Çocuklarımıza namazı sevdirmenin ipuçları...
Çocuklarımıza namaz eğitimini ne zaman ve nasıl vermeli, bu konuda onlara nasıl yaklaşmalıyız?
22-01-2010
Çocuklarımıza namaz eğitimini ne zaman ve nasıl vermeli, bu konuda onlara nasıl yaklaşmalıyız? Peygamberin çocuklara yaklaşımı nasıldı? Her seferinde camiden kovalanan Münir Özkul, namazdan nasıl nefret etti?
Her Müslüman anne-baba, çocuklarının imanı kuvvetli, ameli salih olsun, kendilerine itaat etsin ister. Peki, bunun için çocuğumuza ne zaman hangi bilgileri öğreteceğimizi ve nasıl eğiteceğimizi düşündük mü? Bunun için ne kadar zaman ayırdık? Mesela çocuklarımıza namaz eğitimini ne zaman vermeli çocuklarımıza bu konuda nasıl yaklaşmalıyız?
“Amaç çocuklarımıza namazı kıldırmaktan ziyade sevdirmek olmalı” diyen yazar Ahmet Bulut, ebeveynler ve çocuklar için hazırladığı çift kapaklı kitabı “Çocuklarımıza Namazı Nasıl Sevdirelim” – “Çocuğumla Sevgi Secdesi” isimli eserinde bu konudaki en yaygın yaklaşım hatalarına dikkat çekiyor, ebeveynlerin ve Müslüman cemaatin nasıl davranmaları gerektiği konusunda önemli ipuçları veriyor.
Bulut kitabında madalyonun iki yüzünü okurların dikkatine sunarken, bir tarafa Peygamberimiz Hz. Muhammed (SAV)’in koyduğu ölçüyü; diğer tarafa günümüz Müslümanlarının namaza yaklaşmaya çalışan insanlara karşı yanlış izlediği yöntemleri koyuyor.
İşte Bulut'un kitabından bazı pasajlar:
PEYGAMBERİN MESCİDİ YAŞANAN BİR HADİSE
Sevgili Peygamberimiz(sav)’in zamanında mescide ailece gidilirdi. Sabah ve yatsı namazlarına bile çocuklar anneleriyle gider, onlar da orada yerlerini alırlardı. Kimi oynar, kimi namaza eşlik ederdi. Bazıları ise namazdayken ağlardı. Efendimiz onlara kızmaz, bağırmazdı. Onların mescide gelmesine asla engel olmazdı. Çocuklar O’nu sever, O da çocukları severdi. O, yarının büyüklerini bu feyizli, bereketli ortamda yetiştirmek istiyordu.
Bir gün sabah namazının birinci rekâtında oldukça uzun okudu. O okudukça ashabı keyifle okunan ayetleri dinledi, tefekkür etti. Ayetlerle gönülleri inşirah buldu. Kim istemezdi ki o havayı teneffüs etmek, O’nun kıraatinden feyizlenmek? Derken birinci rekâtın rükûsu ve secdesi yapıldı ve ikinci rekâta başlandı. İkinci rekâtta ise birkaç ayet okudu ve namazı tamamladı. Sahabe-i kiram şaşırdılar. Onlar bekliyorlardı ki ikinci rekâtta da birinci rekâtta olduğu gibi uzunca bir Kur’an ziyafeti ile nimetlenecekler. Bu duruma anlam veremediler. Ve sonunda bu durumu anlamak için Efendimiz(sav)’e sordular:
“Ya Resulallah! Biz bekliyorduk ki ikinci rekâtta da uzunca okuyacaksın, biz de huşu ile dinleyeceğiz. Fakat olmadı. Kısa bir kıraatle namazı tamamladınız. Mahzuru yoksa sebebini anlatır mısınız?”
Bunun üzerine Efendimiz(sav):
“Duymadınız mı ağlayan çocuğun sesini? Annesine ve çocuğa sıkıntı vermemek için namaza yetecek kadar okudum ve namazı tamamladım.” der.
O’nun dünyasında çocukların özel bir yeri vardır. Peygamber Efendimiz(sav) çocukları anne ve babalarından daha çok düşünürdü. Çocukları üzmemek için en çok sevdiği namazını kısa keserek tamamlar. Başka bir gün çok daha farklı bir durum meydana gelir.
O gün de namazda secde alışılmışın dışında uzatılır. Birlikte namaz kıldıkları ashabı secdenin bu kadar uzatılmasına anlam veremezler. Zannederler ki O’na vahiy geldi. Namazdan sonra içlerinden biri sorar:
“Ya Resulallah! Namazda secdeyi oldukça uzattınız. Diğer zamanlarda bu kadar bekletmiyordunuz. Bundan sonra namazda böyle mi yapacağız?”
Bunun üzerine Efendimiz(sav):
“Torunum boynuma binmişti. Oyunu bozulmasın diye secdeyi biraz uzatıverdim.” buyurdu.
Gelin birlikte bir nefis muhasebesi yapalım. Birlikte namaz kıldığımız camimizin imamı namaz kıldırırken bir çocuk boynuna binse, imam efendi de bu olayı hatırlayarak secdeyi biraz uzatıverse bizim tepkimiz ne olur? İmamı tebrik eder miyiz? “Allah senden razı olsun, bize Resulullah(sav)’ın bir sünnetini hatırlattın.” der miyiz? Hadi bunları geçtik. Evimizde namaz kılarken çocuklarımız, yanlışlıkla önümüzden geçseler veya sırtımıza binseler tavrımız ne olur? Oradaki duruşumuz çocukların dünyasında namazı ya sevdirecek ya da nefret ettirecek. Çok dikkat etmemiz gerekiyor.
