HAK VE AHLAK
Birbirlerile yakın ilişkide olan hak ve ahlak insaniyet mektebinin temel sutunları kabul edilmektedir.Hakkın ahlakla çok yakın ilişkisi vardır,bu nedenle insan ahlaki yönden nakadar faziletli olur tekamul ederse o nisbette hak kendi yerini korumuş olur.Fert ve toplum ahlaki degerlere ehmiyet ve önem verdigi nisbette birbirinin hukukuna saygı duyar ve ihtiram göstermiş olur.Bir toplum da güzel ahlak tesis edilmemiş ise o toplumda ferdi hukuk davamlı sarsıntıda ve çiğnenmektedir. Ferdi hukukun ihyasında ve işleyişinde faziletli ahlakın kanunlara nisbeten daha üstün rol oynamaktadır.Çünkü insanın deruni hayatında var olan güzel ve faziletli ahlak, dıştaki işleyen kanundan daha etkileyicidir. hakın ahlakla olan ilişkisi bir toplumun kültür sevyesini belirlemektedir. Zira ferd veya toplum insani ahlakla ahlaklanmadığında herkes hakkı kedi istek ve arzusuna uygun bir şekilde yorumluyarak mana etmek ister ve başkaların hakkını kendi mülkiyetine geçirmek için hakkın tarifini çıkarı doğrultusunda mana edilmesini talep eder.Dikkat edecek olursak sömürgeci ve müstekbir zihniyete sahip olan fert ve devletler kendilerinin hak sahibi olduklarını iddia ederek ve insani ahlaktan yoksun olduklarınıdan başkalarının hakkına tecavuz etmekteler. Başkasının hakkına tecavuz edenler genelde zorba ve kaba insanlardır. Bu nedenle hakkı şahsi çıkarları doğrultusunda mana ederek hak sahibi olduklarını iddia ederler. Bu tip insanlar , insani kimliği belirleyen imanın verdiği ahlaktan yoksun olan kimselerdirler. Buna açık bir örnek verecek olursak günümüzde kanlı sömürülerile insanlara zulm ederek sömüren batılılar kanlı ellerile hak sahibi olduklarını iddia etmekteler. Dünya medyasını ellerinde tutan egoist sömürgeci gücler yapmış oldukları çirkin ve yüz kızartıcı işlerini medya aracılığıyle haklıimşler kibi göstermekteler. Zira ahlaki degerlerden yoksun olanlar yalan konuştuklarında utanmaz ve yüzleride kızarmaz çünkü utanmazın yüzüne tükürmüşler nisan yağmuru yağıyor dermiş evet! insanlık bugün böyük bir ahlaki çöküntü içinde ve maddenin dönen çarklarının dışlıları arasında yok olmakta ve yok oluyorlar.
Siyonist müstekbirler, sömürü ağlarının genişletilmesinde kullanmış oldukları en etkileyici silah toplumların ahlaki değerlerini yok etmektir.Bugün islam ümmetinin rahatca sömürülmesinde siyonistlerin kullanmış oldukları nefsin hoşuna giden moderinleşme ve batılılaşma çağırısıyle tüm insani ve islami olan degerlerini elinden alarak ahlaken , fikren ,ilmen ve siyaseten sömürmekteler.Ahlaki çöküntüye oğramış bir toplum veya devlet biz hukuk devletiyiz demeleri cehaletlerinin beyanıdır.Çünkü gayri insani ve gayri ahlaki bir yaşantıyı yaşamakta olan fert veya toplum bir başkasının hukukunu çiğnemektedir. Zira güzel ahlak ferdin kendi hoşuna gideni yapması degildir ,belki birbaşkasının hakkına ve hukukuna riayet etmek ve sayğı duymaktır.Bugün dünyayı sömürmek isteyen sömürgeci şer gücler sadece kendilerini düşünmekte ve sömürerek böymek isteginde olduklarından dolayı başkalarının hakkına tecavuz etmekteler,buda insani ve ahlaki degerlerden yoksun olduklarını göstermektedir.Zira bir ferdin , bir toplumun ve devletin medeni olduğunu belirleyecek olan ancak ahlaki yaşantısıdır.Ahlaki çöküntüsü sıfırın altında çift sıfır olan bir ferde veya devlete medeni demek medeniyete hakarettir.Hiç bir surette zenginlik , ilim ,sanaat ve makam insanın degerini ve kıymetini belirleyici olamaz , ancak insanın degerini ve kıymetini belirleyecek olan onun faziletli ahlakıdır.
