Velayet güneşinden
İslam dünyası çeşitli sorunlarla karşılaşmaktadır. İslam ülkelerindeki yöneticiler ve âlimlerle bilginler bu sorunları çözme yollarını önermektedirler. Bu çözüm yollarının en önemlisi Müslümanlar arası birlik ve dayanışmayı sağlamak ve geliştirmektir. İslam âlimleri ve düşünürler de buna vurgu yapmaktadırlar. Müslümanlar birlik içinde hareket edip, kinci ve saldırgan düşmanların komplolarını etkisiz hale getirebilirler.
İslam inkılâbı rehberi Ayetullah Hamanei de daima İslam ümmetinin birlik ve dayanışması gereğinden söz etmektedir. Nitekim Ayetullah Hamanei diyor ki; dünya toplumunun ihtiyaç duyduğu şey, İslam ümmetinin birlikte hareket etmesidir. İslam dünyası da Müslümanların vahdetinin sağlanmasını talep etmektedir. İslami birlik sonucu düşmanlar, Müslümanların zaaflarını suiistimal edemezler.
İslam ülkelerinin yakalandıkları musibet ve sorunlardan biri, yaşadıkları ihtilaflardır. Nitekim Ayetullah Hamanei diyor ki; İslam toplumları yaşadıkları tefrika ve ihtilaflardan dolayı büyük zulüm ve adaletsizliklerle karşılaştılar. İslam tarihine bakılır ve son çağlardaki sorunlar incelenirse, bu sorunların kökenlerinin yaşanmış olan ihtilaflardan kaynaklandığı görülür.
İslam ülkeleri uzun yıllar sömürgeci devletlerin sultası altında tutulup, milli servetleri sömürüldü. Sömürgeci güçler, İslam ülkelerini sultaları altında tutmak için, böl-yönet politikasını uyguladılar. Eski sömürgeci düzenden sonra da günümüzde benzer politikalar uygulanmaktadır.
Nitekim İslam inkılâbı rehberi diyor ki; İslam dünyasındaki ihtilafların devam etmesi, zayıf olan düşman'ın içimize sızıp, tefrikacı ve sinsi emellerini gerçekleştirmesine sebep olacaktır.
Ayetullah Hamani'nin vurguladığı gibi aslında düşmanlar Müslüman milletler ve halk kesimleri arasında ayrılık ve tefrika yaratmaya çalışmakta ve bunu körüklemeye çalışmaktadırlar.
Düşmanların komplolarından biri, Şii ve Sünni Müslümanlar arasında tefrika çıkarmaktır. Maalesef bazı bilinçsiz ve yobaz kimseler de bu fitne ateşini körüklemeye çalışıyorlar. İslam inkılâbı rehberi ise Şii ve Sünni Müslümanların kardeş olduklarını ve birlikte hareket etmeleri gerektiğini vurguluyor. Ayetullah Hamanei diyor ki; İslam düşmanları İslami vahdeti bozmak için Şii ve Sünni kardeşleri biri birine karşı karamsarlığa sürüklemeye çalışıyorlar. Fakat Şii mezhebiyle Sünni mezhepleri arasındaki ihtilaf, Sünni mezhepler arasındaki ihtilaflar ve Şii fırkalar arasındaki ihtilaflar, düşmanların türettikleri ve kullanamaya çalıştıkları ihtilaflardır. Düşman Kuran'ı Kerim'e karşı olduğunu söylemiyor. Fakat Kur'an'ı Kerim talimatına ve öğretilerine muhalefet ediyor. İşte düşmanın karşı çıktığı meselelerden biri de İslami vahdettir. İslam dünyasının vahdetini sağlamak için fedakârlık yapanların çalışmaları, İslami vahdeti bozacak bombalı bir saldırıyla boşa çıkarılıyor.
Kuran'ı Kerim de insanları İslami vahdete çağırıyor. Nitekim Allah Ali-İmran suresinin 103. ayetinde şöyle buyuruyor;
"Allah'ın ipine hepiniz sımsıkı yapışın. Dağılmayın. Ve Allah'ın sizin üzerinizdeki nimeti hatırlayın. Hani siz düşmanlardınız. O, kalplerinizin arasını uzlaştırıp ısındırdı. Ve siz O'nun nimetiyle kardeşler olarak sabahladınız. Yine siz. Tam bir ateş çukurunun kıyısındayken, oradan sizi kurtardı. Umulur ki hidayete erersiniz diye. Allah, size ayetlerini işte böyle açıklar."