Çocuklarımıza namaz eğitimini ne zaman ve nasıl vermeli, bu konuda onlara nasıl yaklaşmalıyız?
22-01-2010
Çocuklarımıza namaz eğitimini ne zaman ve nasıl vermeli, bu konuda onlara nasıl yaklaşmalıyız? Peygamberin çocuklara yaklaşımı nasıldı? Her seferinde camiden kovalanan Münir Özkul, namazdan nasıl nefret etti?
Her Müslüman anne-baba, çocuklarının imanı kuvvetli, ameli salih olsun, kendilerine itaat etsin ister. Peki, bunun için çocuğumuza ne zaman hangi bilgileri öğreteceğimizi ve nasıl eğiteceğimizi düşündük mü? Bunun için ne kadar zaman ayırdık? Mesela çocuklarımıza namaz eğitimini ne zaman vermeli çocuklarımıza bu konuda nasıl yaklaşmalıyız?
“Amaç çocuklarımıza namazı kıldırmaktan ziyade sevdirmek olmalı” diyen yazar Ahmet Bulut, ebeveynler ve çocuklar için hazırladığı çift kapaklı kitabı “Çocuklarımıza Namazı Nasıl Sevdirelim” – “Çocuğumla Sevgi Secdesi” isimli eserinde bu konudaki en yaygın yaklaşım hatalarına dikkat çekiyor, ebeveynlerin ve Müslüman cemaatin nasıl davranmaları gerektiği konusunda önemli ipuçları veriyor.
Bulut kitabında madalyonun iki yüzünü okurların dikkatine sunarken, bir tarafa Peygamberimiz Hz. Muhammed (SAV)’in koyduğu ölçüyü; diğer tarafa günümüz Müslümanlarının namaza yaklaşmaya çalışan insanlara karşı yanlış izlediği yöntemleri koyuyor.
İşte Bulut'un kitabından bazı pasajlar:
PEYGAMBERİN MESCİDİ YAŞANAN BİR HADİSE
Sevgili Peygamberimiz(sav)’in zamanında mescide ailece gidilirdi. Sabah ve yatsı namazlarına bile çocuklar anneleriyle gider, onlar da orada yerlerini alırlardı. Kimi oynar, kimi namaza eşlik ederdi. Bazıları ise namazdayken ağlardı. Efendimiz onlara kızmaz, bağırmazdı. Onların mescide gelmesine asla engel olmazdı. Çocuklar O’nu sever, O da çocukları severdi. O, yarının büyüklerini bu feyizli, bereketli ortamda yetiştirmek istiyordu.
Bir gün sabah namazının birinci rekâtında oldukça uzun okudu. O okudukça ashabı keyifle okunan ayetleri dinledi, tefekkür etti. Ayetlerle gönülleri inşirah buldu. Kim istemezdi ki o havayı teneffüs etmek, O’nun kıraatinden feyizlenmek? Derken birinci rekâtın rükûsu ve secdesi yapıldı ve ikinci rekâta başlandı. İkinci rekâtta ise birkaç ayet okudu ve namazı tamamladı. Sahabe-i kiram şaşırdılar. Onlar bekliyorlardı ki ikinci rekâtta da birinci rekâtta olduğu gibi uzunca bir Kur’an ziyafeti ile nimetlenecekler. Bu duruma anlam veremediler. Ve sonunda bu durumu anlamak için Efendimiz(sav)’e sordular:
“Ya Resulallah! Biz bekliyorduk ki ikinci rekâtta da uzunca okuyacaksın, biz de huşu ile dinleyeceğiz. Fakat olmadı. Kısa bir kıraatle namazı tamamladınız. Mahzuru yoksa sebebini anlatır mısınız?”
Bunun üzerine Efendimiz(sav):
“Duymadınız mı ağlayan çocuğun sesini? Annesine ve çocuğa sıkıntı vermemek için namaza yetecek kadar okudum ve namazı tamamladım.” der.
O’nun dünyasında çocukların özel bir yeri vardır. Peygamber Efendimiz(sav) çocukları anne ve babalarından daha çok düşünürdü. Çocukları üzmemek için en çok sevdiği namazını kısa keserek tamamlar. Başka bir gün çok daha farklı bir durum meydana gelir.
O gün de namazda secde alışılmışın dışında uzatılır. Birlikte namaz kıldıkları ashabı secdenin bu kadar uzatılmasına anlam veremezler. Zannederler ki O’na vahiy geldi. Namazdan sonra içlerinden biri sorar:
“Ya Resulallah! Namazda secdeyi oldukça uzattınız. Diğer zamanlarda bu kadar bekletmiyordunuz. Bundan sonra namazda böyle mi yapacağız?”
Bunun üzerine Efendimiz(sav):
“Torunum boynuma binmişti. Oyunu bozulmasın diye secdeyi biraz uzatıverdim.” buyurdu.
Gelin birlikte bir nefis muhasebesi yapalım. Birlikte namaz kıldığımız camimizin imamı namaz kıldırırken bir çocuk boynuna binse, imam efendi de bu olayı hatırlayarak secdeyi biraz uzatıverse bizim tepkimiz ne olur? İmamı tebrik eder miyiz? “Allah senden razı olsun, bize Resulullah(sav)’ın bir sünnetini hatırlattın.” der miyiz? Hadi bunları geçtik. Evimizde namaz kılarken çocuklarımız, yanlışlıkla önümüzden geçseler veya sırtımıza binseler tavrımız ne olur? Oradaki duruşumuz çocukların dünyasında namazı ya sevdirecek ya da nefret ettirecek. Çok dikkat etmemiz gerekiyor.
Yorum