Iğdır İlinde Ezanlar.
Her nedense ezanların zamanlı veya zamansız okunduğu hususunun insanlarımız tarafından sadece Ramazan ayında fark edildiğini görmekteyiz,demek ki Ramazan ayı haricinde ibadet adına yaptıklarına zamanında yapılmış ya da zamanından önce veya sonra yapılmış önem vermemekte ve bu ilgisizlik içinde ibadetlerini “uysa da uymasa da” anlayışıyla yapıp geçmişlerdir.Hal bu ki namazın da zamanına hassasiyetle önem vermeliyiz.O zamanlara asla dikkat etmezken Ramazan ayında özellikle iftar ezanlarına yoğunlaşıp biraz daha erken okunması hususunda ısrar etmekte,baskı yapmakta bunlarla erken okutulması sağlanamayınca da meseleyi başka mecralara çekip ibadeti siyasallaştırmaya çalışmaktadırlar.Ben şahsen bu anlayıştaki insanların niye oruç tuttuklarına mana veremiyorum.Oruç yada bütünüyle ibadet inanılarak ve o inanç doğrultusunda içtenlikle gönüllü yapılan bir ilahi iştir.Kimseyi oruca namaza zorlamazlar ve zorlayamazlar da.İbadet yapılırken inanıp, ibadeti gönüllü yerine getirmek isteyenler yaptıkları ibadeti eksiksiz,noksansız yapmaya ve layık şekilde yerine getirip Allah- u Talanın rıza ve hoşnutluğunu kazanmaya çalışırlar.Bu noktada acaba samimi ibadet etmek niyetinde olanlar birkaç dakika sabredip daha gönül rahatlığıyla iftarlarını yapsalar,suç mu işlerler,dini açıdan yoksa günaha mı bulaşırlar ? Asla. Aksine eğer kazaen iftarlarını zamanından bir dakika bile önemsemediğinden dolayı,of canım ne olacak diyerek erken açarsa,çektiği zahmetlerin hepsi hiç olur.Onun için oruçlu kişinin orucuna değer vermesi şarttır ve bu önem istikametinde sahurda oruca başlama niyetinden iftar vaktine kadar orucunu üstüne adeta titremelidir.
Iğdır da Sunni ve Şianın karışık yaşamakta olması biraz da bu kargaşanın özellikle Ramazan ayında çıkmasına sebebiyet vermektedir.Çünkü hem sahurlarda sabah ezanlarının okutulması zamanında sıkıntı yaşanmaktadır hem de iftarlarda.Bir gerçeği Ehli Sünnet yetkililerinin de bilmesine rağmen es geçmeleri aslında tuhaftır.O da sabahları “imsak” adıyla verilen ezanlarla sabah namazlarının kılınamayacağıdır.Ramazan ayı öncesi sabah yirmi dakika imsak’tan sonra ezan okurken Ramazanda yirmi dakika sonraya çekmekte ve öylece sabah ezanlarını okutmaktalar.Halbuki diğer İslam ülkelerinin birçoğunda özellikle Mekke ve Medinede ilk şafağın atışında bir ezan okunur “imsak”olarak daha sonra da sabah namazını kılmak için ikinci bir ezan okunur.Burada da öyle bir uygulama olsa en azından kargaşanın önü alınmış olur.
Bize kimsenin inancına karışmak gibi bir hakkımızın olmayacağını zaten inancımız öğütlemiştir.Onun için herkesin inancına saygılı davranırken aynı anlayışı beklemek de tabii hakkımızdır.Bu ezanların zamansız okutulması olayında yetkililer aslında bütün ibadet etmekte olanların ibadetlerini sağlıklı yapabilmeleri için manevi sorumluluk bilinci içinde davranarak herkesi düşünmesi gerekir.Kur’anı Kerim Bakara suresinin Ramazanla ilgili l87.ayetinde oruç tutmaya nasıl ve ne zaman başlanacağının hatlarını detaylarıyla çizmiştir.Oradaki ilahi sözlere dikkatlice bakacak olursak,tefsire,fetvaya,hadise,fıkha gerek kalmadan insan ne yapacağını anlar.Ayetin orijinal ifadesi “Beyaz hat ile siyah hat şafak vakti
belirginleşinceye kadar yiyin ve içiniz.”diyor.Beyaz hat ile siyah hat ifadesi ayette,şafak zamanı ufukta tan yerinin ağarması hususudur.Yani ufukta beyaz ışıkların sütunlar halinde çıkmaya başladığı zaman demektir.İşte o zamana kadar Kur’anın ifadesiyle yenilebilir demektir.Burada yemekten daha mühim olan insanların ibadetleridir.İmsakta okunan ezanlarla yemeğini yemiş bulunan insanlar ezanın okunmasıyla zamanından önce sabah namazlarını kılıp yatmaya yönelirler.Çalışan insanlar için dinlenmek çok önemli bir meseledir.Onun için ezanların okunmasıyla namazlarını kılıp uyumaya çalışırlar,işte bu noktada zamanından evvel namazını kılmış bulunan vatandaşlar yanıltılmış ve bir önemli yanlışa sevk edilmiş bulunulmaktadır.
