Erkekler için nâmahrem bir kadına şehvet ve lezzet kastı ile bakmak, dinimizce haram kılınmıştır. Bunlar, insanın büyük günahlara mürtekip olmasına vesile olduğu gibi, şeref, haysiyet ve imanı da yok eder. Bazı rivayetlerde böylesine büyük bir günahın zinayla eşit olduğu söylenmiş, bazılarındaysa “göz zinası” olarak nitelendirilmiştir.“[1]
Ancak bu durum eş seçiminde farklıdır. İslam dini eş seçerken kadına bakmayı sakıncasız kılmıştır. Evlenecek olan kız ve erkeğin birbirlerini sevmeleri, hayat boyunca tam bir saadetle yaşam sürmeleri için, birbirlerini görmelerinde mahzur yoktur. Dinimizce de caiz görülmüştür. Çünkü arzular, istekler değişiktir.
Aile yuvası kuracak erkek ve kadının özleyip istediği; kendisini mesut edecek, arzu ve hayallerini gerçekleştirecek bir eş, bir hayat arkadaşı bularak yuva kurması, saadet ve esenlikle, feyiz ve bereketle ömür sürmesi, yaşaması demektir. Bu nedenle her anne ve baba veya yakınlar, çocuklarını evlendirecekleri zaman erkeğin kadını iyice araştırmasını, sorup soruşturmasını, incelemesini, şeriatın buyurduğu şekilde görmesini, danışma ve istişareden sonra evlenmesini sağlamalıdır.
Erkek ve kadının birbirlerini elemeden, iyice sorup soruşturmadan, görüp tahkik etmeden alelacele evlenmeleri tehlikeli, zararlı ve de hayırsız olur. Zira, ömür boyu hayatlarını paylaşacak çiftler arasında sevgi ve muhabbet olmazsa, ne yazık ki hayatlarının sonuna kadar mutsuz ve karşılıklı sevgiden uzak bir yaşam sürmek zorunda kalacaklardır.
Evlilik sonrası yaşam için eşlerin evlenmeden önce konuşmaları, birbirlerinin düşünce ve karakterlerini öğrenmeleri, huylarını, dolayısıyla iyi ve kötü sıfatlarını bilmeleri gerekir. Zira bu hem kız, hem de erkek için hayırlı ve yararlıdır.
Biri İmam Sadık (a.s)’dan, “Evlenmek isteyen bir erkek evlenmek istediği kızın saçına ve ziynet yerlerine bakabilir mi?” diye sordu. İmam; “Eğer şehvet kastıyla olmazsa sakıncası yoktur.” şeklinde cevap verdi.”[2]
Yine İmam Sadık (a.s) bir başka hadisinde; “Evlenmek isteyen erkeğin evlenmeden önce (evlenmek istediği) kızın ziynet yerlerine bakmasında sakınca yoktur.” şeklinde buyurmuştur.[3]
BAKMANIN ŞARTLARI
Yukarıdaki rivayetlerden de anlaşıldığı üzere evlilik kastıyla bakma, caiz kılınmıştır. Ancak bakma hususunun da kendine has bir takım şartları vardır. Şöyle ki:
1- Lezzet almak kastıyla bakmamalıdır. Sonradan niyetin değişeceği bilinirse bakmaktan sakınmalıdır.
2- Evlenilecek kadına, eğer bakarak daha iyi tanınabilecekse bakılmalıdır.
3- Herhangi birini istemek veya ona bakmak için onunla evlenmenin caiz olması gerekir. Örneğin evli bir kadına veyahut boşanıp da iddetini tamamlamamış kadınlara bu amaçla bakmaktan kaçınmalıdır. Yine aynı şekilde, henüz ergenlik çağına (bulûğa) varmamış bâkire kızlara bakmak da haramdır. Erkeğin evlenemeyeceği malum olan akıl hastalarına ve yine küçük yaştaki kızlara bakması da aynı hükmü taşımaktadır.
