Kerbela toprağına secde ettiğimiz doğrudur Ama farz değildir. Daha önce de beyan etmiş olduğum gibi biz de temiz toprağa secde etmekle görevliyiz. Ama Ehl-i Beyt (a.s)’dan nakledilen rivayetler Kerbela toprağına secdenin farz değil, müstahap olduğunu ifade etmektedir. Ne yazık ki Hariciler ve Nasibilere uyan bir grup iftiracı ve yalancı kimseler, Şii Müslümanların Hüseyin’e taptığını söylemekte ve delil olarak da Şii Müslümanların Hz. Hüseyin’in kabrinden alınan toprağa secde ettiğini göstermekteler. Halbuki bize göre bu cümleler küfürdür. Biz değil Hüseyin’e, Ali’ye ve Muhammed’e bile tapmıyoruz. Kim buna inanırsa kafirdir. Biz sadece Allah-u Teala’ya taparız ve sadece O’na secde ederiz. Biz Kur’ân emrince temiz toprağa secde etmekle yükümlüyüz. Kerbela toprağına ise sadece sevap ve faziletli olduğu için secde ediyoruz.
Duyuru
Daraltma
Henüz duyuru yok.
Kerbela Toprağının Özellikleri ve Resulullah’ın Beyanı
Daraltma
X
-
Ynt: Kerbela Toprağının Özellikleri ve Resulullah’ın Beyanı
her şeyde, hatta topraklar arasında bile farklılık vardır. Her toprağın belli etkileri ve özellikleri vardır. Bunu da ilgili ilim adamları bilir.
Ayrıca Kerbela toprağı sadece Ehl-i Beyt İmamları zamanından bu tarafa değil, bizzat Peygamber (s.a.a) zamanında da Peygamber (s.a.a)’in inayetine mazhar olmuştur. Bunlar sizin kendi alimlerinizin muteber kitaplarında da yazılıdır. Örneğin: Celaluddin Suyuti’nin Hesais’ul- Kubra kitabında, Kerbela hakkında Ebu Naim İsfahani, Beyhaki ve Hakim gibi alimlerinizden Ümmü Seleme, Aişe, Ümmü’l- Fazl, İbn-i Abbas ve Enes bin Malik yoluyla birçok rivayet nakledilmektedir. Bu cümleden ravi şöyle diyor:
“Hz. Hüseyin Peygamber (s.a.a)’in kucağına oturmuştu, Peygamber (s.a.a) elindeki kırmızı toprağı kokluyor ağlıyordu. Bu toprak nedir? diye sordum. Peygamber (s.a.a) şöyle buyurdular:
“Cebrail bana haber verdi ki Hüseyin’im Irak topraklarında öldürülecektir ve bana oradan bu toprağı getirdi. Ben de Hüseyin’im için ağlıyorum.”
Daha sonra bu toprağı Ümmü Seleme’ye vererek şöyle buyurdu: “Bu toprağın kan rengine dönüştüğünü görünce bil ki Hüseyin’im öldürülmüştür.”
Bu yüzden Ümmü Seleme o toprağı bir şişe içinde H. 61. yılın Aşura gününe kadar sakladı, o gün toprağın kan rengine döndüğünü gördü ve böylece Hz. Hüseyin’in öldürüldüğünü anladı.”
-
Ynt: Kerbela Toprağının Özellikleri ve Resulullah’ın Beyanı
Şii alimlerin muteber kitaplarında tevatür haddinde yer aldığı üzere hem Peygamber (s.a.a) ve hem de Kur’ân-ı Kerim’in dengi olan Ehl-i Beyt (a.s) İmamları bu toprağa özen göstermişlerdir. Hz. Hüseyin’in şahadetinden sonra İmam Seccad (a.s) o topraktan teberrük için alıp onu bir keseye koyarak üzerine secde ediyordu. Ayrıca bir tesbih yaparak da zikir ediyordu.
Ondan sonraki bütün İmamlar da teberrüken o topraktan tesbih yapmış, üzerine secde etmişlerdir. Şii Müslümanları da sevap elde etmek için bu işe teşvik ediyorlardı. Sürekli Allah-u Teala için temiz toprağa secde edilmesini beyan ediyor, ama daha fazla sevap kazanmak için Kerbela toprağına secde edilmesini tavsiye ediyorlardı. Nitekim Şeyh Tusi Misbah’ul- Müçtehid’de şöyle rivayet etmektedir:
“İmam Sadık (a.s) İmam Hüseyin (a.s)’in toprağından bir miktarını sarı bir parçaya koymuş, namaz esnasında O’na secde ediyordu.”
Yorum
-
Ynt: Kerbela Toprağının Özellikleri ve Resulullah’ın Beyanı
Bir müddet Şiiler de beraberlerinde toprak taşıyordu. Daha sonra aşırılıklar önlensin diye bir miktar suyla karıştırılıp sert bir hale ona secde etmişlerdir. Elbette fazileti olduğu için, farz olduğu için değil. Bu yüzden çoğu zaman toprak parçası olmayınca, yere veya temiz taşlara secde etmekte ve farz olan görevlerini yapmaktalar.
Yorum
Yorum