İftar zamanına gelince yine Kur’anı Kerimin ilgili ayetinde şafak atıncaya kadar yiyin ve içiniz dedikten sonra devamla diyor ki “Sonra orucu geceye kadar devam ettiriniz.”Bütün değerli okuyuculardan istirham ediyorum,acaba iftar vakitlerinin gece kavramıyla bağlantısı var mıdır.Gece denince aklımıza ne gelir?Biraz karanlığın çökmesi gerekmez mi gece olması için ? Ama iftar için okunan ezanların okutulma vakitleri tamamen ışıkken okutulmaktadır.İftar startının erken verilmesi oruç tutanlara karşı haksızlık ve yanlışlık değimlidir.Hele işittiğimiz kadarıyla ezanların birlikte okutulabilmesi adına birsi bir diğerine sen iki dakika geriye ben bir-iki dakika ileriye gelelim de orta yerde buluşalım teklifiyle gelmiş ve ezanları adeta ayarlamışlardır.Kimin böyle bir işi yapabilmeğe Allahın koyduğu vakti değiştirmeğe hakkı vardır.Bu anlayış neye ve kime hizmet etmektedir.Bilemiyoruz.İftar için okutulacak ezanların Kuranın ifadesinde de olduğu gibi biraz karanlığın çökmesiyle okutulması gerekmektedir.Yoksa büyük bir vebaldir.
Hüseyin YEŞİL
Hacı Hüseyin ÇAĞLAR Camii İmamı.
EhL-i Beyt Din Adamları Dernek Başkanı.
Her nedense ezanların zamanlı veya zamansız okunduğu hususunun insanlarımız tarafından sadece Ramazan ayında fark edildiğini görmekteyiz,demek ki Ramazan ayı haricinde ibadet adına yaptıklarına zamanında yapılmış ya da zamanından önce veya sonra yapılmış önem vermemekte ve bu ilgisizlik içinde ibadetlerini “uysa da uymasa da” anlayışıyla yapıp geçmişlerdir.Hal bu ki namazın da zamanına hassasiyetle önem vermeliyiz.O zamanlara asla dikkat etmezken Ramazan ayında özellikle iftar ezanlarına yoğunlaşıp biraz daha erken okunması hususunda ısrar etmekte,baskı yapmakta bunlarla erken okutulması sağlanamayınca da meseleyi başka mecralara çekip ibadeti siyasallaştırmaya çalışmaktadırlar.Ben şahsen bu anlayıştaki insanların niye oruç tuttuklarına mana veremiyorum.Oruç yada bütünüyle ibadet inanılarak ve o inanç doğrultusunda içtenlikle gönüllü yapılan bir ilahi iştir.Kimseyi oruca namaza zorlamazlar ve zorlayamazlar da.İbadet yapılırken inanıp, ibadeti gönüllü yerine getirmek isteyenler yaptıkları ibadeti eksiksiz,noksansız yapmaya ve layık şekilde yerine getirip Allah- u Talanın rıza ve hoşnutluğunu kazanmaya çalışırlar.Bu noktada acaba samimi ibadet etmek niyetinde olanlar birkaç dakika sabredip daha gönül rahatlığıyla iftarlarını yapsalar,suç mu işlerler,dini açıdan yoksa günaha mı bulaşırlar ? Asla. Aksine eğer kazaen iftarlarını zamanından bir dakika bile önemsemediğinden dolayı,of canım ne olacak diyerek erken açarsa,çektiği zahmetlerin hepsi hiç olur.Onun için oruçlu kişinin orucuna değer vermesi şarttır ve bu önem istikametinde sahurda oruca başlama niyetinden iftar vaktine kadar orucunu üstüne adeta titremelidir.