Güzel ahlak, insanların iç dünyasındaki güzellikleri dış yapısında güzel görütüleyen aynasıdır. Kötü ahlak ise iç dünyasında ki karanlık düşüncelerinin dışa yansıtan aynasıdır. Her ferdin ve her milletin iç dünyasındaki var olan oluşumlarını dışta görütüleyen onun ahlakıdır. İyi ahlak fıtrattaki güzelliklerin ve güzel düşüncelerin insan yapısının dış cephesine yansıyan güzel görüntüsüdür. kütü ahlak ise insanın bedensel gayri meşru isteklerile karatılmış iç dünyanın dışa yansıyan çirkin görüntüsüdür. İnsan yaratılışıyle temiz yaratılmıştır.Ancak insan gayrimeşru betensel isteklerile kendisine yol göstericilik yapan aklını esir eder ve işlemiş olduğu günahlarla temiz hilkatını kirletir. Ve kötü ahlak lı insanların listesine kayıt edilir. Böyle olunca ferd ve toplum karanlıklar , huzursuzluklar ve güvensizlikler içinde bir yaşama ve düzensiz bir hayata imza atmış olur ki günümüz insanının yaşantısı ve hayatı bunu n açık kanıtıdır.
BUGÜNKÜ AHLAKİ ÇÖKÜNTÜNÜN GİRDABINDAN KURTULMANIN ÇARELERİ:
Bugün insanların yüzyüze bulunduğ ahlaki çöküntüden kurtula bilmesi için , güzel ahlakı tamamlamak için gönderilmiş olan Hz. Muhammedin ( s.a.v ) uzatmış olduğu merhamet elini tutması gerekir. Çükü alemlere rahmet peygamberi olarak gönderilen Resuli ekrem beşeriyetin kurtuluşu, huzuru ve mutluluğu için tesis etmiş olduğu faziletli ahlakla kardeşlik mektebini oluşturmuştur. Oluşturmuş olduğu Kur'an ve Ehl-i beyt mektebinin insanlık için kurtuluş gemisi olarak isimlendirmiştir."Benim Ehl-i beytim Nuhun gemisi gibidir kim binerse kurtulur." Bugün dünya okyanosunun azgın siyasi ve gayri ahlaki yaşantısının girdabından kurtlabilmenin reçetesini Resüli ekrem , Kur'ani kerimi ve Ehl-i beyti sunmuştur. Belirlenmiş olan bu adres, ahlaken çöküntüye oğramış fert veya toplumun tedavisi için başvuru merkezi olmuştur. Ama siyonist düşüncenin sahipleri altatıcı ve yalancı dillerile İnsanlığın huzur ve mutluluğu için, batılılaşma ,moderinleşme ve özgürce yaşama adı altında vahyın mektebine altarnatif olsun diye kurmuş oldukları bu sahte kurumlarla islam ümmetini vahyi mektepten uzaklaştırmışlardır. Uzaklaştırılmış olan islam ümmeti , imanlarının kendilerine vermiş olduğu izzeti , şerefi , namusunu ve tüm insani degerlerini kayıp ettikleri kibi çok zelil , hakir ve izzetsiz bir hayatı yaşamayı kendilerine rava gördüler. Ve izzetsiz , şerefsiz , hakir ve zelil yaşantılarile övünerek layık ve demukırat olduklarını söylüyerek gurur duymaktalar. Bu tip insanları , kayıp etmişoldukları ahlaki değerlerine ve çiğnenmekte olan haklarına kavuşturmak isteyen islamın çağırısına da kulaklarını tıkamışlardır. Ve hala kokumuş layıklıkta ve demukıraside çare aramaktalar. Araya dursunlar! nihayet düşmüş oldukları demokırasi ve layıklık çukurunda kayıp etmiş oldukları insani ve ahlaki değerlerinin farkında bir gün olacaklar. Sömürgeci müstekbirlerin kendilerini demokırasi ve layıklık adı altında nasıl sömürdüklerini birgün anlamış olacaklar. Pişmanlık duygularile açık olan tövbe kapısına baş vururda " urvetül vuska olan Allah'ın ipine sarılırlarsa kayıp etmiş oldukları degerlerini yeniden kazanmış olurlar. Şu bir gerçek ki! insan, İlmen , siyaseten , fikren ve ahlaken sömürüldüğünü fark etmezise tevbe edip pişman olmasınıda bilmez ve sömürgecinin dönen dolabının iyi dönmesi için de güzel hizmet eder ve yaptığı hizmetide mukaddes görev bilir.Zaten! sömürgeci müstekbirin varlığını korumakta olan , batılılaşma aşkıyle yanan mazlum konumundaki sömürülmekte olan müstekbirlerdir. Çükü nasıl sömürüldüğünü ve nasıl ahlaki değerlerinden uzaklaştırıldığını ve nasıl hak ve hukukunun elinden alındığını ve nasıl hakkı çiğnendiğini ve nasıl islami ve insani değerlerinden yontulup kuşa çevirildigini bilemediginden mazlum konumunda hisap edilmektedir. Kendisi uyarılmak istenildiginde kibirlenerek şu sefiller kibimi inanacağız derler ve kendilerini üstün görerek batının boynununa takmış olduğu köle zincirini unutuklarından da mazlum müstekbirler. İnsanların bu girdaptan kurtula bilmesi için nasıl sömürüldüğünü niçin sömürüldügünü ve kimler sömürdügününün bilinci verilerek sömürülmekte olan halkları uyarmak ve sömürücünün sömürü araclarnı tanıtmakla olur.
Muhammed Avci
Birbirlerile yakın ilişkide olan hak ve ahlak insaniyet mektebinin temel sutunları kabul edilmektedir.Hakkın ahlakla çok yakın ilişkisi vardır,bu nedenle insan ahlaki yönden nakadar faziletli olur tekamul ederse o nisbette hak kendi yerini korumuş olur.Fert ve toplum ahlaki degerlere ehmiyet ve önem verdigi nisbette birbirinin hukukuna saygı duyar ve ihtiram göstermiş olur.Bir toplum da güzel ahlak tesis edilmemiş ise o toplumda ferdi hukuk davamlı sarsıntıda ve çiğnenmektedir. Ferdi hukukun ihyasında ve işleyişinde faziletli ahlakın kanunlara nisbeten daha üstün rol oynamaktadır.Çünkü insanın deruni hayatında var olan güzel ve faziletli ahlak, dıştaki işleyen kanundan daha etkileyicidir. hakın ahlakla olan ilişkisi bir toplumun kültür sevyesini belirlemektedir. Zira ferd veya toplum insani ahlakla ahlaklanmadığında herkes hakkı kedi istek ve arzusuna uygun bir şekilde yorumluyarak mana etmek ister ve başkaların hakkını kendi mülkiyetine geçirmek için hakkın tarifini çıkarı doğrultusunda mana edilmesini talep eder.Dikkat edecek olursak sömürgeci ve müstekbir zihniyete sahip olan fert ve devletler kendilerinin hak sahibi olduklarını iddia ederek ve insani ahlaktan yoksun olduklarınıdan başkalarının hakkına tecavuz etmekteler. Başkasının hakkına tecavuz edenler genelde zorba ve kaba insanlardır. Bu nedenle hakkı şahsi çıkarları doğrultusunda mana ederek hak sahibi olduklarını iddia ederler. Bu tip insanlar , insani kimliği belirleyen imanın verdiği ahlaktan yoksun olan kimselerdirler. Buna açık bir örnek verecek olursak günümüzde kanlı sömürülerile insanlara zulm ederek sömüren batılılar kanlı ellerile hak sahibi olduklarını iddia etmekteler. Dünya medyasını ellerinde tutan egoist sömürgeci gücler yapmış oldukları çirkin ve yüz kızartıcı işlerini medya aracılığıyle haklıimşler kibi göstermekteler. Zira ahlaki degerlerden yoksun olanlar yalan konuştuklarında utanmaz ve yüzleride kızarmaz çünkü utanmazın yüzüne tükürmüşler nisan yağmuru yağıyor dermiş evet! insanlık bugün böyük bir ahlaki çöküntü içinde ve maddenin dönen çarklarının dışlıları arasında yok olmakta ve yok oluyorlar.
