Hz. Mehdi’nin (sa) zuhur işaretleri ve bu işaretleri bilmenin zarureti
Kuşkusuz Hz. Mehdi'nin (sa) zuhur edeceği zaman dilimi, insanoğlu yaşamının en tehlikeli dönemlerinden biri olacaktır, öyle ki insanların Hakkı batıldan ayırt etmek için ciddi çaba harcaması gerekir. Bu tanım bizleri o büyük insanın varlığı ve zuhur edeceği ile ilgili her türlü kuşkudan arındırmalıdır.
Zuhur etmesi ile birlikte beşeri yaşam tarihinin son diliminde adalet, güvenlik ve huzur armağan eden ve zalimlerin zulümlerine son veren bir "Kurtarıcı"ya inanmak, sadece semavi dinlerin izleyenleri arasında var olan bir inanç değil, aynı zamanda dünyada var olan diğer birçok semavi olmayan din ve inançlarda da söz konusu olan bir inançtır.
Bir çok nebevi hadis ve rivayette, Hz. Muhammed (sav) hanedanından bir kurtarıcının zuhur edeceği ve kıyam ederek beşeriyeti zulümden kurtaracağı, kurtarıcının kesin özellikleri ve soyu ile birlikte açık bir şekilde müjdelenmiştir.
İslam dininin muteber mezhepleri Hz. Mehdi'nin (sa) kıyamı, kimliği, kıyamının işaretleri, arkadaşları, hanedanı hakkında ve o hazretin imam Ali (sa), Hz. Fatıma (sa) ve imam Hüseyin (sa) soyundan geldiği konusunda açıklamalarda bulunmuş ve rivayetler içeren kitaplarında bu bağlamda bir çok hadise işaret etmiştir.
Hz. Mehdi (sa) Hicri Kameri 255. yılın Şaban ayının ortasında Bağdat'ın kuzeyinde yer alan Samerra kentinde dünyaya geldi. İmam Mehdi (sa) muhterem babası imam Hasan Asgeri (sa) vefat ettiği sırada beş yaşındaydı ve küçük yaşta olmasına karşın yüce Allah kendisine ilim ve hikmet sundu ve o hazreti dünya halkına bir ayet olarak belirledi.
Lakin bu günlerde her yerde 2012 yılında dünyanın sonu geleceği ileri sürülüyor. Bu iddianın kökleri, eski Maya kavminin takvimlerinde yer alan bazı hesaplara uzanıyor. Maya halkı orta Amerika'da yaşıyordu. Maya medeniyetinin doruğu milattan önce 250 yılı ile milattan sonra 900. yıl arasındaydı. Maya halkının rahipleri nücum rasatları temeline dayanan çok dakik bir takvim sistemi geliştirmişti. İçinde hiç bir tekrarı barındırmayan bu takvim, Maya kavminin kültürel köklerinden kaynaklanıyor ve insanoğlunun yaratılış meselesinden başlıyor. Takvimin gösterdiği şimdiki dönem, yaratılışın son dönemi olarak belirtiliyor ve miladi takvime göre 2012 yılının sonlarına doğru sona eriyor. Bu takvim ve sonu, şimdiye kadar dünyanın sonu veya hiç beklenmedik olayların vuku bulması bakımından bir çok öngörüye kaynaklık ettiği biliniyor.
Buna göre falcılar, 2012 yılında vuku bulacağını iddia ettikleri bir çok olay hakkında türlü hikayeler uyduruyor. Dünya genelinde kuraklık, seller, fırtınalar, müthiş tsunamiler, yıkıcı depremler, güneş fırtınalarından kaynaklanan volkanik faaliyetler, kıtlık, savaşlar, ani ve beklenmedik ekonomik değişimler, 2012 yılı için öngörülen bazı olaylardır.
Peki ama, acaba dünyanın sonunun cari yılda geleceği ile ilgili bu iddialar gerçekleri ne kadar yansıtıyor?
Bu arada kimileri de Maya takviminin sonunu, beşeriyetin yer küre üzerinde yaşamının yeni bir döneminin başlangıcı şeklinde yorumluyor ve yeni dönemde insanların davranışında ciddi değişiklikler yaşanacağını ve dünya genelinde barış ve dostluk hakim olacağını savunuyor.
