BİSMİLLAH:
"O zaman biz meleklere Adem’e secde edin dediğimizde hepsi birden secdeye kapandılar,ancak iblis bundan şiddetle kaçınmış büyüklük taslamıştı;o zaten kafirlerdendi."(Bakara)
Hiç şüphesiz sizi yarattık,sonra şekil verdik ve sonra da meleklere,’Adem’e secde edin,dedik.İblisten başka herkes secde etti.O secde edenlerden olmadı.
Allah sana emrettiğinde, seni secde etmekten alıkyan neydi?,,dedi.,,Ben ondan üstünüm;beni ateşten onu çamurdan yarattın,,dedi.
Ona ,,öyleyse in oradan! Orada büyüklük taslaman senin haddin değildir. Hemen çık. Gerçekten sen, aşağılıklardansın..,,dedi.
(İblis),,,İnsanların tekrar direlecekleri günekadar bana mühlet ver,,dedi.
Allah sen mühlet verilenlerdensin,,dedi.
(İblis)Beni azdırdığın için mutlaka onlar için (sapsınlar diye)senin doğru yolunun üstüne oturacağım dedi,,.
,,Sonra önlerinden,artlarından,sağlarından,sollarından onlara sokulacağım ve çoğunu sana şükredenlerden bulamayacaksın,,dedi. (Araf...)
Allah(cc) meleklere secde etmesini emretmişti, İblis cinlerden olmasına rağmen Allaha yaptığı ibadet nedeniyle,meleklerin sevyesine çıkmış ve onlarla beraber hareket ediyordu..Bu nedenle secde hitabı-nın emrine o’da muhattapdı..
Fakat ilmi onu secde etmekten alıkoydu emre itaat yerine akıl yürüttü ve kendini ilmen üstün gördü...
Buraya kadar herşey normal görünüyordu,sadece emre itaatsizlikten dolayı ceza alıp işlediği hatasını,
telafi edebilirdi..Ama asıl ve önemli merhale ikinci hitabdan sonra gerçekleşti..Allah(cc)benim emrime
karşı gelmenin sebebi nedir?diye sorduğunda;eğer şeytan özür dileyip akıl yürütmeseydi,,,,,Af,,,,,,,,
olunurdu. Ama özür dilemek yerine aklınca delil gösterdi, sanki Allah (cc) bunu bilmiyormuş gibi!!!En önemli ve püf noktası şimdi gerçekleşmişti. Allah(cc) İblise(al)ceza ve in oradan dedi. Aslında şeytan burada gerçek tavrını sergileyerek ismini İblis edip şeytaniyet kazandı..Burada tekrar cezaya rağmen af dileyip hatayı kendinde bulabilir ve’’beni’’affet ben hata ettim özür dileyerek secdeye kapansaydı yine açık kapı bulabilirdi. Fakat şeytaniyat yapıp hatayı suçu kendisine işlettiren, kovulmasına sebep olan Adem olduğunu ilan edip O’na ve soyuna düşman olacağını söyledi ve mühlet isteyip Adem oğullarını kendisi gibi yoldan çıkaracağını söyledi..Böylece adını şeytan olarak yazdırdı....’’Allah buyurduki ;Ey Adem sen ve eşin cennete yerleşip dilediğiniz yerden yiyin. Ancak şu ağaca yaklaşmayın sonra zalimlerden olursunuz.’’Derken şeytan biribirine kapalı örtülü ayıp yerlerini göstermek için onlara vesvese verdi ve’’Rabbiniz size bu ağaçtan yer ve sonra melek olursunuz veya ebedi kalanlardan olursunuz diye yasakladı,dedi ve onlara ben gerçekten size nasihat edenlerdenim, diye yeminetti. Böylece onları hile ve yalan ile aldattı. Ağacın meyvesini tattıklarında ayıp yerleri kendilerine göründü. Ve cennet yapraklarndan üzerlerini örtmeye başladılar. Rableri

Allah(cc) Adem ile Havva’yı cennetin bir köşesine yerleştiriyor,ve onlara çekinmesi gerekenleri emr ediyor ,aynı zamanda aldatıcının aldatmasına karşdıda dikkatli olmasını söylüyor. Buna rağmen şeytanın sözüne aldanıyor,ve yasağı çiğniyorlar,emre karşı geliyorlar. Ve bu şekilde şeytan onların cennetten çıkarılmasına sebep oluyor....
