"Geçtiğimiz haftalarda Amerika’nın ve Siyonizm in İslam’ın hakkaniyetinden ve yayılışından duydukları öfke bir kez daha nur ve rahmet peygamberi Hz. Muhammed’e (s.a.a) hakaret şeklinde ortaya çıktı. Amerikan medyası ve Siyonist basın ilk defa böylesine hayâsızca bir saldırıda bulundu."
Hamza Amili
basirat.ir
Geçtiğimiz haftalarda Amerika’nın ve Siyonizm in İslam’ın hakkaniyetinden ve yayılışından duydukları öfke bir kez daha nur ve rahmet peygamberi Hz. Muhammed’e (s.a.a) hakaret şeklinde ortaya çıktı. Amerikan medyası ve Siyonist basın ilk defa böylesine hayâsızca bir saldırıda bulundu. Dünya Müslümanları bu saldırı karşısında onurlu bir duruş sergilediler ve bu saldırıdan Amerika’yı sorumlu tuttular. İslam İnkılâbı Rehberi Ayetullah Hamanei de yayınladığı bildiride saldırıyı kınayarak şöyle dedi: “Kötülük tohumları eken bu saldırının perde arkasında, boş hayallere kapılarak İslamî mukaddesatı İslam dünyasının genç neslinin gözünden düşürmek ve gençlerin dinî duygularını yok etmek isteyen Siyonizm’in, ABD’nin ve diğer emperyalist ülkelerin liderlerinin düşmanca siyasetleri bulunmaktadır. Bu çirkin zincirin önceki halkalarını, yani Salman Rüşdi’yi, Danimarkalı karikatüristi ve Kur’an’ı yakan Amerikalı rahipleri desteklemeselerdi ve Siyonist sermayedarlara bağlı kuruluşlara İslam karşıtı filmler sipariş etmeselerdi bugün bu affedilmez büyük günah işlenmezdi.” Ayetullah Hamanei açıkça ilan etti: “Bu büyük günahın bir numaralı suçlusu Siyonizm ve ABD’dir. Eğer ABD’li siyasetçiler (filmin yapımına) herhangi bir katkı sağlamadıkları iddiasında doğru iseler Müslümanların yüreklerini sızlatan bu çirkin saldırının faillerini ve sponsorlarını işledikleri büyük suçun karşılığı olan cezaya çarptırsınlar.”
İslam İnkılâbı Rehberi bildirisinde Siyonist akımın ve Amerika’nın bu saldırıdaki rolüne dikkat çekti. Bu utanmazlık karşısında üzerimize düşen görevi yerine getirmek istiyorsak, atılması gereken ilk adım, Amerika’nın ve Siyonizm in bu olayda kendilerini aklamalarına izin vermememizdir. Bu olay, Amerika’nın ve Siyonizm’in, İslam dünyasının meseleleri ve İslamî uyanış dalgası bağlamında perde arkasında tuttuğu, gizlediği asıl amacını ortaya çıkarmıştır. Aşağıdaki hususlar değerlendirildiğinde konu açıklığa kavuşacaktır:
1) Amerika’nın ve Siyonizm in başını çektiği despotizmin şu anda dünya genelindeki en önemli meselesi, İslamî uyanış dalgasıdır. Despotizm, var gücüyle İslamî uyanış dalgasını kontrol altına almak ve yönetmek için çalışmaktadır. Despot rejimin mevcut stratejisi İslamî uyanışta inhiraf icat etmek ve bu hareketi asıl amacından saptırmaktır. İslam İnkılâbı Rehberi İslamî uyanış hareketi liderlerine yaptığı konuşmalarda defalarca bu tehlikeyi hatırlatmıştır. Amerika ve Siyonizm, İslamî uyanış dalgasının önünü alamayacağının farkındadır. Bu yüzden de onlar açısından tek çözüm yolu hareketi asıl yolundan saptırmaktır. İnhiraf icat etmekten kasıt, Müslüman halkların ve İslamî uyanış liderlerinin düşüncesini, zihnini bulandırarak hareketi, istibdadı ve istibdat rejimine bağlılığı ortadan kaldırmak olan asıl hedefinden saptırmak ve iç karışıklıkların yaşandığı dönemde Amerika’yı ve Siyonizm’i kurtarıcı gibi göstermektir. Amerika ve Siyonizm bu amaca ulaşmak için İslamî uyanışın etkisi altındaki ülkelerde iç savaş çıkarmakta, halkı ve İslamî uyanış liderlerini usandırıp yorarak umutsuzluğa kapılmalarını sağlamakta, karamsarlığın hâkim olduğu ortamlarda da kendini bir kurtarıcı gibi göstermektedir.
