Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Ziyafet ayı ramazan

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Ziyafet ayı ramazan

    İbadet ve dua ayı ramazan geldi. Bu ayda gönüller nur pınarında yıkanır ve gafletlerden arınır.

    Yaşadığımız çağda adetler ve gelenekler öylesine bizleri esir almış ki, nereden geldiğimizi ve nereye gideceğimizi adeta unutmuş gibiyiz. İşte bu şartlarda ramazan, kalplerimize var olduklarını hatırlatma ve ilahi sofrada nimetlerden yararlanma fırsatı veriyor.

    Gelin hep birlikte şu mübarek ayda tüm anlarımızı yüce Allah’ın ıtrı ile dolduralım.



    الحمد لله الذي اكرمنا بك ايها الشهرالمبارك اللهم فقونا علي صيامنا

    و قيامنا و ثبت اقدامنا و انصرنا علي القوم الكافرين

    İslam Peygamberi (sav) bir duada şöyle buyurmakta:

    Senin mübarek oluşun sayesinde bizleri sayan yüce Allah’a hamd olsun.

    Ey yüce Rabbimiz, bize bu ayın orucu ve gecelerinde ibadeti için güçlü kıl, adımlarımızı sağlamlaştır ve bizleri kafirler kavmine karşı muzaffer kıl.



    Yüce Allah ramazan ayında kulları oruç tutmaya davet etmiştir. Gerçi bu ibadet görecede biraz zor gelebilir, lakin insanlar bu nur ve rahmet ayında büyük bir coşku ile oruç tutma ibadetini karşılar.

    Oruç, insanların yaşamı ve saadetinde önemli rol ifa ettiği gibi vücudun ve ruhun gelişmesinde de büyük payı vardır.

    Bu günkü sohbetimize psikolog uzman Dr. Muhammedinia’yı konuk ettik. Kendisi orucun psikolojik tesirleri hakkında şöyle diyor:



    Oruçla birlikte insan, iki önemli psikolojik soruya cevap veriyor. Psikoloji biliminde bir insanın ruhsal sağlığını teşhis etmek için ilkin kendisine şu soru yöneltiliyor: Acaba siz kendinizi sever misiniz ve kendinizden memnun musunuz?

    Eğer soru sorulan şahıs bu soruya olumlu cevap verirse demek ki psikolojik sağlık bakımından her hangi bir sorunu yoktur.

    Abraham Madlo gibi insan eksenli psikologlara göre insanlar yaşamlarının bazı kesitlerinde tecrübe bakımından doruğa ulaşır. Bu duyguyu belki bazen sizler de önemli bir isteğinize kavuştuğunuzda ve her şeyi kendi zevkinize uygun bulduğunuzda hissetmiş olabilirsiniz. İşte o sırada kendinizde büyük bir şevk ve sevinç duygusu yaşarsınız.

    Oruç ibadetinde ise bu tecrübe doruk noktasına ulaşır, çünkü bu süreçte insanlara kendinden memnun olduğunu yansıtan bir duygu oluşur. Yani insan öyle bir görevi yerine getirmektedir ki sadece kendisi ve Rabbi bu görevin içeriğinden haberdardır. Sonuçta böyle bir insan mutluluk duygusu yaşar ve bunun sonucu da iç huzurdur ki bu da yer yüzünde yaşayan tüm insanların arzu ettiği bir hedeftir.



    Dr. Muhammedinia insanların psikolojik sağlığı konusunda ikici soruyu da şöyle açıklıyor:

    Psikologların sorduğu ikinci soru şu ki: Acaba başkaları da sizi seviyor mu?

    Psikolojide “Önemli başkaları” diye bir terim vardır. Yani bunlar bireyin yaşamında önemli rol ifa eder. Örneğin bazıları için anne ve baba önemli olabilir, öyle ki onların ilgisizliği bireyde psikolojik bozukluğa sebep olur. Mutlak kadir olan ve her şeyi tedbir eden yüce Allah da insan yaşamı ve saadetinde etkili olan en önemli etkendir. Hal böyle olunca, ne zaman insanlar yüce Allah’ın ilgi odağında olduğunu hissedince, işte o zaman en önemli psikolojik gereksinimi karşılanmış olur. İşte bu yüzden örneğin yalan söylemek gibi kötü amellerde bulunan ve bu tür amellerinden kendisi de rahatsız olan bir şahıs, ramazan ayında oruç tutmakla birlikte bu tür çirkin amelleri terk ettiğini görmekteyiz. İşte bu noktada orucun insan karakteri üzerindeki tesiri ortaya çıkar. Yani insanlar oruç tutmakla ahlaki ve psikolojik sağlığa doğru adım atar ve içinde sağlıklı yaşama şevki kat kat artmış olur.



    Dr. Muhammedinia şöyle devam ediyor: İşte bu noktada oruç felsefesini anlamak mümkün. Yüce Allah orucun kulluk sınavı olduğunu belirtiyor ve kullardan nefislerini kontrol altına almalarını, kendi kıymet ve değerlerini bilmelerini ve sağlık ve takva yolunu izlemelerini istiyor.

    İnsanlar yüce Allah’ın istediği bir işi yaptığında kendilerinde Allah ile daha samimi olma ve yakınlaşma duygusu hissediyor. Yüce Allah da kulları ile aynı ilişkiyi paylaşıyor ve ramazan ayında kulların nefes alması ve uyumasını bile sevdiğini ve bu ayda fazilet ve bereketinin bol olduğunu buyuruyor. Nitekim İslam Peygamberi (sav) de bir hutbesinde ramazan ayında anların ve saatlerin değeri, bin aydan daha üstün olduğunu ifade ediyor.



    Dr. Muhammedinia’nın tabiri ile orucun insan psikolojisi üzerindeki etkisi, insanlarda Allah’a yakınlaşma duygusu doruğa ulaşınca zirveye tırmanır ve işte bu yüzden mümin kullar, ramazan ayı sona erince adeta değerli bir şeyi kaybettiği hissine kapılarak üzülür.
YUKARI ÇIK
Çalışıyor...
X