SELAMUN ALEYKUM
olum olayi (Fenomen, Gorungu)
insana aci veren dusuncelerden birisi, oteden beri, olum olayi uzerinde dusunmesi olmustur. insan kendi kendine sorar.Nicin dunyaya geldim? Nicin dogar nicin oluruz? Bu yapma ve yikmanin amaci nedir? Bu is bosuna ve anlamsiz degilmidir?
Hayamdam'dan nakledilen bir rubaide soyle denir,
Yogruldu kadeh bir nice yoldan gelerek
Sarhos bile kirmaz onu bilerek
Gel gor bu guzel bedenlerin hali yaman
Yogrulma-dagilmalar nicin olsa gerek?
Olum karsisinda tedirginlik felsefi kotumserligin ortaya cikmasi sebeplerinden birisidir. Kotumser feylesoflar hayati ve varligi amacsiz ve anlamsiz bulurlar. bu dusunce onlari bunalima sokar ve intahar fikrine kapilabilirler.Kendi kendilerine soyle dusunurler. Isin ucunda olum varsa, dogmamamiz gerekirdi. Biz, kendimiz secmeksizin bir kez dogmusuz, hic degilse bu sacmaliga, bosunaliga bir son verebilmek, bunu surdurmemek elimizdedir ve bu akillica bir is olacaktir.
Yine Hayam'a atfedilen bir rubaide soyle denir.
Gelseydi elimden. dogup Gelmezdim
Yahut mumkun olsaydi hic olmesdim
Kaadir olsaydim, bu bozuk dunyada
Dogmaz. olmez ve hic var olmazdim.
Olume Karsi Duyulan Tedirginlik
Olum tedirginliyi insana mahsustur. Hayvanlar olum uzerinde dusunmezler. Sadece tehlikeden kacma icguduleri ve hayatlarini koruma icgudusu vardir. Hayatini koruma duygusu, yasayabilmek icin elbette gereklidir, ancak, insanda. bundan farkli olarak, gelecekte de varligini surdurme egilimi ve dusuncesi vardir Diger bir deyisle. insan ebediyen yasamak ister ve bu arzu isana ozgudur. Ebediyet dusuncesi insana ozgu oldugu gibi, ebediyet boyunca yasama istegi de buna bagimli bir istektir.Boylece, insanin olum karsisinda duydugu tedirginlik, tehlikeden kacma endisesinden baska bir seydir. Yukarida da soylendigi gibi, tehlikeden kacma icgudusu. ani bir icgududur ve bilincsiz olarak ve tehlike karsisinda her hayvande ortaya cikar. insan yavrusunda da henuz beka ve gelecek dusunce ve ozlemi belirmeden onca, tehlikeden kacma icgudusunun varligi gozlemlenebilir.
Olum karsisinda tedirginlik ise. insanin ebediyete olan ozlem ve egiliminin bir urunudur. Tabiatta hic bir egilim bos. sacma ve anlamsiz deyildir, su halde bu egilim de olumde sonra insanin varligini surdurdugunun bir kaniti olarak ele alinabilir. Yok olmayacagimizin bir delilidir. biz de cicekler ve otlar gibi gecici olsa idik ebedilik arzusu, temel bir egilim olarak bizde var olmazdi. Canlilarin susuzluk duymasi, suyun varligina isaretir.(su olmasa idi, susuzluk diye bir sey de olmazdi.)Her temel egilim ve yonelim, bu egilim ve yonelmenin kendisine yonelmis oldugu bir olgunlugun, bir kemalin, varligina delildir. Adeta her istidat, her yonelim, bir kemalin bir olgunligun anisi, ondan kalan bir imgedir ve insani o olgunliga, kemale yoneltir. Ebedilik ozlemi ve bu konuda duyulan tedirginlik, insani megul ederken, insanin yokluk kabul etmez gercekliginin ve yaratilisinin bir gostergesi oldugunu da beli eder. Bu ozlemin ve tedirginligin insanda belirmesi, ruyalarin belirmesine benzer, ruyalar da insanin uyaniklik aleminde gorduklerinin ve alistiklarinin ortaya cikmasi, belirmesidir. Daha once uyaniklik aleminde algiladigimiz veetkilendigimiz bir husus ortaya cikmisdir. Iste ebedilik ozlemi de bizim bu evrenimizle uygun dusen bir ozlem degildir, bizim ebedi ozumuzun bir tecellisi bir gostergesidir. Ebedi ozumuz, ebedi gercekligimiz, sonunda "iskender zindaninin karanligindan kurtulacak ve suleyman ulkesine kadar gidecektir"(183)
Mevlevi (Mevlana), bu gercegi cok guzel, cok cekici bir sekilde anlatir.
Fil, gece uyudugunda, ruyasinda hindistani gorur.
Esek, hindistan'dan gelmis olmadigi icin, hindistan'i hicbir zaman ruyasinda gormez.
Fil, hindistan'i hatirlar, ozler ve anar.