4- Bakmadan önce veya bakıldığı an, hedef sadece evlenmek olmalıdır. Birkaç kızı bir araya getirerek veya topluluk hâlinde bir araya gelen kız veya kadınlara bu amaçla bakmak caiz değildir. Çünkü evlilikte bakış, sadece belirli şahsa bakmak şartıyla caizdir.
MÜÇTEHİTLERİN GÖRÜŞLERİ
Büyük âlimlerden olan merhum Muhammed Hasan Necefî, Cevahir-ül Kelam adlı kitabında şöyle der: Evlenilecek kadın veya kızın kendisine bakılması için izni olmazsa dahi, onunla evlenmek isteyen erkeğin evlilikten önce yüz ve ellerine bakması, Müslüman fırkalar arasında kabul edilmiş ve hiç kimse bu görüşe karşı çıkmamıştır.”[4]
Niyeti evlenmek olan birisi, evleneceği kadın veya kızın yüzüne, saçına, ellerine ve bakılması haram kılınan iki haya organı hariç, diğer ziynet yerlerine bakabilir. Bu konu tüm taklit mercilerince caiz görülmüştür. Yalnız Ayetullah Eluzma Gulpaykani kadının yüz ve ellerinden başka diğer ziynetlerine bakılması hususunda ihtiyat etmişlerdir.
Bu konuda İmam Humeyni (r.a) ise şöyle demişlerdir: Eğer bir erkek gerçekten evlenmek niyetindeyse ve aynı zamanda evliliğinin gerçekleşeceğine ihtimal veriyorsa, şehvet kastı olmaksızın, şehvet isteği baktıktan sonra uyansa da uyanmasa da kadının iki avreti dışında tüm bedenine bakabilir. Fakat kadının sadece yüzüne, ellerine, saçına ve diğer ziynet yerlerine bakılması ihtiyata uygundur.[5]
1- Vesail’uş-Şia, Kitab’un-Nikâh, böl.l, b:104.
2-Furu-uKâfi: c.5, s. 365.
3- Gurb’ül-İsnad: s.74.
4-Cevahir: c.29, s.63.
5- Tahrir’ul-Vesile, Kitab’un-Nikâh, Mesele:28.
“İslam’da Evlilik Ve Cinsel Sorunlar” kitabından alıntıdır.
Yazar:Mehdi Aksu
Ancak bu durum eş seçiminde farklıdır. İslam dini eş seçerken kadına bakmayı sakıncasız kılmıştır. Evlenecek olan kız ve erkeğin birbirlerini sevmeleri, hayat boyunca tam bir saadetle yaşam sürmeleri için, birbirlerini görmelerinde mahzur yoktur. Dinimizce de caiz görülmüştür. Çünkü arzular, istekler değişiktir.
Aile yuvası kuracak erkek ve kadının özleyip istediği; kendisini mesut edecek, arzu ve hayallerini gerçekleştirecek bir eş, bir hayat arkadaşı bularak yuva kurması, saadet ve esenlikle, feyiz ve bereketle ömür sürmesi, yaşaması demektir. Bu nedenle her anne ve baba veya yakınlar, çocuklarını evlendirecekleri zaman erkeğin kadını iyice araştırmasını, sorup soruşturmasını, incelemesini, şeriatın buyurduğu şekilde görmesini, danışma ve istişareden sonra evlenmesini sağlamalıdır.
Erkek ve kadının birbirlerini elemeden, iyice sorup soruşturmadan, görüp tahkik etmeden alelacele evlenmeleri tehlikeli, zararlı ve de hayırsız olur. Zira, ömür boyu hayatlarını paylaşacak çiftler arasında sevgi ve muhabbet olmazsa, ne yazık ki hayatlarının sonuna kadar mutsuz ve karşılıklı sevgiden uzak bir yaşam sürmek zorunda kalacaklardır.
Evlilik sonrası yaşam için eşlerin evlenmeden önce konuşmaları, birbirlerinin düşünce ve karakterlerini öğrenmeleri, huylarını, dolayısıyla iyi ve kötü sıfatlarını bilmeleri gerekir. Zira bu hem kız, hem de erkek için hayırlı ve yararlıdır.