Ayetullah Hamanei de İslami vahdet ve kardeşliğin zirveye ulaştırılması gerektiğini vurgulayıp diyor ki; Müslümanlar Usulü-din ve temel ilkeler üzerine birleşmelidirler.
Füru-din üzerinde ihtilaf içinde olmalarıysa pek önemli bir şey sayılmaz. Küçük ihtilaflar, İslami vahdeti bozmamalıdır.
İslam inkılâbı rehberi İslami vahdetin sağlanıp korunması gereğini vurguladığı gibi, İran halkının milli birliğinin korunması gereğini de vurgulamaktadır. Nitekim Ayetullah Hamanei diyor ki; İslam inkılabı bizleri uyandırıp, birleştirdi. İran milleti birlik içinde yaşayan bir millettir. İslam kalplerimizi birleştirip, bütünleştirdi ve tek bir yumruk gibi bizleri İran düşmanları, İslam düşmanları ve İslami nizam düşmanlarının karşısında direnmemizi ve onların saldırı ve komplolarını etkisiz hale getirmemizi sağladı.
Ayetullah Hamanei ayrıca İran milletinin vahdetinin ilahi bir nimet sayıldığını kaydedip, İran ve İslam düşmanlarının bu milli birliği bozmaya çalıştıklarını, genellikle batılı devletlerin İslam cumhuriyeti nizamına karşı düşmanlık beslediklerini, İran'da cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılmasından sonra, bu tür düşmanlıkların zirveye ulaştığını söyledi.
İran cumhurbaşkanlığı seçimlerinde seçmenlerin yüzde 85'i katılıp oy kullandı. Bazı adayların seçim sonuçlarına itiraz etmeleri sonucu düşmanlar seçim sonuçlarını protesto edenlerin içine sızıp, halk arasında ihtilaf yaratabileceklerini sandılar. İran milletinin düşmanları onur kaynağı olan bu seçim sonuçlarını İran İslam cumhuriyeti nizamını ve milli iktidarını zayıf düşürme malzemesi olarak kullanmaya çalıştılar. Fakat Ayetullah Hamanei dâhiyane bir şekilde batılı medya guruplarıyla devletlerin komplolarını şu şekilde ifşa etti;
"İran milleti, sizlerin ne yapmak istediğinizi iyi biliyor. Batılı güçler cumhurbaşkanlığı seçimlerinin adaylarının bazısını desteklediklerini lanse etmeye çalıştılar. Fakat onlar aslında onları desteklememektedirler. Sadece seçmenler ve İran milleti arasında ihtilaf çıkarmak için, bazılarını destekler gözüküyorlar. "
Farklı siyasi, ekonomik, kültürel ve toplumsal görüşleri benimseyenler ve kabul edenler arasındaki ihtilaflar, İslami ve milli birliğin ortadan kaldırılması anlamında değildir. Her bir demokratik ülkede her kes, bu konularda farklı eğilimler ve düşüncelere sahip olabilir. Bu farklı guruplar arası tartışmalar ise, yeteneklerin ve bilimsel kabiliyetler ve çalışmaların zenginleşmesine ve gelişmesine sebep olabilir. İslam inkılâbı rehberi de bu konuda şunları söylüyor: İran milletini ve ülkemizi iki kutup'a ayırmak ve onları çekiştirmek söz konusu değildir. Halk kesimleri farklı düşünebilirler. Fakat bunun anlamı, onların çekişme ve çatışma içine girmeleri değildir. İran milleti yekvücut olarak İslam cumhuriyeti nizamına güvenmektedir. Nitekim İran halkı coşkulu bir şekilde 10. dönem cumhurbaşkanlığı seçimlerine katıldı.
İslam inkılâbı rehberi Ayetullah Hamanei halkın bilinçli davrandığını kaydedip, takdir ediyor. Nitekim Ayetullah Hamanei diyor ki; ilahi hidayet ve başarı üzerine İran milleti bilinçli, inançlı bir halktır. İran milleti bütün sahnelerde hazır bulunuyorr. Gerektiğinde her an harekete geçmeye hazırdırlar. İşte İran milletinin bu bilinçli vahdet ve dayanışması, düşmanların komplolarını etkisiz hale getirmektedir.
Ayetullah Hamanei ayrıca diyor ki; İran milleti gönül birliği içinde olduğu, kendi vatanına ve İslami nizama güvendiği için; uluslararası vesveseci Hannaslar ve fitnecilerle zalim politikacılar, müdahaleci güçler ve insanlık düşmanlarının fitneleri etkisiz kalmaktadır.