Bir gün gelip insanları zalimlerin elinden kurtararak beşeriyete barış ve huzuru armağan edecek büyük kurtarıcı ve müslihin zuhur edeceği müjdesi, kesinlikle gerçekleşecek olan yüce Allah'ın büyük müjdesidir, lakin Batı dünyasında olduğu gibi, zuhurun kesin tarihi belirtilmemiştir.
Allah Resulü'ndan (sav) nakledilen bir rivayete göre o hazret şöyle buyuruyor: Eğer dünyanın sonundan sadece bir gün kalmış olsa bile, yüce Allah o günü o kadar uzatacaktır ki benim Ehli beytimden salih birini, zulümden dolan dünyayı adaletle doldurmak için mebus etsin.
Peki ama bu gün hangi gün olacak? Acaba Aralık 2012, kurtarıcının geleceği gün müdür?
Zuhur meselesine merak saran bazı kimseler tarih bile belirliyor ve bazen zuhurla ilgili rivayetlerde sözü edilen işaretleri, şimdiki zamanda bazı işaretlerle karşılaştırmaya çalışıyor. Lakin şunu bilmek gerekir ki bazı zuhur işaretlerini, bu işaretlere benzer vakalarla karşılaştırmaya çalışmak doğru bir amel değildir, çünkü eğer her hangi bir karşılaştırma yapılır da, gerçek alemde doğru çıkmazsa, bu durum zuhur olayına olan inancı zedeleyebilir. Dolaysıyla Allah Resulü'nün (sav) ehli beyti de bu büyük hadise için belli bir takvim belirlemekten kaçınmıştır. Unutmamak gerekir ki alemin kurtarıcısının zuhuruna inanmak ve bunu arzu etmek çok iyi bir ameldir, lakin takvim belirleyecek kadar hayale kapılmak, saptırıcı olur.
İnsanlar çok eski zamanlardan beri sürekli daha iyi bir dünya umuduyla yaşamıştır ve şimdi zaman hızla zuhur anına yaklaşmaktadır.
Zuhur işaretleri hakkında bir çok Kuranî ayet ve çok sayıda hadis söz konusudur. Bu ayet ve hadislerin bazılarında Hz. Mehdi'nin (sa) zuhurunun yaklaşması ile ilgili işaretler ifade edilmiştir. Bu işaretlerin bazıları kesin ve bazıları kesim olmayan işaretlerdir. Kesin işaretlerden maksat, kesinlikle gerçekleşecek olan işaretlerdir ve kesin olmayan işaretlerden maksat, hem gerçekleşebilecek, hem gerçekleşmeyebilecek işaretlerdir. Bazı rivayetlerde açıkça bu iki çeşit işarete değinilmiştir.
Bu konuda imam Sadık'tan (sa) bir rivayette şöyle okumaktayız:
Semavi nide, kesin işaretlerden biridir. Allah'ın gücünü simgeleyen bir elin gökyüzünde görülmesi kesin işaretlerden biridir. Pak nefsin katledilmesi, Sufyani isyan ve Ramazan ayında her tarafı hayret, dehşet ve vahşete düşürecek korkunç bir çığlık, kesin işaretlerden biridir.
Bu rivayette bazı kesin işaretler açıkça beyan edildiği gibi, Hz. Mehdi'nin (sa) zuhurunun yaklaştığı işaretlerinden bazıları da ifade edilmiştir. Alemi kurtaracak Hz. Mehdi'nin (sa) zuhuru için gündeme gelen işaretlerden biri semavi nidadır ki imam Sadık (sa) bu konu hakkında şöyle buyurmuştur:
Allah'a ant olsun, bu konu yüce Rabbimin kitabı Kur'an-ı Kerim'de açıkça beyan edilmiştir, hani şuara suresinin 4. ayetinde "Biz dilesek, onların üzerine gökten bir mucize indiririz de, ona boyunları eğilip kalır" buyurduğu gibi. İşte o zaman yer yüzünde bu ayetin karşısında huşu ile eğilmeyen hiç kimse kalmayacaktır. İşte o zaman yeryüzü sakinleri Hak ayetini yansıtan bu sesi duyunca iman edeceklerdir. O sırada İblis de haykıracak ve insanları sapkınlığa davet edecek ve bazıları kuşkuya kapılacaktır.
