Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Haram Kazançlar ve Necis Sayılan Unsurların Alışverişi

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Haram Kazançlar ve Necis Sayılan Unsurların Alışverişi


    Haram Kazançlar ve Necis Sayılan Unsurların Alışverişi


    Soru 1: Av idaresi ve bölge çiftçilerinin, zirai tarlalar ve otlakları korumak için avladıkları yabani domuzların, konserve yapılarak müslüman olmayan ülkelere ihracatı amacıyla satın alınması caiz midir?

    Cevap: Her ne kadar müşteri müslüman olmasa da domuz etinin insanların gıda olarak yararlanması amacıyla alım ve satımı caiz değildir. Fakat ondan hayvanların beslenmesi ya da yağının sabun yapımı sanayiinde kullanılması gibi dikkate değer ve akla dayalı helal yararlar söz konusu ise, bu durumda alım satımının bir sakıncası yoktur.


    Soru 2: Domuz eti konserve fabrikasında, gece kulüplerinde veya fesad merkezlerinde çalışmak caiz midir? Bundan kazanılan gelirin hükmü nedir?

    Cevap: Domuz eti ve şarap satmak; gece kulüpleri, fesad ve fuhuş merkezleri, kumarhane, meyhane ve benzeri yerleri yönetmek gibi haram işlerde çalışmak caiz değildir. Bu yolla kazanılan gelir haramdır ve insan buna karşılık aldığı ücretin sahibi sayılmaz.


    Soru 3: Şarap, domuz eti ya da yenilip içilmesi haram olan herşeyi, onu helâl sayan birine satmak ya da hediye etmek sahih midir?

    Cevap: Alıcı onu helâl saysa dahi, insanın, yenilmesi ve içilmesi haram olan bir şeyi, yenilmesi veya içilmesi amacıyla veya alıcının bunları yeme ve içmede kullanacağını bilerek satması ya da hediye etmesi caiz değildir.


    Soru 4: Gıda ve tüketim maddeleri satmak için bir kooperatifimiz var; bu gıda maddelerinden bazılarının murdar ya da yenilmesi haram olan şeylerden hazırlandığı dikkate alınırsa, bu malların satışından kazanılan ve hisse senedi sahiplerine dağıtılan yıllık gelirin hükmü nedir?

    Cevap: Yenilmesi haram olan gıda maddelerinin alım ve satım işlemi haram ve batıldır; ondan kazanılan para ve gelirler de haramdır ve bu gelirlerin hisse sahipleri arasında paylaştırılması caiz değildir. Eğer kooperatif malları bu haram mala karışmış ise bunların hükmü, ayrıntıları ilmihal kitaplarında zikredilen, haram mala karışmış mal konumundadır.


    Soru 5: Eğer müslüman bir şahıs, müslüman olmayan bir ülkede bir otel işletmeye açar ve çeşitli içkiler ve haram yemekleri satmak zorunda kalırsa, -zira bunları satmayacak olursa büyük çoğunluğu hristiyan olan o ülke insanları yemekle birlikte içki içtiklerinden, içki sunmayan bir otele gitmeyeceklerdir- bu şahsın haram işlerden kazandığı tüm gelirleri şer'i yöneticiye vermek niyetinde olduğu dikkate alındığında bu iş onun için caiz midir ?

    Cevap: Müslüman olmayan ülkelerde otel ve restoran açmanın bir sakıncası yoktur. Fakat içki ve haram yemekler satmak, müşteri bunları helal bilse bile haramdır. Şer'i yöneticiye vermek amacıyla da olsa, bu paranın alınması caiz değildir.


    Soru 6: Müslüman bir ferdin, küfür diyarında gayrimüslimlere domuz eti veya murdar et gibi yenilmesi haram olan şeyler içeren yiyecekler ya da alkollü içkiler sunması caiz midir? Bunun aşağıdaki durumlarda hükmü nedir?

    a) Bu gıda maddeleri ve alkollü içkiler kendisine ait olmayıp, bunların satımından kendine herhangi bir kar sağlamıyorsa ve bu adamın işi sadece onları helal yiyecek maddeleriyle birlikte müşteriye sunmak ise.

    b) Müslüman olmayan biriyle o iş yerine ortak ise, müslüman ortak helal şeylere ve gayrimüslim ortak da alkollü içkilere ve haram yiyeceklere sahip ise ve her biri ayrı ayrı kendi malının karını elde ediyorsa.

    c) Sahibi müslüman veya gayrimüslim olan, haram yiyecekler ve alkollü içkiler satılan yerde sadece sabit bir ücretle çalışırsa.

    d) Haram yiyecek ve alkollü içkiler satılan yerde işçi veya ortak olarak çalışıyor, fakat şahsen bunların alım satımıyla uğraşmıyorsa ve mallar da kendisine ait değilse ve orada sadece gıda maddelerinin hazırlanıp satılmasına katkıda bulunuyorsa; müşteriler de alkollü içkileri satış yerinde içmiyorlarsa, bu durumda onun işinin hükmü nedir?