İslam dünyası çeşitli sorunlarla karşılaşmaktadır. İslam ülkelerindeki yöneticiler ve âlimlerle bilginler bu sorunları çözme yollarını önermektedirler. Bu çözüm yollarının en önemlisi Müslümanlar arası birlik ve dayanışmayı sağlamak ve geliştirmektir. İslam âlimleri ve düşünürler de buna vurgu yapmaktadırlar. Müslümanlar birlik içinde hareket edip, kinci ve saldırgan düşmanların komplolarını etkisiz hale getirebilirler.
İslam inkılâbı rehberi Ayetullah Hamanei de daima İslam ümmetinin birlik ve dayanışması gereğinden söz etmektedir. Nitekim Ayetullah Hamanei diyor ki; dünya toplumunun ihtiyaç duyduğu şey, İslam ümmetinin birlikte hareket etmesidir. İslam dünyası da Müslümanların vahdetinin sağlanmasını talep etmektedir. İslami birlik sonucu düşmanlar, Müslümanların zaaflarını suiistimal edemezler.
İslam ülkelerinin yakalandıkları musibet ve sorunlardan biri, yaşadıkları ihtilaflardır. Nitekim Ayetullah Hamanei diyor ki; İslam toplumları yaşadıkları tefrika ve ihtilaflardan dolayı büyük zulüm ve adaletsizliklerle karşılaştılar. İslam tarihine bakılır ve son çağlardaki sorunlar incelenirse, bu sorunların kökenlerinin yaşanmış olan ihtilaflardan kaynaklandığı görülür.
İslam ülkeleri uzun yıllar sömürgeci devletlerin sultası altında tutulup, milli servetleri sömürüldü. Sömürgeci güçler, İslam ülkelerini sultaları altında tutmak için, böl-yönet politikasını uyguladılar. Eski sömürgeci düzenden sonra da günümüzde benzer politikalar uygulanmaktadır.
Nitekim İslam inkılâbı rehberi diyor ki; İslam dünyasındaki ihtilafların devam etmesi, zayıf olan düşman'ın içimize sızıp, tefrikacı ve sinsi emellerini gerçekleştirmesine sebep olacaktır.
Ayetullah Hamani'nin vurguladığı gibi aslında düşmanlar Müslüman milletler ve halk kesimleri arasında ayrılık ve tefrika yaratmaya çalışmakta ve bunu körüklemeye çalışmaktadırlar.
Düşmanların komplolarından biri, Şii ve Sünni Müslümanlar arasında tefrika çıkarmaktır. Maalesef bazı bilinçsiz ve yobaz kimseler de bu fitne ateşini körüklemeye çalışıyorlar. İslam inkılâbı rehberi ise Şii ve Sünni Müslümanların kardeş olduklarını ve birlikte hareket etmeleri gerektiğini vurguluyor. Ayetullah Hamanei diyor ki; İslam düşmanları İslami vahdeti bozmak için Şii ve Sünni kardeşleri biri birine karşı karamsarlığa sürüklemeye çalışıyorlar. Fakat Şii mezhebiyle Sünni mezhepleri arasındaki ihtilaf, Sünni mezhepler arasındaki ihtilaflar ve Şii fırkalar arasındaki ihtilaflar, düşmanların türettikleri ve kullanamaya çalıştıkları ihtilaflardır. Düşman Kuran'ı Kerim'e karşı olduğunu söylemiyor. Fakat Kur'an'ı Kerim talimatına ve öğretilerine muhalefet ediyor. İşte düşmanın karşı çıktığı meselelerden biri de İslami vahdettir. İslam dünyasının vahdetini sağlamak için fedakârlık yapanların çalışmaları, İslami vahdeti bozacak bombalı bir saldırıyla boşa çıkarılıyor.
Kuran'ı Kerim de insanları İslami vahdete çağırıyor. Nitekim Allah Ali-İmran suresinin 103. ayetinde şöyle buyuruyor;
"Allah'ın ipine hepiniz sımsıkı yapışın. Dağılmayın. Ve Allah'ın sizin üzerinizdeki nimeti hatırlayın. Hani siz düşmanlardınız. O, kalplerinizin arasını uzlaştırıp ısındırdı. Ve siz O'nun nimetiyle kardeşler olarak sabahladınız. Yine siz. Tam bir ateş çukurunun kıyısındayken, oradan sizi kurtardı. Umulur ki hidayete erersiniz diye. Allah, size ayetlerini işte böyle açıklar."