Siyonist müstekbirler, sömürü ağlarının genişletilmesinde kullanmış oldukları en etkileyici silah toplumların ahlaki değerlerini yok etmektir.Bugün islam ümmetinin rahatca sömürülmesinde siyonistlerin kullanmış oldukları nefsin hoşuna giden moderinleşme ve batılılaşma çağırısıyle tüm insani ve islami olan degerlerini elinden alarak ahlaken , fikren ,ilmen ve siyaseten sömürmekteler.Ahlaki çöküntüye oğramış bir toplum veya devlet biz hukuk devletiyiz demeleri cehaletlerinin beyanıdır.Çünkü gayri insani ve gayri ahlaki bir yaşantıyı yaşamakta olan fert veya toplum bir başkasının hukukunu çiğnemektedir. Zira güzel ahlak ferdin kendi hoşuna gideni yapması degildir ,belki birbaşkasının hakkına ve hukukuna riayet etmek ve sayğı duymaktır.Bugün dünyayı sömürmek isteyen sömürgeci şer gücler sadece kendilerini düşünmekte ve sömürerek böymek isteginde olduklarından dolayı başkalarının hakkına tecavuz etmekteler,buda insani ve ahlaki degerlerden yoksun olduklarını göstermektedir.Zira bir ferdin , bir toplumun ve devletin medeni olduğunu belirleyecek olan ancak ahlaki yaşantısıdır.Ahlaki çöküntüsü sıfırın altında çift sıfır olan bir ferde veya devlete medeni demek medeniyete hakarettir.Hiç bir surette zenginlik , ilim ,sanaat ve makam insanın degerini ve kıymetini belirleyici olamaz , ancak insanın degerini ve kıymetini belirleyecek olan onun faziletli ahlakıdır.
Güzel ahlak, insanların iç dünyasındaki güzellikleri dış yapısında güzel görütüleyen aynasıdır. Kötü ahlak ise iç dünyasında ki karanlık düşüncelerinin dışa yansıtan aynasıdır. Her ferdin ve her milletin iç dünyasındaki var olan oluşumlarını dışta görütüleyen onun ahlakıdır. İyi ahlak fıtrattaki güzelliklerin ve güzel düşüncelerin insan yapısının dış cephesine yansıyan güzel görüntüsüdür. kütü ahlak ise insanın bedensel gayri meşru isteklerile karatılmış iç dünyanın dışa yansıyan çirkin görüntüsüdür. İnsan yaratılışıyle temiz yaratılmıştır.Ancak insan gayrimeşru betensel isteklerile kendisine yol göstericilik yapan aklını esir eder ve işlemiş olduğu günahlarla temiz hilkatını kirletir. Ve kötü ahlak lı insanların listesine kayıt edilir. Böyle olunca ferd ve toplum karanlıklar , huzursuzluklar ve güvensizlikler içinde bir yaşama ve düzensiz bir hayata imza atmış olur ki günümüz insanının yaşantısı ve hayatı bunu n açık kanıtıdır.