    Cevap: Sarhoş edici alkollü içkileri ve haram yiyecekleri sunmak ve satmak, bunların satıldığı yerlerde çalışmak, bunların yapımına, alım satımına katkıda bulunmak ve bu konuda başkasının emrini yerine getirmek şer'an haramdır. Bunda o kimse ister günlük işçi olarak çalışsın, ister sermayeye ortak olsun, haram gıda maddeleri ve alkollü içecekler ister tek başına sunulsun veya satılsın, ister helal olan yiyeceklerle birlikte satılsın ve yine o kimsenin işi ister kâr payı veya ücret almak suretiyle olsun, ister ücret almaksızın çalışsın, aralarında fark yoktur ve şer'an haramdır. Bu durumda iş sahibi veya ortağının müslüman veya gayrimüslim olması, müslüman veya gayrimüslim müşteriye sunulması veya satılması arasında hiç bir fark yoktur. Genel olarak her müslümana, yenilmesi haram olan yiyeceklerin yenilmesi amacıyla ve sarhoş edici alkollü içkilerin içilmesi amacıyla yapımından, alım satımından ve bunlardan gelir sağlamaktan kaçınması farzdır.



    Çeşitli Çalışma Alanları


    Soru 7: İran İslâm Cumhuriyeti'nde polis, trafik polisi, gümrük memuru ve maliye memuru olmanın hükmü nedir? Acaba bazı rivayetlerde geçen, "İnsanların işlerini devlete rapor eden (istihbaratçı) ve vergi tahsil eden maliye ve gümrük memurlarının duası kabul olmaz" rivayeti bunları da kapsar mı?

    Cevap: Kanunlara, kurallara uygun olduğu takdirde onların yaptığı işin herhangi bir sakıncası yoktur. Zahiren rivayette geçen "memur ve vergi tahsil edenler" sözünden zalim ve tağutî rejimlerin hizmetinde görev yapanlar kastedilmiştir.


    Soru 8: Bazı kadınlar ailelerinin geçimlerini sağlamak için kuaförlerde çalışıyorlar; acaba bu iffetsizliğin yayılmasına bir sebep veya İslâm toplumunun iffetini tehdit eden bir iş değil midir ?

    Cevap: Kuaförlük ve kadınlara makyaj yapmanın ve bunun için ücret almanın namahrem kişilere göstermek amacı taşımaması şartıyla herhangi bir sakıncası yoktur


    Soru 9: Şirketlerin aracılık yapmak, işverenle işçileri ve ustaları uzlaştırmak karşılığında ücret almalarının hükmü nedir?

    Cevap: Mubah bir iş karşılığında ücret almanın sakıncası yoktur.


    Soru 10: Devlet dairelerinde ve müesseselerde cemaat namazı kıldırmak, dini irşad ve tebliğde bulunmak karşısında aylık maaş almak caiz midir?

    Cevap: Gidiş geliş masrafları veya mükellefe şer'an farz olmayan hizmetler karşısında ücret almasının şer'an sakıncası yoktur.


    Soru 11: Mal satımında müsaade edilen kâr miktarı ne kadardır?

    Cevap: Kâr etmenin belirlenmiş bir sınırı yoktur; dolayısıyla aşırılık, haksızlık sınırına ulaşmaz ve devlet kurallarına da aykırı olmazsa sakıncası yoktur; ancak daha faziletli ve hatta müstehab olan, satıcının geçimine yetecek miktar karla yetinmesidir.



    Gayri Müslimlerle Ticari İlişkiler


    Soru 12: Gayrimüslimlerle yapılan pazarlık ve alışveriş ilişkilerinde daha fazla malî ve bilimsel yarar sağlamak amacıyla farkına varmadıkları durumlarda hile yapmanın, yalan söylemenin ve aldatmanın hükmü nedir?

    Cevap: Alışverişte karşı taraf gayrimüslim de olsa yalan söylemek, hile yapmak ve aldatmak caiz değildir.


    Soru 13: İsrail mallarını ithal etmek ve dağıtmak caiz midir? Eğer zaruret gereği ithal edilmiş olursa, bu malları satmak caiz olur mu?