Bu rivayette Sufyani isyandan maksat, insanları karanlığa ve sapkınlığa davet eden ve Hak ve hakikatle savaşmaya kalkışan Ebu Sufyan ve
Zuhur çağı ve yaklaşan tarihinin bir başka işareti, büyük savaşlar ve katliamların yaşanmasıdır ve bu korkunç savaşların merkezi, Ortadoğu bölgesidir, gerçi diğer bölgelerde de az çok savaşlar vardır.
Şimdi acaba dünyada yaşanan bunca savaş ve Ortadoğu'da yaşanan bunca çatışmaya bakarak, zuhur çağı yaklaştı diyebilir miyiz?
Kuşkusuz Hz. Mehdi'nin (sa) zuhur edeceği zaman dilimi, insanoğlu yaşamının en tehlikeli dönemlerinden biri olacaktır, öyle ki insanların Hakkı batıldan ayırt etmek için ciddi çaba harcaması gerekir. Bu tanım bizleri o büyük insanın varlığı ve zuhur edeceği ile ilgili her türlü kuşkudan arındırmalı ve sahte kurtarıcıların iddialarından ve iblis ve arkadaşlarının sahte nidalarından kurtarmalıdır.
Unutmamak gerekir ki evrensel kıyamı tanımak ve dünyanın, peygamberlerin davet ve tebliğinin nihai derecesi olan mükemmel ve parlak bir çağla sona erme zaruretini bilmek, oldukça önemli bir meseledir. Çünkü zuhur çağının meselelerini bilmemek ve tam basiret sahibi olmamak, Haktan uzaklaşmamıza sebep olabilir. Bu yüzden herkesin o hazretin zuhur işaretleri ve yüce özellikleri hakkında bilgisini arttırması ve bu bağlamda muteber belge ve kaynakları okuması ve böylece hakkı batıldan ayırt etme gücüne ve yeteneğine kavuşması gerekir.
irıb
Kuşkusuz Hz. Mehdi'nin (sa) zuhur edeceği zaman dilimi, insanoğlu yaşamının en tehlikeli dönemlerinden biri olacaktır, öyle ki insanların Hakkı batıldan ayırt etmek için ciddi çaba harcaması gerekir. Bu tanım bizleri o büyük insanın varlığı ve zuhur edeceği ile ilgili her türlü kuşkudan arındırmalıdır.
Zuhur etmesi ile birlikte beşeri yaşam tarihinin son diliminde adalet, güvenlik ve huzur armağan eden ve zalimlerin zulümlerine son veren bir "Kurtarıcı"ya inanmak, sadece semavi dinlerin izleyenleri arasında var olan bir inanç değil, aynı zamanda dünyada var olan diğer birçok semavi olmayan din ve inançlarda da söz konusu olan bir inançtır.
Bir çok nebevi hadis ve rivayette, Hz. Muhammed (sav) hanedanından bir kurtarıcının zuhur edeceği ve kıyam ederek beşeriyeti zulümden kurtaracağı, kurtarıcının kesin özellikleri ve soyu ile birlikte açık bir şekilde müjdelenmiştir.
İslam dininin muteber mezhepleri Hz. Mehdi'nin (sa) kıyamı, kimliği, kıyamının işaretleri, arkadaşları, hanedanı hakkında ve o hazretin imam Ali (sa), Hz. Fatıma (sa) ve imam Hüseyin (sa) soyundan geldiği konusunda açıklamalarda bulunmuş ve rivayetler içeren kitaplarında bu bağlamda bir çok hadise işaret etmiştir.
Hz. Mehdi (sa) Hicri Kameri 255. yılın Şaban ayının ortasında Bağdat'ın kuzeyinde yer alan Samerra kentinde dünyaya geldi. İmam Mehdi (sa) muhterem babası imam Hasan Asgeri (sa) vefat ettiği sırada beş yaşındaydı ve küçük yaşta olmasına karşın yüce Allah kendisine ilim ve hikmet sundu ve o hazreti dünya halkına bir ayet olarak belirledi.
