Bir ilaç almak istediğiniz zaman büyük ihtimalle doktora danışırsınız veya zararlı canlılardan korunmak için yine bu konuda yıllar süren deney ve araştırmalar sonucunda üretilen ilaçları satın almayı düşünürsünüz. Çünkü bunları sizin üretemeyeceğiniz açık bir gerçektir. Oysa birçok canlı ihtiyaç duyduğu kimyasal maddeleri kendi vücudunda üretebilmektedir.
Birçok hayvan ve bitki türü, bünyelerinde üretip salgıladıkları kimyasal maddelerle bazen bir düşmanı etkisiz hale getirirler, bazen de yavrularını tehlikelere karşı korurlar. Hiçbir akla ve bilince sahip olmayan bir canlının, bu salgıları üretmesi ve bunların ne işe yaradıkları hakkında doğru bir karar vererek, hangi durumlarda kullanacağını bilmesi, üstelik bu bilginin o canlı türünün bütün üyelerinde var olması bize tek bir gerçeği kanıtlar: Bu canlılara hükmeden, onlara gerekli bilgileri ilham eden ve davranışlarını yöneten güç Yüce Allah’a aittir. Bir ayette şöyle buyrulmaktadır:
“Göklerin ve yerin yaratılması ile onlarda her canlıdan türetip-yayması O’nun ayetlerindendir. Ve O, dileyeceği zaman onların hepsini toplamaya güç yetirendir.” (Şura Suresi, 29)
Sivrisineğin Lokal Anestezi Yapan Salgısı
Savunma mekanizması olarak kimyasal salgı üreten canlılardan biri sivrisinektir. Sivrisinek bir insanı ısırdığı anda, insan vücudunda bulunan bir tür savunma sistemi devreye girer ve insanın vücudundaki yara bölgesinde, mikropların girmesini engellemek ve kanı durdurmak için gerekli olan enzim salgılanmaya başlar. Bu enzim kanın pıhtılaşmasını sağlar. Kanda pıhtılaşmanın başlaması ise, sivrisineğin kan emişini imkânsız hale getirecektir. Fakat sivrisinek bunu biliyormuşçasına hareket eder ve kesici bıçaklarından birinin içinden yaraya, pıhtılaşmayı engelleyen bir salgı enjekte eder. Bu salgı “anti-coagulant” (pıhtılaşma engelleyici) özellikte bir enzim içerir. Böylece kandaki enzim etkisiz hale getirilir ve pıhtılaşma durur. Dahası bu salgı sayesinde sivrisinek kurbanına lokal anestezi (bölgesel uyuşturma) yapar. Kestiği bölgeyi uyuşturur. Bu sayede canlı, derisinin kesildiğinin ve kanının emildiğinin farkına varmaz. Deride alerjik reaksiyona, dolayısıyla da kaşınmaya neden olan da işte bu salgıdır.
Tüm bu işlem üzerinde biraz durup düşünmek, bizi çok önemli bazı sonuçlara ulaştırır. Görüldüğü gibi sivrisinek ihtiyacı olan kana ulaşabilmek için kanın pıhtılaşmasını engelleyen bir salgı üretebilecek kadar üstün bir kimya bilgisine de sahiptir. Peki böyle bir sıvının laboratuvar şartlarında bile sentezlenmesi son derece güçken, sivrisinek bu sıvıya nasıl sahip olmuştur?