Iğdır da Sunni ve Şianın karışık yaşamakta olması biraz da bu kargaşanın özellikle Ramazan ayında çıkmasına sebebiyet vermektedir.Çünkü hem sahurlarda sabah ezanlarının okutulması zamanında sıkıntı yaşanmaktadır hem de iftarlarda.Bir gerçeği Ehli Sünnet yetkililerinin de bilmesine rağmen es geçmeleri aslında tuhaftır.O da sabahları “imsak” adıyla verilen ezanlarla sabah namazlarının kılınamayacağıdır.Ramazan ayı öncesi sabah yirmi dakika imsak’tan sonra ezan okurken Ramazanda yirmi dakika sonraya çekmekte ve öylece sabah ezanlarını okutmaktalar.Halbuki diğer İslam ülkelerinin birçoğunda özellikle Mekke ve Medinede ilk şafağın atışında bir ezan okunur “imsak”olarak daha sonra da sabah namazını kılmak için ikinci bir ezan okunur.Burada da öyle bir uygulama olsa en azından kargaşanın önü alınmış olur.
Bize kimsenin inancına karışmak gibi bir hakkımızın olmayacağını zaten inancımız öğütlemiştir.Onun için herkesin inancına saygılı davranırken aynı anlayışı beklemek de tabii hakkımızdır.Bu ezanların zamansız okutulması olayında yetkililer aslında bütün ibadet etmekte olanların ibadetlerini sağlıklı yapabilmeleri için manevi sorumluluk bilinci içinde davranarak herkesi düşünmesi gerekir.Kur’anı Kerim Bakara suresinin Ramazanla ilgili l87.ayetinde oruç tutmaya nasıl ve ne zaman başlanacağının hatlarını detaylarıyla çizmiştir.Oradaki ilahi sözlere dikkatlice bakacak olursak,tefsire,fetvaya,hadise,fıkha gerek kalmadan insan ne yapacağını anlar.Ayetin orijinal ifadesi “Beyaz hat ile siyah hat şafak vakti
belirginleşinceye kadar yiyin ve içiniz.”diyor.Beyaz hat ile siyah hat ifadesi ayette,şafak zamanı ufukta tan yerinin ağarması hususudur.Yani ufukta beyaz ışıkların sütunlar halinde çıkmaya başladığı zaman demektir.İşte o zamana kadar Kur’anın ifadesiyle yenilebilir demektir.Burada yemekten daha mühim olan insanların ibadetleridir.İmsakta okunan ezanlarla yemeğini yemiş bulunan insanlar ezanın okunmasıyla zamanından önce sabah namazlarını kılıp yatmaya yönelirler.Çalışan insanlar için dinlenmek çok önemli bir meseledir.Onun için ezanların okunmasıyla namazlarını kılıp uyumaya çalışırlar,işte bu noktada zamanından evvel namazını kılmış bulunan vatandaşlar yanıltılmış ve bir önemli yanlışa sevk edilmiş bulunulmaktadır.
İftar zamanına gelince yine Kur’anı Kerimin ilgili ayetinde şafak atıncaya kadar yiyin ve içiniz dedikten sonra devamla diyor ki “Sonra orucu geceye kadar devam ettiriniz.”Bütün değerli okuyuculardan istirham ediyorum,acaba iftar vakitlerinin gece kavramıyla bağlantısı var mıdır.Gece denince aklımıza ne gelir?Biraz karanlığın çökmesi gerekmez mi gece olması için ? Ama iftar için okunan ezanların okutulma vakitleri tamamen ışıkken okutulmaktadır.İftar startının erken verilmesi oruç tutanlara karşı haksızlık ve yanlışlık değimlidir.Hele işittiğimiz kadarıyla ezanların birlikte okutulabilmesi adına birsi bir diğerine sen iki dakika geriye ben bir-iki dakika ileriye gelelim de orta yerde buluşalım teklifiyle gelmiş ve ezanları adeta ayarlamışlardır.Kimin böyle bir işi yapabilmeğe Allahın koyduğu vakti değiştirmeğe hakkı vardır.Bu anlayış neye ve kime hizmet etmektedir.Bilemiyoruz.İftar için okutulacak ezanların Kuranın ifadesinde de olduğu gibi biraz karanlığın çökmesiyle okutulması gerekmektedir.Yoksa büyük bir vebaldir.
Hüseyin YEŞİL
Hacı Hüseyin ÇAĞLAR Camii İmamı.
EhL-i Beyt Din Adamları Dernek Başkanı.
