Bismillah…
İnsanoğlunun yaratılışı iki cihettendir,biri maddi diğeri manevidir.Maddi yönü ile hayvani özelliklere sahibtir,manevi yönüylede meleki özelliklere sahiptir.Bunu tam anlamıyla anlamamız için önce hayvanlar alemini irdeleyip tefekkürle incelememiz gerekmektedir. Allah(cc) hayvanları sima olarak her cinsi kendi özellikleriyle yaratmıştır,
yani her cins kendi cinsine sima olarak yaratılış itibariyle aynı benzerliği taşır. Amma ahlaki özellik olarak ise bütün cinsleri ile ayrı simada olsalar bile ahlakları aynıdır. Örneğin tüm cinsleriyle köpekler;ayrı ayrı simada olsalarda ahlakları aynıdır, kaç türlü köpek cinsi olursa olsun hepsinin ahlaki özellikleri aynıdır.Köpeği ne kadar eğitirseniz eğitin o köpek bir gün mutlak köpek ahlakını yerine getirir ve bunu da size gösterir bugün Amerika ve İsrailin tüm dünyaya gösterdiği gibi!!!!Diğer bütün hayvanları da biraz tefekkürle rahatlıkla çözüp anlayabiliriz.. Buna binaen Allah(cc) o hayvanı o özellikle yaratmıştır, bu ona yaratılışından itibaren programla yüklenmiştir,her hayvan da tabiattaki görevini yerine getirir, çünkü görevi odur, bu Allah’ın hayvanlar ve diğer canlılar için koyduğu kanundur, sünnetullahtır değişmez değiştirilemez….Melekler ise yemez, içmez, evlenmez, günah işlemez, emirleri yerine getirir olarak biliriz. Bunun dışında şu özellikleri vardır;Allah’ın isim ve sıfatlarının fiili uygulayıcılarıdırlar.Bütün kainatta Allah’ın tasarrufu melekleri aracılığıyla olur, bu melekler hem Allah’ın o isim ve sıfatlarının meftunudurlar ve hem de o ismi izhar ederler. Allah’ın rahmetini şefkatini gazabını, izzetini vs..gibi yani bu isim ve sıfatları yeryüzünde tüm canlılarda icra ederler.İnsanın yaratılışı da aynı şekilde hayvani ve meleki olmak üzere iki terkiple olur. Bunu soyut ve somut iki kavram olarak da ifade edebiliriz. Maddi yaratılış olarak ;yeme, içme, uyuma, evlenme, gezme, dolaşma, zevk alma(şehevi)özellikleri ile hayvani özelliklere sahibtir.Manevi yaratılış olarak da;Sevgi,rahmet,cömertlik,kızgınlık vs…gibi özellikleri ile de meleki sıfatları haizdir..İnsanın imtihan edilmesinin ve imtihanı başarı ile bitirebilmesinin altında yatan gerçek te burada yatmaktadır. Allah(cc) hayvanları sima olarak ayrı ahlakları aynı yaratmıştı;İnsanoğlunu ise sima aynı ahlakları farklı yaratmıştır. Aynı ana-babadan olsalar bile kardeşler ahlaken farklıdırlar. Hiçbir insanın ahlakı diğerine tam ve birebir olarak benzemez,işte bu noktada imtihan başlar;Çünkü hepsi de insandır, dolayısıyle herkesin ahlakı farklı olarak hepsi de insan olduklarına göre tavır ve davranışları ahlakları insan insan gibi olmakla görevlidir. Bunu bir örnekle açıklayalım iki komşu bakkal düşünelim sabah işyerlerini açtıklarında rekabet fiyat gösterip birbirlerini alt etme daha çok kazanma arzusuyla işe başlıyorlarsa bunlardan beklenen insanı davranış değildir.İnsani davranış olarak şöyle yapabilirlerdi;Birbirlerine hayırlı kazançlar dileyerek zihniyet olarak hepimiz insanız rızkı veren Allah’tır Rabbim herkesin ihtiyacı kadar versin diyerek güne hayırla başlanılması olmalıydı. Asıl konumuz olan yaratılışı ele alırsak eğer, insanda var olan Ahlak iki türlüdür..