Kuşkusuz sivrisineğin insan vücudundaki kanın kimyasal bileşimi hakkında bilgi sahibi olması ve sonra da bu bilgiyi değerlendirerek kendi bedeninde çözümler geliştirmesi söz konusu dahi olamaz. Açıktır ki, sivrisinekteki salgı üretimini sağlayan sistem, hem insanın hem de sivrisineğin anatomisini en ince ayrıntısına kadar bilen ve bunlara hâkim olan Yüce Rabbimiz’in yaratmasıyla var olmuştur. Bu küçücük hayvana bile kolaylıkla mağlup olan insana düşen görev ise, Allah’ın farklı âlemlerde yarattığı delilleri görmeye çalışmak, Rabbimiz’in kudretini hakkıyla takdir etmektir. Ayetlerde Allah, insanları bu konu üzerinde düşünmeye şöyle çağırır:
“Ey insanlar, (size) bir örnek verildi; şimdi onu dinleyin. Sizin, Allah’ın dışında tapmakta olduklarınız -hepsi bunun için bir araya gelseler dahi- gerçekten bir sinek bile yaratamazlar. Eğer sinek onlardan bir şey kapacak olsa, bunu da ondan geri alamazlar. İsteyen de güçsüz, istenen de. onlar, Allah’ın kadrini hakkıyla takdir edemediler. Şüphesiz Allah, güç sahibidir, azizdir.” (Hac Suresi, 73-74)
Birçok hayvan ve bitki türü, bünyelerinde üretip salgıladıkları kimyasal maddelerle bazen bir düşmanı etkisiz hale getirirler, bazen de yavrularını tehlikelere karşı korurlar. Hiçbir akla ve bilince sahip olmayan bir canlının, bu salgıları üretmesi ve bunların ne işe yaradıkları hakkında doğru bir karar vererek, hangi durumlarda kullanacağını bilmesi, üstelik bu bilginin o canlı türünün bütün üyelerinde var olması bize tek bir gerçeği kanıtlar: Bu canlılara hükmeden, onlara gerekli bilgileri ilham eden ve davranışlarını yöneten güç Yüce Allah’a aittir. Bir ayette şöyle buyrulmaktadır:
“Göklerin ve yerin yaratılması ile onlarda her canlıdan türetip-yayması O’nun ayetlerindendir. Ve O, dileyeceği zaman onların hepsini toplamaya güç yetirendir.” (Şura Suresi, 29)
Sivrisineğin Lokal Anestezi Yapan Salgısı
Savunma mekanizması olarak kimyasal salgı üreten canlılardan biri sivrisinektir. Sivrisinek bir insanı ısırdığı anda, insan vücudunda bulunan bir tür savunma sistemi devreye girer ve insanın vücudundaki yara bölgesinde, mikropların girmesini engellemek ve kanı durdurmak için gerekli olan enzim salgılanmaya başlar. Bu enzim kanın pıhtılaşmasını sağlar. Kanda pıhtılaşmanın başlaması ise, sivrisineğin kan emişini imkânsız hale getirecektir. Fakat sivrisinek bunu biliyormuşçasına hareket eder ve kesici bıçaklarından birinin içinden yaraya, pıhtılaşmayı engelleyen bir salgı enjekte eder. Bu salgı “anti-coagulant” (pıhtılaşma engelleyici) özellikte bir enzim içerir. Böylece kandaki enzim etkisiz hale getirilir ve pıhtılaşma durur. Dahası bu salgı sayesinde sivrisinek kurbanına lokal anestezi (bölgesel uyuşturma) yapar. Kestiği bölgeyi uyuşturur. Bu sayede canlı, derisinin kesildiğinin ve kanının emildiğinin farkına varmaz. Deride alerjik reaksiyona, dolayısıyla da kaşınmaya neden olan da işte bu salgıdır.
Tüm bu işlem üzerinde biraz durup düşünmek, bizi çok önemli bazı sonuçlara ulaştırır. Görüldüğü gibi sivrisinek ihtiyacı olan kana ulaşabilmek için kanın pıhtılaşmasını engelleyen bir salgı üretebilecek kadar üstün bir kimya bilgisine de sahiptir. Peki böyle bir sıvının laboratuvar şartlarında bile sentezlenmesi son derece güçken, sivrisinek bu sıvıya nasıl sahip olmuştur?
Kuşkusuz sivrisineğin insan vücudundaki kanın kimyasal bileşimi hakkında bilgi sahibi olması ve sonra da bu bilgiyi değerlendirerek kendi bedeninde çözümler geliştirmesi söz konusu dahi olamaz. Açıktır ki, sivrisinekteki salgı üretimini sağlayan sistem, hem insanın hem de sivrisineğin anatomisini en ince ayrıntısına kadar bilen ve bunlara hâkim olan Yüce Rabbimiz’in yaratmasıyla var olmuştur. Bu küçücük hayvana bile kolaylıkla mağlup olan insana düşen görev ise, Allah’ın farklı âlemlerde yarattığı delilleri görmeye çalışmak, Rabbimiz’in kudretini hakkıyla takdir etmektir. Ayetlerde Allah, insanları bu konu üzerinde düşünmeye şöyle çağırır:
“Ey insanlar, (size) bir örnek verildi; şimdi onu dinleyin. Sizin, Allah’ın dışında tapmakta olduklarınız -hepsi bunun için bir araya gelseler dahi- gerçekten bir sinek bile yaratamazlar. Eğer sinek onlardan bir şey kapacak olsa, bunu da ondan geri alamazlar. İsteyen de güçsüz, istenen de. onlar, Allah’ın kadrini hakkıyla takdir edemediler. Şüphesiz Allah, güç sahibidir, azizdir.” (Hac Suresi, 73-74)