Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Şİİ-SÜNNİ İHTİLAFI YAPAY BİR KAVGADIR

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Şİİ-SÜNNİ İHTİLAFI YAPAY BİR KAVGADIR

    Ondokuzuncu asrın başlangıcından bu yana İslam dünyası Batı’nın “Endüstri Devrimi’’ adı altında yeni saldırıyla, karşılaşmış bulunuyor. Aslında bu saldırı, öte yandan beri Hristiyanlığın İslam’a karşı var olan kininden doğmaktaydı. Fransa’dan başlayan hücum ise bu taarruzun ilk görüntülerini oluşturuyordu.

    Bu saldırı sonucu, hilafet makamı ünvanıyla zahiren korunan siyasi nizamımız çöktü ve İslam toprakları işgal edildi. Batılılar sonra da tutarsız laik alternatifleri sunarak fikri ve ahlaki saldırılarını sürdürdüler. Otuz yıl önce bu saldırı, İslam dünyasının kalbinde Siyonist bir Yahudi devlet kurmakla en tehlikeli hedeflerinden birini gerçekleştirmiş oldu. Diğer yandan kendi uşaklarını, gasbettiği siyasi nizamımızın başına dikmeye devam ettiler

    Bu saldırı dönemeçli sinsi bir plan ile uygulanıyordu. Saldırının gerçekleşmesi İsrail’ in kuruluşu ise ancak hilafetin yok edilişiyle olabilirdi. İsrail kurulduktan sonra, hayatını sürdürmesi için de İslam topraklarını yönetenlerin Emperyalizm’in uşakları olması gerekiyordu. Demek bu bağımlı yönetimler, bu saldırının mantıksal ve tabii bir sonucu idi. Birinci yüzü İsrail olan madalyonun arka yüzünü de bunlar oluşturmalıydı. Böylece başladı bu planlar, günümüze kadar da uygulanageldi.

    Batı sömürgecileri İslam’ın çöküş uygarlığına son ve öldürücü darbelerini indirmiş bulunduğuna inandığı bir zamanda, İran İslam İnkılabı Batıya karşı taarruzuna başladı ve İslam’ın son asırdaki ilk başarısını gerçekleştirdi. Ölü bir gövde zannettikleri İslam yeniden canlanmaya başlamış, derin bir uykudan uyanıyordu. Ama bu kalkış neredendi acaba? Batılı tecavüzkarların şeytani planlarını uygulamakta büyük ölçüde muvaffak oldukları ve hiç korkmadıkları bir yerden, hem de çok canlı, genç ve görkemli bir kalkış. Yeni bir merhale başlıyordu; hayatımızda iki asırlık zillet ve aşağılığı asırlar boyu cehalet ve gerilmeyi yaşadıktan sonra.



    #2
    Ynt: Şİİ-SÜNNİ İHTİLAFI YAPAY BİR KAVGADIR

    1. Süper güçlere karşı olan korkuyu herkesin ve özellikle Müslüman ve diğer mustaz’afların kafasından çıkardı.

    2. İnsanlık için yeni bir uygarlık örneği sunarak, Batı uygarlığını sorgulamaya başladı. Meşhur Fransız düşünür Roger (Graudy) ’’imam Humeyni Batı uygarlığını sorgulamaya aldı ve İran’lıların hayatına mana kazandırdı.’’ diyerek bunu savunmuştur.

    3. İslami güç ve tesiri kırmak için bir asrı aşan çabalara rağmen, İnkılapçı İslam’ın bölge halklarının hayatına oynayabileceği büyük tarihi role açıklık getirdi.

    Ama Batı ve uşakları bu İnkılabı kendi yolunda ilerleyip, onlara karşı durup, onların heybet ve hegemonyasını kırmaya seyirci kalır mıydı?

    Uzun bir bekleyişten sonra kurak toprağa yağan bir yağmur gibi ümmeti rahatlatan bu sevince göz yumup, inkılabın infilak ettirdiği bu şevkin sürmesine seyirci kalabilir miydi?

    İran’ın Müslüman halkının kıyamı ve imkansız sayılan inkılabı, Batı ve uşaklarını büyük bir vahşete düşürdü. Bütün güçleriyle İnkılapçı Müslümanların siyasi hakimiyeti ele geçirmemeleri için çalıştılar. Bunda muvaffak olmadıklarından, değişik mihverler üzerinde hareketi yok etmeye kalkıştılar:

    1. İnkılab’ın geçirdiği kargaşalık döneminden yararlanarak çeşitli azınlıkları kışkırtmaya çalşıtılar.

    2. İnkılab’la çatışmak ve İran’daki karşıt grupları desteklemek için Emperyalistlerden her türlü yardımı gören grupları harekete geçirerek, içlerinde Şah ve Savak’tan arta kalanların da bulunduğu sağcı, solcu ve ilahi kanunları kabul etmeyen bütün laik grupları seferber ettirme çabasında bulundular.