1-Hal
2 Meleke Hal insanın doğumundan sonra elde ettiği alışkanlıklarıdır.(Ahlaki)
Meleke İnsanın yaratılışında Allah’ın onun ruhuna yerleştirdiği ahlaklardır..Yaratılışta var olan Allah’ın ruhumuza koyduğu cömertlik, cimrilik, sertlik, yumuşaklık, cesurluk, korkaklık, tembellik, çalışkanlık..vs gibi…
Hal ise Aileden okuldan,çevreden,arkadaşlardan kitaplardan öğrendiğimiz ve hayatımıza yaşantımıza uydurduğumuz ahlaki davranışlardır..Bunların hepsi imtihan aracıdır yani insanın doğuştan cömert olması cimri olması korkak olması gibi bunların hepsi imtihan aracıdır insanda var olan ile sonradan öğrendiği davranışlar bütünü kişinin Ahlaki özelliklerini belirler..Bunların ikisi de birleştirilebilir ıslah edilebilir özellikleridr.. Akıl vezirdir yol gösterir; Resuller, Nebiler ve İmamlar, kitaplar, suhuflar bu yolun nasıl birleştirildiğini ve nasıl ıslah edildiğini gösteren öğretmenler ve uygulayıcılardır…Bu yolun kanun ve kurallarını gösterirler..’’Ve sen gerçekten büyük bir Ahlak üzerindesin..’’(Kalem)
‘’Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim..’’
İnsan; Ahlakın kazanılması için Kur’an rehber olup insan olmanın kurallarını yolunu senaryosunu gösterici yegane kitaptır,Resul-i Ekrem ve İmamlar (as) de bu seneryoyu ve kuralları en iyi bilen uygulayarak gösteren bir ahlak rehberidirler..Resulullahın ahlakından sorulduğunda siz hiç Kur’an okumuyor musunuz yani Kur’ana göre yaşamıyor musunuz ki onun ahlakının Kur’an ahlakı olduğunu bilmiyorsunuz…Aslında Rabbimiz burada bize onun ahlakı olarak ta; Ey Kullarım ben sizleri çeşitli ahlaklar üzere yarattım ve size bu ahlakı ıslah etme yollarını kazanabilecek bir kapasite verdim insan gibi davranman için Kitap ve uygulayıcı olmakta Peygamberler gönderdim, şimdi sizi imtihan ediyorum..Kim Kitap ve peygamber üzere iradesini kullanıp ahlakını en güzel ahlak şekline dönüştürürse onu en güzel şekilde mükafatlandıracağım, kaybedenleri ise cezalandıracağım dediğini anlamamız gerekir. Bir örnek ile şekillendirirsek;Bir sanatçı veya artist nasıl bir ahlaka sahip olursa olsun seneryoda kendisine korkak veya salak rolu verildiğinde buna karşılık ücret alacağı için kendi öz kimliğini ve kişiliğini ahlaki yapısını terk ederek o rolü oynar..Hatta halk arasında o sima ile tanınıp ün sahibi olur,Ve toplum tarafından da kabul görür. Çünkü rol icabı görevini yapmıştır, işte bizim de yaratılışımızda ahlakımız ne olursa olsun Allah bizden Kur’an (seneryo) sunun ahlakıyla ahlaklanmamızı istiyor..Ve buna karşılık ücret olarak cenneti vaad ediyor…Hem kişisel hemde toplumsal olarak huzur güven ve insan gibi yaşamak için Kur’anın ahlakıyla ahlaklanmak zorundayız. Zaten İnsan-ı kamil kavramının bir diğer adı da ahlak önderi, tam manada insan olma anlamındadır…Yaratılmışların en üstünü olma veya en aşağısına düşme işi ahlaki yapı itibariyle olup ruhani halimize işaret içindir..İnsanda var olan hayvani özellikler, nefsi istekler(nefsi emmare) aracılığıyla olur, kötülüğü emreden nefis insanda var olan nefsi emare ölmez ancak ıslah edilebilir özelliklerdir, tıpkı ateş gibi, elektirik gibi,eğer ateşi sobaya koyarsanız bizi ısıtır, yemek pişirir size hizmet eder, eğer kontrol altına alınmadan yakılırsa önce sizi sonra evinizi sonrada bulunduğunuz şehirde etrafınızda ne varsa yakar, elektirikte böyledir, kablo ile kontrol altına alıp buzdolabı televizyon makine gibi aletlerde kullanılırsa o zaman size hizmet eder, yok eğer kontrol etmeden serbest bir şekilde bırakırsanız etrafında olan her şeye zarar verip çarpar…