Ayetullah Hamanei de İslami vahdet ve kardeşliğin zirveye ulaştırılması gerektiğini vurgulayıp diyor ki; Müslümanlar Usulü-din ve temel ilkeler üzerine birleşmelidirler.
Füru-din üzerinde ihtilaf içinde olmalarıysa pek önemli bir şey sayılmaz. Küçük ihtilaflar, İslami vahdeti bozmamalıdır.
İslam inkılâbı rehberi İslami vahdetin sağlanıp korunması gereğini vurguladığı gibi, İran halkının milli birliğinin korunması gereğini de vurgulamaktadır. Nitekim Ayetullah Hamanei diyor ki; İslam inkılabı bizleri uyandırıp, birleştirdi. İran milleti birlik içinde yaşayan bir millettir. İslam kalplerimizi birleştirip, bütünleştirdi ve tek bir yumruk gibi bizleri İran düşmanları, İslam düşmanları ve İslami nizam düşmanlarının karşısında direnmemizi ve onların saldırı ve komplolarını etkisiz hale getirmemizi sağladı.
Ayetullah Hamanei ayrıca İran milletinin vahdetinin ilahi bir nimet sayıldığını kaydedip, İran ve İslam düşmanlarının bu milli birliği bozmaya çalıştıklarını, genellikle batılı devletlerin İslam cumhuriyeti nizamına karşı düşmanlık beslediklerini, İran'da cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılmasından sonra, bu tür düşmanlıkların zirveye ulaştığını söyledi.
İran cumhurbaşkanlığı seçimlerinde seçmenlerin yüzde 85'i katılıp oy kullandı. Bazı adayların seçim sonuçlarına itiraz etmeleri sonucu düşmanlar seçim sonuçlarını protesto edenlerin içine sızıp, halk arasında ihtilaf yaratabileceklerini sandılar. İran milletinin düşmanları onur kaynağı olan bu seçim sonuçlarını İran İslam cumhuriyeti nizamını ve milli iktidarını zayıf düşürme malzemesi olarak kullanmaya çalıştılar. Fakat Ayetullah Hamanei dâhiyane bir şekilde batılı medya guruplarıyla devletlerin komplolarını şu şekilde ifşa etti;
"İran milleti, sizlerin ne yapmak istediğinizi iyi biliyor. Batılı güçler cumhurbaşkanlığı seçimlerinin adaylarının bazısını desteklediklerini lanse etmeye çalıştılar. Fakat onlar aslında onları desteklememektedirler. Sadece seçmenler ve İran milleti arasında ihtilaf çıkarmak için, bazılarını destekler gözüküyorlar. "
Farklı siyasi, ekonomik, kültürel ve toplumsal görüşleri benimseyenler ve kabul edenler arasındaki ihtilaflar, İslami ve milli birliğin ortadan kaldırılması anlamında değildir. Her bir demokratik ülkede her kes, bu konularda farklı eğilimler ve düşüncelere sahip olabilir. Bu farklı guruplar arası tartışmalar ise, yeteneklerin ve bilimsel kabiliyetler ve çalışmaların zenginleşmesine ve gelişmesine sebep olabilir. İslam inkılâbı rehberi de bu konuda şunları söylüyor: İran milletini ve ülkemizi iki kutup'a ayırmak ve onları çekiştirmek söz konusu değildir. Halk kesimleri farklı düşünebilirler. Fakat bunun anlamı, onların çekişme ve çatışma içine girmeleri değildir. İran milleti yekvücut olarak İslam cumhuriyeti nizamına güvenmektedir. Nitekim İran halkı coşkulu bir şekilde 10. dönem cumhurbaşkanlığı seçimlerine katıldı.
İslam inkılâbı rehberi Ayetullah Hamanei halkın bilinçli davrandığını kaydedip, takdir ediyor. Nitekim Ayetullah Hamanei diyor ki; ilahi hidayet ve başarı üzerine İran milleti bilinçli, inançlı bir halktır. İran milleti bütün sahnelerde hazır bulunuyorr. Gerektiğinde her an harekete geçmeye hazırdırlar. İşte İran milletinin bu bilinçli vahdet ve dayanışması, düşmanların komplolarını etkisiz hale getirmektedir.
Ayetullah Hamanei ayrıca diyor ki; İran milleti gönül birliği içinde olduğu, kendi vatanına ve İslami nizama güvendiği için; uluslararası vesveseci Hannaslar ve fitnecilerle zalim politikacılar, müdahaleci güçler ve insanlık düşmanlarının fitneleri etkisiz kalmaktadır.