi. yalnizca güclü olduklarinda degil, yanisira zayif olduklarinda da kuranla zihinsel birliktelikleri, ayetlerden yararlanabilmelerine neden oluyordu. cesaret söz konusu oldugunda da onlar, Malik Ester gibi avunma yapiyorlardi.
sayet Ebu zervari kadinlarin, islamin siyasal meydanlari ve savaslarinda yaptiklari isler, defalarca söylenmis, propaganda -bildiri filmi haline getirilmis, defalarca kitaplarda islenmis ve kitap haline getirilmis olsaydi, o zaman kadinlarin sadr-i islamda askeri hususlarda Ebu Zerr ve Malik Ester gibi ön saflarda yer aldiklari belirginlesirdi.
ilk dönem islam kadinlarinin bolluk ve darlikta yaptiklari bu tür faaliyetlerden hatirda kalanlar coktur. biz bu bölümde, kadinlarin düsünsel dehasini, siyasal meydanlarda bulunmalarini ve islami savunma calismalarini izah etmek bakimindan bazi örneklere isaret edecegiz.
tarihte nakledildigine göre, kadinin biri nebiy-i ekremin huzuruna gelmis, söyleyeceklerini söylemis ve (istedigi) sonucu almistir. ayni sekilde bir kadinda peygamberin araliksiz halifesi olan ve O'nun cani konumunda bulunan (binlerce selam ve kerem o ikisinin üzerine olsun) Emirü'l-Mü'minin'in huzuruna gelmis ve o da sonuc almistir.
Yorum