Nefis de böyledir eğer hayvani isteklere gem vurulmazsa o isteğe kavuşma onu elde etmek için her yolu dener, gözü kontrol altına almaz ise bütün gördüğü karşı cinse bakmakla doymadığı gibi hepsi kendi yanında olsa bile bir başkasını ister, zaten bazı devletlerin ve milletlerin çöküş nedeni bu idi, ahlaki yapı kontrolden çıkmak üzere iken bir önlem almadan şer’i kanunları bahane ederek haremler kurarak bir medeniyetin çöküşüne sebep oldular. Bu da gösterir ki Kur’an’dan ayrılmanın vahim sonucunu şu anda ahlakı bozuk bir ülke ve toplum mirası bırakması olmuştur…Bunun yanı sıra biz emparyalist kan emici ve Siyonist rejimin kana doymamasını ahlaklarının hayvan hatta hayvandan aşağı olmasını, yıllardır Filistinde, Gazze’de ve diğer Ortadoğu ülkelerinde vahim bir şekilde görebiliyoruz, tepki göstermeyerek te aynı ahlakı taşıdığımızı sergileyebiliyoruz. Budizm dini ahlak dinidir diyen şahısların da Arakan’da masum Müslümanlara ahlak dini dersi vererek katledişlerine seyirci kalabiliyoruz. Eğer Ahlak dini dediğiniz bu ise sizlerin ahlaktan bahsetmeye hakkınız olmadığınıza önce hayvani ahlaktan sıyrılmanız gerektiğini buradan haykırıyoruz. Bir hayvan bile aç olsa bir av bulur karnını doyurur sonra bir köşede terar aç kalıp diğer avını yapmasını beklerken başka bir canlıya karışmaz tenezzül bile etmez. Amma insan acıksa ve ava çıksa bir avından sonra gözü doymaz üç, beş tane de fazladan vurur ki kendisine iyi bir avcı desinler diye veya bir şeyler çalsa tek kendisi için değil tüm soyu için çalıp çırpar yine de gözü doymaz ve baş hırsız olarak tarihe geçer, hiçbir cezası olmaz aferin sözüde kar kalır yanına…
Bir hayvanla diğer bir hayvan kavga etse birbirleriyle öldüresiye mücadele ederler ama sonunda biri galip gelir,diğeri geri çekilir böylece üstün gelen bölge hakimi olur diğeri yoluna devam eder. Ama insan biriyle kavga etse o kavganın sonucu öyle bir yere varır ki kan davası olup soyunu kurutmaya kadar gider de nesiller boyu bu kavga devam eder veya bir hayvan bir insanı yemek istese önce öldürür, etkisiz hale getirir, daha sonra yer. İnsan insanı öldürmek istese kolunu bacağını kırararak yavaş yavaş eziyet ederek öldümek ister bu yine bugünkü ölüm haberlerinden çok daha iyi esaret altındaki Müslümanlara akla gelmeyecek işkenceler yaparak onları diri diri yakarak, kadınlara tecavüz ederek, çocukları asarak, boğazlarını keserek tekbir nidaları ile övünerek bunu yapmaları ahlaktan yoksun olduklarını unutan Müslümanlara ne demeli! Kendi nefsini(Egosunu)tatmin etmek için böyle bir yola başvurur,ve bunuda gururla dile getirir. Yani hayvandan aşağı olduklarını isbat ederler,bu hayvani isteklerin durması için ne yapmalı? işte nefsi ıslah etme yoluna girerse ve Peygamberler, İmamlar, salihlerin yoluna girilirse ve onların yolu takip edilirse o zaman kırmızı ışık yanar ve artık dur der! Yok eğer nefsin ve şeytanın özellikle büyük şeytan Amerikanın adımlarına uyulursa o zaman da hayvandan daha aşağı bir hal alınırki hatta siması bile hayvanı andırır…
Devam Edecek…….
