Bugün bu düşünceler üç aşağı, beş yukarı Müslümanlar arasında da revaç bulmuş, itibar görmüş ve kimi Müslümanlar bilmeden ve farkında olmaksızın bu düşünce şeklinin muteber ve "geçerli" olduğu zannına kapılmışlardır. Çoğu kez kimimiz meselenin aslına dikkat etmeksizin bir ağız alışkanlığıyla "hayat, varlığın devamı için niza ve çatışmadan ibarettir" deriz. Yanlış bir düşünce şeklidir bu; hayat, varlığın devamı için bir çatışma değildir; çatışma varlığının müdafaası ve kişinin kendisini koruması için meşru bir haktır ancak.
Hatta Ferid Vecdi gibi kimi İslam bilginleri bile bu hataya düşmüş ve "Savaş, insanoğlu için bir zarurettir; insan var olduğu sürece savaş da olmalıdır, onun için bir şeref meselesidir bu" diyerek Kur'an'daki bazı ayetlerden istidlalle bu görüşü Kur'an'la desteklemeye çalışmışlardır:
"...Eğer Allah, insanların bir kısmını bir kısmıyla defetmeseydi, içlerinde Allah adının çok anıldığı manastırlar da yıkılırdı, havralar da, kiliseler ve mescitler de..."[1]
"...Allah insanları birbiriyle gidermeseydi yer yüzü mutlaka bozulup giderdi, fakat Allah'ın alemlere ihsanı var, lütfu var."[2]
Görüldüğü gibi bu ayetlerde savaş meşru olarak zikredilmekte ve "Allah, bazı insanları bazı insanlarla gidermeseydi yeryüzü fesada gömülür, bozulup giderdi" denilmekte, "aksi takdirde içlerinde Allah adının çok anıldığı manastırların, havra, kilise ve camilerin bugün mevcut olmayacağını" hatırlatılmaktadır.
Evet, ayet-i kerime bir gerçekten söz etmektedir, fakat onların anladığı gerçek değildir bu; onların bu ayetleri anlayamamış oldukları ortada... Mezbur ayet-i kerimelerde sözü geçen savaş, müdafaa savaşıdır; Hıristiyanlık muhatap alınmakta ve "biz her halükârda barıştan yanayız, hiçbir surette savaşmayız..." diyen papaz zihniyetine karşı çıkılmaktadır.
Kur'an-ı Kerim savaşın iyi bir şey olmadığını söyler, niza ve çekişmeyi reddeder; fakat bu, tecavüz amacıyla yapılan saldırı savaşıyla ilgilidir; hakkı ve hakikati koruma amacıyla yapılan "müdafaa savaşı"yla değil !..
Söylenen şudur: "Sayın papaz efendi! Eğer savunma savaşı olmamış olsaydı siz bugün kilisenizde rahatça ibadet edemeyecektiniz!... Ve siz; sayın haham efendi, eğer savunma savaşı olmasaydı havranızda olmayacaktınız bugün!... Ve sen, ey Müslüman, müdafaa amacıyla savaş sana farz olmasaydı camide ibadet edemeyecektin bugün... Siz, hepiniz; bugün mabetlerinizde rahatça ibadet edebiliyorsanız, bunu hakk yolunda, hakkı müdafaa için savaşan savaşçıların mücahedelerine borçlusunuzdur!"
Hatta Ferid Vecdi gibi kimi İslam bilginleri bile bu hataya düşmüş ve "Savaş, insanoğlu için bir zarurettir; insan var olduğu sürece savaş da olmalıdır, onun için bir şeref meselesidir bu" diyerek Kur'an'daki bazı ayetlerden istidlalle bu görüşü Kur'an'la desteklemeye çalışmışlardır:
"...Eğer Allah, insanların bir kısmını bir kısmıyla defetmeseydi, içlerinde Allah adının çok anıldığı manastırlar da yıkılırdı, havralar da, kiliseler ve mescitler de..."[1]
"...Allah insanları birbiriyle gidermeseydi yer yüzü mutlaka bozulup giderdi, fakat Allah'ın alemlere ihsanı var, lütfu var."[2]
Görüldüğü gibi bu ayetlerde savaş meşru olarak zikredilmekte ve "Allah, bazı insanları bazı insanlarla gidermeseydi yeryüzü fesada gömülür, bozulup giderdi" denilmekte, "aksi takdirde içlerinde Allah adının çok anıldığı manastırların, havra, kilise ve camilerin bugün mevcut olmayacağını" hatırlatılmaktadır.
Evet, ayet-i kerime bir gerçekten söz etmektedir, fakat onların anladığı gerçek değildir bu; onların bu ayetleri anlayamamış oldukları ortada... Mezbur ayet-i kerimelerde sözü geçen savaş, müdafaa savaşıdır; Hıristiyanlık muhatap alınmakta ve "biz her halükârda barıştan yanayız, hiçbir surette savaşmayız..." diyen papaz zihniyetine karşı çıkılmaktadır.
Kur'an-ı Kerim savaşın iyi bir şey olmadığını söyler, niza ve çekişmeyi reddeder; fakat bu, tecavüz amacıyla yapılan saldırı savaşıyla ilgilidir; hakkı ve hakikati koruma amacıyla yapılan "müdafaa savaşı"yla değil !..
Söylenen şudur: "Sayın papaz efendi! Eğer savunma savaşı olmamış olsaydı siz bugün kilisenizde rahatça ibadet edemeyecektiniz!... Ve siz; sayın haham efendi, eğer savunma savaşı olmasaydı havranızda olmayacaktınız bugün!... Ve sen, ey Müslüman, müdafaa amacıyla savaş sana farz olmasaydı camide ibadet edemeyecektin bugün... Siz, hepiniz; bugün mabetlerinizde rahatça ibadet edebiliyorsanız, bunu hakk yolunda, hakkı müdafaa için savaşan savaşçıların mücahedelerine borçlusunuzdur!"
Yorum