Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Ruhun Yücelmesi ve Alçalması..

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Ruhun Yücelmesi ve Alçalması..

    Ruhun Yücelmesi ve Alçalması


    Hz. Resul-i Ekrem (s.a.a) döneminde vuku bulan ilginç bir olay vardır.

    Bir gün Resulullah'ın (s.a.a) ashabından bazıları onun huzuruna vararak "Ya Resulullah" derler. "Münafık olmaktan korkarız..." (dikkat ediniz; bunu söyleyenler mü'minlerdir, inananlardır.)

    Ancak, kendi hallerinde meydana gelen bir değişim onları fevkalade tedirgin etmekten ve hemen Resulullah'a, (s.a.a) koşarak bu halin nifak olabilme ihtimalinden duydukları ürküntüyü dile getirmektedirler!...) Resul-i Ekrem (s.a.a) onlardan bu endişelerinin sebebini sorar, cevap verirler:

    "Zira biz sizin yanınızda bulunduğumuz zaman siz hep faydalı ve etkili şeyler konuşuyor, çok güzel vaaz ediyor; Allah'tan kıyamet ve günahlardan söz açıyorsunuz. Sizi dinlerken o kadar etkileniyor ve öylesine tarifi imkansız bir halet-i ruhiye içine giriyoruz ki hoş mu hoş, güzel mi güzel bir halimiz oluyor.

    Ancak, sizden ayrılıp da evlerimize gittiğimizde, çoluk çocuğumuzun yanında oturduğumuzda, çok geçmeden halimizin değişmeye başladığını ve yine önceki -sizi adeta hiç dinlememiş gibi- halimize döndüğümüzü hissediyoruz. Ya Resulullah, bu nifak değil midir?"

    Peygamber-i Ekrem (s.a.a) "Hayır" buyurdular, "Bu nifak değildir, nifak iki yüzlülüğe, iki zıt niyetliliğe denir. Sizin sözünü ettiğiniz ve içinde bulunduğunuz durum nifak değil, iki değişik hale girmedir. Kimi zaman insanın ruhu yücelir, kimi zamansa alçalır.

    Benim yanımda bulunduğunuz ve bu sözleri duyduğunuz zaman elbette değişiverirsiniz. Eğer bu haleti -benim yanımda olduğunuz zaman size elveren halet-i ruhiyeyi- koruyabilir ve bu halde kalırsanız meleklerle görüşüp tanışır, ayağınız ıslanmaksızın suyun üzerinde yürüyebilirsiniz."

    Evet, mezkur durum insanda meleke ve huy haline geldiğinde insan böylesine yücelebilir.

    Bence Sadi'nin meşhur kıtasında anlatılanlar işte bu hadis-i şerifin tercümesi olsa gerektir. Sadi, Hz. Yakub'un (a.s) duygularını başka bir şekilde dile getirir:

    "Oğlunu yitiren o ihtiyara

    Ey temiz insan, dediler,

    Mısır'dan gömleğinin kokusunu aldın da onun,

    Kenan illerinde kuyuda olduğunu neden bilemedin?


    Bu şiirinde Sa'di, Hz. Yakub'la Hz. Yusuf aleyhisselamların kıssasına işaret eder: Hz. Yusuf (a.s) Mısır'da kardeşlerini görür ve kendisini onlara tanıtır; sonra da babası Yakub'a (a.s) götürmeleri için gömleğini onlara verir. Ancak onlar henüz yoldayken Hz. Yakub (a.s) meseleyi hisseder:

    "...Şu gömleğimi alın da götürün, babamın gözlerine sürün, iyileşir, görmeye başlar. Bütün ailenizle gelin buraya. Kervan Mısırdan ayrılınca -henüz yokdayken- babaları, bana bunak demeseniz bari, Yusuf'un kokusunu duyuyorum dedi..."

    Sa'di, şiirinde bu meseleyi ele alır ve "Hz. Yakub'dan (a.s) şöyle sordular"der: "Sen ta Mısır'dan Yusuf'un (a.s) kokusunu aldın da kendi mıntıkan olan Kenan'da bir kuyuda olduğunu o zamanlar nasıl anlayamadın?"

    Sa'di, bu soruya Hz. Yakub'un (a.s) lisan-ı haliyle şöyle cevap verir:

    "O -Hz. Yakub- şöyle cevap verdi:

    Dünya halimiz şimşeğin çakışına benzer,

    Şimşek gibi birden çakar, sonra yok olur.

    Hafız'ın şiirinde de şöyle anlatılır:

    "Leyla'nın evinden bir şimşek çaktı seherde

    Başı sevdalı Mecnunun harmanını ne etti bir bak!"


    Sa'di, Hz. Yakub'a (a.s) yöneltilen soruyu ve onun lisan-ı haliyle bu soruya verdiği cevabı anlattıktan sonra şöyle der:

    "Ey derviş, şu halinle sabit kalsaydın eğer

    Her iki cihanı da aşıp geçerdin elbet."

    Arif bulunduğu halde kalmayı başarabilirse, iki alemin ötesine gider.
    ALLAH'ım Bütün Güzel Sözler Sana Söylemekle Güzeldir,Kırık Dökük de Olsa Kabul Eyle Sözlerimi.
YUKARI ÇIK
Çalışıyor...
X