MURAT AVCI
İnsanoğlunun yaratılışı iki cihettendir,biri maddi diğeri manevidir.Maddi yönü ile hayvani özelliklere sahibtir,manevi yönüylede meleki özelliklere sahiptir.Bunu tam anlamıyla anlamamız için önce hayvanlar alemini irdeleyip tefekkürle incelememiz gerekmektedir. Allah(cc) hayvanları sima olarak her cinsi kendi özellikleriyle yaratmıştır,
yani her cins kendi cinsine sima olarak yaratılış itibariyle aynı benzerliği taşır. Amma ahlaki özellik olarak ise bütün cinsleri ile ayrı simada olsalar bile ahlakları aynıdır. Örneğin tüm cinsleriyle köpekler;ayrı ayrı simada olsalarda ahlakları aynıdır, kaç türlü köpek cinsi olursa olsun hepsinin ahlaki özellikleri aynıdır.Köpeği ne kadar eğitirseniz eğitin o köpek bir gün mutlak köpek ahlakını yerine getirir ve bunu da size gösterir bugün Amerika ve İsrailin tüm dünyaya gösterdiği gibi!!!!Diğer bütün hayvanları da biraz tefekkürle rahatlıkla çözüp anlayabiliriz.. Buna binaen Allah(cc) o hayvanı o özellikle yaratmıştır, bu ona yaratılışından itibaren programla yüklenmiştir,her hayvan da tabiattaki görevini yerine getirir, çünkü görevi odur, bu Allah’ın hayvanlar ve diğer canlılar için koyduğu kanundur, sünnetullahtır değişmez değiştirilemez….Melekler ise yemez, içmez, evlenmez, günah işlemez, emirleri yerine getirir olarak biliriz. Bunun dışında şu özellikleri vardır;Allah’ın isim ve sıfatlarının fiili uygulayıcılarıdırlar.Bütün kainatta Allah’ın tasarrufu melekleri aracılığıyla olur, bu melekler hem Allah’ın o isim ve sıfatlarının meftunudurlar ve hem de o ismi izhar ederler. Allah’ın rahmetini şefkatini gazabını, izzetini vs..gibi yani bu isim ve sıfatları yeryüzünde tüm canlılarda icra ederler.İnsanın yaratılışı da aynı şekilde hayvani ve meleki olmak üzere iki terkiple olur. Bunu soyut ve somut iki kavram olarak da ifade edebiliriz. Maddi yaratılış olarak ;yeme, içme, uyuma, evlenme, gezme, dolaşma, zevk alma(şehevi)özellikleri ile hayvani özelliklere sahibtir.Manevi yaratılış olarak da;Sevgi,rahmet,cömertlik,kızgınlık vs…gibi özellikleri ile de meleki sıfatları haizdir..İnsanın imtihan edilmesinin ve imtihanı başarı ile bitirebilmesinin altında yatan gerçek te burada yatmaktadır. Allah(cc) hayvanları sima olarak ayrı ahlakları aynı yaratmıştı;İnsanoğlunu ise sima aynı ahlakları farklı yaratmıştır. Aynı ana-babadan olsalar bile kardeşler ahlaken farklıdırlar. Hiçbir insanın ahlakı diğerine tam ve birebir olarak benzemez,işte bu noktada imtihan başlar;Çünkü hepsi de insandır, dolayısıyle herkesin ahlakı farklı olarak hepsi de insan olduklarına göre tavır ve davranışları ahlakları insan insan gibi olmakla görevlidir. Bunu bir örnekle açıklayalım iki komşu bakkal düşünelim sabah işyerlerini açtıklarında rekabet fiyat gösterip birbirlerini alt etme daha çok kazanma arzusuyla işe başlıyorlarsa bunlardan beklenen insanı davranış değildir.İnsani davranış olarak şöyle yapabilirlerdi;Birbirlerine hayırlı kazançlar dileyerek zihniyet olarak hepimiz insanız rızkı veren Allah’tır Rabbim herkesin ihtiyacı kadar versin diyerek güne hayırla başlanılması olmalıydı. Asıl konumuz olan yaratılışı ele alırsak eğer, insanda var olan Ahlak iki türlüdür..