    Cevap: İslam ve müslümanların düşmanı olan gasıp İsrail rejiminin yararına olan ticari ilişkilerden sakınmak gerekir. İsrail'in, yapım ve satımından yararlandığı malları ithal etmek ve dağıtmak hiç kimseye caiz değildir. İslam ve müslümanlara zarar vermesi ve bir çok olumsuz yönleri bulunması nedeniyle müslümanların da İsrail mallarını satın almaları caiz değildir.


    Soru 14: Tacirlerin, İsrail mallarını ithal etmeleri ve İsrail'e karşı uygulanan ekonomik ambargoyu kaldıran ülkelerde dağıtmaları caiz midir?

    Cevap: İşgalci İsrail rejiminin yapım ve satımından yararlandığı malları ithal etmek ve dağıtmaktan sakınmak farzdır.


    Soru 15: Müslümanların, bir İslam ülkesinde satılan İsrail mallarını satın almaları caiz midir?

    Cevap: Bütün müslümanlara, üretim ve satım kârı, İslam ve müslümanlarla savaş halinde olan siyonistlere dönen malları satın almak ve kullanmaktan sakınmak farzdır.


    Soru 16: İslam ülkelerinde İsrail'e tur düzenleyen seyahat acenteleri açmak caiz midir? Müslümanlar bu acentelerden bilet satın alabilirler mi?

    Cevap: İslam ve müslümanlara zararlı olduğu için bu iş caiz değildir. Bunun gibi müslümanlarla savaş halinde olan düşman İsrail'e karşı müslümanlarca uygulanan ambargoyu ihlal eder mahiyette teşebbüslerde bulunmak hiç kimseye caiz değildir.


    Soru 17: Muhtemelen İsrail'i destekleyen yahudi, Amerikan ve Kanada şirketlerinin ürünlerini satın almak caiz midir?

    Cevap: Bu ürünlerin alım ve satımları gasıp İsrail rejiminin güçlenmesine neden olur veya İslam ve müslümanlara karşı düşmanlıklarında kullanılırsa, kimsenin onları satın alması ve satması caiz değildir; aksi durumda sakıncası yoktur.


    Soru 18: İsrail malları İslam ülkelerine girdikten sonra tacirlerin onların bir bölümünü satın alarak halka satmaları ve dağıtmaları caiz midir?

    Cevap: Bu süreçteki fesad dikkate alınarak, onların bu işi caiz değildir.


    Soru 19: Bir İslam ülkesini umumi ticaret merkezlerinde İsrail malları sunuluyorsa, müslümanların kendi ihtiyaçlarını İsrail'e ait olmayan mallarla gidermeleri mümkün olmasına rağmen İsrail mallarını satın almaları caiz midir?

    Cevap: Her müslümana, üretim ve satış kârları İslam ve müslümanlarla savaş halinde olan siyonistlere dönen malları satın almaktan ve kullanmaktan sakınmak farzdır.


    Soru 20: Müslümanların İsrail'e ait olduğunu anlayacak olurlarsa ticari malları satın almayacaklarını dikkate alan tacirler, müslüman müşterilerin o malların İsrail'e ait olduğunu anlamamaları için Kıbrıs gibi ülkelerde, İsrail mallarının üzerindeki etiket ve orijin belgesini değiştirerek bu ülkeler aracılığıyla yeniden ihraç etmektedirler. Böyle bir durum karşısında müslüman nasıl davranmalıdır?

    Cevap: Müslümanlar bu gibi malları satın almaktan, dağıtmaktan ve kullanmaktan kaçınmalıdırlar.


    Soru 21: Amerikan mallarının alım satımının hükmü nedir? Fransa ve İngiltere gibi Batı ülkeleri de bu kapsama girer mi? Acaba bu yükümlülük sadece İran'a mı özgüdür, yoksa başka ülkeleri de kapsar mı?

    Cevap: Müslüman olmayan ülkelerden ithal edilen malları satın almak ve kullanmak, İslam ve müslümanlara düşman olan sömürgeci kafir rejimleri güçlendirirse veya onların İslam ülkesine veya dünyanın dört bir yanındaki müslümanlara yönelik saldırıları için gereken maddi güçlerini artırırsa, müslümanların şer'an onları satın almak ve kullanmaktan sakınmaları farzdır; bu konuda satın alınan mallar arasında ve yine İslam ve müslümanlara düşman olan kafir devletler arasında hiçbir fark yoktur ve bu hüküm sadece İran’lı müslümanlarla sınırlı değildir.