‘’Şeytan onların ayaklarını kaydırdı ve onları oradan (cennetten)çıkarttı. Biz de; biribirinize düşman olarak oradan inin’’dedik..Sizin için yeryüzünde barınak ve belli bir zamana kadar hayat yaşamak vardır..(Bakara)
Böylece Hz.Adem ile Havva’ya ceza verildi, ve bu ceza yeryüzünde çekilecekti, ancak bu cezanın karşılığında büyük bir mükafat vardı...Bu mükafatların özelliklerinde, Hristiyanların dediği gibi, dünyada ceza çekiyorsunuz ve bunun sebebi kadındır! Asla değil! Buradaki hizmete binaen İlahi murad tecelli etti ve bir günde işlendi ancak suç ortaktır, sadece kadının değildir. Bunu da ikisinin duasından anlıyoruz, iyi düşünürsek biraz tefekkürle buradaki verilmek istenen mesajı daha iyi anlarız....Eğer Ademiyeti ele alırsak :Neden dünya sürgün yeri iken büyük mükafat yerine dönüştü? Şeytan her ne kadar vesvese verip onları kandırdıysa da hatayı işleyen Adem’e Allah; neden emrime karşı geldiniz ben size yasak etmedim mi? diye nida edince ;cevaben şunu dediler ortak hareketle/çünkü suç ortaktı tek kişinin değildi:’’Rabbimiz biz gerçekten nefsimize zulmettik, eğer sen bizi affetmezsen ve bize merhamet etmezsen, muhakkak biz hüsrana kayba uğrayanlardan oluruz’’dediler..(Araf)
Evet şeytanın kandırmasına ve günaha teşvik eden olmasına rağmen Adem ve Havva ;Ya Rabb suç bizim hata bizim,biz kusur ettik,biz kendi kendimize zulm ettik...dediler...Yani hatayı kendilerinde buldular, böylece Allah(cc)da onları affetti ve cezadan sonra büyük bir mükafat olarak cenneti ebedi kalma ve kendi ‘’Cemali’’ile müşerref olmayı vaadetti....Ancak İkisinin soylarından şeytana kulak vermeyenlere vaadedildi...Hz.Adem şayet suçu şeytana yükleseydi de’’Ya Rab bizi şeytan kandırdı’’deseydiler,o zaman affedilmezlerdi ve kendileri de şeytaniyat yapmş olurlardı.Buradan anlaşıldğına göre ‘’Ademiyat’’Hatayı kendinde bulmakla olur..Sebeplere veya vesilelere yönelirsek o zaman bizde özde şeytaniyyat yapmış oluruz...İnsanoğlu toplu olarak yaşar ve biribiriyle devamlı ilişki içerisindedir, şeytanda kıyamete kadar içimizde biribirimize düşman etmenin yollarını arayacaktır..Allah’ın bize gösterdiği dosdoğru yolda Sırat-il Müstakimden ayırmak için şeytan ve soyu devamlı iş başnda olup çalışacaktır..İşte bize düşen görev ve sorumluluk şudur ki:Allaha karşı isyanımızda iç mücadelemizde tüm cedelleşmelerde ve ilmi münazaralarda ikili ilişkilerimizde Ademiyet yapıp bu noktada bütün suçu karşı tarafa atmıyarak kendimizde de hata arıyarak ve gerektiğinde sukutlaşarak şeytanın hilesini boşa çıkarmalıyız...’’Af yolunu tut iyiliği emr et ve cahillerden yüz çevir’’Ayetinin gereğini yapıp Ademiyyetin şartlarına riayet ederek İnsan olma yolunda adım atmış olalım...İnsanlık Ailesi arasındaki en büyük engel, ademiyetin ve şeytaniyetin anlaşılmamasından kaynaklanan birlikte yaşamak özgürlüğü, hür olduklarını unutan insani değerleri üst seviyeye taşıyamıyan ve öğrendikleri ilimleri taassub haline getirip bir kabuk oluşturup o kabuğu kıramayan zihniyetlerden kaynaklanmaktadır…Aynı şekilde İslam dinini evrensellikten çıkarıp kendi hizbine dönüştüren (tarikat,cemaat,vs..)hatta inancı kendi dairesi dışında yaşamaktan özürlü olan oluşumlar,şeytaniyetin en büyük yardımcısı haline gelmişleridir..Bilmediğinin cahili olduğunu unutup şeytaniyet yaparak aynı zamanda da Ademiyeti öldürmüşlerdir….