1-Hal
2 Meleke Hal insanın doğumundan sonra elde ettiği alışkanlıklarıdır.(Ahlaki)
Meleke İnsanın yaratılışında Allah’ın onun ruhuna yerleştirdiği ahlaklardır..Yaratılışta var olan Allah’ın ruhumuza koyduğu cömertlik, cimrilik, sertlik, yumuşaklık, cesurluk, korkaklık, tembellik, çalışkanlık..vs gibi…
Hal ise Aileden okuldan,çevreden,arkadaşlardan kitaplardan öğrendiğimiz ve hayatımıza yaşantımıza uydurduğumuz ahlaki davranışlardır..Bunların hepsi imtihan aracıdır yani insanın doğuştan cömert olması cimri olması korkak olması gibi bunların hepsi imtihan aracıdır insanda var olan ile sonradan öğrendiği davranışlar bütünü kişinin Ahlaki özelliklerini belirler..Bunların ikisi de birleştirilebilir ıslah edilebilir özellikleridr.. Akıl vezirdir yol gösterir; Resuller, Nebiler ve İmamlar, kitaplar, suhuflar bu yolun nasıl birleştirildiğini ve nasıl ıslah edildiğini gösteren öğretmenler ve uygulayıcılardır…Bu yolun kanun ve kurallarını gösterirler..’’Ve sen gerçekten büyük bir Ahlak üzerindesin..’’(Kalem)
‘’Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim..’’
İnsan; Ahlakın kazanılması için Kur’an rehber olup insan olmanın kurallarını yolunu senaryosunu gösterici yegane kitaptır,Resul-i Ekrem ve İmamlar (as) de bu seneryoyu ve kuralları en iyi bilen uygulayarak gösteren bir ahlak rehberidirler..Resulullahın ahlakından sorulduğunda siz hiç Kur’an okumuyor musunuz yani Kur’ana göre yaşamıyor musunuz ki onun ahlakının Kur’an ahlakı olduğunu bilmiyorsunuz…Aslında Rabbimiz burada bize onun ahlakı olarak ta; Ey Kullarım ben sizleri çeşitli ahlaklar üzere yarattım ve size bu ahlakı ıslah etme yollarını kazanabilecek bir kapasite verdim insan gibi davranman için Kitap ve uygulayıcı olmakta Peygamberler gönderdim, şimdi sizi imtihan ediyorum..Kim Kitap ve peygamber üzere iradesini kullanıp ahlakını en güzel ahlak şekline dönüştürürse onu en güzel şekilde mükafatlandıracağım, kaybedenleri ise cezalandıracağım dediğini anlamamız gerekir. Bir örnek ile şekillendirirsek;Bir sanatçı veya artist nasıl bir ahlaka sahip olursa olsun seneryoda kendisine korkak veya salak rolu verildiğinde buna karşılık ücret alacağı için kendi öz kimliğini ve kişiliğini ahlaki yapısını terk ederek o rolü oynar..Hatta halk arasında o sima ile tanınıp ün sahibi olur,Ve toplum tarafından da kabul görür. Çünkü rol icabı görevini yapmıştır, işte bizim de yaratılışımızda ahlakımız ne olursa olsun Allah bizden Kur’an (seneryo) sunun ahlakıyla ahlaklanmamızı istiyor..Ve buna karşılık ücret olarak cenneti vaad ediyor…Hem kişisel hemde toplumsal olarak huzur güven ve insan gibi yaşamak için Kur’anın ahlakıyla ahlaklanmak zorundayız. Zaten İnsan-ı kamil kavramının bir diğer adı da ahlak önderi, tam manada insan olma anlamındadır…Yaratılmışların en üstünü olma veya en aşağısına düşme işi ahlaki yapı itibariyle olup ruhani halimize işaret içindir..İnsanda var olan hayvani özellikler, nefsi istekler(nefsi emmare) aracılığıyla olur, kötülüğü emreden nefis insanda var olan nefsi emare ölmez ancak ıslah edilebilir özelliklerdir, tıpkı ateş gibi, elektirik gibi,eğer ateşi sobaya koyarsanız bizi ısıtır, yemek pişirir size hizmet eder, eğer kontrol altına alınmadan yakılırsa önce sizi sonra evinizi sonrada bulunduğunuz şehirde etrafınızda ne varsa yakar, elektirikte böyledir, kablo ile kontrol altına alıp buzdolabı televizyon makine gibi aletlerde kullanılırsa o zaman size hizmet eder, yok eğer kontrol etmeden serbest bir şekilde bırakırsanız etrafında olan her şeye zarar verip çarpar…