2) Amerikan Siyonizminin güdümündeki Hollywood’un yapımı olan bu çirkin filmin gizli amacı, etnik ve mezhebî çatışma ortamı yaratmaktır. Film, İslamî uyanış dalgasının en önemli ayağı olan Mısır’da etnik ve mezhebî ayrılık çıkarmayı amaçlamaktadır. Youtube’da sadece 14 dakikası yayınlanan film, görünüşte birkaç Mısırlı Kıptî tarafından yapılmıştır. Film, Kıptîlerle Müslümanlar arasında çıkan bir çatışma sahnesiyle başlar. Burada Müslümanlar barbar ve saldırgan insanlar olarak gösterilmiştir. Müslümanlar dünya çapında filme tepki gösterip asıl suçlunun Amerika olduğunu haykırdılar ve Amerikan büyükelçiliklerini hedef aldılar. Hatta Libya’da Amerikan elçisi çıkan arbedede öldürüldü. Filmin kadın oyuncularından biri internette özür mektubu yayınladı. Bir röportajında masum rolüne bürünüp filmi Amerika’da yaşayan İslam karşıtı Kıptîlerin yaptığını, aslında Kıptîlerce kandırıldığını söyledi. Bu açıklama şu anlama gelir: Filmin kadın oyuncusu, Amerikan Siyonizminin, Mısır’da Müslümanlarla Kıptîleri birbirine düşürmek, kanlı çatışmalar çıkarmak ve daha sonra bu çatışmaları diğer devrimci İslam ülkelerine yaymak isteyen gizli amacını anlamış ve kendisini Müslümanların hedefi olarak görmüştür. Buna göre filmin Amerikan Siyonist unsurları filmin kadın oyuncusunu tövbe ettirip gazetelere çıkartarak Kıptîleri bu filmin asıl yapımcıları gibi göstermek istemişlerdir. Ancak bu hile işe yaramadı. Müslümanlar Amerika’yı ve Siyonizm’i suçlamaya devam etmektedirler. Filmin Kıptî oyuncularının bir miktar para karşılığında böylesi bir günahı işleyebilecek zelil insanlar oldukları açıktır. Müslüman devletler bu oyuncuları yargılamalıdır tabii, ama sadece bununla yetinmemelidirler. Herkesin filmin asıl aktörlerini, perde arkasındaki Amerika’yı ve Siyonizm’i görmesi sağlanmalıdır. Bu çirkin filmin yönetmeninin İsrail casusu olduğu söylenmektedir. Bu, Siyonistlerin ve Amerikalıların böyle bir filmin yapımında parmağı olduğu göstermektedir. Aslında Hollywood sinemasıyla Siyonistler ve Amerikalılar arasındaki ilişki Amerika’nın ve Siyonist rejimin bu filmin yapımında etkili olduklarına sağlam bir kanıttır. Hollywood sineması güçlü bir güvenlik birimine ve karmaşık bir idarî yapıya sahiptir. Acemi birkaç Kıptî oyuncu kolaylıkla bu sinemaya girip Hollywood’un himayesinde film çekemez. Bütün bunlarla birlikte Youtube’un Amerika’ya ait oluşu, filmin bazı bölümlerini yayınlaması ve sonrasında sitesinden kaldırmaması filmin asıl yapımcılarının Amerika ve Siyonist rejim olduğunu göstermektedir.
3) İslam toplumlarında ihtilaf çıkarmak, Batı emperyalizminin en eski siyasetlerinden biridir ve geçmişte bu siyasetten çokça faydalanmıştır. Bu siyaset, şartlar gerektirdiğinde despot yönetimlerin başvurduğu planların başında gelmektedir. Geçtiğimiz aylarda yaşananlar bu siyasetin İslam ülkelerinde kargaşa çıkarmak ve sonrasında bu ülkeleri kontrol altına almak için bir kez daha uygulamaya konulduğunu göstermektedir. Myanmar’da Müslüman katliamı, Pakistan’da Şii katliamı, Suriye karşıtı teröristlerin himayesi, Irak’ta ve Suriye’de Şia karşıtı tekfirci cemaatlerin kışkırtılması ve son olarak Mısır’da kargaşa çıkarmak için hazırlanan bu çirkin film bu siyasetin yansımalarıdır. Ayetullah Hamanei’nin Bağlantısızlar Zirvesi çerçevesinde Endonezya Cumhurbaşkanı Yardımcısı ile yaptığı ikili görüşmede Endonezya, Mısır ve Libya’da çıkarılmak istenen fitneye işaret ederek İslam ülkelerinin her zamankinden daha fazla işbirliği içerisinde olması gerektiğini hatırlatması da işte bu yüzdendir. Nitekim Amerika’nın, Siyonizm’in ve onların Batılı müttefiklerinin emperyalist siyasetlerinin yeni döneminde odak nokta, hissettirmeden, gizlice Müslümanlar arasında etnik ve mezhebî ihtilaf çıkarmaktır.