    Soru 22: Kârları kafir devletlere dönen ve onların güçlenmesine sebep olan kurumlarda ve iş yerlerinde çalışan kimseler ne yapmalıdırlar?

    Cevap: Kârları müslüman olmayan ülkelere dönse bile, meşru işlerle kazanç sağlamak, özü itibariyle sakıncasızdır. Ancak bu rejim İslâm ve müslümanlarla savaş halinde olursa ve müslümanların çalışmalarının ürünleri bu savaşta kullanılırsa, bu kurumlarda çalışmak caiz olmaz.



    Sosyal İlişkiler


    Soru 23: Müstehcen müzik parçalarının dinlendiği toplantı ve meclislerde bulunmak caiz midir? Onun günah nitelikli müzik olup olmadığında şüphe edilirse, sorumluları bu müzikleri çalmak veya yayınlamaktan alıkoymanın imkansız olduğu da göz önünde bulundurulursa hüküm nedir?

    Cevap: Günah ve eğlence toplantılarına özgü tahrik edici müzik çalınan ve şarkı-türkü söylenen meclislerde bulunmak, onları dinlemeye ve onaylamaya sebep olursa caiz değildir. Fakat mevzuda şüphe edilirse orada bulunmanın ve onları dinlemenin haddizatında bir sakıncası yoktur.


    Soru 24: İnsanın bazen dini makamlara veya diğer müminlere iftira atmak gibi uygun olmayan sözleri dinlemek zorunda kaldığı meclis ve toplantılara katılmasının hükmü nedir?

    Cevap: Sırf orada bulunmak, gıybeti dinlemek, haram bir işi onaylamak ve yaymak gibi haram bir konumu gerektirmezse özü itibariyle sakıncası yoktur; fakat münkerden sakındırmak, şartları oluştuğu zaman farz olur.


    Soru 25: Bazı müslüman olmayan ülkelerde düzenlenen toplantılara katılan misafirlere alkollü içkiler sunulmaktadır; acaba bu toplantılara katılmak caiz midir?

    Cevap: İçki içilen toplantılarda bulunmak zaruret dışında caiz değildir; zaruret halinde ise zaruret miktarıyla yetinilmelidir.



    Müzik


    Soru 26: Helal müziği haram müzikten ayıran şey nedir ? Klasik müzik helal midir ? Bu konuda bize bir ölçü verebilir misiniz ?

    Cevap: Örfe göre günah ve eğlence meclislerine uygun olan eğlendirici ve tahrik edici müzik haramdır. Bu alanda klasik müzikle diğer müzikler arasında hiçbir fark yoktur. Mevzunun teşhisi mükellefin örfî görüşüne bırakılmıştır. Böyle olmayan müziğin bir sakıncası yoktur.


    Soru 27: Dinî kurum ve müesseselerce sakıncasız olduğu söylenen müzikleri dinlemenin hükmü nedir? Keman, viyola ve ney gibi müzik aletlerini kullanmanın hükmü nedir?

    Cevap: Söz konusu müzikleri dinlemenin caiz olması, mükellefin kendi teşhisine bağlıdır; mükellef eğer müziğin, eğlence meclislerine uygun neşelendirici unsurları içermediği ve içinde batıl sözler de olmadığı sonucuna varırsa, onu dinlemesinin sakıncası yoktur. Dolayısıyla, sırf bir dinî kurum ve müessese tarafından sakıncasız olduğunun söylenmesi, onun mubah olması için şer'î bir delil teşkil etmez. Müzik aletlerini, eğlence ve günah meclislerine uygun olan tahrik edici ve eğlendirici müziklerde kullanmak caiz değildir; ama bu aletlerden makul amaçlar için helâl olarak yararlanmanın sakıncası yoktur. Örneklerin teşhisinde ölçü, mükellefin kendi görüşüdür.


    Soru 28: Neşelendirici ve eğlendirici müzikten maksat nedir? Neşelendirici ve eğlendirici müziklerle diğer müzikleri ayırt etmenin yolu nedir?

    Cevap: Neşelendirici ve eğlendirici müzik, sahip olduğu özellikleri nedeniyle insanı Allahu Teala'dan ve ahlaki erdemlerden uzaklaştıran, laubaliliğe ve günaha sürükleyen müziktir. Mevzunun teşhisinde örfe baş vurulması gerekir.


    Soru 29: Müzik hakkında hüküm verirken çalgıcının kişiliğinin, çalgı yerinin ve amacının etkisi var mıdır?