Nefis de böyledir eğer hayvani isteklere gem vurulmazsa o isteğe kavuşma onu elde etmek için her yolu dener, gözü kontrol altına almaz ise bütün gördüğü karşı cinse bakmakla doymadığı gibi hepsi kendi yanında olsa bile bir başkasını ister, zaten bazı devletlerin ve milletlerin çöküş nedeni bu idi, ahlaki yapı kontrolden çıkmak üzere iken bir önlem almadan şer’i kanunları bahane ederek haremler kurarak bir medeniyetin çöküşüne sebep oldular. Bu da gösterir ki Kur’an’dan ayrılmanın vahim sonucunu şu anda ahlakı bozuk bir ülke ve toplum mirası bırakması olmuştur…Bunun yanı sıra biz emparyalist kan emici ve Siyonist rejimin kana doymamasını ahlaklarının hayvan hatta hayvandan aşağı olmasını, yıllardır Filistinde, Gazze’de ve diğer Ortadoğu ülkelerinde vahim bir şekilde görebiliyoruz, tepki göstermeyerek te aynı ahlakı taşıdığımızı sergileyebiliyoruz. Budizm dini ahlak dinidir diyen şahısların da Arakan’da masum Müslümanlara ahlak dini dersi vererek katledişlerine seyirci kalabiliyoruz. Eğer Ahlak dini dediğiniz bu ise sizlerin ahlaktan bahsetmeye hakkınız olmadığınıza önce hayvani ahlaktan sıyrılmanız gerektiğini buradan haykırıyoruz. Bir hayvan bile aç olsa bir av bulur karnını doyurur sonra bir köşede terar aç kalıp diğer avını yapmasını beklerken başka bir canlıya karışmaz tenezzül bile etmez. Amma insan acıksa ve ava çıksa bir avından sonra gözü doymaz üç, beş tane de fazladan vurur ki kendisine iyi bir avcı desinler diye veya bir şeyler çalsa tek kendisi için değil tüm soyu için çalıp çırpar yine de gözü doymaz ve baş hırsız olarak tarihe geçer, hiçbir cezası olmaz aferin sözüde kar kalır yanına…
Bir hayvanla diğer bir hayvan kavga etse birbirleriyle öldüresiye mücadele ederler ama sonunda biri galip gelir,diğeri geri çekilir böylece üstün gelen bölge hakimi olur diğeri yoluna devam eder. Ama insan biriyle kavga etse o kavganın sonucu öyle bir yere varır ki kan davası olup soyunu kurutmaya kadar gider de nesiller boyu bu kavga devam eder veya bir hayvan bir insanı yemek istese önce öldürür, etkisiz hale getirir, daha sonra yer. İnsan insanı öldürmek istese kolunu bacağını kırararak yavaş yavaş eziyet ederek öldümek ister bu yine bugünkü ölüm haberlerinden çok daha iyi esaret altındaki Müslümanlara akla gelmeyecek işkenceler yaparak onları diri diri yakarak, kadınlara tecavüz ederek, çocukları asarak, boğazlarını keserek tekbir nidaları ile övünerek bunu yapmaları ahlaktan yoksun olduklarını unutan Müslümanlara ne demeli! Kendi nefsini(Egosunu)tatmin etmek için böyle bir yola başvurur,ve bunuda gururla dile getirir. Yani hayvandan aşağı olduklarını isbat ederler,bu hayvani isteklerin durması için ne yapmalı? işte nefsi ıslah etme yoluna girerse ve Peygamberler, İmamlar, salihlerin yoluna girilirse ve onların yolu takip edilirse o zaman kırmızı ışık yanar ve artık dur der! Yok eğer nefsin ve şeytanın özellikle büyük şeytan Amerikanın adımlarına uyulursa o zaman da hayvandan daha aşağı bir hal alınırki hatta siması bile hayvanı andırır…
Devam Edecek…….
MURAT AVCI
Yorum