Yüz yıllardır gerçek taharet ehli olan Ehli Beyt’i bölüp arasına şeytaniyeti engel koyan şer ve şeytani odaklar bu gün pek de başarısız sayılmazlar, eğer ismet ve taharet ehlinin arasına şeytaniyet girerse , o zaman insanlık Ademiyyetten umudunu kesmeli başka ahlak yolları aramalıdır ki buda imkansızdır!!!Onun içindir ki Ehli Beyti temsil eden Alimlerimiz bu konu üzerinde münazara etmeli bölünmelere yol açan şeytaniyeti önce kendi benliklerinde sonra hatibi oldukları cemaate güzel bir şekilde sunmalıdırlar , yoksa gelinen nokta ‘’vahdetsizlik’’olacaktırvki, bu da İslami temsil eden Velayet ile ters düşmektedir..Bugün toplum Ehlibeytin öğretilerine manevi haletlerine açken kendi içinde bölünmüşlüklere tahammülü yoktur, zaten müminler arasında ihtilaf olmaz sözü de yine Ehli taharet etrafında toplanıp, ademiyyet yapan kişiler için kullanılmıştır! Ehlibeytin ilerlemesindeki en büyük sorun taassubdur,hem yöneten hem de bakan açısından değerlendirirsek; Ademi tanımayan elbette şeytanı tanıyacaktır, bu yüzden Alimlerimizin bu konuda ciddi adımlar atarak beyinlerdeki taassubu yıkmalı yıkarken de örnek teşkil edecek Ademi hareketler sergilemeli toplantılar düzelemeli bunu da hem kendi hizbine hem de karşı hizbe en güzel şekilde sunmalıdır..Eğer ki dünyadaki herhaangi bir oluşum veya kurum veya kuruluş, din, dil, ırk, mezheb, tarikat, cemaat,özel de kendi içlerinde genelde ise birbirlerine bakış açılarında ‘’Ademiyyet’’ ve şeytaniyeti iyi analiz edip evrensel boyuta taşımazlarsa halk arasındaki toplumlsal ahlak bozukluğunda en büyük rolü oynamış olacak hatta bozukluğun baş mimarı haline geleceklerdir..Bu da fırkalara bölünmenin iç yüzünü gösterecek herkes kendi hak görecek gerçek Sıratil Müstakimden çıktığının farkına varmayacak şeytaniyet rolünü üstlendiğinide asla kabul etmeyecektir…Herkes hak ise peki şeytaniyyet nerede?
Bunu biz bugün başta aileler arasındaki ikili ilşkilerde görebiliyoruz,bir çok vahim olayada tanık olabiliyoruz..Aileler kendi arasındaki bir anlaşmazlığı hararetlendirmeden önce ademiyet yapar iseler,o esnada üstünlükten veya kıskançlıktan veya başka bir konudan dolayı kabaran gazab kuvveleri anında sönecek ve olay ahlaki bir şekilde sonuçlanacaktır. Boşanmaların cinayetlerin geçimsizliklerin yaramaların ,özünde yine ademiyetsizlik yatmaktadır…Onun için diyoruzki;
Toplumsal ahlakın düzelmesi için başta bu ümmetin alimlerinin kendi aralarındaki anlaşmazlıklarda ademiyyat yapıp bunu da topluma yaşayarak göstermeleri gerekmektedir, yoksa ne bireyden ne toplumdan nede insanlıktan ademiyyet değerinde bir ahlak beklenmemelidir…
Yeryüzü Ademiyyete hasret kalmıştır,toplumlar fırkalara bölünerek yanlızlaşıp birer birer çürümeye yüz tutmuştur!!!
İnsanlık ademiyetsizlikten bütün değerlerini yitirmiş,ruhi açlık çekmektedir maddi sorunların altında yine maneviyatsızlık yatmaktadır ve acil kan gereklidir!
İslami nizamın değerleri şeytani güçler tarafından şeytaniyyet yapılarak ayaklar altına alınmış, insan kardeşliği unutturulmuş ‘Ben’ve’Rey’lerin şeytani hesabları yel değirmeni gibi mazlumların ve mustazafların sırtından sağlanmaktadır…!!!
Eğer ademiyyet kıyama kalkmaz ise mücadele için meydanlara inmez ise o zaman şeytaniyyet kendi varlığını ‘’Adem’’ temsilcileri üzerinden en güzel ve sorunsuz bir şekilde sürdürecktir….
Bu saatten önce ve bu saatten sonra en zor göreve talib olan Ademlere selam olsun…
Şeytaniyet ile mücadele veren Ademlere selam olsun….
Ahlaksızlıkların içinde ahlaki yaşayan yaşatan Ademlere selam olsun….
Toplumdan dışlanmış hakarete uğramış saf Ademlere selam olsun…
Muhammedi Ademiyatla anlayıp Ehli beyt ile yaşayan yaşatan ve bu yolu sürdüren Ademlere selam olsun…..
Başta da sonda da Hamd O’nadır….
Vesselam…
MURAT AVCI
Yorum