Lakin bu günlerde her yerde 2012 yılında dünyanın sonu geleceği ileri sürülüyor. Bu iddianın kökleri, eski Maya kavminin takvimlerinde yer alan bazı hesaplara uzanıyor. Maya halkı orta Amerika'da yaşıyordu. Maya medeniyetinin doruğu milattan önce 250 yılı ile milattan sonra 900. yıl arasındaydı. Maya halkının rahipleri nücum rasatları temeline dayanan çok dakik bir takvim sistemi geliştirmişti. İçinde hiç bir tekrarı barındırmayan bu takvim, Maya kavminin kültürel köklerinden kaynaklanıyor ve insanoğlunun yaratılış meselesinden başlıyor. Takvimin gösterdiği şimdiki dönem, yaratılışın son dönemi olarak belirtiliyor ve miladi takvime göre 2012 yılının sonlarına doğru sona eriyor. Bu takvim ve sonu, şimdiye kadar dünyanın sonu veya hiç beklenmedik olayların vuku bulması bakımından bir çok öngörüye kaynaklık ettiği biliniyor.
Buna göre falcılar, 2012 yılında vuku bulacağını iddia ettikleri bir çok olay hakkında türlü hikayeler uyduruyor. Dünya genelinde kuraklık, seller, fırtınalar, müthiş tsunamiler, yıkıcı depremler, güneş fırtınalarından kaynaklanan volkanik faaliyetler, kıtlık, savaşlar, ani ve beklenmedik ekonomik değişimler, 2012 yılı için öngörülen bazı olaylardır.
Peki ama, acaba dünyanın sonunun cari yılda geleceği ile ilgili bu iddialar gerçekleri ne kadar yansıtıyor?
Bu arada kimileri de Maya takviminin sonunu, beşeriyetin yer küre üzerinde yaşamının yeni bir döneminin başlangıcı şeklinde yorumluyor ve yeni dönemde insanların davranışında ciddi değişiklikler yaşanacağını ve dünya genelinde barış ve dostluk hakim olacağını savunuyor.
Bir gün gelip insanları zalimlerin elinden kurtararak beşeriyete barış ve huzuru armağan edecek büyük kurtarıcı ve müslihin zuhur edeceği müjdesi, kesinlikle gerçekleşecek olan yüce Allah'ın büyük müjdesidir, lakin Batı dünyasında olduğu gibi, zuhurun kesin tarihi belirtilmemiştir.
Allah Resulü'ndan (sav) nakledilen bir rivayete göre o hazret şöyle buyuruyor: Eğer dünyanın sonundan sadece bir gün kalmış olsa bile, yüce Allah o günü o kadar uzatacaktır ki benim Ehli beytimden salih birini, zulümden dolan dünyayı adaletle doldurmak için mebus etsin.
Peki ama bu gün hangi gün olacak? Acaba Aralık 2012, kurtarıcının geleceği gün müdür?
Zuhur meselesine merak saran bazı kimseler tarih bile belirliyor ve bazen zuhurla ilgili rivayetlerde sözü edilen işaretleri, şimdiki zamanda bazı işaretlerle karşılaştırmaya çalışıyor. Lakin şunu bilmek gerekir ki bazı zuhur işaretlerini, bu işaretlere benzer vakalarla karşılaştırmaya çalışmak doğru bir amel değildir, çünkü eğer her hangi bir karşılaştırma yapılır da, gerçek alemde doğru çıkmazsa, bu durum zuhur olayına olan inancı zedeleyebilir. Dolaysıyla Allah Resulü'nün (sav) ehli beyti de bu büyük hadise için belli bir takvim belirlemekten kaçınmıştır. Unutmamak gerekir ki alemin kurtarıcısının zuhuruna inanmak ve bunu arzu etmek çok iyi bir ameldir, lakin takvim belirleyecek kadar hayale kapılmak, saptırıcı olur.
İnsanlar çok eski zamanlardan beri sürekli daha iyi bir dünya umuduyla yaşamıştır ve şimdi zaman hızla zuhur anına yaklaşmaktadır.
