Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Hıristiyanlıkta Teslis İnancı

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Hıristiyanlıkta Teslis İnancı

    Artık cehalet perdelerinin kenara itilip gerçeklerin gün yüzüne çıktığı bir dönemde yaşıyoruz. Geçmişteki bağnazlıklar geride bırakılmış ve mantıkla uyuşmayan fikirler yerini gerçekçi yaklaşımlara bırakmıştır. Böyle bir dönemde insan hayatında önemli ve belirleyici rolü olan inançların objektif bir çerçevede yeniden ele alınması, insanlığa büyük bir hizmet sayılmaktadır.

    Biz de bu çerçeve dahilinde Hıristiyanlıkta var olan üçleme inancını özet olarak ele almaya çalışacağız.

    BABA, OĞUL VE RUHUL KUDÜS ÜÇLEMİ

    Hıristiyanlıkta başta gelen inançlardan biri, Baba, Oğul Ruh'ul-Kudüs üçlemidir. Hıristiyanlara göre Allah hem birdir hem üçtür. Diğer bir deyişle; üçü birdir, biri üçtür. Hıristiyanlar bu inancın ispatı ve yorumu için bir üçgen örneği vermektedirler.

    Baba Oğul

    Ruh'ul-Kudüs


    Onlar şöyle diyorlar: Bir üçgen üç açıya sahip olmasına rağmen birdir. Teslis de böyledir.

    Eleştiri: Bu örnek, olayın mantıksal boyutuna inilmeden ve felsefî neticesi göz önünde bulundurulmadan verilmiş bir örnektir.

    Üçgen üç ayrı açıdan oluşan bir şekildir. Diğer bir deyişle, üç açı bir araya gelerek üçgen denilen tek bir şekli oluşturmaktadır. Ama bu açıların hiç biri diğeriyle özdeş değildir; birbirinden farklı üç ayrı açıdır. Eğer bu açıların her biri diğeri olsaydı, üç tane açı olmazdı, tek bir açı olurdu. Bu durumda da üçgen diye bir şey olamazdı. Buna göre üçgen üç ayrı açıdan oluşan bir şekildir ve bu üç açıya birden üçgen denir.

    Yüce Allah'ı yukarıdaki örnekte olduğu gibi, açılardan oluşan bir üçgene benzetmek yanlıştır. Çünkü Yüce Allah uzuvlardan, parçalardan oluşan bir varlık değildir. Uzuvlara sahip olmak ve parçalardan oluşmak sonradan yaratılmış varlıklara mahsus bir özelliktir.

    Eğer Allah Teala parçalardan oluşan bir varlık olsaydı, var olması için parçalarını bir araya getirecek başka bir güce ihtiyacı olurdu. Neticede sonradan yaratılmış bir varlık olurdu. Halbuki Yüce Allah ezelî ve ebedîdir; sonradan yaratılmamış, daima olan ve hiçbir şeye muhtaç olmayan bir varlıktır.

    Bu inancı destekleyenler, bazen de suyun değişik hava şartları altında sıvı, katı ve gaz gibi üç değişik durum arz ettiğini öne sürerek, Allah'ın da Baba, Oğul ve Ruh'ul-Kudus gibi üç değişik durumu olduğunu ileri sürerler. Oysa Allah Teala için, durum ve şartlara göre değişim söz konusu olamaz. Farklı durumlar, Allah üzerinde herhangi bir etki oluşturamaz. Allah, şartlar ve olayların üstünde bir varlıktır.

    Bazen de bazı Hıristiyanlar Baba, Oğul ve Ruh'ul-Kudus üçlemesine nasıl inandıklarını sorduğumuzda, bunun anlaşılması mümkün olmayan bir sır olduğunu söylerler. Hatta büyük din adamlarının bile bu soruya cevap veremedikleri ve bu gerçeği anlayamadıklarını ileri sürerler.

    Gerçek şu ki temel bir inanç sayılan bu inancın anlaşılmasının mümkün olmaması ve hatta büyük din önderlerinin ve bilim adamlarının bile ne olduğunu kavramaktan âciz olduklarını söylemek ve sonra da herkesin bu inancı benimsemesi gerektiğini ileri sürmek de şaşırtıcı ve düşündürücü bir şeydir.

    Dinin temelleri, diğer inançlardan ve dinî emirlerden daha net ve anlaşılır olmalıdır. Çünkü inancın temel unsurları kabul edilmedikçe, o inanç üzerine kurulu olan dinin kabul edilmesi yersiz ve saçma olur.

    Dinin kabulü inancın temellerinden doğruluğuna ve sağlamlığına bağlıdır. Bir inancın doğruluğuna veya yanlışlığına hükmetmek ise inancın anlaşılır olmasına bağlıdır. Anlaşılmayan bir inancı doğru kabul etmek, akıl ve mantıkla bağdaşmayan bir tavırdır.

    Kısacası, hiç bir şey körü körüne kabul edilmemelidir. Bilinmeyen ve kavranılmayan bir şey dinin temeli olamaz. Din insanın hayat biçimini belirler; hayat ise bilinmeyenler üzerine kurulamaz.

    Cemal Yılmaz
YUKARI ÇIK
Çalışıyor...
X