medyaşafak
Hamza Amili
basirat.ir
Geçtiğimiz haftalarda Amerika’nın ve Siyonizm in İslam’ın hakkaniyetinden ve yayılışından duydukları öfke bir kez daha nur ve rahmet peygamberi Hz. Muhammed’e (s.a.a) hakaret şeklinde ortaya çıktı. Amerikan medyası ve Siyonist basın ilk defa böylesine hayâsızca bir saldırıda bulundu. Dünya Müslümanları bu saldırı karşısında onurlu bir duruş sergilediler ve bu saldırıdan Amerika’yı sorumlu tuttular. İslam İnkılâbı Rehberi Ayetullah Hamanei de yayınladığı bildiride saldırıyı kınayarak şöyle dedi: “Kötülük tohumları eken bu saldırının perde arkasında, boş hayallere kapılarak İslamî mukaddesatı İslam dünyasının genç neslinin gözünden düşürmek ve gençlerin dinî duygularını yok etmek isteyen Siyonizm’in, ABD’nin ve diğer emperyalist ülkelerin liderlerinin düşmanca siyasetleri bulunmaktadır. Bu çirkin zincirin önceki halkalarını, yani Salman Rüşdi’yi, Danimarkalı karikatüristi ve Kur’an’ı yakan Amerikalı rahipleri desteklemeselerdi ve Siyonist sermayedarlara bağlı kuruluşlara İslam karşıtı filmler sipariş etmeselerdi bugün bu affedilmez büyük günah işlenmezdi.” Ayetullah Hamanei açıkça ilan etti: “Bu büyük günahın bir numaralı suçlusu Siyonizm ve ABD’dir. Eğer ABD’li siyasetçiler (filmin yapımına) herhangi bir katkı sağlamadıkları iddiasında doğru iseler Müslümanların yüreklerini sızlatan bu çirkin saldırının faillerini ve sponsorlarını işledikleri büyük suçun karşılığı olan cezaya çarptırsınlar.”
İslam İnkılâbı Rehberi bildirisinde Siyonist akımın ve Amerika’nın bu saldırıdaki rolüne dikkat çekti. Bu utanmazlık karşısında üzerimize düşen görevi yerine getirmek istiyorsak, atılması gereken ilk adım, Amerika’nın ve Siyonizm in bu olayda kendilerini aklamalarına izin vermememizdir. Bu olay, Amerika’nın ve Siyonizm’in, İslam dünyasının meseleleri ve İslamî uyanış dalgası bağlamında perde arkasında tuttuğu, gizlediği asıl amacını ortaya çıkarmıştır. Aşağıdaki hususlar değerlendirildiğinde konu açıklığa kavuşacaktır:
1) Amerika’nın ve Siyonizm in başını çektiği despotizmin şu anda dünya genelindeki en önemli meselesi, İslamî uyanış dalgasıdır. Despotizm, var gücüyle İslamî uyanış dalgasını kontrol altına almak ve yönetmek için çalışmaktadır. Despot rejimin mevcut stratejisi İslamî uyanışta inhiraf icat etmek ve bu hareketi asıl amacından saptırmaktır. İslam İnkılâbı Rehberi İslamî uyanış hareketi liderlerine yaptığı konuşmalarda defalarca bu tehlikeyi hatırlatmıştır. Amerika ve Siyonizm, İslamî uyanış dalgasının önünü alamayacağının farkındadır. Bu yüzden de onlar açısından tek çözüm yolu hareketi asıl yolundan saptırmaktır. İnhiraf icat etmekten kasıt, Müslüman halkların ve İslamî uyanış liderlerinin düşüncesini, zihnini bulandırarak hareketi, istibdadı ve istibdat rejimine bağlılığı ortadan kaldırmak olan asıl hedefinden saptırmak ve iç karışıklıkların yaşandığı dönemde Amerika’yı ve Siyonizm’i kurtarıcı gibi göstermektir. Amerika ve Siyonizm bu amaca ulaşmak için İslamî uyanışın etkisi altındaki ülkelerde iç savaş çıkarmakta, halkı ve İslamî uyanış liderlerini usandırıp yorarak umutsuzluğa kapılmalarını sağlamakta, karamsarlığın hâkim olduğu ortamlarda da kendini bir kurtarıcı gibi göstermektedir.