    Cevap: Haram müzik, eğlence ve günah meclislerine uygun olan, olumsuz yönde insanı etkileyen, coşturan ve neşelendiren müziktir; bazen çalgıcının kişiliği veya çalgıyla söylenen söz, çalgı yeri ve diğer şartlar, müziğin, haram olan eğlendirici ve tahrik edici müziğin veya bir başka haramın kapsamına girmesinde etkili olabilir; örneğin bu özellikler, fesadın bunu izlemesi sonucunu doğurabilir.


    Soru 30: Sahibi sürekli müzik dinleyen bir yerde çalışıyorum ve dolayısıyla istemeden bunları dinlemek zorunda kalıyorum; acaba benim için bu caiz midir?

    Cevap: Eğer kasetler eğlence ve günah meclislerine uygun olan eğlendirici teganni ve müzik parçaları içeriyorsa, onları dinlemek caiz değildir. Fakat o iş yerinde bulunmak zorunda iseniz, oraya gidip çalışmanızın sakıncası yoktur; bununla beraber istemeyerek duymak zorunda olsanız bile, bu tür müzikleri dinlememeniz gerekir.


    Soru 31: İran İslâm Cumhuriyeti radyo ve televizyon kanallarından yayınlanan müziklerin hükmü nedir? İmam Humeyni'nin (r.a) mutlak surette müziğin helal olduğunu açıkladığı söylenmektedir; acaba bu doğru mudur?

    Cevap: İmam Humeyni'nin müziğin mutlak surette helâl olduğunu söylediği yalan ve iftiradır. İmam Humeyni (r.a) eğlence ve günah meclislerine uygun olan eğlendirici ve neşelendirici müzikleri haram bilmekteydi; nitekim bu hususta bizim de görüşümüz aynıdır. Fakat görüş farklılıkları, mevzunun teşhisinden kaynaklanmaktadır; çünkü mevzunun teşhisi mükellefin kendisine bırakılmıştır; dolayısıyla bazen çalgıçla dinleyicinin teşhisi farklı olabilir. Bu durumda mükellefe göre günah meclislerine uygun olan eğlendirici müziği dinlemesi haramdır. Fakat şüpheli müziklerin helalliğine hükmedilir. Ve bir müziğin sırf (İran İslam Cumhuriyeti’ndeki) radyo ve televizyondan yayınlanması, onun helal ve mubah oluşuna dair şer'î delil teşkil etmez.


    Soru 32: Bazen radyo ve televizyondan, bence eğlence ve günah meclislerine uygun olan müzikler yayınlanmaktadır; acaba bunları dinlemekten kaçınmam ve diğerlerini de engellemem gerekir mi?

    Cevap: Sizce o müzikler, eğlence ve günah meclislerine uygun olan eğlendirici ve neşelendirici türdense, onları dinlemeniz caiz değildir. Fakat münkerden nehyetme açısından diğerlerini sakındırmanız, onların da söz konusu müziğin, haram müzik türünden olduğu hususunda sizinle aynı görüşü paylaştıklarını bilmenize bağlıdır.


    Soru 33: Batı ülkelerinde üretilen eğlendirici müzikleri ve tegannileri dinlemenin ve dağıtmanın hükmü nedir?

    Cevap: Eğlence ve günah meclislerine uygun olan eğlendirici ve neşelendirici müziğin çalınması ve dinlenmesinin haram oluşunda, diller ve üretilen ülkeler arasında hiçbir fark yoktur; dolayısıyla günah nitelikli teganni veya haram müzikleri içeriyorlarsa, bu tür kasetlerin dağıtımı, alım satımı ve dinlenmesi caiz değildir.


    Soru 34: Kadın ve erkeğin ister enstrüman eşliğinde olsun, ister olmasın radyo veya kasetten şarkı-türkü söylemelerinin hükmü nedir?

    Cevap: Eğlence meclislerine uygun olarak söylenen şarkı-türkü şer'an haramdır. İster erkek söylesin, ister kadın, ister canlı olsun, ister kasetten, ister müzik aletleri eşliğinde olsun, ister olmasın, şarkı-türkü söylemek ve dinlemek caiz değildir.


    Soru 35: Ülkelerin millî mirası olan geleneksel ve folklorik müzikler haram mıdır?

    Cevap: Örfte, halk arasında günah meclislerine uygun haram müziklerden sayılan her şey mutlak suretle haramdır; bu hususta ülkeler arasında ve geleneksel müziklerle diğerleri arasında hiçbir fark yoktur.


