Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

İSLAM'DA KADININ ÇALIŞMASI

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    İSLAM'DA KADININ ÇALIŞMASI

    Müminlerin annelerinden olan Zeyneb Bintu Cahş r.a’nın hayatına baktığımız zaman, onda dindarlık, cömertlik, ve sanatkarlık vasıflarına rastlarız.
    Rasulullah sav’in aynı zamanda halasının kızı olan, Hz Peygamber, Zeyneb Bintu Cahş ile hicretin üçüncü yılında evlenmiştir. Hz Zeyneb, ibadete düşkün, takva sahibi biriydi. Çoğu zaman nafile namazı kılar, nafile oruç tutardı. Ayrıca...
    Ayrıca Hz Zeyneb’in en bariz vasfı, cömertliği ve kanaatkarlığıydı. O, dünya malına ehemmiyet vermeyen biriydi. Ve, Hz Zeyneb bir deri işleme ustasıydı. Ham deriyi o devrin usulünce işlemekte, sonra da ondan giyim eşyaları dikip satmaktaydı.
    Başka rivayetlerde bu iş için, Hane-i saadette bir de müstakil oda, bugünün tabiriyle bir iş atölyesi bulunduğunu anlamaktayız. Şunu da kaydetmekte fayda var: Resulullah’ın zevcelerinden Ümmü Seleme r.a’da deri işlemekteydi.
    Burada şu soru hatıra gelebilir:
    İslam fıkhına göre, kadının nafakası kocasına aittir; gelir getirecek bir işle meşgul olmak mecburiyetinde değildir. Bu durumda, Efendimizin (sav) zevceleri neden çalışmışlardır?
    Bunun cevabı şudur:
    İslam, kadını çalışmaya mecbur etmez, bu doğru ama illa da çalışmayacaksınız demez. Kocasının izni tahtında, kadının çalışmasıyla ilgili, İslam’ın va’zettiği şartlar çerçevesinde kadının çalışmasına hiçbir dini engel yoktur, çalışabilir. Nitekim hz Zeyneb validemiz, nafakasını temin için değil, Allah yolunda harcamak için çalışmış ve kazancının tamamını fakir fukaraya, dul ve yetimlere harcamıştır.
    Hz Resulullah saa. in hanımlarından bir diğeri olan Aişe‘nin onunla ilgili bir tasviri şöyle olmuştur;
    “Ben Zeyneb kadar çok hayır yapan, onun derecesinde sadaka veren, öylesine sıla-ı rahimde bulunan, Allah’a yaklaştıran amellere onun kadar nefsini iyi yetiştirmiş başka kadın bilmiyorum.”
    İbnü Sad bir rivayetinde, Hz Zeyneb’in vefat ettiği zaman tek dirhem ve tek dinar bırakmadığını, bütün kazandıklarını sağlığında tasadduk etmiş bulunduğunu bildirir ve Zeyneb’in, fakirlerin ve dulların sığınağı olduğunu belirtir.”
    Ayrıca, Zeyneb r.a müslüman olmadan önce de çok cömert bir hayat yaşıyordu. Cahiliyye Devrinde “Ümmü’l Mesakin” yani “miskinlerin, düşkünlerin annesi“ diye anılır, öyle tanınırdı. Müslüman olduktan sonra cömertliği daha da artmıştır.
    Hz Zeyneb validemizle ilgili olarak kaydedilen bu rivayetlerden çıkarılacak birkaç mühim prensip vardır:
    1-İslam kadını, hiçbir maddi ihtiyacı olmasa bile boş durmamalıdır. Kazanmalı, Allah yolunca harcamalıdır.
    2-Kadının evinde yapacağı işe kocası mani olmamalı, kolaylık göstermeli, imkan hazırlamalıdır.
    Çünkü Rehberimiz Fahr-i Alem a.s da öyle yapmıştır. Zeyneb Validemizin Resulullah’ın haberi olmadan bunu yapması mümkün değildir.

    Zeyneb r.a, hicretin 20. Yılında 53 yaşında iken vefat etti. Peygamberimizin vefatından sonra, hanımları içerisinde ona ilk kavuşan oldu. Böylece Peygamberimizin bir mucizesi daha gerçekleşiyordu. Çünkü bir defasında Peygamber sav, “Sizden bana ilk önce kolu uzun olanınız kavuşacak.” buyurmuştu. Müminlerin anneleri, bundaki ince manayı anlayamadıklarından bunun kim olduğunu tespit için kollarını ölçmüşlerhttp://www.velayet.com/post/board=79.0di. Peygamberimizden sonra ilk vefat eden hanımının Hz Zeyneb olması üzerine, “kolu uzun” olandan kastın “cömertlik” olduğunu anladılar. Gerçekten de cömertlikte hiçbirisi ona yetişemiyordu
    http://kadin.rasthaber.com/606_ISLAM-DA-KADININ-CALISMASI.html

YUKARI ÇIK
Çalışıyor...
X