    3. Amerika ve Batı Avrupa ülkelerinin öncülüğünü yaptığı, Amerikan elçiliğinde casusların rehin alınışı sonucunda tamamen aleni bir şekilde ilan ettikleri ekonomik ve siyasi ambargoyu uyguladılar.

    4. Saddam ve Irak’ın askeri gücünü kullanarak, İran İslam İnkılabı’na savaş açtılar.

    5. İnkılab’ın akışını durdurmak, zengin petrol kaynakları olan ve İsrail’e karşı durabilecek ülkelerde yaşayan Sünni Müslümanların bu İnkılap’tan etkilenmesini önlemek için son girişim olarak da İslam ümmetinin iki fırkası arasında fitne çıkarmak istediler

    Fakat (Allah’ın yardımıyla) azınlıklar adına yapılan baş kaldırmalar ezilip, şah döneminin kalıntıları yok edildi neticede laiklik cephesindeki muhalefet kendiliğinden söndü ve hatta ambargoyla karşılaştığında bunun sevindirici bir durum olduğu bizzat İmam Humeyni tarafından açıklandı. “İmam’ın İzindeki Müslüman öğrenciler” diye tanınan, casusluk yuvasını işgal eden öğrencilerle görüştüğünde onlara şöyle diyordu; “Biz midemiz için kıyam etmedik; bu nedenle bizlere ambargo uygulayacaklar ve aç kalacağız diye bir korkumuz yoktur. Bizler İslam için kıyam ettik. Nasıl ki asrı Saadette Hz. Muhammed (s.a.v) kıyam etti. Resulullah(s.a.v)’ın karşılaştığı o eziyetlere baktığımızda biz henüz bir şey çekmedik ki’’

    Askeri tecavüze gelince, hezimet ve bir yenilgi ateşi olarak, bu komployu uygulayanların kalbinde kaldı. Bütün bu yenilgilere rağmen bizzat Batı Emperyalizm’i ve onun uşakları da bunu itiraf ediyorlardı.

    Ama yine de komplonun beşinci ekseni olan Sünni ve Şii kardeşler arasında fitne çıkararak bazı başarılar elde ettiklerini söylemeliyiz. Gerçi bu fitne de sonunda su yüzüne çıkacaktır. Zira İslam Ümmeti bu fitne ateşini alevlendiren şeytanı çok geçmeden tanıyacak ve sömürgecilerin Müslüman halkları bölmek istediğini fark edecektir.

    Sömürgeciler, petrol şeyhleri ve tağutlar anlamışlardı ki bu saldırı için silah ve askere değil, sadece fetva verebilecek kimselere ihtiyaç vardır. Bu defa saldırıyı yönetenler sarıklı ve sakallı, resmi, gayri resmi alim sıfatlı kimseler olacaktır. Görüyoruz ki , İslam İnkılabı’na karşı ansızın, namertçe bir saldırı başlatılıyor. Tağutlara boyun eğmiş gibi kimseler, İran İnkılabı’nın bir “Şii inkilabı” olduğunu ve Şiilerinse “fırkâ-ı dalle” (sapık fırka) ya da “kafir” olduklarını sonunda keşfettiklerini açıklıyorlar. Seccadesi üzerinden Şah’ın tahtını salladığı söylenen Ayetullah Humeyni de artık dalalete düşmüş ve kafir ilan ediliyordu. (!) İftira ve yalanlarla dolu Suudi Arabistan’ın yayınlattığı kitabı elinde taşıyan ve cami cami cami dolaşıp onun muhteviyatını halka anlatan müslümanın manzarasına sık sık rastlıyoruz. Elbette bu gençlerden bazısının iyi niyetler taşıdığını ve Allah yolunda çalıştıklarını zannettiklerini anlıyoruz? Ama bunu da biliyoruz ki; cehenneme götüren yol bu gibi iyi niyetlerle doludur.

    Acaba ne zaman bu gibi gençler iyi niyetlerine rağmen Emperyalist bir planı uyguladıklarını anlayıp vakit geçirmeden kendilerini bu durumdan kurtaracaklar.

    Yorum


      #3
      Ynt: Şİİ-SÜNNİ İHTİLAFI YAPAY BİR KAVGADIR

      Allah razı olsun kardeşim. Rabbim velayeti hakkıyla anlayan ve dostunu düşmanını tanıyanlardan eylesin biz.
      KIYAMI UNUTTUK YA RAB! NAMAZI BATIL EYLEDİK.

      Yorum


        #4
        Ynt: Şİİ-SÜNNİ İHTİLAFI YAPAY BİR KAVGADIR

        AMIN, ALLAH sizdende razi olsun.

        Yorum

        YUKARI ÇIK
        Çalışıyor...
        X