    Soru 36: Müzik aletlerinin alım satımının hükmü nedir? Bunları kullanmanın sınırı nedir?

    Cevap: Eğlendirici olmayan müzikler çalmak amacıyla ortak amaçlı (hem helâl müzikler ve hem de haram müzikler için) kullanılan müzik aletlerinin alım satımının sakıncası yoktur.


    Soru 37: Günah ve eğlence meclislerinde yaygın olmayan aletlerle, bir müzik enstrümanı eşliğinde Kur'an okumak caiz midir?

    Cevap: Kur'an-ı Kerim'in ayetlerini güzel bir şekilde ve Kur'an'ın şanına yakışır nağmelerle okumanın sakıncası yoktur; hatta haram olan teganni haddine ulaşmaması kaydıyla tercih edilir bir şeydir; fakat müzik enstrümanı eşliğinde Kur'an okumak şer'an doğru değildir.



    Sermaye


    Soru 38: İslam'da sermayeye dayalı ekonomik sistem veya kapitalizmin hükmü ve sınırları nedir? Ve acaba yoksul ve zavallıların haklarını veren birisinin çok servet sahibi olması mümkün müdür? İslam'ın kapitalizmle mücadelesi sadece humus ve zekat vermeyen kimselerle mi sınırlıdır, yoksa bu mücadele humus ve zekat veren müslümanları da kapsamına alır mı? Ve esasen mallarına taalluk eden şer'i hakları veren bir kimsenin zenginliğin zirvesine ulaşması mümkün müdür?

    Cevap: Zenginlerin mallarına taalluk eden şer'i haklar sadece humus ve zekatla sınırlı değildir. Öte yandan İslam da servet arttırmaya karşı değildir. Şu şartla ki, servet toplama meşru yollardan olmalı; kişi, malına taalluk eden bütün şer'î hakları ödemeli ve şer'an helal ve aynı zamanda İslam ve müslümanların yararına olan yollarda kullanılmalıdır. İnsanın bu hususları gözeterek büyük bir servete kavuşmasının sakıncası yoktur.


    Sigorta


    Soru 39: Hayat sigortasının hükmü nedir?

    Cevap: Bunun şer'an sakıncası yoktur.



    Tıbbi Sorunlar


    Soru 40: Hastanın hayatını kurtarmada böbrek naklinin önemine binaen doktorlar, kendi istekleriyle böbreklerini hediye etmek veya satmak isteyenler için bir böbrek bankası kurmak istiyorlar; bu durumda, insanın böbreğini veya bedeninin herhangi bir organını kendi isteğiyle hediye etmesi veya satması caiz midir? Zaruret durumunda bunun hükmü nedir?

    Cevap: Mükellefin hayattayken böbreğini veya bedeninin herhangi bir organını hastaların yararlanması için hediye etmesi veya satması, kendisine kayda değer bir zararı yoksa sakıncasızdır; hatta bazen saygın bir canı kurtarmak buna bağlı olur da kişi için hiçbir zorluğu veya zararı da yoksa bu iş farz olur.


    Soru 41: Bazı kişiler, beyinlerinin uğramış olduğu tedavisi mümkün olmayan travmalar sonucu büsbütün beyinsel faaliyetlerini kaybederek tam bir komaya girerler. Teneffüs edemez, fiziksel etki ve ışığa karşı refleks gücünü yitirirler. Bu gibi durumlarda normale dönme ihtimali yoktur. Sadece otomatik kalp atışları kalır ki bu da sunî teneffüs cihazı yardımıyla gerçekleştirilir. Hastanın bu durumu birkaç saat veya en fazla birkaç gün devam eder. Tıp biliminde her türlü iradî hareketi, duyu ve şuuru yok olan bu duruma bitkisel hayat denir. Öte yandan hayatları, bitkisel hayat aşamasında yaşayan insanlardan alınacak organlara bağlı olan birtakım hastalar var. Bu durumda, öteki hastaların hayatını kurtarmak için bitkisel hayatta yaşayan hastanın organlarından yararlanmak caiz midir?

    Cevap: Başkalarının hastalığını tedavi etmek için soruda açıklanan özelliklere sahip olan bedenin organlarından yararlanmak, onun ölümünün çabuklaşmasına veya hayatını tamamen kaybetmesine sebep olacaksa caiz değildir. Aksi durumda bu uygulama onun daha önce vermiş olduğu izinle olursa veya saygın bir canın kurtuluşu, ihtiyaç duyulan organa bağlı olursa sakıncası yoktur.