2) Amerikan Siyonizminin güdümündeki Hollywood’un yapımı olan bu çirkin filmin gizli amacı, etnik ve mezhebî çatışma ortamı yaratmaktır. Film, İslamî uyanış dalgasının en önemli ayağı olan Mısır’da etnik ve mezhebî ayrılık çıkarmayı amaçlamaktadır. Youtube’da sadece 14 dakikası yayınlanan film, görünüşte birkaç Mısırlı Kıptî tarafından yapılmıştır. Film, Kıptîlerle Müslümanlar arasında çıkan bir çatışma sahnesiyle başlar. Burada Müslümanlar barbar ve saldırgan insanlar olarak gösterilmiştir. Müslümanlar dünya çapında filme tepki gösterip asıl suçlunun Amerika olduğunu haykırdılar ve Amerikan büyükelçiliklerini hedef aldılar. Hatta Libya’da Amerikan elçisi çıkan arbedede öldürüldü. Filmin kadın oyuncularından biri internette özür mektubu yayınladı. Bir röportajında masum rolüne bürünüp filmi Amerika’da yaşayan İslam karşıtı Kıptîlerin yaptığını, aslında Kıptîlerce kandırıldığını söyledi. Bu açıklama şu anlama gelir: Filmin kadın oyuncusu, Amerikan Siyonizminin, Mısır’da Müslümanlarla Kıptîleri birbirine düşürmek, kanlı çatışmalar çıkarmak ve daha sonra bu çatışmaları diğer devrimci İslam ülkelerine yaymak isteyen gizli amacını anlamış ve kendisini Müslümanların hedefi olarak görmüştür. Buna göre filmin Amerikan Siyonist unsurları filmin kadın oyuncusunu tövbe ettirip gazetelere çıkartarak Kıptîleri bu filmin asıl yapımcıları gibi göstermek istemişlerdir. Ancak bu hile işe yaramadı. Müslümanlar Amerika’yı ve Siyonizm’i suçlamaya devam etmektedirler. Filmin Kıptî oyuncularının bir miktar para karşılığında böylesi bir günahı işleyebilecek zelil insanlar oldukları açıktır. Müslüman devletler bu oyuncuları yargılamalıdır tabii, ama sadece bununla yetinmemelidirler. Herkesin filmin asıl aktörlerini, perde arkasındaki Amerika’yı ve Siyonizm’i görmesi sağlanmalıdır. Bu çirkin filmin yönetmeninin İsrail casusu olduğu söylenmektedir. Bu, Siyonistlerin ve Amerikalıların böyle bir filmin yapımında parmağı olduğu göstermektedir. Aslında Hollywood sinemasıyla Siyonistler ve Amerikalılar arasındaki ilişki Amerika’nın ve Siyonist rejimin bu filmin yapımında etkili olduklarına sağlam bir kanıttır. Hollywood sineması güçlü bir güvenlik birimine ve karmaşık bir idarî yapıya sahiptir. Acemi birkaç Kıptî oyuncu kolaylıkla bu sinemaya girip Hollywood’un himayesinde film çekemez. Bütün bunlarla birlikte Youtube’un Amerika’ya ait oluşu, filmin bazı bölümlerini yayınlaması ve sonrasında sitesinden kaldırmaması filmin asıl yapımcılarının Amerika ve Siyonist rejim olduğunu göstermektedir.
3) İslam toplumlarında ihtilaf çıkarmak, Batı emperyalizminin en eski siyasetlerinden biridir ve geçmişte bu siyasetten çokça faydalanmıştır. Bu siyaset, şartlar gerektirdiğinde despot yönetimlerin başvurduğu planların başında gelmektedir. Geçtiğimiz aylarda yaşananlar bu siyasetin İslam ülkelerinde kargaşa çıkarmak ve sonrasında bu ülkeleri kontrol altına almak için bir kez daha uygulamaya konulduğunu göstermektedir. Myanmar’da Müslüman katliamı, Pakistan’da Şii katliamı, Suriye karşıtı teröristlerin himayesi, Irak’ta ve Suriye’de Şia karşıtı tekfirci cemaatlerin kışkırtılması ve son olarak Mısır’da kargaşa çıkarmak için hazırlanan bu çirkin film bu siyasetin yansımalarıdır. Ayetullah Hamanei’nin Bağlantısızlar Zirvesi çerçevesinde Endonezya Cumhurbaşkanı Yardımcısı ile yaptığı ikili görüşmede Endonezya, Mısır ve Libya’da çıkarılmak istenen fitneye işaret ederek İslam ülkelerinin her zamankinden daha fazla işbirliği içerisinde olması gerektiğini hatırlatması da işte bu yüzdendir. Nitekim Amerika’nın, Siyonizm’in ve onların Batılı müttefiklerinin emperyalist siyasetlerinin yeni döneminde odak nokta, hissettirmeden, gizlice Müslümanlar arasında etnik ve mezhebî ihtilaf çıkarmaktır.
medyaşafak