Zuhur işaretleri hakkında bir çok Kuranî ayet ve çok sayıda hadis söz konusudur. Bu ayet ve hadislerin bazılarında Hz. Mehdi'nin (sa) zuhurunun yaklaşması ile ilgili işaretler ifade edilmiştir. Bu işaretlerin bazıları kesin ve bazıları kesim olmayan işaretlerdir. Kesin işaretlerden maksat, kesinlikle gerçekleşecek olan işaretlerdir ve kesin olmayan işaretlerden maksat, hem gerçekleşebilecek, hem gerçekleşmeyebilecek işaretlerdir. Bazı rivayetlerde açıkça bu iki çeşit işarete değinilmiştir.
Bu konuda imam Sadık'tan (sa) bir rivayette şöyle okumaktayız:
Semavi nide, kesin işaretlerden biridir. Allah'ın gücünü simgeleyen bir elin gökyüzünde görülmesi kesin işaretlerden biridir. Pak nefsin katledilmesi, Sufyani isyan ve Ramazan ayında her tarafı hayret, dehşet ve vahşete düşürecek korkunç bir çığlık, kesin işaretlerden biridir.
Bu rivayette bazı kesin işaretler açıkça beyan edildiği gibi, Hz. Mehdi'nin (sa) zuhurunun yaklaştığı işaretlerinden bazıları da ifade edilmiştir. Alemi kurtaracak Hz. Mehdi'nin (sa) zuhuru için gündeme gelen işaretlerden biri semavi nidadır ki imam Sadık (sa) bu konu hakkında şöyle buyurmuştur:
Allah'a ant olsun, bu konu yüce Rabbimin kitabı Kur'an-ı Kerim'de açıkça beyan edilmiştir, hani şuara suresinin 4. ayetinde "Biz dilesek, onların üzerine gökten bir mucize indiririz de, ona boyunları eğilip kalır" buyurduğu gibi. İşte o zaman yer yüzünde bu ayetin karşısında huşu ile eğilmeyen hiç kimse kalmayacaktır. İşte o zaman yeryüzü sakinleri Hak ayetini yansıtan bu sesi duyunca iman edeceklerdir. O sırada İblis de haykıracak ve insanları sapkınlığa davet edecek ve bazıları kuşkuya kapılacaktır.
Bu rivayette Sufyani isyandan maksat, insanları karanlığa ve sapkınlığa davet eden ve Hak ve hakikatle savaşmaya kalkışan Ebu Sufyan ve
Zuhur çağı ve yaklaşan tarihinin bir başka işareti, büyük savaşlar ve katliamların yaşanmasıdır ve bu korkunç savaşların merkezi, Ortadoğu bölgesidir, gerçi diğer bölgelerde de az çok savaşlar vardır.
Şimdi acaba dünyada yaşanan bunca savaş ve Ortadoğu'da yaşanan bunca çatışmaya bakarak, zuhur çağı yaklaştı diyebilir miyiz?
Kuşkusuz Hz. Mehdi'nin (sa) zuhur edeceği zaman dilimi, insanoğlu yaşamının en tehlikeli dönemlerinden biri olacaktır, öyle ki insanların Hakkı batıldan ayırt etmek için ciddi çaba harcaması gerekir. Bu tanım bizleri o büyük insanın varlığı ve zuhur edeceği ile ilgili her türlü kuşkudan arındırmalı ve sahte kurtarıcıların iddialarından ve iblis ve arkadaşlarının sahte nidalarından kurtarmalıdır.
Unutmamak gerekir ki evrensel kıyamı tanımak ve dünyanın, peygamberlerin davet ve tebliğinin nihai derecesi olan mükemmel ve parlak bir çağla sona erme zaruretini bilmek, oldukça önemli bir meseledir. Çünkü zuhur çağının meselelerini bilmemek ve tam basiret sahibi olmamak, Haktan uzaklaşmamıza sebep olabilir. Bu yüzden herkesin o hazretin zuhur işaretleri ve yüce özellikleri hakkında bilgisini arttırması ve bu bağlamda muteber belge ve kaynakları okuması ve böylece hakkı batıldan ayırt etme gücüne ve yeteneğine kavuşması gerekir.
irıb
Yorum