    Soru 42: Ölümümden sonra bedenimden yararlanılması için organlarımı hediye etmek istiyorum. Bu isteğimi sorumlulara bildirdim. Onlar da bu isteğimi vasiyetnamemde kaydetmemi ve mirasçılarıma da bildirmemi söylediler. Acaba böyle bir hakka sahip miyim?

    Cevap: Başka birisinin hayatını kurtarmak veya hastalığını tedavi etmek için ölünün organlarından yararlanılmasının sakıncası yoktur. Bunu vasiyet etmeye de bir engel yoktur. Ancak birini küçük düşürecek şekilde dudağını, burnunu, kulağını vb. kesmek veya kesilmesi örfen cenazenin saygınlığının çiğnenmesi sayılan organlar müstesna tutulmalıdır.


    Soru 43: Estetik ameliyatı yaptırmanın hükmü nedir?

    Cevap: Bu fiilin özü itibariyle bir sakıncası yoktur.



    Eğitim ve Öğretim


    Soru 44: İnsan karşısına çıkacak konulara dair şer'î hükümleri öğrenmezse günah işlemiş olur mu?
    Cevap: Hükümleri öğrenmemesi sonucunda bir farzı terk eder veya bir haramı işlerse, günah işlemiş olur.


    Soru 45: İlim tahsilinde gevşek davranmanın, tembellik etmenin ve yine vakti boşuna geçirmenin hükmü nedir? Acaba haram mıdır?

    Cevap: Vakti boş yere ve batıl şeylerle geçirmenin sakıncası vardır. Mükellef durumundaki öğrenci, eğer öğrenciler için tahsis edilen imkânlardan yararlanıyorsa, belirlenmiş ders programına uyması gerekir; aksi durumda burs ve aylık mali yardımlar gibi imkânlardan yararlanması caiz olmaz.


    Soru 46: Dinî medreselerde felsefe dersi almak ve vermek caiz midir?

    Cevap: Bir kimse, felsefenin dinî inançlarını sarsmayacağından emin olursa, onun felsefe dersi almasının ve vermesinin sakıncası yoktur; hatta bazı durumlarda felsefeyi öğretmek ve öğrenmek gerekli de olabilir.


    Soru 47: "Şeytan Ayetleri" kitabı gibi sapık kitapların alım satımının hükmü nedir?

    Cevap: Sapık kitapların alım satımı ve muhafazası caiz değildir. Ancak bunları reddedecek ilmî güce sahip olan kimsenin bunları cevaplamak amacıyla almasının sakıncası yoktur.


    Soru 48: Günümüzde İslam dini ve müslümanlar için hangi bilimsel uzmanlık dallarını öğrenmek daha yararlıdır?

    Cevap: Bilginler, üniversite öğrencileri ve öğretim üyelerinin müslümanların ihtiyaç duyduğu bütün ihtisas dallarını ve yararlı bilimleri önemsemeleri, böylece yabancılara, özellikle İslâm ve müslümanların düşmanlarına muhtaç olmamaları gerekir. Bunların hangisinin daha yararlı olduğunun teşhisi, mevcut şartları göz önünde bulunduracak ilgili sorumlulara aittir.


    Soru 49: Bir öğretmen sınıfta öğrencilerin karşısında bir öğrenciyi cezalandırmıştır; öğrencinin öğretmenine misilleme yapması caiz midir?

    Cevap: Öğrencinin, öğretmen ve hocanın makamına lâyık olmayan bir şekilde karşılık vermeye hakkı yoktur ve öğretmenin saygınlığını ve sınıfın düzenini koruması farzdır; ancak kanunî yollara başvurabilir. Nitekim öğretmenin de arkadaşlarının karşısında öğrencinin saygınlığını gözetmesi ve İslamî eğitim adabını gözetmesi farzdır.



    Göç ve Siyasî Sığınma


    Soru 50: Yabancı ülkelere siyasi sığınma talebinde bulunmanın hükmü nedir? Siyasi sığınma hakkı almak için gerçek dışı bir olay uydurmak caiz midir?

    Cevap: Gayri İslâmî bir devlete siyasi sığınmada bulunmanın herhangi bir fesada sebep olmadığı sürece sakıncası yoktur. Ancak sığınma hakkı almak için yalana baş vurmak ve gerçeği olmayan şeyler uydurmak caiz değildir.


    Soru 51: Müslüman birinin gayri İslami bir ülkeye göç etmesi caiz midir?

