“.. O, sizi daha topraktan yarattığı zaman ve siz annelerinizin karınlarında bulunduğunuz sırada, sizi en iyi bilendir. Bunun için kendinizi temize çıkarmayın. Çünkü O, sakınanı daha iyi bilir” (Necm: 32/32)
Mânevi yönden boşlukta olan bir çokların -masiyete rağmen- kendilerini temize çıkarmak için diline doladığı bu cümle; onlar adına gerçekten büyük bir kandırmacadır.
Oysa kalbin temiz olması Allah’a daha çok itaâti gerektirir isyanı değil! Bu yüzden Allah Rasûlü Sallallahu Aleyhi Vesellem ve sahâbesi geceleri bile namaz kılıyordu.. Oysa Rabbimiz, namaz kılmamızı mutlak olarak emretmiş, mevcut âyet ve hadislerde de görüldüğü gibi namazsızlığın kafir ve müşriklerin vasıflarından olduğu bildirilmiştir. Yaratanına değil de kendi zevk ve şehvetine uyan kimsenin kalbinin temiz olması mümkün değildir. Bu, şeytanın onu kandırmadaki bir yöntemidir. Gerçekten kendi ve ailesinin menfâatini düşünen kişi; kendini böylesi ucuz sözlerle kandırmakla değil, Rabbinin Kur’ân-ı Kerim’de ona ne buyurduğunu öğrenmekle meşgul olur.
Gözümüzün nûru namazla ihya olmaya, ailemizi, arkadaşlarımızı ve çevremizdekileri de ihya etmek üzere, tam bir içtenlikle karar vererek tevbeye sarılmalıyız. Allah’ın affından yüzçevirenlerden başka kimsenin helak olmayacağı gerçeği karşısında inat etmek ve yine de namazdan gafletle günleri geçirmek, insan için takdir edilen onurlu makama asla yaraşmaz. İyi günümüzde Allah’a koşarsak, bizi imtihan ettiği zorlu günlerimizde yardımını esirgemez. Bunca gerçeklerden sonra yine de günah ve masiyet içinde kalmaya devam etmek, ahiret günü kör olarak haşredilmekten razı olmaktır..
“...Ve şeytan, Allah’ın affına güvendirerek sizi kandırmasın” (Lokman, 31/33).
“Bana ibâdet etmekten büyüklenip yüz çevirenler, muhakkak ki, küçülmüş olarak Cehenneme gireceklerdir” (Mümin, 40/60).
Mânevi yönden boşlukta olan bir çokların -masiyete rağmen- kendilerini temize çıkarmak için diline doladığı bu cümle; onlar adına gerçekten büyük bir kandırmacadır.
Oysa kalbin temiz olması Allah’a daha çok itaâti gerektirir isyanı değil! Bu yüzden Allah Rasûlü Sallallahu Aleyhi Vesellem ve sahâbesi geceleri bile namaz kılıyordu.. Oysa Rabbimiz, namaz kılmamızı mutlak olarak emretmiş, mevcut âyet ve hadislerde de görüldüğü gibi namazsızlığın kafir ve müşriklerin vasıflarından olduğu bildirilmiştir. Yaratanına değil de kendi zevk ve şehvetine uyan kimsenin kalbinin temiz olması mümkün değildir. Bu, şeytanın onu kandırmadaki bir yöntemidir. Gerçekten kendi ve ailesinin menfâatini düşünen kişi; kendini böylesi ucuz sözlerle kandırmakla değil, Rabbinin Kur’ân-ı Kerim’de ona ne buyurduğunu öğrenmekle meşgul olur.
Gözümüzün nûru namazla ihya olmaya, ailemizi, arkadaşlarımızı ve çevremizdekileri de ihya etmek üzere, tam bir içtenlikle karar vererek tevbeye sarılmalıyız. Allah’ın affından yüzçevirenlerden başka kimsenin helak olmayacağı gerçeği karşısında inat etmek ve yine de namazdan gafletle günleri geçirmek, insan için takdir edilen onurlu makama asla yaraşmaz. İyi günümüzde Allah’a koşarsak, bizi imtihan ettiği zorlu günlerimizde yardımını esirgemez. Bunca gerçeklerden sonra yine de günah ve masiyet içinde kalmaya devam etmek, ahiret günü kör olarak haşredilmekten razı olmaktır..
“...Ve şeytan, Allah’ın affına güvendirerek sizi kandırmasın” (Lokman, 31/33).
“Bana ibâdet etmekten büyüklenip yüz çevirenler, muhakkak ki, küçülmüş olarak Cehenneme gireceklerdir” (Mümin, 40/60).
Yorum