Biri İmam Sadık (a.s)’dan, “Evlenmek isteyen bir erkek evlenmek istediği kızın saçına ve ziynet yerlerine bakabilir mi?” diye sordu. İmam; “Eğer şehvet kastıyla olmazsa sakıncası yoktur.” şeklinde cevap verdi.”[2]
Yine İmam Sadık (a.s) bir başka hadisinde; “Evlenmek isteyen erkeğin evlenmeden önce (evlenmek istediği) kızın ziynet yerlerine bakmasında sakınca yoktur.” şeklinde buyurmuştur.[3]
BAKMANIN ŞARTLARI
Yukarıdaki rivayetlerden de anlaşıldığı üzere evlilik kastıyla bakma, caiz kılınmıştır. Ancak bakma hususunun da kendine has bir takım şartları vardır. Şöyle ki:
1- Lezzet almak kastıyla bakmamalıdır. Sonradan niyetin değişeceği bilinirse bakmaktan sakınmalıdır.
2- Evlenilecek kadına, eğer bakarak daha iyi tanınabilecekse bakılmalıdır.
3- Herhangi birini istemek veya ona bakmak için onunla evlenmenin caiz olması gerekir. Örneğin evli bir kadına veyahut boşanıp da iddetini tamamlamamış kadınlara bu amaçla bakmaktan kaçınmalıdır. Yine aynı şekilde, henüz ergenlik çağına (bulûğa) varmamış bâkire kızlara bakmak da haramdır. Erkeğin evlenemeyeceği malum olan akıl hastalarına ve yine küçük yaştaki kızlara bakması da aynı hükmü taşımaktadır.
4- Bakmadan önce veya bakıldığı an, hedef sadece evlenmek olmalıdır. Birkaç kızı bir araya getirerek veya topluluk hâlinde bir araya gelen kız veya kadınlara bu amaçla bakmak caiz değildir. Çünkü evlilikte bakış, sadece belirli şahsa bakmak şartıyla caizdir.
MÜÇTEHİTLERİN GÖRÜŞLERİ
Büyük âlimlerden olan merhum Muhammed Hasan Necefî, Cevahir-ül Kelam adlı kitabında şöyle der: Evlenilecek kadın veya kızın kendisine bakılması için izni olmazsa dahi, onunla evlenmek isteyen erkeğin evlilikten önce yüz ve ellerine bakması, Müslüman fırkalar arasında kabul edilmiş ve hiç kimse bu görüşe karşı çıkmamıştır.”[4]
Niyeti evlenmek olan birisi, evleneceği kadın veya kızın yüzüne, saçına, ellerine ve bakılması haram kılınan iki haya organı hariç, diğer ziynet yerlerine bakabilir. Bu konu tüm taklit mercilerince caiz görülmüştür. Yalnız Ayetullah Eluzma Gulpaykani kadının yüz ve ellerinden başka diğer ziynetlerine bakılması hususunda ihtiyat etmişlerdir.
Bu konuda İmam Humeyni (r.a) ise şöyle demişlerdir: Eğer bir erkek gerçekten evlenmek niyetindeyse ve aynı zamanda evliliğinin gerçekleşeceğine ihtimal veriyorsa, şehvet kastı olmaksızın, şehvet isteği baktıktan sonra uyansa da uyanmasa da kadının iki avreti dışında tüm bedenine bakabilir. Fakat kadının sadece yüzüne, ellerine, saçına ve diğer ziynet yerlerine bakılması ihtiyata uygundur.[5]
1- Vesail’uş-Şia, Kitab’un-Nikâh, böl.l, b:104.
2-Furu-uKâfi: c.5, s. 365.
3- Gurb’ül-İsnad: s.74.
4-Cevahir: c.29, s.63.
5- Tahrir’ul-Vesile, Kitab’un-Nikâh, Mesele:28.
“İslam’da Evlilik Ve Cinsel Sorunlar” kitabından alıntıdır.
Yazar:Mehdi Aksu