    Cevap: Dinden sapmasından kaygı duyulmadığı takdirde bunun sakıncası yoktur ve bu kişinin gittiği yerde dinini ve mezhebini korumak için ihtiyatlı olmasına ilâveten gücü yettiği kadar İslâm ve müslümanları savunması da farzdır.



    Sigara ve Uyuşturucu Kullanmak


    Soru 52: Devlet dairelerinde ve umumi yerlerde sigara içmenin hükmü nedir?

    Cevap: Dairelerin ve umumi yerlerin dahili kurallarına aykırı olursa veya başkalarının rahatsız olmasına, incinmesine ya da onlara bir zarar ulaşmasına ortam hazırlarsa caiz değildir.


    Soru 53: Kardeşim uyuşturucu bağımlısı olmakla birlikte uyuşturucu kaçakçılığı da yapmaktadır. Bu durumda onu bundan alıkoymaları için ilgili resmî makamlara haber vermem farz mıdır?

    Cevap: Kötülükten sakındırmak size farzdır; onun uyuşturucu kullanmayı terk etmesi için ona yardım etmeniz, onun uyuşturucu kaçakçılığı yapmasını, satmasını ve dağıtmasını engellemeniz gerekir; eğer onun durumunu yetkili makamlara bildirmek, bu konuda ona yardımcı olacaksa veya bu iş onu kötülükten sakındırmanın bir gereği sayılırsa bildirmeniz farz olur.


    Soru 54: Hastalığı, uyuşturucu madde kullanarak tedavi etmek caiz midir? Eğer caiz ise acaba mutlak olarak mı caizdir, yoksa tedavi yönteminin sadece uyuşturucuyla sınırlı olduğu durumda mı caizdir?

    Cevap: Eğer hastalığın tedavisi, güvenilir bir doktorun teşhis ve izniyle herhangi bir şekilde uyuşturucu madde kullanmaya bağlı ise sakıncası yoktur.


    Batı’lılaşma


    Soru 55: Üzerine yabancı fotoğraflar ve yazılar basılmış elbiseleri giymek caiz midir? Bu, Batı kültürünü yaymak sayılır mı?

    Cevap: Toplumu ifsat edecek nitelikte olmadıkça bu elbiseleri giymenin özü itibariyle bir sakıncası yoktur. Ancak bunun İslam kültürüyle çelişen yanlarıyla Batı kültürünü yaymak olup olmadığı örfün görüşüne bırakılmıştır.


    Soru 56: Son zamanlarda yabancı elbiselerin ithali, alım satımı ve kullanımı oldukça yaygınlaşmıştır; Batı kültürünün İslâm İnkılabı’na yönelik saldırılarının arttığı göz önünde bulundurulduğunda bunun hükmü nedir?

    Cevap: Elbiselerin sırf gayri İslami ülkelerden ithal edilmiş olması onların ithali, alım satımı ve kullanılması için sakınca teşkil etmez. Fakat bunların arasından, giyilmesi İslâm ahlâkı ve iffetiyle çelişen veya İslam kültürüne düşman olan Batı kültürünü yaymak anlamına gelebilecek giysileri ithal etmek, almak, satmak ve giymek caiz değildir. Bunu engellemeleri için ilgili sorumlulara müracaat edilmesi gerekir.


    Soru 57: Amerikan elbisesi giymenin hükmü nedir?

    Cevap: Sömürgeci rejimlerin ürettiği elbiseleri giymek, sırf İslâm düşmanlarının mamulü olması açısından bir sakınca doğurmaz. Fakat bu iş düşmanın gayri İslamî kültürünün yayılmasını beraberinde getirir veya bu iş onların İslam ülkelerini sömürmek ve istismar etmek yönünde iktisatlarını güçlendiriyorsa ya da İslam devletinin iktisadına zarar verici sonuçlar doğuruyorsa sakıncalıdır; hatta bazı durumlarda caiz değildir.


    Soru 58: Günümüzde İslam toplumlarına yönelik olarak sürdürülen kültürel savaşa karşı koyma mücadelesinde kadınların görevleri nelerdir?

    Cevap: Kadınların en önemli vazifelerinden biri İslami örtülerini korumaları, yaymaları ve düşmanın kültürüne öykünme anlamına gelebilecek giyim ve kuşamdan kaçınmalarıdır.


    Soru 59: Bazı müslümanlar hristiyan bayramlarında tören düzenlemektedirler; bunun bir sakıncası var mıdır?

    Cevap: Hz. İsa'nın (Allah'ın selâmı peygamberimizin ve onun üzerine olsun) doğum gününü kutlamanın sakıncası yoktur.

YUKARI ÇIK
Çalışıyor...
X