BUGÜNKÜ AHLAKİ ÇÖKÜNTÜNÜN GİRDABINDAN KURTULMANIN ÇARELERİ:
Bugün insanların yüzyüze bulunduğ ahlaki çöküntüden kurtula bilmesi için , güzel ahlakı tamamlamak için gönderilmiş olan Hz. Muhammedin ( s.a.v ) uzatmış olduğu merhamet elini tutması gerekir. Çükü alemlere rahmet peygamberi olarak gönderilen Resuli ekrem beşeriyetin kurtuluşu, huzuru ve mutluluğu için tesis etmiş olduğu faziletli ahlakla kardeşlik mektebini oluşturmuştur. Oluşturmuş olduğu Kur'an ve Ehl-i beyt mektebinin insanlık için kurtuluş gemisi olarak isimlendirmiştir."Benim Ehl-i beytim Nuhun gemisi gibidir kim binerse kurtulur." Bugün dünya okyanosunun azgın siyasi ve gayri ahlaki yaşantısının girdabından kurtlabilmenin reçetesini Resüli ekrem , Kur'ani kerimi ve Ehl-i beyti sunmuştur. Belirlenmiş olan bu adres, ahlaken çöküntüye oğramış fert veya toplumun tedavisi için başvuru merkezi olmuştur. Ama siyonist düşüncenin sahipleri altatıcı ve yalancı dillerile İnsanlığın huzur ve mutluluğu için, batılılaşma ,moderinleşme ve özgürce yaşama adı altında vahyın mektebine altarnatif olsun diye kurmuş oldukları bu sahte kurumlarla islam ümmetini vahyi mektepten uzaklaştırmışlardır. Uzaklaştırılmış olan islam ümmeti , imanlarının kendilerine vermiş olduğu izzeti , şerefi , namusunu ve tüm insani degerlerini kayıp ettikleri kibi çok zelil , hakir ve izzetsiz bir hayatı yaşamayı kendilerine rava gördüler. Ve izzetsiz , şerefsiz , hakir ve zelil yaşantılarile övünerek layık ve demukırat olduklarını söylüyerek gurur duymaktalar. Bu tip insanları , kayıp etmişoldukları ahlaki değerlerine ve çiğnenmekte olan haklarına kavuşturmak isteyen islamın çağırısına da kulaklarını tıkamışlardır. Ve hala kokumuş layıklıkta ve demukıraside çare aramaktalar. Araya dursunlar! nihayet düşmüş oldukları demokırasi ve layıklık çukurunda kayıp etmiş oldukları insani ve ahlaki değerlerinin farkında bir gün olacaklar. Sömürgeci müstekbirlerin kendilerini demokırasi ve layıklık adı altında nasıl sömürdüklerini birgün anlamış olacaklar. Pişmanlık duygularile açık olan tövbe kapısına baş vururda " urvetül vuska olan Allah'ın ipine sarılırlarsa kayıp etmiş oldukları degerlerini yeniden kazanmış olurlar. Şu bir gerçek ki! insan, İlmen , siyaseten , fikren ve ahlaken sömürüldüğünü fark etmezise tevbe edip pişman olmasınıda bilmez ve sömürgecinin dönen dolabının iyi dönmesi için de güzel hizmet eder ve yaptığı hizmetide mukaddes görev bilir.Zaten! sömürgeci müstekbirin varlığını korumakta olan , batılılaşma aşkıyle yanan mazlum konumundaki sömürülmekte olan müstekbirlerdir. Çükü nasıl sömürüldüğünü ve nasıl ahlaki değerlerinden uzaklaştırıldığını ve nasıl hak ve hukukunun elinden alındığını ve nasıl hakkı çiğnendiğini ve nasıl islami ve insani değerlerinden yontulup kuşa çevirildigini bilemediginden mazlum konumunda hisap edilmektedir. Kendisi uyarılmak istenildiginde kibirlenerek şu sefiller kibimi inanacağız derler ve kendilerini üstün görerek batının boynununa takmış olduğu köle zincirini unutuklarından da mazlum müstekbirler. İnsanların bu girdaptan kurtula bilmesi için nasıl sömürüldüğünü niçin sömürüldügünü ve kimler sömürdügününün bilinci verilerek sömürülmekte olan halkları uyarmak ve sömürücünün sömürü araclarnı tanıtmakla olur.
Muhammed Avci