Bu anisi, gece, ruyasinda belirir.(184)
Bu gibi imgeler, ozlem ve dusunceler, hekimlerin ve ariflerin "gurbet"adini verdikleri veya insanin bu madde dunyasindan olmadigini,bu maddi dunya ile "adem.i tecanus" unu belirtirken degindikleri gercegin gostergelerindendir
185)
MURTAZA MUTAHHARI
olum olayi (Fenomen, Gorungu)
insana aci veren dusuncelerden birisi, oteden beri, olum olayi uzerinde dusunmesi olmustur. insan kendi kendine sorar.Nicin dunyaya geldim? Nicin dogar nicin oluruz? Bu yapma ve yikmanin amaci nedir? Bu is bosuna ve anlamsiz degilmidir?
Hayamdam'dan nakledilen bir rubaide soyle denir,
Yogruldu kadeh bir nice yoldan gelerek
Sarhos bile kirmaz onu bilerek
Gel gor bu guzel bedenlerin hali yaman
Yogrulma-dagilmalar nicin olsa gerek?
Olum karsisinda tedirginlik felsefi kotumserligin ortaya cikmasi sebeplerinden birisidir. Kotumser feylesoflar hayati ve varligi amacsiz ve anlamsiz bulurlar. bu dusunce onlari bunalima sokar ve intahar fikrine kapilabilirler.Kendi kendilerine soyle dusunurler. Isin ucunda olum varsa, dogmamamiz gerekirdi. Biz, kendimiz secmeksizin bir kez dogmusuz, hic degilse bu sacmaliga, bosunaliga bir son verebilmek, bunu surdurmemek elimizdedir ve bu akillica bir is olacaktir.
Yine Hayam'a atfedilen bir rubaide soyle denir.
Gelseydi elimden. dogup Gelmezdim
Yahut mumkun olsaydi hic olmesdim
Kaadir olsaydim, bu bozuk dunyada
Dogmaz. olmez ve hic var olmazdim.
Olume Karsi Duyulan Tedirginlik
Olum tedirginliyi insana mahsustur. Hayvanlar olum uzerinde dusunmezler. Sadece tehlikeden kacma icguduleri ve hayatlarini koruma icgudusu vardir. Hayatini koruma duygusu, yasayabilmek icin elbette gereklidir, ancak, insanda. bundan farkli olarak, gelecekte de varligini surdurme egilimi ve dusuncesi vardir Diger bir deyisle. insan ebediyen yasamak ister ve bu arzu isana ozgudur. Ebediyet dusuncesi insana ozgu oldugu gibi, ebediyet boyunca yasama istegi de buna bagimli bir istektir.Boylece, insanin olum karsisinda duydugu tedirginlik, tehlikeden kacma endisesinden baska bir seydir. Yukarida da soylendigi gibi, tehlikeden kacma icgudusu. ani bir icgududur ve bilincsiz olarak ve tehlike karsisinda her hayvande ortaya cikar. insan yavrusunda da henuz beka ve gelecek dusunce ve ozlemi belirmeden onca, tehlikeden kacma icgudusunun varligi gozlemlenebilir.
Olum karsisinda tedirginlik ise. insanin ebediyete olan ozlem ve egiliminin bir urunudur. Tabiatta hic bir egilim bos. sacma ve anlamsiz deyildir, su halde bu egilim de olumde sonra insanin varligini surdurdugunun bir kaniti olarak ele alinabilir. Yok olmayacagimizin bir delilidir. biz de cicekler ve otlar gibi gecici olsa idik ebedilik arzusu, temel bir egilim olarak bizde var olmazdi. Canlilarin susuzluk duymasi, suyun varligina isaretir.(su olmasa idi, susuzluk diye bir sey de olmazdi.)Her temel egilim ve yonelim, bu egilim ve yonelmenin kendisine yonelmis oldugu bir olgunlugun, bir kemalin, varligina delildir. Adeta her istidat, her yonelim, bir kemalin bir olgunligun anisi, ondan kalan bir imgedir ve insani o olgunliga, kemale yoneltir. Ebedilik ozlemi ve bu konuda duyulan tedirginlik, insani megul ederken, insanin yokluk kabul etmez gercekliginin ve yaratilisinin bir gostergesi oldugunu da beli eder. Bu ozlemin ve tedirginligin insanda belirmesi, ruyalarin belirmesine benzer, ruyalar da insanin uyaniklik aleminde gorduklerinin ve alistiklarinin ortaya cikmasi, belirmesidir. Daha once uyaniklik aleminde algiladigimiz veetkilendigimiz bir husus ortaya cikmisdir. Iste ebedilik ozlemi de bizim bu evrenimizle uygun dusen bir ozlem degildir, bizim ebedi ozumuzun bir tecellisi bir gostergesidir. Ebedi ozumuz, ebedi gercekligimiz, sonunda "iskender zindaninin karanligindan kurtulacak ve suleyman ulkesine kadar gidecektir"(183)
Mevlevi (Mevlana), bu gercegi cok guzel, cok cekici bir sekilde anlatir.
Fil, gece uyudugunda, ruyasinda hindistani gorur.
Esek, hindistan'dan gelmis olmadigi icin, hindistan'i hicbir zaman ruyasinda gormez.
Fil, hindistan'i hatirlar, ozler ve anar.
Bu anisi, gece, ruyasinda belirir.(184)
Bu gibi imgeler, ozlem ve dusunceler, hekimlerin ve ariflerin "gurbet"adini verdikleri veya insanin bu madde dunyasindan olmadigini,bu maddi dunya ile "adem.i tecanus" unu belirtirken degindikleri gercegin gostergelerindendir

MURTAZA MUTAHHARI
Yorum